İÇ BARIŞI ZEHİRLİYORLAR?…

Ne hazin ki, öyle!.. Ve bu zehirlenme ne yazık ki etnik kimlik üzerinden enjekte ediliyor..“Irkçı, şoven, faşist ve de jakobence” bir anlayışla, ateş körüklenmektedir.. Şeytani bir ruhla, öylesine fırsatçı, öylesine kalleş ve öylesine bağnazlıkla bunu yapmaktadırlar ki; yaşamı tüm kulvarlarıyla terörize edebiliyorlar..

***

Kimi zaman siyasette, kimi zaman iş, aş, yaşam alanlarında, kimi zaman da sportif faaliyetlerde, bunu öfke seline dönüştürerek, illeri, bölgeleri, hatta ülkeleri dahi hısım iken, hasımlaştırıyorlar.. Tarih sayfalarında bu iç ve dış barışı zehirleyen ırkçı terörün yarattığı tahribatların örnekleri çok..

***

İşte, önceki gün Bursa’da oynanan Bursaspor-Diyarbekirspor maçında vuku bulan hadiseler zinciri.. Objektiflere yansıyan görüntüler.. Akıl tutulması yaratan, insanlık dışı futbol terörünün geldiği korkunç, dehşet verici boyutu, gözler önüne sermeye yeter de artar bile… Ki, Ankaragücü maçındaki hakemin yumruklanması Diyarbekirspor’lu futbolcunun uçan tekmeğe maruz kalması!…

***

Bunların hiç ama hiçbiri, spontane gelişen, sıradan hadiseler değil!.. Yukarıda dile getirdim; iç barışı zehirlemenin en büyük kullanılan argümanı, ırkçı ve şoven anlayışın, vesayet yaratıcı olmasıdır.. Çünkü, yaşanan ve yaşatılanlar cezai bir yaptırıma tabi tutulmadığı zaman, cezasızlık o gücü hırçınlaştırır, her şeyi kendisine ve düşüncesine mübah görüp, hükümran kesilir!..

***

Nitekim, Bursa’da yaşananlar bunun tarihsel kanıtı ve tescil edicisidir.. Irkçı anlayış, Diyarbakır ile Bursa’yı birbirine hasım eden aralarındaki futbol müsabakalarını da kan davasına dönüştüren hadiseler, bugüne özgü değil.. Olayların ateşini fitilleyenin 2009-2010 sezonundaki Bursaspor-Diyarbakırspor maçı olduğunu hatırlamak gerekir!..

***

İlk taşı, ilk yumruğu, ilk tekmeyi bilen bilir, ki o günün dokümanlarında mevcuttur; Bursa’da atıldı.. O günkü olaylar dönemin Futbol Federasyonu tarafından göz ardı edildi?.. Bursaspor yönetimi de, bu iş bize kar kaldı deyip, sağıra yattı.. Yani hak edilen ceza verilme o gün verilmedi.. Devamında, etki tepkiyi doğurdu.. Bu kez, Bursaspor’un Diyarbakır’daki maçı olaylı geçti…

***

 

Lakin maçı iptal edecek kadar ciddi hadiseler olmadı diyebilirim.. Çünkü o gün ordaydım.. Ancak Bursaspor’un o günkü yönetimi, yangından mal kaçırırcasına takımı sahadan çekti..  Hakemin de denir ya canına minnet.. Bursaspor o sezon şampiyon oldu.. Diyarbakırspor için de, idam fermanı yazıldı.. Ve ipi çekildi..

***

Hatırladığım kadarıyla o dönemde Aziz Yıldırım şöyle bir laf etmişti; yaşananlara ilişkin.. “Bursaspor’un şampiyon olması ve Diyarbakırspor’un kurban edilmesi araştırılmalı..”  O söz sonrasındaki gelişmelerin seyrine baktığımızda; boşuna söylenmiş bir söz olmadığı ortaya çıktı.. Meselenin seyri, iç barışın zehirlenmesine dairdi.. Ki öyle de bir seyir aldı..

***

Nihayetinde Diyarbakırspor kümeye kadar düştü.. Tıpkı bugün Bursaspor’un hızla amatöre doğru yol aldığı gibi.. Vaziyet eden bulur mu ya da alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste mi denilir bilmem..Ama, Diyarbakır cephesinde söylenecek söz muhtemelendir ki; “ilahi adaletin tecellisidir?” denir..

***

Geçtiğimiz sezon Bursa’da Amedspor’un maruz kaldığı hadiseler hala hafızalarda!.. O gün neler yaşanmadı, ne tür pankartlar açılmadı.. Toroslar mı, Yeşilin posteri mi?.. Her şey ırkçı ve şoven ruhun, futbolu nasıl zehirlediğini, gösterdi.. Dün gün boyu, yaşananlara dair görüntüleri izledim, resim karelerini inceledim, olaylara ilişkin gelen tepki ve savunmaları, okudum!..

***

Gelelim meselenin detaylarına. Karşılaşma, Diyarbakırspor’un 2-0’lık üstünlüğüyle bitiyor… Hakem maçın bitiş düdüğünü çalıyor.. Herkes soyunma odasına giderken, uçan tekme geliyor?.. Kime, Bünyamin Yürür’e… 2. Golü atan oyuncu.. Tekmeyi atan futbolcu ise Bursasporlu Çağatay Yılmaz..

***

İşin garibine bakarmısınız.. Bu futbolcu daha üç sezon önce, Diyarbakır sokaklarını, caddelerini gezip, havasını soluyan biriydi.. Amedspor kulübünde, top koşturandı.. En acınası hal  ise bu futbolcu, geçtiğimiz sezon Bursa’da Amedspor’a karşı oynadığı maçta da aynı futbol teröristliğini yapan kişi deniliyor…

***

Ne diyelim!.. Demek ki Diyarbakır’ın ekmeğinde tuz yokmuş ki; hasım kesilmiş.. Ya da Diyarbakırlıların deyimiyle “bir kuyruk acısı mı” var veyahutta “birilerinin komutuyla mı” hareket etti..  Her ne ise, hıncını alamamış ki o uçan tekmenin yanında, tekmelemeye de devam ediyor.. Görüntülerde sanırsınız, “kan davası intikamını” alıyor.. 

***

Yılmaz’ın bu kadar saldırgan olması, düşündürücü..  Niye derseniz deyin, bizim bildiğimiz bu kadim memleketin havasını, suyunu teneffüs eden, ekmeğini yiyenler bir ömür de geçse unutmazlar?.  Efsane Vehbi Günay!? Merhum bilirim, ”doğduğum yer Giresun ama ben Diyarbakırlıyım “derdi.  Demek ki, “herkese Diyarbakırlıyım” demek nasip olmuyor..

***

Gelen bilgiye göre; Bursaspor yönetimi kendisini süresiz kadro dışı bırakmış!!. Hatta kiralık da verilmeyecek, satılmayacak da?..  Kulübün kendi idari yöndeki tasarrufu bu minvalde.. Lakin böylesi bir karaktere ve iç barışı bu kadar derin bir şekilde yaralayan, suikast düzenleyen, zehirleyen her kim olursa olsun; futboldan men edilmesi gerektiği gibi adli yönden de cezalandırılıp, tutuklanmalı.. Ki, ders-i ibret olsun.. Tabi olayalara karışan herkes ve tüm futbolcular için futboldan men cezası uygulanmalı…

***

“Uçan Tekmeye” maruz kalan Diyarbekirsporlu futbolcu Bünyamin Yürür.. Kürt kökenli ve Diyarbakırlı.. Hedef seçilmesi tesadüf olmazsa gerek… Yaralanan 4 futbolcu var. Travma ve benzeri tahribatlar. Demek ki, Emniyet müdahale etmezse, büyük bir hassasiyet göstermezse, çok daha vahim hadiseler yaşanması, kaçınılmaz olacaktı.. Olup bitene kim ne der bilmem, ama izahı ve açıklaması olamaz, hele ki savunması hiç olamaz; yaşananların!…

***

 

Bir de ortaya sunulan gerekçeler var.. Neymiş, Yürür tribünlerdeki taraftarları galeyana getirmiş.. Eee; Serhat Enes Çalışan da istiklal marşı okumamış…Sordum kim bu Çalışan, nereli?… Malum “Diyarbakır’a karşı ön yargılı” fikre sahip olanlar, Diyarbakırlıdır yapar diyerek, işe kılıf yaratırlar.. Yok dediler, Diyarbakırlı değil.. Alemdağlı.. Ki Milliyetçi bir ailenin çocuğu.

***

Bursaspor yönetimine baktım!.. Özellikle Kulüp Başkanın maç sonrasındaki açıklamalarında; aklı selim, gerçekçi ve olanı, dillendirdiğini söyleyebilirim!.. Yenilgiden futbolcularını sorumlu tuttu, sahadaki agresifliği de onlara bağlayıp, eleştirdi..

***

"Sahanın içinde öyle yanlış bir şey görmedim. Mağlup olduysak, bunun suçunu başkasında değil, azıcık da futbolcular kendilerinde arayacak. Siz mücadele etmeyeceksiniz, ayakta duramayacaksınız, ondan sonra, 'Biri bizi tahrik etti.' diyeceksiniz. Bu savunma değil.”

***

Kulüp başkanı Recep Günay.? Geçtiğimiz Temmuz ayında Kulüp başkanı olan bir isim.. Önceki yönetimlerde böylesi bir hassasiyet sergileyen yönetim veya kulüp başkanı gerçekten yoktu. Demek ki bir aşama var.. Ancak yaşananlar gösteriyor ki; yönetimi aşan bir organizasyon aklı devreye girmiş!?. Ya da iyi polis, kötü polis hesabı…

***

Diyarbekirspor Başkanı Serkan Genç ne diyor?.. “Amed ve Diyarbekirspor takımlarına karşı uygulanan ilk linç değil. Bizi de linç etmeye çalıştılar. Sahaya inseydiler daha kötü şeyler olurdu. Hepimiz ölümden döndük. Bursa’da olayları başlatanlar ve Türkiye’nin gündemine giren çirkin görüntülere sebep olanların futbolcular olması da ayrıca düşündürücüdür..”

***

Netice itibariyle; birileri tribünleri ve sahaları ırkçı, şoven ve faşizan atmosfere sokmak istiyor.? İç barışı buradan zehirlemek istiyor.. Siyasetin bu kulvardaki diline dikkat etmek lazım.. Ümit Özdağ gibiler, ateşi körükleyenlerdir?.. Hatırlarsak geçtiğimiz yıl Amedspor maçında Bursa’ya gitmiş ırkçı ve kışkırtıcı açıklamalar yapmış, futbola Fransız olan bu adam tribünlere çıkmıştı…

***

Demem o ki, geçtiğimiz hafta Ankara, önceki gün İstanbul ve dün de Bursa’da vuku bulan; futbolu terörize edici hadiseler, sıradan, basit, spontane gelişen olaylar değil.. Hele ki 31 Mart seçimlerine doğru yol alınırken; ne olmuş ki, deyip gaflet uykusuna dalınmamalıdır.. Adli, idare ve istihbari beri yanda futbol otoritesi yekün şekilde; işin derinine inmesi lazım.. Eğer ki, adalet tesis edilmezse; bedeli çok ağır olur..

***

Dikkatimi çekti!.. İlk kez, Türkiye’nin bir çok kesiminden, özellikle sosyal medya üzerinde yaşananlara tepki gösterilip, Diyarbekirspor’un sahiplenilerek, yanında tavır alınması da anlamlı ve önemliydi.. Bu da, ahalinin sağduyulu, itidal tutumunu gösterdiği gibi; kimlerin kimlerin nam-ı hesabına iç barışı zehirlemeye çalıştığı gerçeğinin ve sahneye konulmak istenilen oyunların farkında..

 

***

Bir notum da, Diyarbakırlı hemşehrilerime!.. Önümüzdeki günler ve haftalar tüm gözlerin odaklanacağı, kent olacakların farkında olmaları gerek.. Gerek Amedspor ve gerekse de Diyarbekirspor’un ağırlayacağı rakip takımların karşılaşmalarında, tarihsel bir centilmenlik, misafirperverlik gösterilmesi gerekir..

***

En küçük bir taşkınlık, mevcut tüm haklılıklarına gölge düşürür.. İşte görün o olaylar boşuna yaşanmamıştır gibisinden; gerekçelere malzeme fırsatı verilmesin.. Ulusal iç barışın koruyanı ve kollayanı hassasiyetiyle; ırkçılığı, hizipleşmeyi, kutuplaşmayı, futbol terörizmini artıklar çukuruna atıp, gömün!!.

***

BUNLAR MİLLETİN DÜŞMANI…

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, mevzuyla alakalı bir paylaşım yapmış.. Dikkatimi çekti, kurulan cümleler noktasında, bir meral ancak böyle anlatılabilinir?.. Özetle bir bölümünü buraya aktarmak istiyorum.. Şöyle ki;

***

“-Son günlerde bilhassa futbol müsabakalarında gerçekleşen hukuki, ahlaki ve geleneksel norm ihlalleri sporun birleştirici gücüne ve kardeşlik ruhuna zarar vermektedir.

Sporun müsabakalarda kaos ortamı oluşturan, şiddete başvuran, nihayetinde eşitlik ve kardeşlik duygularını istismar eden bu menfur zihniyeti ve destekçilerini tel’in ediyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle;

“Kürt’ü Türk’e, Türk’ü, Kürt’e düşman etmek için gayret edenler bu milletin tümünün düşmanıdır?”…

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsani değerin iksiri, hasım kesileni, hısım noktasına getirmektir…