CİHANDA SULH!

Hep deriz!

Sulh zordur.

Şer kolaydır.

Çünkü "fitne" şerri kolay aldatır.

Ama sulh…

"Fitne'ye", ihanete, hele ki şeytanı duruma gelmez!

Ki kanmaz.

Rotası, "Sulh" odaklıdır…

Yani, barıştır…

***

Bakınız!

Dünyanın gözü önünde yaşananlara…

İşte, İsrail…

İşte Filistin…

İşte Gazze'deki "soykırım" girişimi!

60'nın üzerinde; şehit…

3 bine yakın yaralı…

Hem de!

Siyonizm’in…

Emperyalizm’in…

Ki demokrasi, insan hakları, özgürlük ve eşitlik tanımıyla; gelen bir "sömürü' düzeninde yaşatılanlar…

Sorumlusu kim?

İsrail mi?

İsrail yönetimi mi?

Asker mi?

Oradaki yaşayanlar mı?

Değil…

Ya da, İsrail'i bir proje olarak, Ortadoğu'da inşa edenler mi?

ABD mi?

Ya da İslam ülkesi olduğunu söyleyen Suudi Arabistan mı?

Mısır mı?

***

Hiç biri..

Çünkü tek suçlu var o da; "İnsanlık?!'

Yoksa.

Kudüs'teki vahşeti.

Gazze'deki soykırımı.

Filistin'deki, çaresizliğe karşı, "İnsanlık" bir tavır alırdı?

Ama nerde..

Ne tavır?..

Kime tavır?

Nasıl bir tavır?

Zerresi işlemiyor?

***

Derim ki!

"İnsanlık" öldü.. Ki çoktan öldü…

Peki yerine..

İşte yerine, Siyonizm geldi..

Emperyalizm geldi..

Küresel, faşist sermaye geldi…

Terör..

Şiddet..

Kan, gözyaşı ve fitne ırkçılık geldi!

İşte; "o insanlık dışı mahlûkattır" bugün; yer küresini kan gölüne çeviren!

***

Bu mahlûkat için!

Tepki mi?

Öfke mi?

Eleştiri mi?

Miting mi?

Lanetlenmek mi?

Kınanmak mı?

Etki etmez!

Çünkü "fiili" bir durum yok!

Var mı?

Olmadığı içindir ki..

Yurtta sulh..

Cihanda sulh..

Bir türlü; "ikmale" gelip, birbirini tetikleyemiyor..

Arıza; "insanlık dışı" mahlûkatlıkta…

Ki iki eksende yürüyor..

***

Eğer ki; ümmet olamazsak..

Binlikte güçlü olmazsak..

İslim birlikteliğini sağlayamazsak..

İslam ülkeleri üzerinden,

Müslümanların hayatlarından,

Faşizmin,

Kapitalizmin,

Siyonizm’in,

Emperyalizm’in,

Komünizm’in,

Sosyalizmin,

“insanlık dışı mahlûklukları” eksilmez!

***

Sonuç itibariyle..

Kanla beslenen,

Siyonizm’in terör devleti İsrail'in ateşiyle şehit olan; 60 Filistinli kardeşimizin ruhu şad olsun..

Mekanları cennet olsun..

İslam dünyasının başı sağ olsun..

***

EMANETCİLER!

Eeey ahali.. Hele bi durun..

Düşünelim..

Diyelim ki, ilk turda "seçimin" galibi çıkmadı..

İkinci tura geçildi..

Birinci turdan; "iki favori" çıktı..

Erdoğan..

Akşener..

Ve sandıktan; Akşener" reislik geldi..

Ki ne mümkün..

Ama varsayalım…

Vaziyet bu iken..

Kemal bey..

Temel bey..

Ha bir de DP'nin lideri var..

İnce de var..

Dışarıdan destekli, Demirtaş!..

Topyekûn…

Der mi?

Ey Akşener!

Hele gel bakalım..

Aha da seni tebrik ediyoruz..

Kutlarız..

Seçildin..

Rakibini alt ettin..

Seçimin zaferini kazanarak, başardın..

Yani, üst akıl formülüyle operasyon tamamlandı..

"İstediğimiz oldu? deyip hadi "Sen bir istifa et.."

Demiştik ya!

"Reislik yok..

Başkanlık yok..

Başbakanlık var, parlamenter sistem var!

Biz eskiye dönüyoruz!"

Denilirse..

Sizce, Akşener "istifa etmiyorum" der mi?

Yoksa eder mi?

Doğrusu!

Akşener…

"Meralım" şarkısını seslendireceği gibi!

"Hadi oradan" der!...

Var mı öyle?

Aylardır bu proje üzerinde" çalışıyoruz!

Haydır…

Niye bu; "vasfı ve üstünlüğü" elden bırakalım..

Gücü kaybetmem..

Niye ki, beni halk seçti..

Sandıktan ben çıktım..

Değil..

Çankaya..

Ben külliyeye çıkıyorum!

Görevimi orada ifade edeceğim.

Sahi derse!

Ki diyeceğini sanıyorum..

Peki, haksız mı?

Değil…

Çünkü Akşener'in tek gayesi var…

Projenin "aktörüyle" rolünü en üsttün seviyede icra etmektir…

Yani!

Olmayacak duaya amin denilemediği gibi..

Vaziyetin ikmali…

Bu iş böyle; olmaz dedirtiyor..

Havanda su dövme misali..

Tıpkı, Muharrem'in durumu gibi..

Velev ki o seçilse bile..

Ki kendisi, "Akşener'e" yardımcılığa bile razı..

Şunu diyeyim!

Kimse..

Ne Kemal'in.

Ne Temelin..

Ne Demirtaş'ın..

Ne Akşener'in "suyu yüzü hürmetine" değil..

"Kendinedir!"

Yani; "seçim" propagandalarındaki bu minvalde gelişen söylemler; külliyen yalan!..

Aldatma!..

Onun için…

En salihce ifade..

Yeni bir seçim..

Yeni bir anayasa..

Yeni bir referandum..

Yeni bir yönetim şekli vaadi, Türkiye'nin kurtuluşa erişmesidir..

Kim ne der bilmem?

Ama ben Milli ittifakçıları; "vekaletçi?" görüyorum..

Emanetçidirler…

Birilerinin nam-ı hesabına; "vekaleti"  vesayete döndürmek istiyorlar..

***

DESEN Kİ!

Vay be!

16 yıl sonra mı?

Yok ya…

Bir yanlışlık var..

İnce..

Reis adayı Muharrem İnce..

Demiş ki..

An itibariyle Ak partiye..

Eee.

"AKP" demeyeceğim..

AK Parti diyeceğim..

İyi hoş da..

Birileri gibi; "yeni mi" aklına geldi dememen!

Yine bir hile..

Oy devşirme adına..

Şirin görünme noktasında..

Aha da ben; "halktan" biriyim deme gayesiyle..

Bu ifadenin altında; bir devşirmelik" var..

Ki o da; oy!..

Bu halk, o devşirme halleri geçti..

İnliklere vakıf..

Yeme gelmez!..

Der ki, "yeni mi aklın başına geldi. 16 yıl önce nerdeydin?"

Eee…

***

KEMAL BEY'İN NARASI...

Kemal bey!..

Narayı atmış..

Diyor ki..

Suriyeli'leri, 7'den 70'e hepsi!..

Bilaistisna..

İktidara geldiklerinde..

Reisliği aldıklarında…

İnce'ye ilk talimatını verecekmiş..

O da..

Suriyelileri, tabiri caizse "kapı önüne" bırakıp, ülkelerine göndereceklermiş..

Pardon, sert oldu..

Suriyelileri, ülkelerine göndereceğiz..

Yani..

Eee Suriyeli kardeşler..

Eeee Esed'ten kaçanlar..

Yeter artık..

Sizi barındırdık..

Besledik..

İaşenizi sağladık..

Artık buraya kadar; "siz ülkenize" dönün!..

Birilerine ilk bakışta hoş geliyor..

Artık; gitsinler..

İlelebet kalacak değiller..

Doğru..

Ama velakin; "var olan ateşe insanları" atmak!..

Hele ki; "oy adına" bunu yapmak!..

Kabul edilir mi?

Esed mi..

DAEŞ mi?

Özgür Suriye mi?

YPG mi?

Yoksa "koalisyon ülkeleri mi?"

Hepsi...

"Barışık değiller ki, huzur ortamı vaki olsun…"

İşte katliamlar..

İşte toplu ölümler..

İşte kimyasal silahla "soykırım" yapma hali..

Neyse!

Kemal Bey.

Esed'le bir sabah kahvaltısıyla; her şey biter!..

Öyle değil mi?…

Peki, kankası Akşener ne der?

"Kararlı politika" diyor..

Yani gönderir mi?

Ya Temel, aynı fikirde mi?