PARAYI VEREN FETÖ'CÜ BIRAKILIYOR…

Başlık bana ait değil..

İktidar milletvekiline ait..

AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar..

Eski gazeteci…

Haftasonu, Beyaz TV'de yayımlanan Dinamit programında izledim…

Programı izleneyiniz var mı bilemiyorum..

Ama ben sonuna kadar izledim…

Savcı Sayan..

Cem Küçük..

Programın konuğu…

Özellikle, Tayyar'ın anlattıkları beni ekrana kilitledi..

Hele ki, Gaziantep'te "FETÖ" borsası var iddiası!..

Derler ya…

"Tüylerimi diken diken etti..!"

Öyle ya..

Halk arasında konuşuluyor..

Resmi sıfat dahi, gayri resmi dille itiraf ediyor..

Adliye koridorları..

İş dünyasındaki kulisler..

Ama kimse…!

Tabiri caizse "kral çıplak" diyemiyor..

Alenice konuşmuyor..

İşte Tayyar, haftasonu "sesli düşünerek, konuştu!.."

Halk deyimiyle…

"Açtı ağzını, yumdu gözünü..!"

Gelirsek, Tayyar'ın neler anlattığına..

Aldığım notlar var..

FETÖ BORSASI VAR…

Tayyar bu iddiayı şöyle aktarıyor…

"Gaziantep Milletvekiliyim..

İlimde neler olup-bittiğini yakından takip ediyorum..

Şuan için..

Gaziantep'te çok ciddi FETÖ borsası var…

Milyonlar dönüyor..

Ben bunu söylüyorum..

Evet..

İtirafçı adı altında iş adamlarını serbest bırakıyorlar..

Türkiye'nin bir çok yerinde var bu!..

Ben milletvekiliyim..

Her konuşmam suç duyurusudur…

Bununla ilgili daha bugün suç duyurusunda bulundum..

Sadece televizyonda konuşmuyorum..

HSK ne yapmış?

Bir yerde problem var…"

 

 

ERDOĞAN KUŞATMA ALTINDA…

Tayyar diyor ki…

"Bakınız..

Açıkça ifade ediyorum…

Cumhurbaşkanımızın etrafı kuşatma altında..

Bir ilçe başkanı var..

"Benim kimseye minnet borcum yok, beni reis getirdi" diyor..

İl Başkanı..

İlçe Başkanı..

İl Müdürü böyle konuşuyor..

Çünkü verilen kararlarda siyaset iradesi yok..

Vekilin haberi olmadan İl Müdürü atarsa o vekil ciddiye alınır mı?

Sonra…

"Beni buraya reis getirdi" der.

En yukarının da milletvekilerinin aklını devredışı bırakan aklın, aklını alması lazım..

Ama yok…"

 

ERDOĞAN'A VİDEOYU İZLETTİM…

Tayyar bir de itirafta bulundu..

Vekilin…

Cumhurbaşkanı ile görüşememe sıkıntısını..

Şöyle aktarıyor..

"Ben milletvekili olarak Cumhurbaşkanına söylemem gereken şeyleri iletemiyorum…

Engel var…

Çok özel bir kayıt götürdüm, Cumhurbaşkanına..

İzledi…

Çıldırdı…

Tepki verdi..

Dedi ki; "Böyle bir şey nasıl olur?" diye..

Oysa benim o kaydı bir yıl içerisinde göndermediğim danışmanı yoktu!…

Cumhurbaşkanına izletmemişler…

Ne var ki onlar hâlâ ordalar.

Sıkıntı büyük..

Bir yerde problem var… Aşılamıyor..!"

 

KİM ONU UÇAĞA ALDIRDI?

Tayyar..

İsmini vermeyeceğim...

Gaziantep Üniversitesi Rektörü'ne…

Ve yazar eşine dair de çarpıcı iddiada bulundu…

Ki, Tayyar ile o bayan gazeteci arasındaki kavgayı bilmeyen yok..

Köşelelerinde "ha bire" bir birlerine sallıyorlar..

Bel altı..

Bel üstü..

Yani kimin "peştemalinde ne varsa" döktürüyor..

Tayyar..

Bu cepheye soruyla giriyor "onu kim reisin uçağına aldı" diyerek..

"Bakınız…

Ben rektörün karısının mailini yayınladım..

Ne diyordu FETÖ'cü o mailde "O'nun yanından ayrılma.."

FETÖ'nün çok açık talimatı var burada..

Sonra ne oldu, o kadın Cumhurbaşkanımızın Afrika gezisine alındı..

Cumhurbaşkanımızın o mailden haberi yok..

Yanındakiler?

Hepsinin haberi var?

Kimi kastettiğimizi herkes biliyor..!"

 

Velhasıl…

Tayyar bir konuşuyor, pir konuşuyor..

Yani; yenilir-yutulur değil...

Heyecan artırıcı...

Bakalım bu beyanlarının "akıbeti" ne olacak?

AK Parti cephesinde..

Özellikle, Reis'in çevresinde "nasıl bir yankı" bulur?

Aynı minvalde, Yargı kulvarında…

Ki "suç duyurusunda bulunuyorum" ifadesine, nasıl yaklaşım gösterecek?

Ne diyelim bekleyip göreceğiz..!

 

AFRİN ZAFERİ…

58'inci günde Afrin'e girildi…

Başarı yüksek..

Ki çok yönlü bir "zafer…"

Özellikle..

Çatışmadan..

Kurşun atmadan…

Karşı bir direnç görmeden..

Sivil halktan "tepki" bir karşıtlık görülmeden Afrin'in kazanılması!..

Önemli.

Ve büyük bir başarı..

 

Nitekim!..

Korku ve endişe hakimdi..

Afrin batak..

Çok kan akacak..

Çok kişi ölecek..

Siviller de..

Yerel insanlar da "hayatını" kaybedecek!..

Gibi bir düşünce vardı..

Algı üretimi söz konusu idi...

Ama korkulan olmadı!…

 

TSK ve ÖSO Afrin'e girdi..

Bayraklar dikildi..

Kontrol noktaları oluşturuldu..

Peki..

YPG/PKK karışımı, güçler nereye gitti?!..

Kaçtı deniliyor..

İyi de nereye gittiler?

Fırat'ın Doğusuna mı?…

Görünen o?..

Ki burası, ABD'nin hakim olduğu bölge?

 

Harekat nasıl sürecek?..

Ne diyorlar..

Sırada Münbiç var..

Burası çok konuşuluyor..

ABD askerleri var…

PYD/PKK var..

İran var..

Ki Rusya ve rejim güçleri de var?

Yani karışık bir "oluşum" Münbiç'te var..

Lakin Afrin "zaferi.."

Öyle gösteriyor ki burası da öyle olacak..

Boşaltılacak..

Nasıl ki El Bab'da "dirençsiz" olundu..

Burda da o olacak..

 

Sonuç!…

Vakıa gelişmeleri sıcak..

Ama netice şunu gösteriyor..

Suriye açısından..

Artık bir toprak bütünlüğü hali kalmadı..

O sav çürüdü..

Türkiye tarafından kurtarılmış bölge..

Rejimin elindeki alan..

İran ve Rusya..

Ve PYD/PKK'nın ABD patentli hakim olduğu bölge..

Yani fiili bir üçe bölünmüşlük!..

Daimi bir durum teşkil eder mi?

İşte o zor..

Çünkü bedeli ağır bir savaş yaşandı..

Felaketleri büyük…

Yaralar…

Duygular..

Tahribatın virane halini "sarmak, üstesinden gelmek!" güç

İnsani ve ruhu "kolay kolay" atlatılamaz..

 

Hele ki..

Türkiye'ye sığınanlar..

Evini, barkını terk edenler..

Onların yeniden topraklarına dönüşü..

Evine, barkına kavuşması..

Yaşamlarına dair güvenli ortamın sağlanması..

Hissiyat…

Kısacası Afrin "hayata dair" başlangıcın ilk adımı!..

Alınacak mesafe çok..

 

 

Şunu da net ifade edelim!..

Afrin zaferi..

Türkiye'yi..

Yani Ankara'yı "eli güçlü" hale getirdi..

Masanın ana aktörü!…

Etkisini önümüzdeki günlerde net göreceğiz!…

Özellikle, ABD'nin "politikasındaki" u dönüşleri..

Geri adımları..

Yeniden "müttefiklik" ruhunu okşama hali!…

 

HAYVAN BAKIMEVİ!

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi…

Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon merkezi!…

Yetkili ve etkili zevatı..

Ki, gelen mesajda "Kader" hanım, diye söz ediliyor..

Sizlere atfen…

Son günlerde aldığım yoğun şikayetler var..

Ki o maillerden biri..

 

Merhaba!..

Ben Diyarbakır OSB'de çalışmaktayım..

Organize Sanayi Bölgesi..

Aylar önce bizim fabrikaya bir köpek gelip doğum yaptı.

7-8 yavrusu oldu..

İki ay süreyle baktık..

Sonra mecbur kalarak üretimden dolayı geçici süreliğine "yedi yavruyu" bu merkeze verdik..

Kısa süre sonra bir kaç yavruyu aldım..

Köpeklerin hepsi…

"Kanlı ishal(Gençlik)" hastalığına yakalanmış..

Öldüler..

Diğer yavruları almaya gittim..

"Yok dediler?"

Ne oldu öldüler mi? kime verdiniz diye sordum kimse cevap vermedi..

Muhtemelen ölmüşlerdir..

İlk gittiğimizde Veteriner Kader hanım vardı..

Bize burada "sağlıksız" bir ortam..

Ya da ölümcül bir enfeksiyon..

Bulaşıcı hastalık "olduğunu"  söylemedi..

Söylemiş olsaydı "yavruları" teslim etmezdik..

Şimdi Belediye'yi arıyoruz..

Şikayet ediyoruz..

Kimse bize ne cevap veriyor, ne geri dönüyor..

Yetkilileri göreve çağırıyoruz!…