SEÇİMİ NE KADAR ETKİLER?…

Elbette ki, İyi Parti’nin “hür ve müstakil olarak” seçime gireceğiz yönündeki GİK kararı, “seçimin kaderini” önemli ölçüde etkiyecektir.. Ama ölçüsünü, sandıkta göreceğiz..

***

Evet, merakla bekleniyordu CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i bizatihi kurmaylarıyla ziyaret etmesi ve bu ziyarette “ittifak talebini” iletmesine yönelik gelecek yanıtı?.. Bir önceki yerel seçim ve genel seçimde olduğu gibi “birlikte 31 Mart seçimlerine ittifak edecekler mi, etmeyecekler mi?” merakı siyasi alana hakimdi..

***

Gelen ittifak teklifine Akşener önceki ittifaklardaki acemiliğini partisine ve kendisine eksiler yazdıran tutumlardan çıkardığı dersle, “GİK’te görüşeceğiz, alınacak karar doğrultusunda, rotamızı size bildireceğiz” manasında, cevap vermişti.. İşte o cevap önceki gün yapılan GİK toplantısında, çıkan kararla verildi..

***

“Hür ve Müstakil olarak seçime girme kararı” alındı.. Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’nun bu duyurusuna dair beyanındaki satır araları; çok şey ifade ettiğini söyleyebilirim.. O da şu!.. Hür ve Müstakil kararı oy çokluğuyla alınmış.. Yani itiraz edenler de varmış. 15 GİK üyesi ittifaka evet demiş, 35 üye ise ittifaka hayır demiş?..

***

Bu farklı düşüncelerin, çetin bir tartışmalarının ardından hür ve müstakil karar, nihayete erdirilmiş.,. Çıkan karar ve Akşener’in teklifi GİK’e getirmesi, kendi siyasi geleceği ve oturduğu koltuğun birliği için, doğru ve önemli bir hamle idi!?. Denir ya doğru olan yapıldı..

***

Parti yönetiminde olduğu gibi parti tabanında da, CHP ile yapılan ittifak pazarlıklarının partiye ciddi zarar ve kan kaybına, parti içi çekilmelere neden olduğu, görüşü ağırlıkta idi.. Kendimiz olalım, özümüzle hareket edelim.. CHP’nin siyasi stratejilerine oy anahtarı olmayalım deniliyordu..  2019’daki mahalli seçimler, 2023’teki Genel seçimlerde CHP apartı olmanın getirisi; kaybetmek olmuştur?..

***

Kaldı ki, son dalgalanmalar!? Gayri ahlaki iddialar, ithamlar ve para, pul, milletvekili sıra satışları gibi; “iç kavgalar..” Hepsi yekün şekilde, İyi Parti’yi içten içe yıkan oldu!.. Ne hür ve ne de müstakil olunamadı…Ha burada, kazı kazan diyenlerin de, kayıplarla kayıplar geliyor; sözünün de, evrildiğini söyleyebiliriz!..

***

Hasılı!.. İyi Parti’nin aldığı bu karar, siyasi geleceği açısından, hem kendisini, hem tabanını, hem de ortaya koyduğu siyasi iradeyi özgürleştirdi, hürriyete kavuşturdu ve müstakil oldu?.. Rahmetlinin ifadesiyle siyasete yeniden doğdu?.? Diyeceksiniz ki, Parti tabanı bu duruma ne diyecek, yansıması nasıl olacak?.. Bunun cevabı, 14 ila 28 Mayıs’ta alındı.. Tabanda, özgüvensiz siyasetin yeri yok noktasında; oy tercihlerindeki düşüşüş bunun yanıtıdır..

***

Nitekim Akşener açıkladı..  “Bu seçimlerde kantara çıkacağız ne kadar ağırlığımız olduğu ortaya çıkacak..”  Bu tutum, ortaya konulan siyasi duruş, şimdiye kadar yaptığı zikzaklar nedeniyle güvenilirliği zedelenen Akşener açısından, siyasi tutarlılık adına önemli bir karar ve kazanım olduğu notunu düşürebilirim..

***

Sonuç olarak, kerhen oluşan tavandaki ittifakın, tabanda karşılık bulmasını beklemek siyaset açısından gaflettir.. Bu karar sonrası da, tavanda sağlanmayan ittifakın tabanda ittifak doğurabileceğini söylemek, iddia etmek ve beklemekte, seçmeni ve tabanını bilmemek demektir.. İyi Parti tabanı, ne İmamoğlu’nun ne de Mansur Yavaş’ın çantasında keklik değil.. Kaldı ki; üretilen bir hizmetleri yok!..

***

İyi Parti’yi ittifaka zorlayan Ankara ve İstanbul’daki oy oranına baktığımızda sonucu değiştirebilecek, bir oran var.. İstanbul’da yüzde 8-9 bantı.. Ankara’da ise 13-14 bandında bir oy var İyi Partinin… Bunun kulvar değiştirmesi halinde, iki koltuğun da “el değiştirmesi” kaçınılmaz bir son olur.. Denir ya bundan sonrasını İmamoğlu ve Yavaş düşünsün.

***

Bence sadece, İstanbul ve Ankara değil.. Daha önce AK Partinin elinde olan, Antalya, Adana, Balıkesir ve Manisa başta olmak üzere nice büyükşehirler var.. CHP’nin elinden, alınacak.. CHP yereldeki ittifaklarla kazanan parti konumundan, çıkıp bu kez ittifaksızlıklarla kaybeden parti konumuna düşecek gibi…

***

Tabi İyi Parti hür ve müstakil olarak seçime girme kararında, ne kadar keskin bir duruşla, devam eder.. İşte o biraz kuşku üretici..  Malum bu işin birde, üst akıl sahipleri var.. Öncekilerde olduğu gibi, masadan kalkıp, masaya dönme örneğiyle “İstanbul ve Ankara için oturun, oturduğunuz masada” denilirse İyi Parti ne yapar?.. Çark edip, masaya dönerse şaşmayın!… Bu notu da, düşelim buraya.. Tabi dönülürse, İyi parti için de el fatiha okumak ta kaçınılmaz hale gelecek?

***

İMAMOĞLU’NA RAKİP ADAY!

Diğer partilerden rakip aday henüz belli değil.. Ama CHP’nin içinden, rakip aday çıktı?..

İstanbul Bakırköy'ün CHP'li Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu.. Önceki gün itibariyle Kerimoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak için, İl Teşkilatına başvuru yaptı..

***

Vaziyete Kerimoğlu için birileri zaten şansı yok diyebilir.. Ama bu çıkışın arkası boş değil, muhakkak ki siyasi bir akıl var… Rast gele bir durum hasıl olmamıştır.. Demek ki yeni CHP yönetimi de parti içi muhalefetle karşı karşıya. 

***

Nitekim Kerimoğlu’nun satır arası beyanı, bunu gösteriyor.. Parti içerisindeki estirdiği muhalefetin rüzgarına İmamoğlu’nu koyarken, İyi Parti’ye de laf çakmaktan geri kalmadı.. Dediğine gelince, şunu söyledi…

***

"Biz artık birtakım partilerin sözüm ona birtakım yöneticilerine ihale vermek, daire başkanlığı vermek, bürokratik kadro vermek zorunda değiliz. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin kurucu ve birleştirici partisidir.

***

Bizler ittifakı yapacaksak, halkımızla yaparız. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ne şantaj yapan, tehdit eden, üstelik de seçim kaybettiğimiz gece kahkaha atanlarla bir daha asla ittifak yapmayacağız…”

***

Bu beyanın özetini çıkarırsak, verilen mesaj nettir..  “Biz var olduğumuz müddetçe, CHP'yi yedirmeyiz” çıkışı ve söyleminin muhatabı, Özgür Özel’dir.. Bakalım, Kerimoğlu’na CHP’nin yeni yönetim kadrosu, ne diyecek?..

***

HEDEP NE YAPAR..

İyi Parti sonrası, merak edilen HEDEP’in ne yapacağını?.. Kendini bir kez daha, “koşulsuz, şartsız, resmiyetsiz” bir ittifak anlayışıyla, CHP’ye seçim kazandıran aparat, olarak kullandırır mı?..  Görünen o ki; “bir önceki ittifaklardan dersler çıkarmışlar?”..

***

Yoksa aday belirlemeden, iller düzeyindeki stratejilerinde uzlaşı  politikasına, meyil edilmezdi.. “Dediğim dedik” der geçilirdi?.. Bu kez farklı.? Ki, ittifaklar açısından da, stratejik bir aklı devreye sokmuş gibiler..

***

Niyet ittifakta şeffaf ve açık olmak!.. Özel protokol da, istenilecek..  Mesela, İstanbul’da Esenyurt bize, İzmir’de Narlıdere bize, Antalya’da Kepez bizde, Adana’da, Mersin’de, hatta Manisa’da şu ilçeler bize diyebilir..

***

Öyle ya, Ümit Özdağ’a İçişleri ve MİT Başkanlığı’nı yüzde 1 dahi olmayan oy yüzdeliğine özel protokolle verilme ittifakının kararı alınıyorsa!.. Niye, yüzde 10 ve üzerinde olan HEDEP’ye verilmesin veya parti böyle bir talepte bulunmasın?!..

***

Neyse!.. Günler yaklaştıkça saflarda, vaatlerde, taleplerde, ittifak protokolleri de, kendi mecralarında, netleşip, şeffaflaşacak.. Ha buara, meclis üyelikleri de ittifaklara dahil.. Özellikle, kritik bölgelerde daha çok mahalle oyları!…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Eğer ki “hür ve müstakil” değilsen, muhakkak ki “güdümlü, bağımlı ve apartsın?.”