İHANET HANÇERİ, HER DÖNEME HAİZDİR?…

Evet, CHP’deki “o ihanet hançeri” her dönemin ve her Genel Başkan’ın en yakınındaki zatın elindedir.. Liderler de, hançeri taşıyanlar değişse de; o hançer çizgisini saptırmadan, kendini ikmale getirir.. Ve hiçbir şekilde  işini yarım bırakmaz?,,

***

Ne diyordu Kemal bey!.. “İhanet hançeriyle sırtımdan vuruldum..” El hak doğru bir söz.. Ama velakin, denir ya “etme bulma dünyası?”.. O ihanet hançeri, bundan tam 13 yıl önce kendi eline “ister tutuşturulsun ister kendi rızasıyla eline alsın” vuran oydu… O hançer, hep yanındaydı!…

***

Devri, Deniz Baykal’dan almıştı!.. Ne demişti Baykal, “sen de mi brütus..” Kaset kumpasında, ben aday değilim demiş, iki saat sonra varım diyerek hançermişti, Baykal’ın sırtına!?. Yıllar geçti, isimler değişti, kadrolar oluştu, koltuk yıprandı, hırslar zihinleri o hançeri taze tuttu?!

***

Sonra, Kılıçdaroğlu “yanında taşıdığı o ihanet hançerini”, Beylikdüzü'nden İstanbul’a şehr-i emir yapan Ekrem İmamoğlu’na, teslim etti.. Hançerin kabzasındaki zehirli dikenler, zehirleme yaparak karakter erozyonuyla, İmamoğlu Kılıçdaroğlu’na brütüs oldu..

***

İşte o güç ve koltuk zehirlenmesi İmamoğlu’nu, Kılıçdaroğlu’na hısım iken, hasım etti.. Çağın siyasi zekasıyla İmamoğlu o hançeri ara dönem aklıyla, Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isim olan, Özgür Özel’e şartlı teslim etti.. Ve Özel de ilk fırsatta, 10 yıldan bu yana yol yürüdüğü Kılıçdaroğlu’na bıçağı sapladı..

***

Netice İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu Vekil Genel Başkan stratejisiyle, alt ederek, devre dışı bıraktı.. Peki Özel’in hal-i durumu ne olur?.. Uzun soluklu mu, yoksa o da günü geldiğinde, İmamoğlu’na sen de mi brütus’ü söyletecek mi?!..

***

CHP’nin realitesidir o ihanet hançerinin varlığı.. Ve her daim, Genel Başkanın en yakınındaki zatın elinde bulunur.. Günü ve sırası geldiğinde, ya üst akılla, ya da kerameti kendinden menkulleşerek ilk fırsatta hançeri en derin şekilde saplar..

 

***

Atatürk’e o hançeri ilk vuran İnönü idi.. Ardından, 60’lar, 70’ler, 80’ler hatta 90’ları göz önüne getirirsek; kim kime hangi kumpasla, o ihanet hançerini indirdiğini, görürüz.. Yani, brütüsün elindeki ihanet hançeri, bir asırlık hakikattir..

***

CHP’de “liderliğe oynayan, lideri koltuğundan etmek isteyen” ilk önce, en yakına odaklanır, sonra da ihanet hançerini teslim alır.. Ardından da, saldırı pozisyonuna girerek, gün bekler?.. En zayıf, en beklenmedik anda, hançeri liderinin bir daha yaşamayacak derecede sırtına saplayıp yaralar…

***

Tarihsel bir geçmişe sahiptirler.. Dün de öyleydi, bugün de öyle.. Partiyi de, Genel Başkanlık koltuğunu da, Cumhuriyeti Kuran kişinin makamı olarak gördükleri için; değişmez prensibe sahiptirler… Değişmezlerdir…

***

Ve o temayla da, CHP’yi yöneten, Türkiye’nin yönetimini de kontrol altında tutar düşüncesiyle, zikirleri de, fikirleri de her yol mübahtır, aklıyla hareket eder.. Her dönem kim koltuğa oturmuşsa, yanına o ihanet hançerini elinde tutan biri verilir… Günü geldiğinde; hançeri vursun diye…

***

İşte, Kemal Kılıçdaroğlu’nun akıbeti de böylesi trajik bir sonla, noktalandı.. Dün de ifade ettim, 38. Kurultay’da tarihsel trajik ilkler yaşandı?.. Bir Genel Başkan ilk kez kurultayda koltuğundan oluyor.. Bir Genel Kurul ilk kez ikinci tur seçimle sonuçlanıyor…

***

Gelirsek, delegeleri dizayn ettiğine dair- Kılıçdaroğlu’nun savı ve çevresindekilerin efsanevi söylemleri boşa çıktı… Demek ki, delegeler dizayn edilmemiş, kontrol altında tutulmamış.. Yoksa; 300 fark yenilir mi?..

***

Birileri î?i kapitale bağlasa da!.. Para perdeyi kontrol eder dese de.. Elbette ki bir şeyler oldu, ama ben o paranın da tamamen zehirleme yapan ihanet hançerinin, ahlakından ve kültüründen, geldiğini, söyleyenim!.. Fiziki görüntü içerdeyse de, ruhu dışarıya aittir..

***

Kılıçdaroğlu’nun yaşadığı trajik hali kendi düşen ağlamaz sözüyle aktarıyorum.. Çünkü sözünü ettiği o ihanet hançerinin ilk darbelerini, İstanbul İl Kongresinde aldı.. Hırsına yenik düşüren, hasımları görmedi..

***

Aklına, koltuğuna o ihanet hançeriyle el koyduğu Deniz Baykal’ın akıbetini ve yaşadıklarını, getirmedi.. Nasıl ki, o efsane lider bir gecede yalnızlığa mahkum oldu.. Yanında tek bir kişi kalmadı?..

***

CHP’nin başında küçük düşürülen, hezimete uğratılan siyasetin atıl adamına dönüştürülerek uzaklaştırılan bir Kemal Kılıçdaroğlu olarak anılacak?..  Dün Kemal bey deniliyordu, bugün ise “bay bay Kemal.”..

***

Peki, Kemal Kılıçdaroğlu tüm bu haşmetli yenilgiden sonra, CHP’den istifa edecek mi?.. Ya da hiçbir şey olmamış gibi kalacak mı?.. O ihanet hançerini elde tutan ilk kişi olma noktasında İsmet İnönü kurultayı kaybettiğinde partisinden istifa etmişti?..

***

Ki, Ecevit de öyleydi.. 12 Eylül sonrası, CHP’ye dönmedi!.. Kendine parti kurdu, öyle devam etti.. Şimdi, CHP’lilerin ekseriyetinin bay bay Kemal dedikleri Kılıçdaroğlu, yaşadığı trajik durumla, partiden istifa edecek mi?..

***

13 Seçim kaybetmek!.. Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisi.? Son halka da, Genel Başkanlık seçimi.. Yenildikçe yenilen bir hezimetin sonucuna denir ya, başarıyla siyasi lider olunur, hezimetlerle değil… Neyse; CHP’nin ruhunda, geninde, karakterindeki siyasi faaliyetler değişmez?…

***

Özgür Özel’e dün de ifade ettiğim gibi!?. Oturduğu koltuğa nasıl geldiğini, bugüne kadar o koltuğa gelenlerin ne tür evreler geçirdiğini, hiç bir zaman aklından çıkarmasın. unutmaması lazım.. Çünkü, o ihanet hançerinin en yakınındaki kişide olabileceğini bilmeli.? Yoksa onun da akıbeti diğerleri gibi sen de mi brütüs olur?.”

 

***

TANRIKULU NE DİYOR??

Bu arada, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Parti Meclisine, Özgür Özel’in kontenjanından girdi. CHP’nin 21 yıl sonra, Diyarbakır’dan milletvekili çıkartan isim olarak Sezgin’in aldığı düşük oy; CHP’nin bakışı ortaya koymaya yetiyor..

***

Ki o yanıt ta, bizatihi Tanrıkulu’nun Kurultay’da yaptığı konuşmanın muhtevasında yer aldığınızı görüyoruz?.. Ne diyordu Tanrıkulu.. “Buraya bakın buraya, ben CHP Diyarbakır Milletvekiliyim.. Başka partinin değilim..”

***

Demem o ki Özel’in gönderdiği selamlar o an içindi, Ankara’da başka, Diyarbakır’da başka; siyaset!…Eee, Ordu göreve diyenlerin başında geldiğini de unutmamak lazım.. Yani, demokrasi karşıtlığı noktasındaki sicili pek, pak değildir Özel’in.. Yüzde 82’yle destek verenler azıcık bu minvalde bir düşünsünler derim!!!?.

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Kardeş dedik, yarı yolda bırak demedik ki!?..