DEMOKRASİNİN ARGÜMANLARI!…

Seçme, seçilme!.. Ve de seçimler.. Yekün şekilde, demokrasinin en kıymetli,  olmazsa olmaz, saç ayağıdır.. Önem arz edici olan da; işleyiş biçimindeki şeffaflık!.. Eğer ki, şeffaflık hasıl olmazsa, söz konusu demokrasi denilen nimet, anti kimlik kazanır!..

***

Eskiler bilir.. Siyasi Partiler geçmişte seçimde sahaya sürecekleri, adayları, seçmen ve teşkilat nezdinde, sorgulamaya alındı.. “Benimsenilen, az benimsenilen” noktasında!?. Formülde; “ön seçim..” Katılımcı bir demokrasi anlayışı, söz sahibi olurdu!..

***

Yoksa, günümüzde yaşandığı gibi!.. Partiler kendi iç dünyalarında, ciddi sıkıntılara, eleştirilere, tepkilere ve spekülasyonlara maruz kalırdı.. Seçilene tepki, seçilmeyende,küskünlükler baş gösterirdi.. Vaziyeti minimize etmek adına da, değişik argümanlar, metotlar, yol ve yöntemlere girişilirdi?

***

Kimi yerde anket, kimi yerde temayül, kimi yerde, seçim bölgesinin hatırı sayılır ihtiyar heyetleri diye ifade edebileceğimiz, önderlerin fikri beyanları alınır?.. Yani çok çeşitli elemelerle, krizler düşük moda getirilirdi?!.. Tabi yol ve yöntemleri icrada, şeffaflık yine, önem arz edici!..

***

31 Mart’a doğru yelken açan siyasi partilerin hal-i hazırdaki, portrelerinde çok sıkıntılı, sıkıntılı ve az sıkıntılı partileri görmek mümkün!.. Az sıkıntılı hanede, hiç kuşkusuz ki, “AK Parti ve MHP’yi” görmek mümkün!.. Agresif bir hava esmiyor.. Esse de, kol kırılır, yel içinde kalır vaziyetli!..

***

Ankara ve İstanbul!.. Ki diğer ellerin adaylarının da açıklandığı evrede; teşkilatlar düzeyinde, rahatlatıcı bir tavır vaki oldu!.. Malum hiçbir seçim ve hiçbir aday; teşkilatlar olmadan, başarı elde etmesi çok nadirdir.. Zira koşturan, sahanın tozunu attıran, onlar!.. Seçmenin kapısını çalan onlar!?.

***

Diyarbakır özelinde, söz edersek!.? Geçmişte; bu minvalde çok derin handikaplar yaşandı, AK Parti mahallesinde!.. Ki bunu kısmi olarak, 14-28 Mayıs seçimlerinde, gördük!.. Kimi teşkilatların, aday vekillerle uyuşmazlık içerisinde olduklarını.. Kendi adayıyla resim vermek istemeyenler bile, çıktı!?.

***

Seçim sonrası, değişimler oldu!.. Mevcut hal, devam ediyor mu, etmiyor mu bilmiyorum!.. Ama, hal-i hazırda arıza-i bir durum pek gözükmüyor.. Şayet var ise ve çözüm üretilmeyecekse, o zaman dün şikayetçi olan, bugün tepki gören konuma düştüğünü görmeli.. Şimdiden krizleri ve küskünleri gidermeliler!.. Yoksa, fatura ağır olur..

***

DEM’de durum ne!?.. İki haftadır, aday belirlemede, ön seçim çalışmaları içerisinde.. Yüksek düzeyli gel gitler, iptaller, ertelemeler yaşanıyor.. İş sağlıklı bir netice verir mi; doğrusu solunan hava açısından tereddütler hasıl!.. Bu da ciddi kafa karışıklığı yaratıyor..

***

Nitekim, konuşulmaya başlandı!.. Bu kadar hengameden bir sonuç çıkmayacağı biliniyorduysa neden yapıldı?.. Genel merkez tercihiyle adaylar belirlenseydi, daha bir sağlıklı olurdu.. Bu kadar da yıpranmalar olmazdı?.. Bu minvalde, analizler giderek artıyor?.. Bakalım, ay sonuna kadar kimler seçim meydanlarına sürülecek?..

***

En önemlisi de, sahaya sürülenlerin profilleri!.. Tabanda göreceği teveccüh yüzdeliği.. Kim ne derse desin, 2019’daki yerel, 14-28 Mayıs’taki genel seçimlerde ortaya konulan, siyasi tercihlerin parti yönetiminde ve tabanında yarattığı makas, travmasıdır; iç dağınıklık?..

***

Dönersek, Siyasi Partilerde aday belirlemede esen rüzgarın, dozaj ölçüsüne!.. CHP ve İyi Parti en bariz; iç dünyaları kavgalı ve sıkıntılı, partiler olarak, öne çıkmaktadırlar!?. CHP’de çift başlıklı bir yönetim diyeceğim, ama son hamlelerde bu, üç başlılığa çıktığını görüyoruz!..

***

Ekrem İmamoğlu bir baş.. Özgür Özel bir baş.. Kemal Kılıçdaroğlu bir baş.. Saflar hanesinde, demokrasiyi öylesine dehşetli bir şekilde savunduğunu söyleyip, onu en çok ezen, anti noktanın da ötesine taşıyan var ki; “kibir abidesi..” İmamoğlu için, ifade ediliyor..

***

Nitekim, İstanbul için kendi adaylığını deklare ederken bile, kibir abidesi kesilerek, dünya şehrinin emir eri olan makamı küçümsedi!?. Düşük gören, kendine basamak olarak kullanma duygusuyla hal ve hareket içerisinde; “ben rakibimi biliyorum” demesi ayrı bir fecaat!..

***

İstanbul’a başkan olduğu gecenin sabahından itibaren, göz diktiği Cumhurbaşkanlığı koltuğu, zehirlenmesiyle, İstanbul’a beş yıl kaybettirdi!.. Pek tabi ki partisini de, “bölme, parçalama” adına da, enva-i organizasyonlara imza attı.. Bugün partinin üç başlı hale gelmesinde, en büyük emeği ve eforu sarf eden kişi!?.

***

CHP!.. İmamoğlu ile ilgili bir anket, bir ön seçim, bir parti temayülünde bulundu mu?. Yok.. Demokrasinin bu minvaldeki saç ayağını işletmiş olsaydı; acaba çıkacak sonuç ne olurdu?.. Neyse; Bunun cevabını 31 Mart akşamı, İstanbul’un 16 Milyon insanı, verecek!…

***

Dikkatinizi çekiyor mu!.. İmamoğlu’nun kendine rakip görmede mavra yaptığı, AK Parti Adayı Murat Kurum’un, adaylık evresi ve mevcut seçime odaklı, çalışmaları, tevazu hanesinde geçiyor.. Bakanlık evresindeki başarı grafiği yüksek, İstanbul’a tarif edilemez kazanımlarının vaki olduğu gerçeğiyle, Kurum polemikten ırak, hizmet fikriyatıyla yol alıyor!..

***

Kurum’a kent milliyetçiliği fikrine sahip, siyasi ve ideolojik tarafgirliği olmayan; kesimin en çok oyunu alacak kişi!.. Sandığa giderken, düşünecek bir tarafta beş sene boyunca, taş üstüne taş koymayan, çile çektiren, hizmet üretmeyen, laf üreten, zat!… Diğer tarafta bakanlığı evresinde başarı siyasi aktivitelerinde tevazuu elde bırakmayan, genç bir yetenek!.

***

İstanbul’u öyle görünüyor ki, bir kez daha pişman olmak istediği gibi, “elim kıraydı da oy vermeseydim” sözünü, tekerrür etmemek için; tercih değişikliğine gidecek!..

***

Ankara’da hava nasıl?.. AK Parti yine, huzurlu ve istikrarlı!.. Ankara ahalisinin beklediği adayı gösterdi, hem milletçi hem de muhafazakar, Turgut Altınok!.. Ki, belediyecilikte prezesi var.. Şans yüzdeliği derseniz; “bu iş bitmiş” diyenlere doğru gidiyorum.. Ama ne olur ne olmaz, demeyi de gözardı etmiyorum!..

***

Tabi, Mansur Yavaş ne yapar?.. Taban aynı.. O da Milliyetçi tabandan gelen, oylarını alan biri.. Ama, koşullar 2019’daki koşul, ortam ve altılı masa, gibi bir işbirliği yok!.. Hele ki, Yavaş’ı o makama getiren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptıkları ve ettikleri konuşulursa!.. Ortada “bir ihanet var?”..

***

Yavaş CHP çatısı altında; yalnız!.. Teveccüh, nasıl bir yüzdelik geliştirir, onu seçim akşamı göreceğiz!.. Ama şu bir kesin sonuçtur.. Yavaş ihanetin bedelini, milliyetçilerin ve Meral Akşener’in ortaya koyacağı, tavır neticesinde, ödeyecek!.. Ki o da; başkentin emir eri koltuğunu bırakmak olacak?.. 

***

Kaldı ki, CHP’nin yol yürüdüğü DEM’in tabanı, Yavaş’a ne kadar, ırak olduğunu bilmeyen yok!.. Bir hesap yapılacaksa, “DEM’in oyları” dahil edilmeden yapılmalı.. İyi Partinin de ismi olarak.. Ki düne kadar, CHP’yi iktidara taşıyan bir manivela görevini yürütüyordu!.. O da yok.

***

DEMİRTAŞ SÜRPRİZİ

Ne diyor, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş.. “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için henüz partimiz DEM Parti’den bize bir öneri gelmedi, ama halk ister, partimiz de uygun görürse, demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak, düşünebiliriz.”

***

Başak Demirtaş’ın, bu açıklamaları Parti’de sürprizle karşılandı.. Tabi siyasetin genel kulvarında da, domino misali neler oluyor havası estirdi?.. 

***

Bu çıkış parti talebi mi ya da açıklamadan haberdarlar mı?. Selahattin Demirtaş’ın bilgisi dahilinde mi”.. Kaldı ki, İstanbul’a ilişkin henüz alınmış bir karar da yok?..

***

Ki CHP, DEM’le işbirliğini tamamen, İstanbul üzerine kurguladığını bilmeyen yok?.. Yoksa bu kadar yakınlık olmazdı?. Demirtaş’ın bu çıkışı, yeni bir siyasi yol tercihi mi benimsenilmek isteniyor..?

***

Önümüzdeki hafta Parti Merkezi işbirliği-ittifakı netleştirecek.. CHP’ye evet mi, hayır mı?. Bu sonuç, Başak’ın dediği adaylıkla neticelenirse; siyaset çok fena karışacak?..

***

Atlamadan, Leyla Zana’nın sessizliğini bozması!.. Cumhurbaşkanı Erdoğa’a yaptığı, “çözüm sürecini dondurucudan çıkarın” çağrısı.. Başak’ın bu beyanı.. Her ne kadar birbirinden bağımsız ise de; ortak aklın yüksek sesle dile getirilmesidir?..

 ***

VAY BE!…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel.. Demiş ki; "Herkesin bizden bir beklentisi var, şunu söylüyorlar; aman Kemal Bey'e vefalı olun. Hep şunu söylüyorum; vefanın nasıl gösterileceğine ilişkin çok tarif var. Benim anladığım vefa şu, bir genel başkana, önceki genel başkana vefa, partisini iktidar yaparak olur.” Bu ifadeye ne dersiniz bilmem ama benim ağzımdan çıktı; “vay be..”

***

GÜNÜN SÖZÜ.

Demokrasi mi, memokrasi mi, kime göre, neye göre vücut hali!..