ÇAĞRIMI YAPMIŞTIM…

Aman ha Başkanlar.. HDP ve Ak Partili.. Yani parti gözetmeksizin!..

Özellikle, Diyarbakır Belediyeleri için..

Büyükşehir.. Merkez ilçeler..

Elbette ki, taşra belediyeleri de dahil!..

İşçinin..

Memurun..

Yani hasbel kader "belediyelerde" işe başlamış olanlar..

İster kayyum öncesi olsun..

İster kayyum sonrası olsun..

İster önceleri ve sonraları, hangi evre olursa olsun!!!

Siyasi görüşü..

Siyasi referansı..

Ya da ideolojik tavırsal hali gerekçe gösterilerek "işinden, aşından, ekmeğinden" edilmemelidir!…

Çünkü vebali büyüktür!!!…

Hele ki, "insan emeğini" yok etmek… Halk deyimiyle; "ekmeğiyle" oynamak!…

Bölgemizin raconuna da ters!...


***

İşte bu çağrım; tepki gördü.. Yankı uyandırdı..

Pozitif ve negatif bazda da mülahaza edildi.

Ancak, ekseriyeti "hakkaniyet" odaklı oldu..

Gerek Belediye Başkanları..

Gerekse de, yetkili makam sahipleri..

Kaygıların..

Endişelerin..

Yaratılan "korku" algısının, doğruluk arz etmediğini!..

Sadece!..

Sizin de ifade ettiğiniz gibi..

"Kadro değişikliği var?"..

Yerel yönetimlerde bir realitedir..

Her başkan; kendi yönetim kadrosunu oluşturur!..

Asile dokunulamaz..

Vekile; yer değişikliği yetkidedir..

Dahası!!!…

İşçinin de..

Memurun da..

Sözleşmelinin de bordrosunda "kadrosu" ne ise; o göreve dönüşü tartışılmamalı!…

Neyse!..

Olumlu, olumsuzluk noktası; zaman içerisinde dengeleşecek..

Ki her yerel seçim öncesi yaşanandır..

Yeter ki; yeni yönetimler, eski yönetime "intikam" duygusuyla bakıp, işlem yapmasın!!…

Tabi seçimle göreve gelmek ile kayyum; bir değil..

Biri halka karşı sorumlu.. Diğeri idareye karşı sorumludur…

***

SEÇİM ARİFESİNDEKİ ALIMLAR..

İşte, arıza-i durum burada..

Nitekim!..

Önceki gün, Sur'da 145..

Ki, Büyükşehirde de, 300'ün üzerinde; işçi ve memurun çıkarıldığı, beyan edildi..

Çıkarılan işçi ve memur kadroları…

Malum; kamuoyuna "seçim rüşveti" diye yansıyan alımlar… Öyle ya; "seçim ayı" içerisinde, işçi ve memur ilanı yapıldı..

Sonra, mülakat!…

Bu evrede, bir dizi spekülasyonlar yapıldı..

Şaibeli denildi.. Seçim rüşveti denildi..

Hatta; "parayla bile" satılıyor gibi; polemikler yapıldı..

O tarihte tartışmaya ben de dahil olmuştum..

Neden; "tam da seçime bir-iki hafta kala" işçi ve memur alımı yapılıyor..

Yanlıştır..

Günahtır..

Bunun siyasi yönde, "etkisi-tepkisi" yüksek olur?

Neden; aylar öncesi yapılmadı da..

Şimdi yapılıyor..

Şahsi bazda; "bu iktidara bir siyasi suikasttır" diyerek, karşı çıkmıştık..



***

Tabi dinletemedik!!…

Ne AK Parti yönetimine..

Ne Ak Parti teşkilatına..

Ne de AK Parti Milletvekillerine..

Peki şimdi ne olacak?…

"Gel de ayıkla bakalım pirincin taşını.."

O işçiler..

O sözleşmeliler..

Daha ilk maaşlarını alamadan; "bugün kendilerini kapı önünde" gördüler..

Üç gündür; yoğun telefonlar alıyorum!!!…

"Halimiz ne olacak.

Mağdur olduk..

Çoluk çocuğumuz var. Mülakat yapıldı, sınava girdik, kazandığımız bir hak var..." diye?..

Tabi bir çok; iddialar da söz konusu..

Para-pul; hesabı!!!…

Netice itibariyle!…

"Perşembe'nin gelişi, Çarşamba'dan bellidir" derler ya hal-i vaziyet böyle!!!!..

Bu işin; böyle noktalanacağı biliniyordu..          


***

Farklı bir art niyet olabilir mi, olmayabilir mi bilmem!?..

Yeni yönetim farklı gerekçeler de ortaya koyuyor..

Hukuksuzluk var..

Liyakatsizlik var..

Ehliyetsizlik var..

Yani bir dizi; "kayyum dönemini" itham eden, beyanlar var…

Her ne ise!...

Ama şimdi diyorum ki!..

Özellikle, konuşması gerekenler var.. Onlar; konuşacaklar mı?

Ak Parti İl Yönetimi..

AK Parti Sur Yönetimi..

Ak Parti Milletvekilleri..

Ak Parti Meclis üyeleri..

Ve Kayyum...

Deyin bakalım; "vaziyetin ikmaline" ne diyeceksiniz?…

Konuşurlar mı?…

Sanmam.. Sizce...


***

Galiba iş yine "yargıya" düşecek..

Düğümü adalet çözecek!..

Ancak şunu ifade edebilir ki; "iki yanlış" hiçbir şekilde "doğru" etmez!…

Gelinen aşama; "yanlışların üzerine yeni bir yanlışın" ikmal edilmemesidir!!!..

İş için..

Çalışma imkanı için..

Ne diyoruz; "ekmek" aslanın ağzında değil, artık midesinin de gerisindedir!…

Gel de; pay çıkar!…

Alınan kararın gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ettiğim gibi!..

Eğer ki, iktidar sorumluluk alacaksa!!!..

Belediyelere ivedilikle; "kadro tahsis" etmelidir..

Ki; çalışanın ekmeği elinden alınmasın-heba olmasın, kapı önüne konulmasın!!!…

***

DALKAVUK!…

Tarih sayfalarında; "bir meslektir.?"

Ama enva-i şekle sahiptir..

Neyse!..

Zamanın birinde bir hükümdar, ferman verir "bana bir dalkavuk" bulun diye..

İlan yapılmış…

Bir dizi sınavdan sonra, iş mülakata gelmiş..

Hükümdar, buna "bizzat" ben katılıyorum deyip, katılmış,..

Adaylar sırasıyla, huzura çağrılmış..

Hükümdar, ilk adaya sormuş:

-Sen dalkavuk musun?

-Evet efendim.

-Hiç de dalkavuğa benzemiyorsun?

-Olur mu efendim? deyip referanslarını sıralamış.

Hükümdar biraz düşünüp ona yol vermiş.

Bu şekilde epey elemeden sonra yine biri huzura alınmış:

-Sen dalkavuk musun? demiş Hükümdar.

-Dalkavuğum sultanım, demiş.

-Hiç de dalkavuğa benzemiyorsun?

-Haklısınız efendim; pek dalkavuğa benzemem.

-Sanki biraz benziyorsun?

-Evet sultanım, biraz benzerim.

Bu meyanda sorular ve cevaplardan sonra Hükümdar:

-Geri kalanlarla görüşmeye gerek yok.

Ben dalkavuğumu buldum, demiş…

***

Şimdi diyorsunuz ki!.. Aha bu dalkavuk kim!.. Ve kime matuf, bu söylem!..

Derim ki!..

Arif olan anlar.. Hele bi bakın; yereldeki siyasilerimize!..

Kim kime himmetli!...

Vecizeli bir söz var…

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna bile az!..