HAMANIN SUYU VE BİR MÜJDE

2003 yılının başları idi. Çermikten çok sık olarak insanlar arıyor, vekilim Hamamın suyu kesildi, kesilecek. Çamur akmaya başladı, bu durum devam ederse hamamın suyu kesilecek diyorlardı.

Tabii bilmeyenler için söyleyelim. Çermik sıcak su kaplıcaları ile meşhur bir ilçemiz. Bu yönü ile Diyarbakır’ın en turistik ilçesi sayılır.

Çocukluğumda yaz boyu Diyarbakır’dan, Şanlıurfadan, Elazığ’dan, Malatya’dan, Mardin’den, hatta SİVAS ilimizden ve ilçelerinden insanlar bu sıcak su kaplıcasına gelir ve günlerce kalışlarına şahit olurdum. İlçemize gelen insanlar bu süre içerisinde hem bir nevi tatil yapmış olurlar ve hem de sağlıklı bir yaşam için terapi içerisine girerlerdi.

Biz onlara Garipler derdik. Yukarıda isimlerini saydığım illerden gelen insanlar şehri/ilçeyi/ gezerler, kollarındaki sepetlerle alışveriş yaparlar ve ilçeden 3 kilometre uzakta bulunan hamamlara geri dönerlerdi. Biz onların gelişinden çok memnun olurduk. Çermiklilerin bu gelen insanlarla kişisel münasebetleri, onların daha çok kültürlü, daha çok medeni, daha sosyal olmalarını temin ederdi.

Hamamlar ilçeden 3 kilometre kadar doğuda, Diyarbakır yolu üzerindedir. Biz çermikliler yaz aylarında hamamlara gitmezdik. Gariplerin gelin gitmesinden sonra, yani Eylül ayı ile birlikte bu defa yerli insanların hamam mevsimi açılmış olurdu.

Hamama gitmek bizde sade bir yıkanma vesilesi değildi. Kadınlar en kıymetli elbiselerini giyer, en yeni kıyafetlerini yanlarına alır ve yıkandıktan sonra bunları giymeyi adet haline getirmişlerdi.

Bilindiği üzere özellikle oğlan anneleri çocuklarına kız bakmak için, hamama gitmeyi bahane ederlerdi.

Hamama giden erkekler, hamam çıkışında cavşak başında piknik yaparlardı. Yani hamama gidiş geliş, hem bir mekan değişikliği, hem bir temizlenme, hem bir dinlenme, hem sosyal ilişkileri geliştirme imkanı sağlardı.

İşte bu derece benim için de önemli olan hamamın suyunun artık çamur akmaya başladığını, 2003 yılı içerisinde insanlar bana ifade etmeye başladılar.

O zaman Diyarbakır MTA il müdürlüğünü aradım, durumu sordum, neler yapabileceğimizi konuşmak istedim. Dönemin müdürü, Vekilim Çermik hamamlarının bulunduğu sıcak su kayaçları varmış, yer altında meydana gelen göçmeler sebebiyle sular çamurlu akıyor ve kesilme noktasına gelindi, yapacak bir şey yok demişti.

İşte ben o zaman ya bu Çermik Hamamının uyu nereden geliyor, hangi kaynaktan yararlanıyor sorusunu kendime sormaya başladım. Sonra Çermik hamamlarının güney doğu bölümündeki tepelerin bulunduğu alandan suyun geldiğini tespit ettim. Ama su gerçekten çamur şeklinde akıyor ve yüz yılların bu tarihi değeri kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyordu.

Bunun üzerine MTA Genel Müdürünü aradım. Durumu izah ettim. MTA Diyarbakır Bölge Müdürünün Çermik hamamları ile ilgili olumsuz görüşünü aktardım. Vekilim bana bir 15 gün müsaade et sana gerekli bilgiyi ancak o zaman verebilirim dedi. Aradan gerçekten 15 gün geçtikten sonra Genel Müdür beni aradı, vekilim sizi buraya kadar zahmet ettireceğiz, yemek de hazırladım, birlikte yeriz dedi.

Ben ya Sayın Genel Müdürüm, yemek zahmetine gerek yoktu, ben yine gelirim dedimse de, Genel Müdürlüğe gittim ve Müdürlüğün en süt katında hazırlanmış olan mütevazi bir sofraya oturduk.

Elim yüreğimde, ya gerçekten Çermik hamamlarının suyu bir kayaçtan geliyor da, bitme noktasına mı geldi diye içimden geçiriyorum.

Müdür bey tedirginliğimi hissetti ve bana döndü dedi ki, vekilim sana müjde, Çermik ilçesinin altında SICAK SU DENİZİ VAR. bir ferahladım, bir ferahladım ki sormayın. Çocukluğumda hamama gittiğim ve hamam çıkışında sonbaharın ılık meltemini yüzümün her zerresinde hissettiğim günler aklıma geldi. Anam, babam, kardeşlerim, amcalarım aklıma geldi. Özellikle Hayri amcam.

Peki suyu nasıl çıkaracağız sayın Genel Müdürüm dedim.

Hemen Çermik Belediyesinin o zaman ki, belediye başkanını aradı, sondaj için yardımcı olup olamayacağını sordu. Başkan Valla param yoktur dedi.

Genel Müdür benden fazla Çermikli. Döndü Diyarbakır il özel idaresi başkanı Vali Yardımcısı Ahmet beyi aradı, sondaj için para yardımı yapıp yapamayacağını sordu. Ahmet bey de, bizim bu konuda herhangi bir fonumuz yok dedi. Anladığım kadarı ile geçiştirdi.

Bu gelişmeler üzerine MTA Genel Müdürü döndü bana dedi ki, vekilim bunların bir iş yapacakları yok. Aslında başka şeyler söyledi de, ben o kısımları yazmayayım.

Senin konuya ilişkin ilgin beni ziyadesi ile memnun etti. Ben metresi 130 dolar olan iki su sondajı vurduracağım, bakalım

sonuç ne çıkacak. Çok geçmedi, sondaj işi başladı ve Çermik Hamamlarının olduğu yerde vurulan iki sondajdan 48 litre bölü saniye su alındı. Sondajlara tapa vuruldu. Şimdilik 10 litre bölü saniyesi Çermik hamamında kullanılıyor, geri kalan su ise baskılanıyor ve yeni yapılacak tesislerde kullanımı için hazır bekliyor.

Bu konuyu niye yazdım. Şunun için. Temmuz ayı ve ağustos ayının bir bölümünde bölgede idim. Çermikten duyarlı insanlar, ya Cavit bey biliyor musun Çermik hamamının suyunu şimdi başkaları kendilerine mal ediyor dedi.

Güldüm.

Kim memlekete bir çivi çakmış ise helali hoş olsun. Çermik hamamlarının suyu aksında kim kime mal ediyor ise etsin. Yalnız bilinsin ki, benim zamanımda açılan iki kuyudan başka Çermik ilçesinde yeni su alımı için bir sondaj falan vurulmuş değil.

Mühim olan ilçeye hizmet bakımından vizyon sahibi olmaktır. Diyarbakır Çermik/ Adıyaman Gerger yolu da böyle bir şey değil mi.

Bu yolun projesi tamamen bana aittir. Konuyu projeleştiren, gündeme taşıyan, o zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanı Zeki beye durumu izah eden, yolun köy hizmetleri ağıdan çıkarılmasını sağlayan ve Karayolları ağına aldıran, ardından yol ve köprü yapımı için JEODEZİ İHALESİNİ yaptıran benim. İşte şimdi o yolun Çermik ilçesinden başlayarak 10 kilometrelik kısmı programa alındı. İnşallah tamamının bittiğine de şahit olacağız.

MÜJDEMİZ.

Yine çok önemli çalışmalarımdan birisi olan Çermik Kale Barajının 01.Eylül.2014 tarihinde yapım ihalesi olacak. Konuyu takip edeceğim ve ön yeterlik alan firmaların hangisinde ihalenin kaldığını sizlere haber vereceğim, İnşallah. Hadi hayırlısı.