BU SEÇİMDEN HERKES PAYINI ALACAK

Önce peşin peşin oduna ceket giydirme modası gerilerde kaldı diye söze başlayalım, böylece çok önemli bir hassasiyet vurgusu yapmış olalım.

Ekmeleddin bey yapmış olduğu bir açıklamada kendisinin CHP li olmadığını söyledi. Onun yaptığı bu açıklamayı bizzat ağzından duydum.

Haydaaaa kizir oğlu Mustafa bey demek var ya işte öyle bir şey.

Ekmeleddin bey CHP si ve MHP sinin işbirliği ile Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmedi mi?

CHP li değilseniz, o zaman MHP lisiniz.

Zira Ekmeleddin bey CHP li olmadığını söyledi ama, MHP li olmadığı konusunda bir şey söylemedi.

Hele CHP li olmadığını söylediği gibi MHP li olmadığını da söyleseydi, başına ne tür işler gelirdi, başta Bahçeli olmak üzere tüm MHP liler, bir anda tekliflerini nasıl da geri çekerlerdi, o zaman görürdük.

Beyim siz CHP li olmasanız bile artık nezaket gereği, evet ben hiçbir siyasi partinin bünyesinde siyaset yapmadım, şimdi aday olduğum makam da öyle tek bir parti siyasetine kurban edilecek bir yer değil, zaten o sebeple ben, şu andan itibaren hem CHP li, hem MHP li, hem Ak Partili, hem HDP li, hem BBP li, hem Saadet Partili, el hasılı bu ülkenin bütün siyasetinin bir hülasasıyım, seçilmem halinde bundan böyle de aynı statüyü büyük bir özveri ile koruyacağımı belirtmek istiyorum, deseydi daha şık olmaz mı idi?

Neyse bunlar büyük insanlar, elbette ne söyleyeceklerini bizden iyi bilirler.

İşte o yüzden başını Deniz Baykal’ın çekmiş olduğu büyük bir gurup CHP Milletvekili Ekmeleddin Beyin aday gösterilmesi ile ilgili teklif metnine imza atmayacaklarını ifade ettiler.

Ancak bu gurup Kemal Bey ile ipleri tümden koparmak istemediklerinden aday da çıkarmayacaklar. Seçimlerin sonucunu bekleyerek, CHP içersinde bir hesaplaşmaya gidip gitmeyeceklerine o zaman karar verecekler.

Ekmeleddin bey CHP ve MHP nin toplam oy miktarı olan % 44 lerin üstüne çıkar da seçimi kıl payı kaçırmak gibi bir imkanı elde ederse, Kemal Kılıçdaroğlunun eli güçlenecek ve kimse onun karşısına çıkıp da neden daha işin başında kendisinin CHP li olmadığını söyleyen birisini Cumhurbaşkanı adayı gösterdin sorusunu soramayacak. Ekmeleddin bey bu oranlara yaklaşmayıp ta, yüzde 44 ün altında bir oy nisbeti ile seçimden mağlup çıkarsa, siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü.

Muhalif gurup derhal harekete geçecek ve CHP sini seçimli kurultay yapmaya zorlayacaklardır. Bu seçim öyle görünüyor ki, Ekmeleddin beyin olduğu kadar, Kemal Kılıçdaroğlunun da seçimi bir anlamda. Başarı Kemal beyin de başarısı, başarısızlık Kemal beyin de başarısızlığı olarak kayda geçecektir.

Ya bir de Ekmeleddin bey Cumhurbaşkanlığını kazanır ise, muhtemel bir iktidar yolunun tek başına olmasa da MHP ile koalisyon şeklinde kendilerine açılmış olduğuna inanacaklardır. Ve hiç kuşkusuz siyaset eli yeniden karılacaktır.

Yalova ve Ağrı da yenilenen Belediye seçimlerinde muhalefet adaylarının kazanmasında, bu iş oluyormuş inancının kimi yerlerde iyiden iyiye parlatıldığına şahit oldum.

İnanmayacaksınız ama Ağrıda MHP lilerin BDP adayı Sırrı Sakık’a oy verdiğini duyduğumda, küçük dilimi yutacak gibi oldum. Yok ya böyle bir şey olamaz dedim, ama karşımdaki insan alel usul birisi olmadığından, itirazımı mukni delilleri ve sayıları ile ortaya koydu. Yapacak bir şey yoktu. Ya Yalova seçimleri? Orada da herkes Ak Partiye karşı birleşince Belediye CHP ye gitti.

Bir zamanlar Anap’ta odun koysan seçtiririz diyen çok bilmişler, daha sonra Ak Partide ceketinizi koysanız seçimi alırsınız noktasına getirmişlerdi işi.

İktidar partisinden bu 12 yıllık süreçte elbette çok kırılanlar, dökülenler oldu. Hemen her ilde birkaç kez il başkanları değişti. Şimdi yeni, yepyeni bir operasyon yürütülüyor. Diyarbakır’da değişen il başkanı sayısını inanın unuttum. Hadi Diyarbakır netameli bir şehir olarak algılanıyor, ya Ankara’ya ne olmuştu ki, İl Başkanı görevinden alındı, istifa ettirildi.

Her seçimin bu ülkede bir anlamı var, 2015 Milletvekili Genel Seçiminin yapılacağı bir yıl ve o günlere çok az zaman kaldı, işte o sebeple Cumhurbaşkanının halk tarafından 10 Ağustosta yapılacak seçimi, 2023 te kutlanacak olan Cumhuriyetin 100. Kuruluş yıl dönümü bakımından da fikir verecek. El hasılı bu seçimden herkes hissesini alacak.

Ak Parti oduna ceket giydirme modasına kapılmamalı.

ÖNCE ZEMİN OLUŞTURULUYOR.

Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun tasarısı Hükümet tarafından TBMM sine sunuldu.

Bu bir çerçeve yasa. Yani önce zemin tahkimatı yapılıyor. Bu yasa ile öncelikle tahkimatta görev alanların hukuki, cezai herhangi bir sorumluluklarının olmayacağı hükme bağlanıyor.

İkinci maddede HÜKÜMETE,

Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine yönelik siyasi, hukuki, sosyo-ekonomik, psikolojik, kültür, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma alanlarda ve bunlarla bağlantılı konularda atılabilecek adımları belirleme yetkisi veriliyor.

Hükümetin gerekli görmesi halinde, yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verir ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum ve kuruluşları görevlendirme imkanı getiriliyor.

Silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri alma imkanına kavuşuyor hükümet.

Tabii hemen herkese soruyor. Eve dönüşler nasıl olacak, eve dönenlerin herhangi bir cezai yaptırıma maruz kalmayacaklarına dair bir hüküm bu tasarıda var mı diye. Hemen cevap verelim. TBMM sine sunulan tasarıda bu konuda henüz bir düzenleme yok.

Dağdakiler, cezaevindekiler, haklarında kovuşturma yapılanlarla ilgili yasal düzenlemeler, daha kapsamlı bir paket halinde daha sonra gündeme gelecektir. Çünkü çerçeve yasada dağdan inenlerin, pek tabii cezaevinden bırakılacak olanların sosyal yaşama uyumları nasıl sağlanacak, haklarında hemen her açıdan rehabilitasyon nasıl gerçekleştirilecek, bunun uygulaması nasıl olacak, bütün

bunlar daha geniş kapsamlı ve belki de sayıları yüzleri bulacak kanun maddeleri ile parlamento gündemine ya bu yasama döneminde veya Ekim ayında başlayacak yeni yasama döneminde gündeme gelecek.

Ama keşke eyleme karıştıklarına dair haklarında somut delil bulunmayanların hiçbir kaydu şartla bağlı olmaksızın evlerine dönmeleri halinde haklarında işlem yapılmayacağına dair TCK 221 maddede bir düzenleme hemen yapılsa idi de, sosyal yaşama uyum, rehabilitasyon gibi konulara daha sonra bakılsa idi olmaz mı idi?

Tabii hemen birileri ya elde dolaşan silahlar ne olacak, silahlar bırakılmadan bu türden bir düzenlemeye gidilmesinin hükümete ne yararı var diyebilir? İşte belki de bu düzenleme ile bu tür işlerin pazarlığı yapılacak, onun için hemen eve dönüşlerle ilgili tasarı TBMM sine gelmedi diyebilir. Haksız da olmazlar.

Eğer uygulanır ise bu müthiş bir adım.