İNCE’DEN İNCE HESAP MI?

Görünen o ki; hesaplar çok ama çok ince elenip, sık dokunacak.. Bay Muharrem İnce, bay Ekrem İmamoğlu ile anlaşma sağlamış.. İstanbul’da Memleket Partisi olarak destek verme adına, el sıkışmışlar… Yani İnce’den inceye yapılan ittifak çağrısı, karşılık bulmuş.. Ki İmamoğlu bunu ballandıra ballandıra el aleme duyurdu…

***

Ne dedi?!.. “Sayın İnce ile net bir şekilde, açık açık konuştuk.. Kendisinin en güçlü şekilde İstanbul’a destek olacağını tarafıma iletti..” Tabi bu “en güçlü seviye” neye ilişkin, neye dair, daha açık ifadeyle neye karşılık  bu destek?.. Der demez kafa karışıklığı, düşünce yoğunluğuna sebebiyet vermiyor değil?!.. Sadece İstanbul mu?

***

Tabi, hatırı sayılır İstanbul’da Memleket Partisinin oyu var.. Denilene göre, 100-120 bin civarında.. Klasik ifadeyle, AK Parti ile CHP arasında, 2019’daki seçimlerde 14 bin oy farkı vardı.. Tabi bilahare yenilenmeyle bu fark attı. Ancak, İnce’nin İstanbul’da “azıcık hatırı biliniyor?”..  İnce ne diyor?.. İstanbul’u AKP’ye kaptırmamak için, İmamoğlu’na destek olacağını söylüyor?..

***

Vaziyeti, Akşener sendromuyla ilişkilendireceğim lakin durum farklı bir pozisyon alacak gibi görünüyor?.. Meral gitti, İnce geldi…Tek eksik hali hazırda, o da ikilinin sarmaş-dolaş, poz vermeyişleri.. O da, ikmal edilirse resim bütünlük kazanır.. Bunun bir adım sonrası ne olabilir?… İşte İnce cephesinde asıl hesap burda başlıyor?.. 

***

Yoksa!.. İnce kaset kumpası ve kalp spazmı ardından, ayrıldığı yuvaya geri mi dönüyor ya da dönmek mi istiyor?.. Galiba öyle görünüyor.. Peki dönüşü, Millet Partisi’ni inkar etmek olmaz mı?..  Olur.. Ama diyeceksiniz ki, bir kıymeti harbiyesi kaldı mı ki?.. Önlerinde 4-5 yıllık uzun bir zaman dilili var?.. O güne kadar, kim öle, kim kala?.. Haklısınız..

***

Zaten, İnce’nin eve dönüş noktasında ortaya koyabilecek bahanesi de var.. Hazır, Kemal bey de artık CHP’nin başında değil… Kaldı ki, masa da yok?.. Gizli, kapaklı, dış orjinli ittifak veya destek sözü, vaatler de söz konusu değil.. Kendisine laf edenler, hakaretler yağdıranlar, FETÖ ithamında bulunanlar da, İmamoğlu ile el sıkışmayla dut yemiş bülbüle döndüler!..

***

En önemlisi de; CHP’nin koltuğu.. O da İmamoğlu’nun vekâletiyle Özgür Özel koltukta, oturuyor..  Kalk derse kalkar, otur derse oturur?.. İstanbul’a ver desteği almaya çalış CHP’nin koltuğunu misali matematiksel hesap!.. Nasıl da inceden inceye bir hesap değil mi?.. Peki, mümkün mü?.. Bal gibi, mümkün görünüyor?.. 

***

Nasıl olacak?.. İşte orda yenmişte yenmişin AK Parti ekseninde, tekerrür etmesi gerekli.. Şöyle ki.. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerini CHP kaybederse.. Ki hal-i hazırda, muhalafetteki topyekün dağınıkla, tartışmasız görünüyor.. Verilen bir hizmetin de olmayışı?.. Güven kaybı..

***

Bir de ülke sathında, kaybedilen başka belediyeler olursa.. Oy oranında düşüş yaşanırsa.. Gel keyfim gel.. İşte o zaman İnce’nin hesabı maya tutar, CHP’de beklenen “curcuna fırtınası da” kopmuş olur!… Özel iş bilmezlik, dikiş tutmazlıkla suçlanacak.. Ve Parti kongreye gidecek.. İmamoğlu burda sahne alabilir!.. Ben ben diye..

***

Özel direnç gösterir mi; o meçhul!.. Ama parti içerisinde, ki taban da CHP’yi bölük-pörçük ettin Bay Ekrem denilerek, istenilmeyen adam ilan edilecek.. Yangına bir de, ofisinden Kemal bey de körükleme yaparsa!..  İnce, Özel, İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun birbirlerine çektikleri kılıçlar havada uçuşurken, aradan sıyrılıp hop, CHP’nin başına geçebilir?!.. “Dönüşüm muhteşem” filmi.. Sizce!…

***

ZALİM DÜNYA!..

Mahsuni ne güzel söylemiş.. “Zalim dünya..” Gazze’deki “insanlık trajedisi” emperyalistlerin, siyonistlerin oluşturduğu düzende “dünya zalimler dünyası” olmuş!.. Zulmün enva-i çeşidi icra ediliyor, alkış alıyor, destek görüyor.. Zulmü ikmal eden zalim de, baş tacı ediliyor..

***

İşte, İsrail.. İşte Netanyahu.. İşte ABD.. İşte AB.. ve Pısırıklaşan, Ortadoğu’daki İslam Devletleri.. Şükürler olsun ki, halklar ve kimi yönetimler zulme, zalimliğe biat edici değiller.. Aynı yolda yürümüyorlar.. Fiziki bir duruş yoksa da, “insanlık bütünüyle ölmemiş” diyerek, tepki veriyorlar..

***

İnsani demokratik tepkilerini “Filistin, Gazze yalnız değil” deyip, sokağa çıkmakla gösteriyorlar.. Zulme ve zalimlere “lanet getiriyorlar, beddua ediyorlar?!.. Sokakta onbinler, yüzbinler yok; milyonlar var?.. Dil, ırk, renk, inanç gözetilmeksizin sadece ve sadece “insanım" diyen var…

***

Bu da şunu gösteriyor!.. Yer küresini zalim kılan düzensizliğin, kaosun, kan ve gözyaşının müsebbipleri olan emperyalistlerin, siyonistlerin, gözü paradan başka bir şey görmeyen aç gözlülerin devranı hep böyle sürmeyecek.. Kurulan zalim düzen böyle gitmeyecek.. Bir uyanış bir haykırış, bir diriliş var.. Ve o dirilişte “insanlık kazanacak?”

***

Hep ifade ediyorum!.. Evet, Gazze’de 20 bin insan katledildi.. Daha ne kadarı soykırıma uğrayacak o belli değil.. Ama şu gerçeği haykırmak gerekir.. “İsrail ve Yandaşları” ne zaman ki, bebekleri, çocukları, kadınları, sivilleri, hastaneleri bombalamaya başladı; işte o zaman kaybetti!..  Zira ölümsüzlüğü tadan o parçalanmış masum bebeklerin kanı asla yerde kalmaz, kalmayacaktır da!…

***

Tarih şahittir, yer küresi bunun üstünü kapatmamıştır.. Zulüm ve zalimlik asla ama asla payidar olmaz, olmamıştır.. Çünkü, ölümü öldürenler yaşarlar, asla da bitmezler.. Zalimin, caninin, katilin, eli kanlı zihniyetin işlediği cinayetlerin er ya da geç ama mutlaka hesabını sorar?.. Yeter ki; insanlık ölmesin!..

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Bedeni çalışmayanın, zihniyle alıp-veremedikleri vardır?.