CUMHURİYET BAĞIMSIZLIKTIR!

Evet, sevgili okurlar.

Malumunuz üzere dün, "Cumhuriyet Bayramı'nın" 94. yıl dönümünü, kutladık.

Hem de çok büyük coşkuyla.

Devlet zirvesi Anıtkabir’de.

Cumhurbaşkanımız, kendi eliyle Atatürk anıtına çelenk bıraktı.

Saygı duruşunda bulundu.

Keza ana muhalefet partisi CHP lideri Kılıçdaroğlu…

Yavru muhalefet MHP lideri Bahçeli de vardı.

Kameralara yansıyan görüntülere baktığımızda; Bahçeli hayatının son dönemini yaşıyor gibi..

Yıprandı, yaşlandı, eziyet gördü.

Ama zerre kadar Atatürk milliyetçiliğinden, Türkçülük milliyetçiliğinden vazgeçmedi, taviz vermedi.

Hasılı kelam!

Özetlemek gerekirse; devletin zirvesi Ankara’da cumhuriyeti kutlarken, Türkiye’nin her tarafında, kutlama törenleri yapıldı.

***

Cumhuriyet fazilet rejimi olma hasebiyle Mustafa Kemal “bağımsızlık ve istiklal” uğruna çok büyük bir mücadele vermiştir. 

Cumhuriyet, rejim itibariyle "fazilet" demektir.

Birliktelik demektir.

Dağılmamak, bölünmemek, provokasyona gelmemek, kışkırtılmamaktır…

Özetlemek gerekirse; Cumhuriyet, bir milletin bağımsızlığının ta kendisidir.

Ne mutlu o kimseye ki Cumhuriyetin yüce mana değerini bilmekle beraber uygulamasını da aynı paralelde, aynı istikamette gerçekleştirmiş olsun.

İşte cumhuriyet budur...

***

Milli birlik ve beraberliğin vurgulanmasıyla…

Ülkenin bölünmez bütünlüğüyle…

Bin yıllık aba ecdadının kültürünü muhafaza altına almasıyla cumhuriyet "fazilet" kimliğini alır…

İnanarak, ecdadının kültürünü yozlaştırmayan bir cumhuriyet olmalı.

İşte o cumhuriyet üzerine ittifakla yürüyen bir milletin, tarihini, kültürünü, dilini,  harflerini değiştirmeden, o “Elif Ba”sının ruhunu gençliğine öğretme hürriyetine sahip olmalıdır.

Kadın için de şeref, izzet, namus üstünlüğünü muhafaza altına alma hürriyetine sahip olmalıdır…

İşte o cumhuriyet fazilet kimliğini almış olur..

O cumhuriyet; milli birlikteliğin abidesi olur.

İnanç ve izanla beraber.

Bize göre; "şahısları tabulaştırmak" cumhuriyeti küçültmek demektir.

***

 

Cumhuriyet milli bir bütünlük demektir.

Yapılan kahramanlıklar, büyük bir bütünlük ruhu içerisinde yapılmış olma haysiyetidir.

Cumhuriyet rejiminin milli birlik ve bütünlüğünün korunabilmesi için, öncelikle o milletin milli ruhuna inanılmalıdır..

İslam medeniyetinin üstünlüğünü korumakla yürüyen bir cumhuriyet, ancak "cumhuriyet" olabilir.

Yani kansız, darbesiz, terörsüz…

Milli ruhun varlığıyla..

Ezan seslerinin yükselmesiyle…

Bu halk, cumhuriyetin "faziletiyle" yaşayan milletin bayrağını yükseklerde tutup dalgalanmasıyla gerçekleşen bir cumhuriyet istiyor..

***

1923’te kurulan cumhuriyet…

1924’ten başlamak üzere milli ruhla yola çıkan bir millet..

Ne yazık ki o ecdat, milli bütünlüğü zedeleyen bir sistemle karşı karşıya kaldı.

O günden, bugüne yaşananlar...

Der demez; bu halk, artık o cumhuriyetin faziletine nasıl inansın?

1924’ten beri tek parti şeflik ve dipçik dönemiyle başlanan darbeler silsilesinin son rezaleti 15 Temmuz 2016’da gerçekleşti.

Bu hain girişim başarısızlıkla sonuçlanmakla, hainlerin hak ettikleri tokadı millet şiddetle, yüzlerine ve başlarına vurdu.

Milletin milli ruhuyla mağlup edilen hainlerin teşebbüsü, aslında "o milli imanla ayakta duran bir milletin hürriyet aşkıyla yaşayan bir cumhuriyetin" gerçeğidir.

***

İşte sevgili okurlar.

Ülkeyi “batılılaştıralım” manasıyla batıla, yanlışlara, cuntacılara peşkeş ettirmeye çalışan yönetim sistemine, "cumhuriyet" denilemez.

Şablonlaştırılmış kavramlarla boş kalıba oturtturulmuş "bir cumhuriyet" cumhuriyet olamaz.

Kimse kusura bakmasın.

Tebrik edilmek istenen cumhuriyetin, "gerçekten milli bir cumhuriyet" olması gerekir…

CHP’nin altı oklu anlayışına cumhuriyet denilemez…

Ki ona da inanılamaz...

En derin saygı ve sevgilerimle...