BAHİS VİRÜSÜ...

Bahis!.. Yasa dışı bahis.. Ülkenin olduğu kadar, özellikle bölgemizin "kanayan" bir yarası halini aldı.. Ki artık, "toplumsal" bir sorun… Tıpkı, uyuşturucu gibi.. Vahim bir "bağımlılıkla" ağına düşen, düşene!.. Son yıllarda, hızla yaygınlaştı.. Ve adeta "sektörel" bir işletmeler serisi haline geldi… İnternet'in olduğu her bir mekan bu alanda faaliyet gösterebiliyor..

***

Mahalle araları dolu!.. Araba kiralama servisinden kahvehaneye, emlakçıya, telefon bayisine, internet kafesine, bakkal, market!.. Çay ocağı… Yeter ki bir tek tablet olsun!.. Gelsin, batağa düşen "hayal" peşinde koşan, kısa yoldan para kazanıp, zengin olma "hevesiyle" yem olanlar!....

***

Bahis virüsü.. Ne yazık ki, en çok "futbola" meyilli olanları, ağına alıyor.. 15'inden, 70'ine.. Yaşlı genç, erkek, bayan, kız.. İşçisinden, memuruna, iş adamından, çiftçisine, öğrencisinden, amelesine kadar.. Yani herkesi "sarıp sarmalamış…" Denir ya; "bir kereden bir şey çıkmaz" diye.. Maalesef bir kere görmesin, "ne çıkış var, ne kurtuluş var, ne de ben artık oynamayacağım demek var?"…

***

"Kısa yoldan para kazanma.. kısa yoldan zengin olma hayali.." Vahim bir travmatik hal!… Peki kazananı var mı?.. Ne mümkün.. Bir kere kazanan, 10 kere kaybediyor.. Her kaybettiğinde, "bir daha, bir daha" deyip peşine düşüyor.. Sonra elde, avuçta ne varsa yok.. Bir de borç, senet, çek derken; "ipin" ucu kaçıyor..

***

5-10 lira ile başlayan "yasadışı bahis oyunu" bir anda, binler, on binler milyonlara kadar varan; "rakamların" cirit alanda, kendini bulunca!.. İflaslar, yıkımlar, aile bölünmüşlükleri, mal, mülk servet, "bahis şebekelerinin" kazasında kendini buluyor.. Söz verip, vaat eden yerine getirmedi mi; "canını, aileni, çoluğunu, çocuğunu alırım" diye gelen tehdit ve ölümler.. Bir de tefecinin kucağına itilenler.. Borcu borçla kapatma...

***

Evini, barkını, çoluğunu, çocuğunu bırakıp kaçanların, son yıllardaki sayılarının haddi hesabı yok!.. Güneydoğu illerinden; "bahis yüzünden" kaçan, yüzlerce genç.. Korku, kaygı ve aile ne der ikilemi içerisinde, psikolojik buhranla kurtuluşu "kaçışta" arıyor, ama o kaçışta Batı illerindeki "köprü altı" uyuşturucu mekanlarında, "ya ölüme, ya da suç örgütlerine" eleman oluyor…

***

Bu sinsi, can alıcı, yuva yıkıcı, toplumu kemiren "Yasadışı Bahis" kumarı, binlerce aileyi "sarmalına" alıp, bir mahkumiyetle, kemiriyor..

***

Bahis tuzağına düşen bir genç anlatıyor.. "İnternetin olduğu her yerde, rahatlıkla bahis sitelerine ulaşabiliyorsunuz. Onların ATM'cileri vardır. Onların hesabına para göndererek, hesabınıza para yükleyebiliyorsunuz. Küçük rakamlı paraları ödüyorlar, yüksek miktarda kazandığınızda, üyeliğinizi iptal edip, parayı vermiyorlar. Hakkınızı da arayamıyorsunuz. ATMC'cileri de mafya gibi.."

***

Peki kazananı var mı?.. İşte bu soruya verdiği cevap net.. Yok.. Ben hep kaybettim.. Çevremdeki, arkadaşlarım da hep kaybetti. Kimi işini, kimi evini, kimi, arabasını bırakıp gitti. Tefecilerin eline düşenler oldu. Kimsenin bu tuzağa düşmesini istemiyorum. Devletin bu işe ciddi ve istikrarlı el atıp, çözüm üretmelidir.."

***

Evet, yasa dışı bahis!.. Görülen, yaşanan ve anlatılanlara göre; "ilkokul" çağındaki çocukların dahi tuzağına düştüğü bir girdap gibi, "bahiskolik" bir toplum haline geldi… Ve bu bahis ateşi ha bire hayat, mal ve mülk yakıp kül ediyor…

***

Bahis paraları nereye gidiyor… Çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, öğrenci, memur, iş adamı, çiftçinin cebinden çıkan paranın akıbeti, nasıl sonlanıyor.. Yani paralar kimin kasasına giriyor.. Elbette ki, Türkiye'nin cebine "tek bir kuruş" girmiyor.. Kime gidiyor, yabancı şirketlere gidiyor.. Kıbrıs üzerinden!…

***

Resmi bir yetkilinin beyanıyla!.. Sadece, Diyarbakır merkezli her hafta, 5 milyon lira nakit sıcak para, "yasadışı bahis’e" gidiyor.. Ve bu paranın yüzde 80'i, Kıbrıs üzerinden, yabancı şirketlerin "sülük gibi emen" kasalarına giriyor…

***

Bakınız!.. Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir süreden beridir yürüttüğü, bir soruşturma var.. "Yasadışı Bahis Şebekeleriyle" alakalı.. Önceki gün, düğmeye bastı.. Diyarbakır polisiyle, merkez Diyarbakır olmak üzere, 10 il'de "eş zamanlı" operasyon yaptı. 80'e yakın kişi gözaltına alındı. Dün, 32'si tutuklandı.. Diğerleri şartlı serbest..

***

Diyarbakır İnternet Kafe İşletmeciliği Odası Başkanı Mehmet Albayrak.. "Yasadışı Bahisle" alakalı şöyle diyor… "Kayıtlı internet kafe sayımız, 320.. Ama bizim araştırmalarımıza göre, merkez ilçeler, Hani, Eğil ve Kocaköy ile beraber 380 kayıtsız kafe var. Bahis oynatanların başında buralar geliyor. Yeterli bir denetim yok.. Denetimsizlik var.. Yeniden, İnternet Kafe Denetim Komisyonunun faal edilmesi gerekir…"

***

Yine o resmi yetkilinin ifadesiyle… Yasadışı bahisle mücadele, "toplumsal" bir duyarlılık ve devlet mekanizmasının samimi, kararlı "yek vücut" bir yapıyla, mümkün olabilir.. Yoksa; "üstesinden" gelinemez.. Mantar gibi ürüyorlar.. Birini kapatıyorsun, onlarcası açılıyor.. En önemlisi de, kolluk kuvvetleri içerisinde bazı kişilerin de "kolay yoldan para kazanma hevesine" girdiğinden; önlem zor!..

***

Ev yıkan, yuva dağıtan, hayatları karartan" sinsi ve can alıcı, yasadışı bahis dahil olmak üzere, devletin resmi "bahis tuzağını da" içine alan "futbol" odaklı kumara "dur" denilmesi için, denir ya "balık baştan kokar" gerçeğiyle, hareket edilmelidir…

***

Resmi sıfatın beyanıyla.. Futbol kulüpleri.. Başkanları.. Teknik heyeti.. Futbolcuları.. Ki bu özellikle, 3. ve 2. lig takımlarında alabildiğine "yasadışı bahis oyununa" figür olmakta… Bugün, futbol müsabakalarında seyirci azlığı, takımların sahadaki oyunlarının "kafa karışıklığı", başarı grafiklerindeki "terso" hallerin, temelinde "bahise teslimiyet" var…

***

Velhasıl kelam!… Yasa dışı bahis büyük bir girdap!.. Ve bu girdaba "bir tapa" vurulması, gerekiyor.. 7'den 70'e herkes bu alanla alakalı "sorumluluk" noktasında bilgilendirilmeli.. Ailelere.. Öğrencilere.. Sokaktaki vatandaşa; "zararı" anlatılmalı.. Denetimler sıklaştırılmalı.. Caydırıcı cezai müeyyidelere gidilmeli.. En önemlisi de, "kumar" denilen tüm illetler, resmi, gayri resmi ne varsa; "yasaklanmalıdır?"…

***

Eğer ki, bu sağlanmazsa!… İstikrarlı bir mücadele yapılmazsa!.. Bırakın "bahiskolik" bir toplum olmayı.. Kumarbaz bir millet haline geliriz ki, bir sonraki nesil, iflah olmaz.. Milli ve manevi değerler, duygular, ilkeler ve kültür yok oluyor..! Yani iş ciddi, göz ardı edilemez!… Kimse de "bu virüs bana bulaşmaz" diyemez!.. Er ya da geç; bulaşır!…

 

***

SİLVAN'IN TOSUNCUKLARI..

Neyse!.. Haber geldi, Silvan Çiftlik Bank'ın "tosuncukları" yakalanmış.. Jandarma tarafından, Diyarbakır'a getirilmiş.. Sorgulama sonrası, mahkemece tutuklanarak cezaevine konulmuş.. Tutuklanan iki kişi.. Soruşturma sürüyor.. Ancak, dolandırılan köylülerin para ve hayvanlarıyla ilgili henüz bir bilgi yok.. Bir açıklama da yapılmış değil..

***

Denir ya buna da şükür.. Ya, "tosuncuklar" ilk meşnur "tosuncuk" gibi, sırra kadem basıp yurtdışına kaçmış olsaydı.. İşin yok peşinde dolaş.. Kırmızı bülten çıkar.. Uluslararası, diplomatik, hukuki süreç başlat.. Ha bir de; ikide bir "mankenlerle çekilen, havai resimleriyle, keyfiyetiyle" garaz bir durum, olurdu..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

"Bir zam da şu insanlara gelse kendilerini bu kadar ucuza” satmasalar.