DİCLE CAN ÇEKİŞİYOR?..

Söze, 25 Ocak 2023 tarihinde kaleme aldığım; “Dicle Nehri Talan ediliyor” başlıklı, yazımı aktararak başlamak istiyorum!.. Ki bu başlık altında, nice geçmişte yazılarım oldu.. Sohbetler icra edip, ilgili ve yetkili zevatın kurumsal kimliğiyle, dikkatini çekmek istedik..  Gaye üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil kabilinde.. Ama denir ya, nafile!.. Neyse, önce, o gün ne demiştik bi hatırlayalım?!…

***

“DİCLE NEHRİ TALAN EDİLİYOR?..”

  

Ne yazık ki; “birileri talan ediyor, birileri de seyrediyor” bizim gibi, “kent milliyetçiliğiyle yanıp tutuşanlar da feryat, figanla avazı çıktığı kadar bağırmakla kalıyor..” Lakin kahredici olan; “duyarsızlığın, ilgisizliğin, sahipsizliğin” her meselede olduğu gibi Dicle Nehri kıyılarının işgalinde ve talanında da, görüyor ve yaşıyorum!…

 ***

Yıllar yılı; “Dicle akar, Diyarbakır bakar” deyip durduk!.. Buram buram, tarih, medeniyet ve kültür kokan, her karış toprağında binlerce yıllık tarihi mabetler bulunan kadim şehir Diyarbakır bu kadar mı sahipsiz olabilir dedik… Dicle Nehrinin bereketi ve yaşamın her alanında “can suyu” olan varlığı neden bu kenti bir Venedik ve Toledo’ya dönüştüremedik diye, söylendik…

***

Birileri duysa da, cılız kaldı.. Birileri himmet edip, uğraş verdiyse de kısır kaldı.. Ama birileri hep; çıkara, menfaate, ranta odaklanıp, zenginliği peşkeşe kurban edip, heba etti… Ve bugün Dicle Nehri’nin iki yakası, işgal altında.. Nehrin akış yoluna set oluşturuluyor arazi, ortamı yaratılmak isteniliyor.. Kim nasıl, hangi yetki ve izinle nehir yatağını değiştiriyor, anlamak zor!…

***

Hele ki; peş-peşe açılan kafeler mi, çay bahçeleri mi, gazino ve pavyonlar mı?!.. Korkunç bir talan ve işgal var bu bölgede!.. Ki görünen o ki, bir kaç yıl sonra gerek devletin gerekse üniversitenin gerekse de şahıslara ait arazilerin işgalleriyle alakalı telafisi mümkün olmayan, hadiselerle yüz yüze gelinecek.. Şimdilik bu kadar diyorum!…

 

***

Ve, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Sur İlçe Belediyesi, pek tabi ki İl Valiliği, DSİ 10. Bölge Müdürlüğü.. Ve de; İl Kültür Müdürlüğü.. Dicle Üniversitesi Rektörlüğünü de ekleyerek.. Dicle Nehri kıyısındaki akış yönünü değiştiren, set çeken, işgal eden, arazi ortamı oluşturan tüm faaliyetlerin önüne geçmek üzere komisyon oluşturularak müdahale edilmeli.. Dicle Nehri; göz göre göre elden gidiyor kıyılarıyla birlikte!…

***

Doğrusu, bu uyarı üzerine çok şeyler değişti, nehir kıyısında!.. Belli bir oto kontrol sağlandı.. Ama yeterli mi, değil!.. Daha radikal, daha tavizsiz adımlar atılması gerektiği gibi; kurumlar arası çekişmelerin de önüne geçilmesi lazım.. Ben, sen yetkisiyle değil; kentin ve doğal yapısının tarihsel kimliğiyle, çözüm üretilmeli!..

***

DİCLE CAN ÇEKİŞİYOR..

Gelirsek, diğer mevzuya!..  Yazı başlığımız, Söz Gazetesi’nin dünkü manşet haberinden alıntı.. “Dicle can çekişiyor!”.. Ne yazık ve hazindir ki, tartışılmaz bir hakikati, ifadeyi yüksek sesle dile getiren bir ifade.. Ki bunu yıllar yılıdır, haykırıyoruz, son olarak haykıran da, bir öğretim görevlimiz!. Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, kent adına ses oldu!…

***

Biz yukarıda, Dicle Nehri’nin iki yakasını, dile getirdik nasıl talan edildiğini.? Kılıç ise, nehrin doğal akışını ve suyun kriminal yapısından, kendi öz yaşamı doğal yaşamın da nasıl etkilenebileceğinden söz ederek korkunç ölümü dile getiriyor..

***

Elazığ’ın Sivrice ilçesinden doğup Diyarbakır’dan geçerek Şattülarap'ta Basra Körfezi'ne dökülen Dicle Nehri’ne karışan evsel atıklar, sanayi atıkları ve tarımsal atıklar insanları, hayvanları ve tarım alanlarını tehdit ediyor” uyarısını yapan Kılıç dikkat çekiyor…

 “Eğer ki önlem alınmadığı takdirde” Dicle Nehri’nde birçok canlı türü yok olacak..Ki, önümüzdeki yıllarda kuraklık açısından çok ciddi sonuçlar doğuracağını da ön görmek gerekir.”

***

Biyolojik noktada baktığınızda, Dicle Nehri, bölge için tam bir vaha özelliğini arz ediyor.. Denir ya, yaşam suyu?.. İşte bu yaşam suyunu zehirlemiş, vaha özelliğini yılların ihmaliyle, göz göre göre katletmişiz!?.. Ki katletmeye devam ediyoruz..

***

Geçtiğimiz sene kuruyan sulak alanlarda yaşayamayan birçok memeli, omurgasız ve eklem bacaklı hayvan türlerinin Dicle Nehri’ne sığındığını bilmeyen yok.. Dicle Nehri bahsedilen canlı türleri için de son bir şans.. Kaldı ki, Devegeçidi Barajı, küçük derelerimizin, çaylarımızın, göletlerimizin yeterince su ve yağış alamadığı için de, kuruduğunu biliyoruz!..

***

Peki, bu alanların kurumasıyla, canlılara ne oldu, özellikle kuşlar?.. Kılıç bu soruya şöyle yanıt veriyor.. “Biz yıl boyunca 200 civarında kuş türünü Dicle Nehri ve Hevsel Bahçeleri'nde görme şansına sahip olduk. Ancak vahim bir problem var.. O da, Dicle Nehrinin kirliliğidir. Sudaki kirlilik canlıları ciddi manada etkiliyor.  Bu nehir, bu canlılar için son bir şans..”

***

Kılıç su kıtlığına dikkat çekerken, yaşanabilecek felaketleri de dile getiriyor..  Nitekim, 40 çeşit balık türü nehirde yaşıyordu, şimdi oran yarıya yarıya inmiş durumda… Kılıç’ın ifadesi şöyle;

“Dicle Barajımızdan bırakılan suyla Dicle Nehri hayat buluyor. Ancak, önümüzdeki yıllarda su kıtlığı yaşayacağımız artık bellidir. Bu yüzden suyu kirletmememiz lazım. Atık su tesislerimizi buna göre yeniden revize etmemiz lazım. 40 balık türü yaşarken, kirlilikten bir kısmı yok oldu”

 

***

Kılıç, çözüm ve yapılması gerekenleri de, şöyle aktarıyor.. “Maalesef nehrin doğu tarafında yeni yerleşim yerlerine ait atık sular olduğu gibi nehre boşaltılıyor. Bu suların bir yerde toplanması lazım. Ya Dicle Nehri’nin doğu tarafına atık su arıtma tesisi yapılması lazım ki bu da oldukça maliyetlidir. En kolay yol, bu suları toplayıp mevcut olan atık su artıma tesisine sevk etmek.. O zaman suyun kalitesi iyileştirilir.”

Bu kaliteyle Su samurlarını, Fırat Kaplumbağası gibi nadide türleri yaşatma şansına sahip olacağımız gibi, 40 tür balık da yeniden hayat bulur.. Yeter ki suyun kalitesini bozacak unsurları kontrol altına alalım ya da atık suları arıtmadan bırakmayalım…”

***

Sonuç itibariyle!.. Öğretim üyesi Kılıç’ın ortak dili ifade eden, haykırışına kulak vermemiz lazım.. Ne diyor, ya da ne diyoruz?… Diyoruz ki; “Dicle Nehri bizim, şehir bizim. Buradaki canlı türleri insanlığa emanettir. Biz çevremizi ve özellikle sularımızı temiz tutacak olursak pek çok biyolojik çeşitliliğimiz, canlı türlerimizi de koruma şansına sahip olacağız”..

***

Ne yazık ki, Dicle nehriyle alakalı bir mevzuyu gündeme getirdiğimizde, şöyle bir handikapla karşılaşıyoruz.. O da, kamuoyunun yeterince, duyarlılık ve hassasiyet göstermemesi!.. Ki bu hal, aynı zamanda kurumları da, ilgili ve yetkili birimlerin de, duyarlılığında, keyfiyet ve zafiyeti ikmale getiriyor…

***

Özetle.? Yerel seçimlere gidilirken, bu konuya herkesin kafa yorması lazım.. ‘El birliğiyle tüm kamu ve kuruluşlarımızın işbirliğiyle, Dicle Nehri’ni kaliteli suya kavuşturabiliriz.. Çünkü hepimiz şehrimizi seviyoruz. Önümüzdeki yıllar kuraklık açısından çok ciddi sonuçlar doğuracaktır.  Bizim her damla suya ihtiyacımız var.  Dicle Nehri’ni de temiz tutmak hepimizin görevi olmalıdır..

***

Şu gerçeği de, gözardı etmemek lazım!.. Hal-i hazırda, Dicle nehrinin belirli güzergahlarındaki ıslah çalışmaları takdire şayandır.. Hevsel ve Sur çevrelerindeki, düzenleme de!..  Dicle Nehri sadece, Seyrantepe ile On Gözlü Köprü arasındaki güzergahla sınırlı değil.. Sivrice’den başlayıp, Basra'ya uzandığı gerçeğiyle; bakılmalı..

***

AZICIK DA SİYASET…

Ben değil, CHP’li Eren Erdem arzı endam edecek.. Partisi’nin Tekirdağ Belediye Başkan adayıyla  alakalıdır, endamı.. CHP tarih yazacak başlığı altında şöyle diyor, sosyal medya paylaşımında..  Diyor ki;

***

“——24, 25, 26 ve 27. Dönem Tekirdağ Milletvekilimiz, 34, 35, 36 ve 37 dönem Parti Meclis Üyemiz (Parti Yönetcimiz) Sayın Candan Yüceer’in Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını tebrik ederim.

Partimizdeki değişimin siyasetimize kazandırdığı “-bu YEPYENİ yüzler” sayesinde değişim Tekirdağ’dan tüm ülkeye yayılacak, partimiz CHP tarih yazacak..—”

 

***

Ne dersiniz, Erdem’in dediği gibi bu değişim “CHP’ye tarih yazdırır mı?”.. Neyse, yorum sizin?..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Her şeyin prensibi sudur; her şey sudan gelir ve tekrar suya döner.

***

HAYIRLI CUMALAR…