İYİLİKLERE VESİLE OLSUN İNŞALLAH

Sayın Başbakanın, Başbakan sıfatı ile Halkın seçeceği ilk Cumhurbaşkanlığı seçimi mitingine katılmak üzere 25.Temmuzda Diyarbakır’a geldim.

Miting alanında idim. Eski vekiller olarak bizimde ismimiz anons edildi. Ancak bulunduğum yerden miting platformuna çıkmam mümkün değildi. Halkın arasında idim. Ben de bulunduğum yerden millete el sallamakla yetindim.

Ondan sonra biraz tatil yaptım ve ancak oy vermek üzere Elazığ Hazar’dan Cumartesi günü itibariyle Ankara’ya geldim.

Ramazan sonlarına doğru Akrabam Abdullah Torun bey iftar yemeği vermişti. Orada bana seçim sonuçlarının ne olacağını sordular. En azından 30 akrabamın bulunduğu ortamda; CHP ile MHP nin genel son seçimlerde almış oldukları oy oranının biraz altında Ekmeleddin beyin oy alacağını, bu itibarla % 36 i geçemeyeceğini, Selahattin beyin de genel seçimler için % 10 barajını aşmak için çok çaba harcayacağını, ancak % 8 i geçmesinin çok zor olduğunu ve toplamda bu üç partinin alacağı oy oranının yüzde kırk dördü geçmesinin mucize olacağını, böylece ortaya Sayın Başbakanın alacağı oy oranının çıktığını ve geriye kalan yüzde 56 bandında bir oyun Sayın Erdoğan’ın hanesine yazılacağını söyledim.

Bunlar kehanet değildi. Zira Ekmeleddin bey aday gösterilince bundan tahmini 10 ay kadar önce onun hakkında yazdığım ve gazetenizde okuduğunuz yazıyı Diyarbakır Söz Gazetesinde yeniden yayınladım. Ve bu profilde bir insanın hele de Türkiye gibi bir ülkede tutmasının imkansız olduğunu bir kez daha siz okuyucularımıza hatırlattım.

Sayın Başbakan 3 Kasım 2002, 28 Mart 2004, 22 Haziran 2007, 28 Mart 2009 seçimlerini, 12 Eylül 2010 referandumunu, 22 Haziran 2011 Genel seçimlerini ve son olarak 30 Mart 2014 te yapılan yerel seçimleri kazanmış bir insan olarak Cumhurbaşkanlığına aday oldu.

Aslında Perşembenin gelişi Çarşambadan belli idi.

Şimdi bir şey daha belli oldu.                            

Herkes ona göre hazırlıklı olsun.

22 Haziran 2015 seçimlerini de Ak Partinin kazanması kesinleşmiş oldu. Yani bu seçimle 2015 yılında yapılacak genel seçimlerin kesin galibinin şimdiden Ak Parti olduğu anlaşıldı.

Aslında ben bu milleti tebrik ediyorum.

Bu millet 2002 öncesi koalisyon hükümetlerinden bıkmıştı. Koalisyon hükümetlerinin ülkeye neler kaybettirdiğini herkes çok iyi görmüş ve elini taşın altına artık ona göre koymaya karar vermişti. Millet bu kararlığını devam ettiriyor.

KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ GİDER

Kılıçdaroğlu ancak Sayın Erdoğan vasfında birisinin bu ülkede aday gösterilmesi halinde, Başbakanın oylarının eritilebileceğini ve milletin alternatifsizlikten kurtulacağı zannı ile Ekmeleddin İhsanoğlunu aday gösterdi.

Ekmeleddin İhsanoğlu bu ikramı şahaneye rağmen ortaya çıktığında ben CHP li değilim dedi önce. Bu beyan üzerine herhalde bir takım tenkitler aldı ki, bu defa ben beni aday gösteren partilerden değilim, ben Demokrat Parti ailesinden geliyorum dedi, biraz da gözyaşı döktü.

Allah aşkına sizler gerçekten CHP ye gönül veren insanlar iseniz, bu durumda sırf Tayyip Erdoğan karşıtlığı için gidip de İhsanoğluna oy verir mi idiniz?

Verilmedi de. Görünen o ki, şu anda sahilleri dolduran CHP liler rahatlarını terk edip de sandığa koşmadılar ve İhsanoğluna oy vermediler. Zira CHP li seçmen için değişen bir şey yok gibi idi. Katılımın düşük çıkmasının ana sebebi budur.

Ak Partililer zaten sahilde değildi. Kimi yüksek yerlerde yazlıklarında bulunan Ak Partililer de Cumartesi günü şahit oldum, yollara düşmüş oy kullanmak için Ankara’ya Ak’ıyorlardı.

Zira Kırşehir yakınlarındaki ŞÖFÖRLER CEMİYETİNİN dinlenme tesislerindeki Mescit hiç olmadığı kadar namaz kılanlarla doldu boşaldı.

Seçim sonuçlarının istenilen sonucu vermemesi halinde Kılıçdaroğlu, gereğine imtisal edileceğini beyan etmişti.

İşte o an geldi. Hiç lamı cimi yok. Kılıçdaroğlu CHP liler tarafından çok ciddi manada sorgulanacaktır. Ben gider diyorum, yani istifa eder gibi bir ALGI içerisindeyim. Ama siyaset bu dün dündür, bugün bugündür. Şimdi onun yakınında bulunanlar hemen yanına koşacaklar, aman istifa etme, kongreye git, sonucu büyük kongrenin vermesini temin et diyeceklerdir. Ne de olsa zaman her şeyin çaresidir.

Öyle veya böyle Türkiye’de artık kesin kes bir muhalefet sorunu vardır.

Bunu şunun için söylüyorum.

Alternatif oluşturmayan muhalefet muhalefet değildir. Muhalefetsiz demokrasi de demokrasi değildir.

BAHÇELİ MESELESİ.

Evet Devlet Bahçeli Ülkücüleri sokaktan çeken adam olarak gerçekten Türk siyasi tarihindeki yerini alacaktır. Ama hepsi o kadar.

İyi haber aldığım MHP nin içinden siyasiler, Bahçeli Cumhurbaşkanlığını kazanma istidadı olanları aday göstermedi. Biz niye CHP ile bu alanda koalisyona gittik. Mesela bir Meral Akşener hanım aday gösterilse idi kazandırdık diyorlardı, adayların gösterildiği sırada.

Bu açıdan MHP nin de kendi içerisinde ciddi bir revizyona gitmesi gerekir. Ama hemen şunu söyleyelim, Sayın Başbakan partisine ne kadar hakim ise, Bahçeli de o kadar hakim. Ve o istemediği sürece bu partide ciddi bir değişiklik yakın zamanda beklemem hayal olur.

SELAHATTİN BEY.

Selahattin bey bu seçim sürecinin en başarılı insanlarından birisi olarak temayüz etti. İnceliği, zarafeti, espiritüel özelliği ile Kürt Aşiret nezaketini bir kez daha milletimize sundu.

Ama zaten o da kazanmayı beklemiyordu. Yalnız olabildiğince yüksek oy almayı, yani Genel seçimlerde büyük handikap olan yüzde 10 barajını aşmayı hedefliyordu.

Ortaya çıkan sonuca bakıldığında HDP 22 Haziran 2015 Genel seçimlerinde yine parti olarak değil, bağımsız adaylarla seçime gidecek. Ve ortalama 30-33 kadar Milletvekilliği kazanacak. Bu Milletvlekili sayısı ile yukarıda sözünü ettiğim üzere Ak Partinin 2015 seçimlerinde tek başına iktidar olma durumu pekişmiş oluyor. Eğer Selahattin bey yüzde onun biraz üzerinde bir oy

almış olsa idi, pek tabii parti olarak seçimlere girmeyi belki göze alacaklardı. Ama artık anlaşıldı ki, HDP önümüzdeki seçimde de parti olarak değil, bağımsız adaylarla seçimlere katılacak. Yani Türkiye yeni bir koalisyonlar dönemine daha girmeyecek.

Bu durumu gören Ak Parti doğu ve güneydoğuda HDP nin yüzde on barajına yanaşmaması için azami gayret gösterdi. Fikrimi sorduklarında da parti içerisinde bu konuya il başkanı huzurunda dikkat çektim. Zira aksi gibi gidecek Milletvekilliklerinin tamamı Ak Partiden olacaktı. Ama HDP için bir anlamda önemli olan Parlamento içerisinde bulunmalarıdır. Türkiyenin BARIŞI için bunu ben de çok önemsiyorum.

Her şeyin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı ve uğurlu olması temennisi ile.