HİBRİT SAVAŞINA KARŞI TAVRIMIZ!!..

Acı haber, gecenin bir vaktinde, çöktü üzerimize!!!.. Yine, sisli, puslu ve kirli havayı fırsat bilen hibrit savaşının hizmetkarlarına, 9 evladı kurban verdik.. Daha 20 gün önce, 12 can verdik.. Dün gece de, 9..

***

Can kaybı, dökülen gözyaşları, evlere düşen kor ateşi, ülkeyi yasa boğan acılar; ne ilktir, ne de son olacaktır!?.. Bunu biliyoruz.. Ama sabırla ve metanetle, birliğimize ve dirliğimize yönelik yürütülen dış orjinli hibrit savaşlarına karşı direnç göstermeliyiz!…

***

Evet, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz!.. Yaralılarımıza da acil şifalar.. Ailelerine de sabrı cemil diliyorum!.. Ülkemizin ve milletimizin başı sağ olsun.. Karşılığı mislice verildi.. Ancak gün toplumsal yönde duyguların öfkeye dönüşeceği gün, olmamalı!.. Aklı selimin üstünlük kazanması gerekir…

***

Çünkü bu saldırı ve önceki saldırılar, çatışmalar, operasyonlar, hava ve kara harekatları!.. Irak’ta, Suriye’de, yaşananlar!.. Hepsi birbirine geçmiş, zincirin halkalarıdır.. Yekün teması da; Ortadoğu’yu yaşanılmaz hale getirmektir..

***

Ne hazindir ki bunu da açık ve aleni bir şekilde halkları birbirine kırdırarak yapıyorlar.. Kimi siyasi, kimi ideolojik, kimi ırk, kimi inanç noktasında; hibritleştirerek, birbirine karşı saldırganlaştırıyor.. Ya öl, ya öldür..”

***

 

Türkiye’yi diz çöktürme adına girişilen bu savaşların ruhunda, hiçbir şekilde bölge insanının, yarınlarının hayrına değil.. Bilakis, yıkımına ve vesayet altına alınıp, sömürge devleti haline getirmektir!.. İşte, Türkiye buna direniyor?..

***

Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya evrilen yer küresinde, Türkiye kendini konumlandırmak adına yer arayışı içerisinde.. Bunun için de, dış orjinli saldırılara karşı, istihbarat ve caydırıcılık yönünde konsept geliştirdiğini biliyoruz!..

***

Bir kaç gün önce idi, MİT’in yeni Başkanı İbrahim Kalın, şöyle diyordu.. “Bir kişi size taş attığında karşıdan kurşun geleceğini bilmeli ve daha taşı eline almadan iki kere düşünmelidir. Gerçek güç, kullanmak zorunda olmadığınız güçtür, o da caydırıcılık kabiliyetidir”

***

Sadece, son 20 gün içerisindeki iç ve dış gelişmelere odaklanırsak; bizi nasıl da hibrit savaşlarıyla boğdurmak istediklerini daha net görebiliriz.. Ki Türkiye’nin de, kabiliyetinin yüksekliği ve caydırıcılık stratejisinin nasıl da söz sahibi olduğuna vakıf oluruz…

***

Bir önceki yazımda aktarmıştım, düne kadar MOSSAD’a istihbarat aktaran MİT, bugün MOSSAD’a operasyon çekiyor.. Ki geçtiğimiz iki hafta, ajanlarına dönük operasyon yapıldı.. Buna dair Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti “bu daha başlangıç?”

***

Zira bu mesajın özünde; “Türkiye’yi tehdit eden, saldırılarda bulunan, niyet edenlere karşı güçlü, net bir mesaj var..” Yani ayağınızı denk alın, Türkiye eski Türkiye değil.. Bu minvaldeki çıkışı Erdoğan, Yemen’de Husileri vuran Amerika ve İngiltere'ye karşı sert açıklamalarında okuyoruz!..

***

Pek tabi ki, Lahey Adalet Divanı'nda, İsrail’in savaş suçunu işlediğine dair, yargılandığı davada, Türkiye’nin, aldığı rol!.. Türkiye’nin belge ve bilgi aktarımıyla, dosya kapsamını güçlendirmesi!

***

Ne diyordu, ABD’nin Başkanı Biden!.. Özellikle, Türkiye’nin Suriye’de oluşturmaya çalıştığı Alan hakimiyeti alakalı.. “Türkiye, ulusal çıkarlarımızı tehdit ediyor” diye!..

***

Velhasılı kelam!?. Pençe-Kilit harekatında, bize 9 evlat şehit ettiren, puslu, sisli ve kirli saldırının özünde;

* Türkiye’nin ABD ve İsrail’in Gazze’ye yönelik stratejik planlarına “evet” demediğine yönelik bu bir misillemedir?

* Türkiye’nin Gazze ve Filistin’e görünürün de ötesinde, Lahey Adalet Divanındaki yargılamada belge ulaştırmasına yönelik; bu bir misillemedir?

* Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyiyle alakalı, ABD ve İngiltere’nin hesaplarını altüst etmesine yönelik; bu bir misillemedir?

* Türkiye’nin siyonizme ve emperyalist haçlı güçlere karşı biat edici olmadığı, milli ve yerli sanayide aktör olduğuna yönelik; bu bir misillemedir?

* Türkiye’nin Mavi Vatan kadar, Irak, Birleşik Arap Emirlikleriyle kalkınma yolu projesini hayata geçirmesine yönelik; bu bir misillemedir?

* Türkiye’nin ABD ve AB’nin nam-ı hesabına Ortadoğu’da saf tutmadığı için, ulusal çıkarlarını öncelediğine yönelik; bu bir misillemedir?..

 ***

Evet, daha sayabileceğimiz nice; misillemedir diyebileceğimiz, Türkiye’nin saha hakimiyeti söz konusu!.. Sahadaki “hibrit savaşlarına” mücadele devam ediyor.. Ki görünen o ki, bu mücadele daha çok sürecek..

***

Hal bu iken, sahadaki kadar masadaki faaliyetlerde de, hibritleri ateşleyen, körükleyen, destekleyen, sahiplenen, onları kullanıp, halklarımızı birbirine düşman ettiren, beyin takımına da, yönelmemiz gerekir!…

***

Madem ki, hibrit tehditleri alıyoruz. Madem asimetrik savaşların ağına sürüklenmek isteniliyoruz.. Madem ki güç kaybına uğratılmak isteniliyoruz.. Madem ki; ırklar ve dinler çatışması yaratılarak, kardeşi kardeşe düşman ettiriyorlar..

***

O zaman, ülke olarak, millet olarak, meclis olarak yekün bir fikriyatla, ABD’nin çok ama çok istediği, AB’nin de iştahlı iştahlı beklediği, İsveç’in NATO üyeliğine ambargo koyalım.? O kocaman HAYIR levhasını gösterelim!.. Olmaz mı?  

***

En önemlisi de, bizi içten içe yakan iç çatışma üreten meselemizi de artık, gözardı etmememiz gerektiği gibi, siyasi hesaplara, çıkarlara da alet etmeden, siyaset üstü, çözüme odaklanmamız lazım..

***

Bilmeliyiz ki, aynı geminin içerisinde, birlikte yol alıyoruz.. Batması da, su alması da, herkesin aleyhinedir.. Ortak bir kaderi paylaşıyoruz.. Onun için de, hassas ve kritik zaman ölçüsünde, ne acıya yenik olalım, ne de öfkeye!..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Akıl o ki, kötü günlerde duygulara yenik düşmeyendir!.