HUKUK GUGUK OLUNCA..!

Ne mi olur?.. Merhum Erbakan hocanın dediği gibi; “gulu gulu dansı” olur!.. Her şey politize olur.. Kim kimin ideolojisine, inancına ve kültürüne galebe çalarsa, onun sözü geçerlilik kazanır düşüncesi ikmale gelir?..  Böl de böl..

***

İşte Ankara Barosu.. Kurumsal kimliğiyle, hukuku ve adaleti temsil eden, savunan bir kurum olması gerekirken!.. Ne gezer misali; bir kez daha“ideolojik ve inanç kutuplaşmasında, safını belli etti… Dini değerlere nasıl da alerjik..

***

 

Nasıl mı?.. Kurumsal olarak onlar da, CHP’nin eş Genel Başkanı Özgür Özel gibi “yumruk yiyene değil, yumruk atana” sırt sıvazlamışlar.. Yememişler, içmemişler, yumrukçu Ege’nin safında yer aldıkları gibi, bu kez karşı tarafa hukuksal hesap sorma atağına geçmişler?

***

Denir ya, yok daha neler!.. Aynen de öyle, yok daha neler?.. Başkentin devasa avukat ordusuna sahip bir temsiliyetle Baro Yönetimi “Suç duyurusunda” bulunmuş.. Kim için mi?.. Gazze mitinginden dönerken elinde kelime-i tevhid yazılı bayrak bulunan İsmail için yapmış suç duyurusunu!!..

***

GÖRDÜKLERİNİZ KİM?..

Şu fotoğraf karesine, ne olur pür dikkat kesilin!.. İyiden iyiye inceleyin…Giyimlerine, kuşamlarına, yüzlerine, başlarına iyi bakın!.. Baktınız mı?.. Peki bunlar kim biliyor musunuz?!..

***

Aktarayım!.. Bunlar, Türkiye’de MOSSAD’a çalışanlar.. Yani İsrail Gizli Servisi’ne ajanlık yapıyorlar!.. Hafta başında, MİT’in gerçekleştirdiği seri operasyonlar neticesinde, gözaltına alındılar..

***

Şaşıp kaldınız!.. Nitekim sosyal medyadaki yankılarına da bakıyorum, herkes aynı pencereden bakıyor!.. Bunlar mı açan?.. Tabi ajanlık görevsel tanımını bilmedikleri için işi asparagasa getiriyorlar?..

***

Evet, biri başörtülü, mazbut görünümlü, az da yaşını almış bir bayan!.. Diğeri de, Ulu Cami çevresinde ikamet edip, başı secdeden ayrılmayan Hacı Ahmet gibi.. Ve bunlar, yıllar yılı içimizde, varlık göstermişler!..

***

Demek ki, neymiş?.. Günümüz insanı insani noktada samimi değilmiş.. Onun için de, halk deyimi olan şu sözü kulağa küpe etmek gerekir.. Her gördüğün sakallıyı baban sanmayacaksın?!.. Oturup önce düşüneceksin?…

***

Aslında resmin hafızalarda tazelediği bir dönem var!.. O da, 28 Şubat dönemi.. Şu Fadime Şahin, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı’nın başrol oynadığı sahneler.. Türkiye burası, her an her şey olabilir sözü boşuna söylenmiş değil..

***

Şu Anıtkabir’de sahne alan adam!.. Atatürk’e hakaret edip “şeriat isterük, hilafet isterük” diye ortaya çıkan, adamın kopyası gibi tipler!… Demek ki, Türkiye yine klişe pespaye bir oyunun içine yeniden çekilmeye çalışıldığını artık haykırmak ve görmek gerekir!…

***

KOÇ ÜNİVERSİTESİNDE YAŞANANLAR!…

Vakıa!?. Tarafları anlatımlarına baktığınızda fecaat bir durum.. Bir taraf cinsel taciz diyor.. Diğer taraf, ırkçılık, işkenceden söz ediyor.. Tarafların avukatları ise ayrı bir safla gerekçeler sunuyor..

***

Ne gariptir ki, Koç Üniversitesi de, Yurt ta ve tabi ki intikal edilen yargı mekanizması da, “her türlü cari algıya açık” olan, meseleye, eğilimde gösterilen zafiyeti sorguluyor.. İzahı yok!?. Denir ya, kim kimi koruyor, ne için koruyor?..

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Sapıklığın ve ırkçılığın haklılıklara gerekçe gösterildiği bir toplumun iflahı söz konusu olamaz!…