YENİ TÜRKİYE’YE YENİ BİR BAŞBAKAN! (II)

 

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbet yazımıza ana başlık olarak koyduğumuz “Yeni Türkiye’ye yeni bir Başbakan” ifadesi gerçekten anlamlı ve kapsamlı bir ifadedir.

İnanın, bu mesele selef-halef meselesi değil.

Bir nöbet değişimidir.

Devlette hizmet aktifliğidir.

Hatta hizmet yarışıdır diyebiliriz.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın yıllardan beri, yani siyasi hayatındaki olup bitenler çileli ve sıkıntılı günler geçirmiş ise de sonuç itibariyle daima hizmet çalışması müspet, olumlu ve başarılı neticeler vermiştir.

Velev ki zaman zaman sıkıntılı olmuşsa da…

İhlas ve samimiyetten, içtenlikten gelen hizmet aşkı, daima beklentilerinden, umudundan daha fazlasını almıştır.

Ve onun istikametli, dürüst, ihlaslı bir siyaset adamı olmaktan daha fazla bir devlet adamı olma hasebiyle hep başarılı olmuştur.

İnşallah bu başarılar, beslenen bu iyi niyetler, siyaset tarlasına ekilen tohumlar, hep filizlenmiştir ve daha da filizlenecektir.

Ümit ediyoruz ki Türkiye’ye güllük gülistanlık getirecektir.

Zira Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın her attığı adımda uğur var, bereket var, şan var ve şeref var.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Diyarbakır Suriçi’nde Saraykapı denilen mevki ki gerek “Barış Sürecinde” olsun, gerekse eveliyatında olsun, HDP’lilerin adeta sohbet merkezleriydi.

Orada kahvehaneler ve diğer bazı eğlence merkezleri veyahut oteller deyim yerindeyse HDP’nin propaganda karargahıydı.

Fakat gelin görün ki dün HDP’liler o semte giderken yuhlandılar, adeta kovuldular ve halkın hakaretine uğradılar.

Demek anlaşılan budur ki halk, yavaş yavaş uyanıyor, iktidarın gerçek hizmetini benimsiyor ve ümitleniyor.

Artık devletin, gerek Diyarbakır’da olsun, gerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun diğer il ve ilçelerinde olsun…

Gözle görülür, elle tutulur bir hizmet varlığı söz konusudur.

Özellikle Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy Beyefendinin 6-7 aydan beri, yani meşhur Sur olayından bugüne kadar gösterdiği başarılı çalışma gözden kaçmamaktadır.

Emniyet Müdürü Sayın Adnan Taşdan Beyefendi de bu paralelde polis camiasına çok büyük moral kazandırmıştır.

Keza 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz Beyefendi ve onun mahiyetinde çalışan tüm askeri birimlerin büyük bir moral içerisinde olduklarını halk hissediyor ve anlıyor…

Gerçekten artık öyle inanıyoruz ki PKK’yı savunan siyasi yapılanma olan HDP’nin olsun, CHP’nin olsun, artık bu coğrafyada yerleşebilecek inancında değiliz ve eskisi gibi halktan yüz de bulamayacaklar.

Zira dünkü o Saraykapısındaki yuhalanmalar, inanın bu coğrafyanın parlak geleceğinin bir ifadesidir.

Nitekim bundan 15 gün önce Tanışık Köyü halkı hayatları pahasına büyük bir kahramanlık örneği göstermiş ve 15 ton patlayıcı yüklü kamyonun şehir merkezine intikal etmesine engel olmuşlardır.

16 insanını kaybetmelerine rağmen..

Anlaşılan budur ki aslında bu halk PKK’lı değildir.

PKK’yı savunan siyasi yapılanmanın yanında da değildir.

Eş Başkanı olan Selahattin Demirtaş’ın da bu halkın gönlünde artık yeri yoktur.

Çünkü halk bunların gerçek adresini öğrendi.

Kürt davasıyla hiçbir alakaları yoktur.

Dışa bağımlı Marksist, Leninist veya diğer bölücü hizipleşmeye yönelik ABD’den, Rusya’dan ve diğer batı ülkelerden almış oldukları icazet geçerliliğini yitirmiştir.

Hele hele Kürtlerin Peygamberini “Zerdüşt” olarak millete, halka yutturmaya çalışan sahte anlayışa bu halk hiç inanmıyor ve itibar da etmiyor.

Ve dışarıdan kumanda edilen böylesi siyasetin de artık yeri yok gibi gözüküyor.

Ama tüm bunlara rağmen AK Partinin son olağanüstü kongresinde yapılan değişim bize göre daha fazlasıyla bir çalışma ümidi kazanmıştır.

Binali Yıldırım; AK Partinin yeni Genel Başkanı ve Başbakan olarak üstlendiği hizmet davasını yürütürken, öyle inanıyoruz ki AK Partinin bünyesinde bulunan ve gerçek kimliklerini gizleyen bölgenin bazı milletvekilleri olsun, İl Başkanları olsun, Bakanlık görevlerini üstlenmiş insanlar olsun…

Onlar AK Partinin bünyesinde “hizmet” yerine ne yazık ki “hezimet” yapmışlardır.

* * *

İktidar partisi olan AK Partinin imkânlarından, kişisel olsun veyahut yakınlarına olsun, temin ettikleri rantlar halkın dikkatinden kaçmamıştır.

Özellikle Mehdi Eker’in 8 yıllık Bakanlığı esnasında birçok yönüyle uyguladıkları ve işleme koymuş oldukları antidemokratik işler ve hukuk dışılık ayyuka çıkmıştır.

Kötü şaibelerin varlığını artık, "Sağır Sultan" dahi duymuştur.

Bu itibarla bu yöre halkı artık böylesine politikacılardan bıkmış durumda..

Hele hele Diyarbakır eski bir milletvekili ki AK Partinin kurucularından olup hep değişik isimlerle ihale firmalarını kuruyor, yöresel olsun ya da uydudan ulusal yayın yapan televizyonları kuruyor ve kendi adıyla değil, başka isim altında PKK propagandasını yapıyor, paralel yapının propagandasını yapıyor.

Cumhurbaşkanının dediği gibi; “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet” bir yapılanmaya bağlı olup fakat hep Medine münafıkları gibi olayları tersyüz edip devlet büyüklerine yaklaşımını göstermiş bugüne kadar.

Bu halk, böylesi insanlardan bıkmıştır.

Bunun için halk aradığını bir türlü bu siyasilerden bulamadığı için, korkular içerisinde HDP’ye yanaşmak zorunda kalmış ise de bize göre artık bu halk uyandı ve yeni Türkiye’deki yeni bir Başbakanın samimiyetine güveniyor, bel bağlıyor ve hizmet bekliyor.

Biz de yeni Türkiye’nin yeni Başbakanına göreviniz hayırlı olsun diyoruz, başarılar diliyoruz.

Ama “Eski tas, eski hamam olmasın” diyoruz.

Yani yıpranmış, şaibelerden kendini kurtaramamış bu yöre politikacıları, bakanlar kurulu olsun, parti kurulundaki görevlendirmelerinde olsun, onlardan uzak durmasını acizane tavsiye ediyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.