ARINMIYOR, DAĞILIYOR?…

Denir ya “ipin ucu kaçarsa, fena yanarsın..?” Görünen o ki; İyi Parti’de de ipin ucu fena kaçmış gibi.. Enva-i dedikodu, havada uçuşuyor.. Akçeli mi, janjanlı mı, ne derseniz var?. Ve hepsi de, Parti Lideri Meral Akşener’in etrafında vücut buluyor..

***

“Ben artık yokum” deyip, istifa edenler.. İstifa dilekçesini verip içini zehir zemberek şekilde dökenler?.. Dehşetli bir kazan kaynama var hal-i hazırda parti içinde!.. Öyle ki, siyaset konuşulduğunda, illa ki, İyi Parti illa ki, bir vekil ya da yönetimindeki zattan söz etmişlik vardır…

***

Tabi, Akşener’in “defolup gitsinler” diyerek, yaptığı çıkış.. Ve bu cümlenin önüne, arkasına, sağına ve soluna dair kurduğu cümlelerin muhtevası var ki; çok şey söylüyor, ama kime söylüyor o belli değil.. Nitekim karnından konuşmanın yarattığı handikaba tepki veren var..

***

“Ben artık bu partide yokum” diyen son kişi, malum önceki gün istifa eden Adnan Beker idi.. Ki, Beker’in Ankara 2. Bölge’deki tek seçilen Milletvekili.. Partinin de, “kilit isimlerinden” diyebiliriz.. Derinliği de olan biri!.. Gelişmeleri dile getirirken, demiştik ki yeni istifalar eli kulağında!…

***

Ki o eli kulağında isimlerden biri de, Diyarbakırlı hemşehrimiz İstanbul Milletvekili ve Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Salim Ensarioğlu..  Söz Gazetesinde dün kendisinin sosyal medyada yaptığı açıklamaya ilişkin, haber vardı.. Ensarioğlu’ndan istifa sinyali…

***

Ne demişti, beyanatında Ensarioğlu!.. “Bugün saygın bir gazetecinin bana; İyi Partinin gidişatından rahatsız duyanlardan biri de sizsiniz, sizde istifa edecek misiniz? Sorusu üzerine; evet partimin şu anda bulunduğu durumdan rahatsızım ve rahatsızlığımı da dile getiriyorum.

***

Benim İyi Parti’de bulunma amacım partimizin Merkez Sağ’a yönelik politikalar oluşturması ve içindi. Ama bu süreçte bunun dışına çıkıldığını düşünüyorum dedim. Konuşmamız bu minvalde gerçekleştirmiştir. Kamuoyunun bilgisine sunarım.”

***

Ensarioğlu bu çıkışını istifayla mı sonlandırır, yoksa partinin iç dünyasına yönelik bir özeleştiri olarak mı kalacak?.  Onu zaman gösterecek.. Ama, bu çıkışın illa ki bir somuta ermişliği olacak?.. Çünkü, Ensarioğlu siyaset kulvarının mihenk taşlarından biri.. Bugünün siyasetçisi değil, duayeni!.. Akşener’den önce vardı, siyasette!..

***

Netice itibariyle; İyi Parti’deki bu fırtınalı sürecin vuracağı nokta önemli!.. Ki Parti kasasındaki 120 milyon lira civarındaki paranın hiç edilme durumu da ayrı bir mevzu?.. Parti kendisine özgü bir arınmanın içerisine mi girdi?. Yoksa, arınma değil de dağılma mıdır, tüm bu yaşananlar?… Doğrusu, arınmadan daha çok, dağılmanın vücut bulduğunu görüyor ve söyleyebiliyoruz?..

***

ANAPLAŞMA MI?..

Kim, nasıl, ne gayeyle Anaplaşma mı?.. Denilen şu.. CHP’nin tekaüt olan lideri Kemal Bey, Özel’e şöyle seslenmiş, son görüşmede.. Tabi ki, sen de mi brütüsü unutarak..” Rivayete göre şöyle demiş… “Evlat.. Sen sen ol, Ekrem’e aman ha dikkat et.. Fena bir çocuk.. Tezgahına düşme, düşersen CHP’yi ANAP’laştıracak?.. Gaflete düşmeyesin ha!..”

***

Tabi, ANAP’laştırmayı hangi anlamda, amaçta söylemiş o biraz meçhul!.. Eğer ki, ANAP’ın ilk dönemlerini kast ediyorsa, bu CHP için bir kazanım.. Çünkü, Dört eğilimli bir birleşmenin, modeliydi, ANAP.. Ki, Türkiye’nin siyasi tarihine baktığınızda, AK Parti’den sonra en uzun soluklu iktidar ve siyasetin bir numarası ANAP idi..

***

Kaldı ki, Kemal Bey CHP’nin başına geçtiği gün itibariyle tek eğilimli değil, çoklu eğilimli bir politika sergiledi.. Ki, dört değil, 44 eğilimli olundu, ama hiçbir sonuca eremedi.. Altılı masa, kimin eseri?.. 6 artı 2’li ittifaklar kimin aklıydı.. Bu minvalde ise, denir ya gülünür!..

***

Ama yok!.. Eğilimlerle alakalı değil, benim CHP’yi ANAP’laştırma uyarım, son dönemine binaendir.. İşte o noktada, Kemal Bey yine, trajik komik bir uyarısı söz konusu.. Çünkü, CHP’nin iç dağınıklık ve partiden kopmalar, eğilimlerin kaçışı, hiçbir dönemde olmadı, kendi döneminden başka!.. Neyse bu uyarıya gülüp geçelim!..

***

TETİĞİ ÇEKEN DEĞİL, TETİĞİ ÇEKTİREN!…

 

Hrant Dink’i 2006 yılında, katleden kirli ve karanlık fikriyatın tetikçisi, iyi halden tahliye edildi.. Adalet Bakanlığı’na göre, “tahliyesinde, hiçbir şekilde hukuken, sorun yok..” Nedeni de “tetikçi cinayeti işlediği yaşta, çocuk olduğu için alabildiği en üst sınırdan cezalandırılmış..

***

Pek tabi ki, çocukların yararlanabileceği tüm haklardan da yararlanmaktadır.. Lakin aynı davada yargılanan ve çocuk yaşta olmayan iki kişi var.. Biri ağırlaştırılmış müebbet ceza almış.. Diğeri ise 99 yıl.. Adli yönde, en üst ceza verilmiş..

***

Denir ya, yine de insanın içine sinmiyor, kabullenemeyip, vicdanen rahatsız olunuyor.. Çünkü, Dink güvercin tedirliğinde yaşayan bir adamdı.. O bugün toprak altında, ama ona kurşun yağdıran, katleden, öldüren tetikçi, katil aramızda dolaşacak!..

***

Kahredici olan, neydi?.. O gün Dink’in cansız bedeni, yırtık ayakkabısının resmine odaklanırken, tetikçinin karakolda sırtı sıvazlanıyordu.. Türk bayrağı önünde, aferinlerin çekildiği video paylaşımları vardı..

***

O gün, Dink’in eşi Rakel Dink şöyle seslenmişti.. “Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.”

***

Evet, o günler, o karanlık ve kirli oluşumlar, ve Türkiye’nin genel yapısındaki derin dehlizler geride kaldı?.. Bitti mi, o meçhul..? Ama artık, çocuk tetikçiden kahraman çıkarılamaz diye düşünüyorum?.. Lakin davada iyi halden tahliye edilmesi noktasında söylenecek çok söz var, ama söz bulamıyorum!.. Sizce…

 ***

GÜNÜN SÖZÜ..

Maneviyatını kapitale peşkeş edenin vicdanında merhamet olmaz!…