Bİ DİKİŞ TUTTURAMADILAR?..

Öyle görünüyor ki, mevcut muhalefet hiç bir zaman dikiş tutturamayacak!.. Sürekli kendi iç kavgasıyla gündemde ve meşgul!.. Ki bu hal-i dağınıklıkları ahalinin de, ülkenin de sosyal, siyasal ve ekonomik yöndeki sorunlarını gölgede bırakıyor!.. Bu gölge, iktidar için de adeta dinlenme mekanı!…

***

Bakınız, günlerce CHP’yi konuştuk!.. Yazılan, çizilen, konuşulanların haddi hesabı yok?.. “Kim Genel Başkan Seçilecek” denilip duruldu.. Sonra, 13 yıllık Kılıçdaroğlu serüveni son buldu.. Sen de mi brütüs hamlesiyle, Özgür Özel geldi?.. Üzerinde, emanetçi, vekil, geçici, İmamoğlu’nun gölgesinde bir Genel başkan denilip, duruldu..

***

Hatta şeref ve namus noktasındaki ön seçim vaadini unutmasına ilişkin, yapılan yorumlar!?. Ki ben de dile getirdim, CHP değişmez!.. Tekaut edilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bizim arkadaşlar akşam hükümet kurarlar, sabah devirirler demişti, bir akşam sofrasında.. İşte vaat ve sözler de böyle!..

***

CHP’yi önümüzdeki günlerde daha çok gündemleşecek, konuşacağız!.. Yerel Seçimlerde aday belirlenmesinde.. Özellikle, Büyükşehirler için.. Ankara, Antalya, Adana ve Mersin ile Bolu.. Buradaki isimler, CHP’nin denge terazisini sarsabilecek noktada.. Gölge kabine de ekstra…

***

Neyse!?. Şimdilerde CHP’den daha çok İyi Parti’deki iç çalkantı çok gündem ve tartışılıyor!.. Doğrusu, İyi Parti kurulduğu tarih itibariyle; iç barışı pek sağlayabildiğini söylemek zor.. Sürekli, bir kazan kaynama ve kazan kaldırma yaşanıp durdu.. Partinin kurucu isimlerinin gidişat treninden inmesiyle, başladı?!

***

Kimler gitti, Ümit Özdağ.. Ki istifayla yetinmedi.. Rakip olma adına parti kurdu.. Hatta, Akşener’e ve kurucusu olduğu İyi Parti’nin bulunduğu altılı masaya, son virajdaki hamlesiyle Kılıçdaroğlu’yla yaptığı anlaşma, derin dalgalanma yarattı!.. Kayıp verdirmeye devam ediyor..

***

Gelirsek Yavuz Ağıralioğlu’na.. O da ayrıldı, ki giderken de zehir zemberek içini döktü.. Şu an, Parti Kurma aşamasında.. Yani eli kulağında.. İyi Parti iddialı bir muhalefet yapma adına yola çıktı.. Kısa sürede de prim yaptı.. Böylesi bir partiden istifalar, doğmalar, bölünmeler olması ciddi zaafiyet gösteriyor!..

 ***

Kaldı ki, 7 yıl içerisinde, iç dalgalanma ve ittifaklardaki duruş zaafiyeti olmamış olsaydı; Ana Muhalefetin yerini almıştı.. Ama yok!.. Şimdi, parti içi muhalefetin siyasetinde söylem ve eylemden daha çok, yolsuzluk ve usulsüzlükler gündemleşti!.. İstifalarda hız kesmedi.. Gidenler fena konuşuyor?

***

Düne kadar Akşener’in en yakınında yer alan, Ümit Dikbayır’ın ifşaları.. Yenilir, yutulur iddialar içermiyor.. İstifasına ilişkin disiplin kuruluna verdiği dilekçede yazılanlara bakıyorsun.. Her satırı, Akşener ve Aile fertlerine dair, yolsuzluk ve usulsüzlük ithamları söz konusu..

***

Mal varlıkları araştırılsın diyor.. Akşener’in aile fertleri, özellikle özel kalem müdürü ve eşinin bankalarda bulunan hesap hareketlerinin, incelenmesini istiyor.. Ayrıca, İstanbul ve Ankara belediyelerindeki alınan “ihalelerin” kimlere ve kimlerin himmetiyle verildiğini.. Yani söylüyor da söylüyor!..

***

Dikbayır’ın bıçak kemiğe dayandı misali ifşa ettikleri çok konuşulacak bir mevzu.. Aslında Türkiye’de siyasi partilerin ve siyasi liderlerin güven tesisindeki; menfaat odaklı kırılmaların ulaştığı vahim tabloyu gözler önüne seriyor.. Yani liderin ağzından çıkan söz; “bedava değil, illa ki bir ücreti var” demek!…

***

Şoklar hanesine dönen İyi Parti’deki ikinci bomba ise önce Durmuş Yılmaz ardından da Bahadır Erdem’in peş peşe istifa etmesi.. İstifaları, partiye yönelik siyasi ve küresel güçlerin nasıl müdahale ettiğini ifşa etti.. İfşayı da bizatihi kendileri yaptı. Yerel seçimlere tek başına girmesinin gerekçesi, dış müdahale imiş!?

***

Sular durulur mu?!.. Sanmıyorum.. Nedeni de, kendisine has orijinal bir yapıya sahip olmadığı için… Toplama ve dolgudan oluşan bir Parti olduğu için.. İyi Parti’de atan dikişler çözülmeyi büyütüyor.. Akşener’in CHP’deki değişime dair.. Özellikle ittifak yönündeki Özel’in söylemlerine binaen!..

***

Akşener o gün şöyle bir cümle kurmuştu.. "Biz çiçeği burnunda değişim şampiyonlarının daha bugün kurabildikleri cümleleri bundan tam 8 ay önce kendilerine kurmuştuk. Dolayısıyla o gün bize duvar örenlerin, bugün anlattıkları bu saatten sonra bizi ilgilendirmez"

***

İşte çıkış!.. Ve ardından 81 İl’de adaylarımızla seçime gireceğiz noktasını koyan, duruş!.. Partideki kırılmaların yarattığı depremin, önümüzdeki günlerde iç ve dış saldırıların koduyla, daha bir artacağını söyleyebilirim!?. Parti bu minvaldeki okları savdırabilir mi işte biraz zor!?.

***

Saadet ve Gelecek’in giderek AK Parti’ye yeşil ışık yakmaları.. Merhum Olçak’ın eşinin “Erdoğan davet ederse, Fizanda olsa bile giderim” beyanı!.. Davutoğlu’nun istişareye varım söylemi.. Beri yanda, HEDEP’le temasların olabileceği konuşulurken!?..

***

Aslında tüm bunlar, İyi Parti kadar CHP’nin de iç dünyasında farklı rüzgarların esmesine neden olacak?!.. Netice itibariyle gördüğünüz gibi, Türkiye’nin demokrasisini ve siyasi hayatını sürekli alabora eden; muhalefetin muhalefetsizliğin neden olduğu ahların üremesidir?…

***

Hep ifade ederim.. Bir kez daha yazıya nokta koyarken ifade etmek istiyorum!.. Bu muhalefet düşman başına.. Bu millet için bir baş belası ne yazık ki siyasal iktidar için de, bulunmaz bir nimet?! Her seçimi altın tepside iktidara sunmaktadır!..

***

TARİHTEN BİR GÜN…

Bugün, Diyarbakır için anlamlı bir gün.. Çünkü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kadim şehre teşriflerinin, 86. Yıl dönümü..

***

STAJ ÖĞRENCİLERİNİN ÇIĞLIĞI..

Dün Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde staj yapan Üniversite öğrencilerinden, aldığım bir mail oldu.. Ki bilahare sosyal medya da da yayınlandığını gördük.. Ne olur sesimiz olun diye çığlık atıyorlar.. Dertleri, staj ücretlerinin Hastane tarafından ödenmemesi…

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da etiketledikleri serzenişlerinde şöyle diyorlar..” Eğitimimiz için yapmak zorunda olduğumuz zorumlu yaz stajımızın ücreti Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip erdoğan tarafından asgari ücret tutarında ödeme alacağımızı müjdesini vermişti.

Fakat Diyarbakır Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, 500’den fazla stajyere ücretleri ya yatırılmadı ya da eksik yatırıldı. İlgili birimlerin hastanelerin bu ücreti yatırdığını biliyoruz. Başka hastanelerde staj yapan arkadaşlarımıza sorduğumuz da asgari ücret aldıklarını söylüyorlar. Biz sadece hakkımızı istiyoruz.”

***

Evet, öğrenciler sadece haklarını istiyorlar.. İlgili ve yetkili birimlerin de bu hakkı ödemeleri gerekiyor.? Kaldı ki, bu para kendi ceplerinden çıkmıyor.. Tabi parayı ceplerine cebellesi yapmamışlarsa.. Ne diyelim, yanıt bekliyoruz.. Bakalım onların gerekçesi ne dir?!.. İnşallah makul bir beyanat verirler; vukuatlı hastane yönetimi?…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Eğer ki siyasi hesapların gölgesi, senin boyunu aşmışsa bilesin ki son duraktasın!…