MEVZULARDAN BİR DEMET!…

Kimi zaman “sokağın nabzı, ya da ahali ne diyor” diyoruz ya!!.. Aslında, sokakta konuşulan, tartışılan, ifade edilen her ne ise, özü itibariyle yaşamın ruhunu teşkil ediyor.. İşte bu noktadan hareketle, bugünkü hasbi halimiz diyorum, mevzulardan bir demet olsun!.. Notlar diye..

***

Hiç kuşkusuz ki, en çok sokağın konuştuğu, tartıştığı, öfkeyle dile getirdiği mevzuların başında “hayat pahalılığı” geliyor.. Çarşı-pazarda, markette, manavda önlenemez noktadaki “zamlı fiyat” dominosunun bütçeyi alev gibi yakması!.. Sabah, öğlen, akşam değişen etiketlerdeki fiyatlar?.. Ve enflasyon canavarı..

***

Konut fiyatları.. Hele ki, kiralardaki fahiş fiyat uygulaması.. Hükümetin yüzde 25’lik fiyat artışı dilimini, hükmünü, takan mı var?.. Kiracı-ev sahibi kavgaları hırla.. Balta mı, silah mı, bıçak mı?. İzzetin Tekin’in dediği gibi; gece yarısı çocuklarıyla evimi bastılar kapı dışarı ettiler? . Çaresiz evden çıktım..

***

Tabi bir de, yeni yılda asgari ücret ne olacak?.. Çalışan emeklinin de serzenişi yüksek.. Bir tarafta verilmeyen o beş bin lira.. Neyse ki, meclise geldi; verilecek gibi.. Ama emekli zammının, enflasyon, hayat pahalılığı kadar insani bir yaşam ölçüsüne gelmesi, en büyük beklenti.. Seçim arifesinde, jest olmalı diyorlar..

***

Gelirsek siyasete!. Vay ki vay.. Neler konuşulmuyor ki?.. Gazete manşetlerine, ekranların yorumlu sohbetlerine mi, köşelere yansıyanlar mı?. Daha beteri, hele ki fısıltı gazetesinin de KDV’si doyumsuz bir keyfiyet arzıyla; siyaset tam teşekküllü masada!.. Kemal Bey gitti, lakin adı bile konuşulmuyor..

***

Ama konuşulan, Özgür Özel mi, CHP lideri yoksa Ekrem İmamoğlu mu?.. Görünürde Özel, ama son söz İmamoğlu… Ha bu arada, Kemal Bey’in gönderdiklerinin af dilemeleri de hayli, mevzu edici.. Tanju Özcan gibi.. Muharrem İnce’nin dönüşü olabilir mi diye soran da var?.. Gelmeli, CHP özüne dönmeli, diyen çok..

***

En çok da, ittifaklara bir bütünlük içerisinde, kapılar kapansın diyen var.. Ne İyi Parti ne de HEDEP.. İttifaklar siyasetin kimyasını fena şekilde bozduğu görüşünü ifade eden de çok.. Kimin eli kimin cebinde belli değil misali.. Omurgasız ve ilkesiz bir siyaset vesayetinden bahsedenler çoğunlukta…

***

İyi Parti’de iyi olmayan hadiseler de, sokağın dilinde.. Hele ki, kapitalin dışında bir de, ahlaki olmayan yaşam hallerine ilişkin iddialar bu ne rezillik diye, okkalı tükürükler atan çok.. Ne dava kaldı, ne misyon ne de ilkeli duruş?. Her şey, iki paralık, ranta kurban edilmiş?..

***

Batı illerini bilmem, ama Diyarbakır sokaklarında siyasete dair konuşulan şu.. “Büyükşehir Belediye Başkanı kim olmalı?”.. Yansıyan noktasında, HEDEP için “Başak Demirtaş”, Ak Parti için de “Mehmet Galip Ensarioğlu” en doğru aday diye konuşuluyor…. HEDEP’ten Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya’nın da adı zikredilmiyor değil…Dün konuştum, “mevcut koşullarda belediye başkan adaylığını hiçbir şekilde ve partide düşünmüyorum?” Tabi kayyımlar da birinci gündem maddesi!…

***

Yerel yönetimlere dair, vücut bulan yolsuzluk, usulsüzlük, özel kayırmalara ilişkin, haber, yorum ve müfettişlik, yargıya intikal eden hadiseler de; al birini vur ötekine misali.. Dün neyle gündemdeydiler bugün neyle?.. Her şeye rağmen, şehirdeki yaşama dair, huzuru dile getiren”daha çok..

***

Futbol mu dediniz!.. Ağzını açan, Türkiye’de ister süper lig, ister 1. Lig ister 2 veya 3 ligler olsun.? Bila istisna, Türkiye de futbol son yıllarda büyük oranda düşüş yaşadığı, itibar kaybettiği, özgüvensiz bir çarkın içerisinde debeleniyor..  Bahis çetelerine biat eder hale geldi…

***

O bir dönem, atılan penaltı, ya da frikik, kırmızı kart gibi saha içerisindeki pozisyonlar mı, ya da tribünlerde atılan sloganlar mı?. Veyahut kulüp başkanlarının elini cebine atıp, tek kuruş hesabını yapmadan bağışladığı paralar mı?.. Gönül birliği gibi.. Artık konuşulmuyor, tartışma bile edilmiyor..

***

Peki konuşulan ne?… İşte korkunç olanı da bu… Konuşulan, bahis..! Kahvede, işyerinde, yolda, otobüste bile; bu konuşuluyor?! Yasal ve yasa dışı ayrı bir muamma!.. Borsa havasını, atmosferini geride bırakmış; “bahis borsası hakim.?” Kesin bir veri yok, ama genel itibariyle sokağın soluduğuna baktığınızda, “milyonlar bu kulvarda..”

***

Sadece Diyarbakır’da her hafta sonu bahise giden sıcak para miktarının, 10-215 milyon lira olduğu söyleniyor!.. Ki, en çok da bölge illerinde oynandığını da gözardı etmemek lazım.. Büyük bir felaket.. Tabi kendini kaptıranların geride bıraktıkları dramlar ve çökmüş aile yapıları da sokağın kahredici mevzusu!..

***

Aile dostunun ifadesiyle; nesil kumarbaz oldu!.. Eee, devlet kendi eliyle, kendi milletine kumar oynatırsa hal-i perişanlık böyle olur diye de notunu düşürüyor.. Olmaz mı?.. Ha bu arada, futbol takımlarının sahadaki maç kazanım durumları da bahisin nasıl da vücut bulduğunu, etkilediğini de konuşabilen var.. “Bu maç bahise gitti” diye!..

***

Dilan Polat sonrası, patlak veren “Fatih Terim Fonu” patentli, Seçil Erzan vakıası.. Tarihin en büyük dalavere organizasyonu.. Kadın öylesine saadet zinciri oluşturmuş ki?. Her bir hamleden sonra başka bir planla başka hamleler icra etmiş… Sokaktaki insanlar da, bravo diyor bu kadına, hatta Polat’a da..

***

Eee, Fatih Terim, Hakan Ateş, Arda Turan, Emre Belözoğlu mu say say bitmez.. Tabi bir de, kelli felli iş dünyası, siyasetçi, bürokratta var?..  Sokağın dediği şu; “bunların olduğu yere elbette ki, sokaktaki insan gidecek, güvenecek, parayı verecek?”.. Son söz; “etme bulma dünyası?”.. Haramdan gelen harama gider..   Zaten, Paraların ucu İsviçre’den çıktı?.. Oradan başka yere de nakil olabilir?.. Londra mesela!..

***

Peki para nerde?!.. Sokaktaki insan gibi beni de en çok bu mevzuda etkileyen nokta şu?. İyi hoş, milyonlar havada uçuşmuş, milyon dolarlar bir not kağıdıyla, teslim edilmiş olunan Fatih Terim Fonundaki paralar nerde?.. Evet, o para kimde?… Arsızın hırsızı, hırsızın arsızı çok oldu.. Bu arada, haber geldi fenomenlere yurtdışı yasağı getirildi?

***

Tabi Gazze konuşulmuyor değil.. Çok konuşuluyor.. Her ağzını açan da kahredici şekilde; isyan edercesine İslam dünyasının soykırıma uğrayan Gazzelilere yönelik, gaflet ve delalet içerisinde, olması.. İslam dünyası, müslümanlar böyle olmamalı!.. Yahudi Hristiyan dünyası, siyonist İsrail’in arkasında, ama Gazze’nin arkasında İslam dünyası yok!.. Demek ki, maneviyat ve insanlık tüketimine girmiş İslam diyarı..

***

Şu notu da, Eğitim ve öğretim kulvarındaki, velilerin serzenişine ayıralım.. Okul kayıt ücreti, aidat, taşıma, yeme ücretlerine bir de; “okuldaki etkinliklerin, yardımcı ders kitaplarına ilişkin, okul aile birliklerinin istediği yüklü paralar?”.. Velinin ifadesiyle, bizler haraca kesilmiş vaziyetteyiz.. Ya ödeyeceğim, ya ödeyeceğiz, başka yol yok!.. Yoksa; “karne notu sopası var?”…

***

En çok konuşulan Bakanlar arasında ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya.. Fidan Gazze’deki diplomasi noktasında çok konuşulurken, Yerlikaya ise içteki çürük yasadışı yapılara yönelik giriştiği seri operasyonlar.. Mevcut tablo için ifade edilen şu; “ülkede ne çok suç ve suç şebekeleri varmış?”.. Haksız mı?.. Gün operasyonsuz geçmiyor?!.. İşte bir gecede yapılan asayiş uygulamasında bin 34 firari yakalanmış.? Yani suçu sabit olmuş kişi yakalanmış..

***

Ve dün, Tahir Elçi’nin katledilişinin sekizinci sene-i devriyesiydi.. Rahmetle anarken, cinayetin hala da, hele ki bu devirde ve teknolojinin her türlüsünün işlem gördüğü, zaman dilimi içerisinde; “faili meçhul” kalması.. Aydınlatılmasına yönelik; “isteksizlik” durumunun hasıl olması çok şeyi sokaktaki insanın zihninde, söyletiyor… “Yine mi çıkmazlardayız..” Katillerinin bulunması o çıkmazın duvarlarını yıkacağı gibi ülkeyi aydınlığa çıkaracak, fikirlerin de özgürlüğüdür!.

***

Hasılı kelam.. Sokağın nabzının söyleyecekleri çok.. Ki bitirilecek cümle de yok.. Öyle ise; bugünlük bu kadar diyelim.. Başka fasılda, sohbet-i derinleştirir, yeni söylemlere ve eylemlere odaklanırız. Aslında bizim sohbet faslımız, hep sokağın dile getirdikleridir?!.. Neyse, cümlelerimiz bitecek gibi değil…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Ortalık toz duman olmuşken, meselenin muhatapları neden ısrarla ve inatla suskun kalırlar?.