HAFİF RAYLI SİSTEM!..

Bugün değil, 20 yıldır Diyarbakır’ın özelinde, konuşulan, tartışılan, sorgulanan bir mesele; “hafif raylı sistem?!..” Ki bu minvalde, onlarca yazı kaleme aldım!.. Kentin yaşam alanının, modernleşmesi!.. Çileye dönüşen trafik keşmekeşliğinin, huzura kavuşması.. Ve de ulaşımda; ekonomik kazancın temini için elzemdir diye!.. Ne yazık ki, gelen-giden yerel ve merkezi hükümetler, ihlaslı ve samimiyet karinesi içerisinde, müdahil olmadı, olmaya hassasiyet gösterilmedi?!..

***

Sürekli siyasi ve ideolojik kutuplaşmanın cenderesinde tutuldu!..  Hal böyle olunca da, seçimlerin vaatler hanesinde, ilk beşte sıralanıp duruldu; “biz kazanırsak, ben kazanırsam yapacağım” denildi.. Her aday için tanıtım broşürlerinin ilk sayfasında yer aldı.. Hatta ilk kayyım dönemiyle başlamak üzere, kent bilboardlarında bile, afişler asıldı, tanıtımlar yapıldı.. Zemin etüdünden, güzergahlara kadar çizildi!.. Animasyonları bile hazırlandı!..

***

Peki, nihayete eren bir sonuç elde edildi mi? Ne yazık ki, edilmedi?.. Gelen yönetimde, görevden alınan yönetimlerde, yenilenen yönetimler yekün şekilde; bilinmez denklem misali çarkı döndürüp, meselenin çözümü noktasında nihayete erdirmediler.. O sonuca erdirememe gayretinde zaafiyetler mi, keyfiyetler mi diyebileceğimiz direnç gösteren engeller ikmal edildi?.. Kimi yerinde, kimi merkezinde sürekli engeller inşa edildi!.. Yıllar da böylece, devrile devrile tüketildi…

***

Gelirsek, neden bir anda kent gündemine taşınması, Hafif Raylı Sistem Projesinin  mevzu edilmesi!.. Haftanın son mesai akşamı, DTSO’nun Sur ilçesindeki bir otelde, yıllık değerlendirme toplantısı vardı..  Kalabalık yüksek.. O toplantıda DTSO Başkanı Mehmet Kaya, başında bulunduğu kurumun 2023 faaliyetlerini anlatırken,  Diyarbakır’ın ihtiyaç duyduğu projeler diye kendine özgü bir fasıl açtı.. Ve sözü Hafif Raylı Sisteme getirdi..

***

Kaya’nın bu minvaldeki açıklamasına baktım.. Şöyle diyor;  “Diyarbakır’ın ihtiyacı yokmuş deniyor. 2017 yılından beri hafif raylı sistemle ilgili bakanlıktan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne ödenek geliyor. Yani kayyumdan sonra her yıl ödenek geliyor. En son 2023 yılında 642 milyon lira ödenek geldi. Fakat bu gelen ödeneklerin hiçbiri bir proje bile yapılmadan maalesef geri gitti.”

***

Kaya bu sözlerinin devamında, eleştirisel bir tavırla, “Yani bu kenti öncelemezseniz, bu kentin seçtiği bu kentin insanı bu kenti yönetmezse tabii ki bu tip büyük projelere sadece bürokratlara bırakırsanız bu durum ortaya çıkar. Yani Ankara ödenek göndermesine rağmen Diyarbakır bunu kullanmayı beceremedi. ”

***

Kaya’nın basına yansıyan, bu eleştirisel beyanına ilişkin haberler üzerine, Büşükşehir Belediyesinden yanıt geldi.. Gelen yanıt şöyle; “Ulaştırma Bakanlığının Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine Hafif Raylı Sistem için para gönderdiği, gönderilen ödeneğin kullanılmayarak geri gönderildiği veya başka amaçla kullanıldığı bilgisi tamamen asılsız ve gerçek dışıdır. Hafif raylı sistem projesi ile ilgili süreç büyükşehir belediyemiz ve Ulaştırma Bakanlığımız tarafından koordinasyon içerisinde yürütülmektedir.”

***

Mevzunun kurumsal polemiğe dönüşmesinin yarattığı gerilimin, tansiyonun düşmesi beklenilirken, karşı hamle geldi!.. DTSO’dan bu kez dile getirilen ödeneklerle ilgili, “ödenekleri içeren resmi dökümleri basına servis etti.. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın Yatırım Programı kapsamında Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığının, 2017-2023 yılları arasında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne Dağkapı – Hastane Hafif Raylı Sistem hattı için ayrılan ödeneklerin döküm cetvelini paylaştı.

***

Yeni haftada yerme ve yalanlama odaklı polemiğin dozajı nereye varır bilmem?.. Önümüzdeki günlerde, kim kime ne der, artık önem arz edici değil?.. Ama bu seyir, böylesi söylemler, tüm kurumların hanesine eksi olarak yazıldığını söyleyebilirim.. Yarar yerine zarar verici bir ateşin körüklendiğimi ifade ederim!.. İki testinin birbirine vurulması gibi, biri kırılır, diğeri de çatlar misali… İki tarafında zararınadır..

***

Kaldı ki, Hafif Raylı Sistemin bu kente kazandırılmayışındaki tıkanıklığında müsebbiplerinin de bizatihi kendileri olduğunu, hepimiz çok iyi biliyoruz.. Her meseli kısır çekişmelere bozdurmak gibi..   Tabi, DTSO ile Valilik-Belediye’nin uzun süredir; birbirlerine karşı hoşnut tutum içerisinde olmadıklarını da, bilmeyen yok!.. Ki sağır sultan dahi vakıf!.. Çünkü görüyor ve şahit oluyoruz ki, bir çok organizasyon ve etkinlikler çekişmeler hanesinde, alternatifleştiriliyor..

***

Yaşanan ve yaşatılan haller hoş bir şey değil, tasvip edilemezdir!… Bilinmesi gereken şu!.. Kişiler gelip geçicidir, ama kurumlar kalıcıdır.. Onun için de, kurumsal kimlikleri siyasi, ideolojik, kutuplaştırıcı, politize edici anlayışa, heba edilmemeli, kurban seçilip, verilmemelidir!.. Kent milliyetçisi kimliğimle diyorum ki; o makamlar kimsenin de, tapusu ve babasının, şahsi malı değildir keyfiyet arz etsin?..

***

Çağrımı yeniliyorum!..Daha önce de kurumlar arasındaki böylesi çekişmelere dair, beyan etmiştim.. Kim haklı, kim haksız, kim sorumlu, kim değil, kabahatli olan ya da olmayan, noktasında da değilim!?.. Beklentim ve isteğim; uzlaşıya, diyaloğa, işbirliğine, çözümsel aklın mekanizmasını işletmeye yönelik, efor sarf edilmesi gerekir. Valilik, belediye ve DTSO, tabi ki Ticaret Borsası ve OSB dahil.. Esnaf ve Sanatkarlar Birliği..

***

Bu kurumlar, başında bulunanlar bilmeliler ki bu kentin, sosyal, ekonomik ve kültürel kadar, siyasi dinamiğini dizayn eden mekanizmalardır!!.. Yıllar yılı, Diyarbakır yerel ve merkezi iktidarın siyasi çekişmesi ve politik ayrışmaların yarattığı handikaptan dolayı kayıplar hanesinde debelenip durdu? Bu da kent adına, istikrarsızlığı körüklemiştir, hep!.. Ders çıkarılmalı!..

***

En önemlisi de, mahalli seçimlerin sürecine girildiği bir dönemde; kentin ruhunu teşkil eden kurumların, kendilerini hiçbir şekilde, siyasetin hanesine mahkum etmemelidirler.. Hiçbir zümreye, malzeme yapılmamalı, arka bahçelere dönüşmemeleri gerekir.. Kent ahalisinin beklentisi bu yönde!.. Bilmem anlatabildim mi; meramın özünü!..

***

FİTNE DEĞİL DE DENİR?…

De hele, Zülfü Livaneli.. Ne bu celallenme halin.. İmamoğlu’na destek vereceksin diye, ortama zehir enjekte ediyorsun.. 31 Mart seçimlerine, 31 Mart Vakası’yla; göndermede bulunuyorsun!…

***

Diyorsun ki;  “31 Mart seçimlerini ya geçici orduları, avcı taburları ya da hareket ordusu kazanacak?..” Ortamı zehirleyen bu ifadenin ardından, İmamoğlu’nun elini tutup, Hareket Ordusu’nun kazanacağına ben çok inanıyorum” diyorsun!…

***

E be zevalı adam!.. Senin bu bölücü dilin, ayrıştırıcı aklın, kutuplaştırıcı vicdanın, her şeyden önce, seni akrep, elini kaldırdığını da yılan yapar!.. Eee, ahali de karakterinde hainlik yatana taşını atar!.. Ne diyelim, Allah müstehakını versin!…

***

81 Milyon ülke insanının ekseriyetini gerici olarak nitelendirmene ne demeli?… Çatal dilli siyasetin nirvanası olan bu tutumun, gafletin ve delaletin ötesindedir?.. Ki bu ülkene ve milletine olan; nefret zehirlemesidir!.. Neyse; bükemediğin eli öpmeye mahkumsun?!

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Havanda su dövmenin, öğütülen ürünü olmaz!