ŞİDDETİ BENİMSEMEK!…

Ne yazık ki, siyasetin ve siyasetçilerin ürettiği politikanın geldiği aşama bu!.. Artık şiddet benimsenir hale gelindi.. Alkışlayan var, eline sağlık diyen var, sırt sıvazlayan bile var!..

***

Baksanıza, CHP’nin Eş Genel Başkanı Özgür Özel beyfendiye!!!..  Bu minvalde icraatte bulunmuş.. Racon kesmiş, tavır koymuş.. Yememiş, içmemiş, “yumrukçu” Ege’yi arayıp sahiplenmiş?!..”

***

Kim o demeyin!.. Şu, Galata Köprüsündeki İsrail Telin mitinginden dönen, İsmail adlı vatandaşı elinde Kelime-i tevhid bayrağı olduğu için yumruklayan zat!..

***

Ki bu zat dediğimiz Ege hal-i hazırda, İsmail’i “kan revan” içerisinde bıraktığı için, gözaltına alındı.? Ardından tutuklanarak cezaevine konuldu.. Şu an cezaevinde!..

***

İşte, Özer bey de, Ege’nin ailesini aramış.. Demiş ki, “Yanınızdayız.. Evladımız Ege için her türlü hukuki desteği vereceğiz.. Geçmiş olsun…”

***

Vay da vay!..”Tebrikler oğlum.. Eline sağlık..” Dedirten bu tavra, kim ne der bilmem!.. Lakin benim kuracağım cümle şu olur.. O da, “ayıplar yakışır, Özer beye..”

***

YÜZÜNÜZ YOK DEĞİL Mİ?..

Ey Ali Koç.. Ey Dursun Özbek.. Ey, Mehmet Büyükekşi!.. “Yüzünüz yok değil mi” ahalinin karşısına çıkıp şu Riyad’da rezilliği ve zilletliği, üzerinden akla hayale gelmez söylem, eylem ve algılara neden olan, hadiseyi bir bütünlük içerisinde, anlatmaya?. İki kelam edin iki kelam.. Ama edemezsiniz.? Çünkü, mazeretler serisine bağlayıp gidiyorsunuz.. Kaldı ki camianızın da yüzüne bakamaz haldesiniz!?

***

Mevzuyla alakalı, bilgiler ve ifşalar ortaya döküldükçe doğal olarak sizin ketum kalma haliniz, enva-i ikrarı, kabul görmektedir.. Yüz rengi değişiyor… Kızarmakta olduğunu biliyoruz!!.. Eğer ki böylesi bir kızarıklık yok diyorsanız, kabul etmiyorsanız, o zaman mertlik gösterip, çıkar konuşurdunuz!.. Bu millete olup-biteni anlatırdınız?.. Herkes de mevzuya mutali olup, hakikatler gün ışığına çıkmış olurdu?..

***

Vaziyet!.. Atatürk üzerinden. Türk Bayrağı üzerinden.. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milletinin milli değerleri üzerinden algı operasyonu geliştirmekte, körüklemekte.. Hem tacizci, hem de istismarcı bir pozisyonu icra eder hale geldiniz?.. Ki kimi kesimler, mahallenin bazı kalem satıcıları da, algıyı fena şekilde körüklüyorlar?..

***

Ey zatı muhteremler!!.. Ki bu halinizle, 28 Şubatvari bir atmosfer yaratma gayretine girdiğinizi ve bu akıma, hizmetkar olduğunuzun farkında mısınız?.. Kocaman iki büyük camiayı siyasetin kirli emellerine de alet etmekten ar etmiyor musunuz?… Deyin hala, “siz kimle, neyin pazarlığını yaptınız da, böyle bir zehirlenme ikmale geldi ve ketumlaştınız?..”

***

Bu arada; Süper Kupa Final maçına, kadim Diyarbakır ahalisinin talip olduğunu bir kez daha buradan haykırmak istiyorum!?. Önceki günkü yazımda da aktarmıştım.. Özbek, Koç ve Büyükekşi'ye çağrımızdın diye.. 81 ilimiz talip olduğu gibi, Diyarbakır kentimiz de bu işe talip.. Sahamız uygun, stadyumumuz yeni!.. Misafirperverliğimizi de, dünya alem bilir kadim olduğunu!.. Daha ne duruyorsunuz?..

***

TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL…

Bu ifade klasikleşti belki ama!.. Lakin hakikatin beyanıdır.. İşte, MİT’in MOSSAD’a çektiği operasyon!.. Evet, devran eski devran değil.. Düne kadar, MOSSAD’a tek yanlı istihbarat hizmet veren bir MİT vardı?. Ama şimdi, operasyon çeken bir kuruluş var…

***

Hafızamızı biraz canlandırsak!.. Daha bir kaç yıl önceydi.. İsrail’in o meşhur ve malum “Demir Kubbesi” vardı ya!.. Dijital kalkan.. İşte onu hackleyen bir dahi vardı.. Yazılımcı, Filistinli genç.. Omar A.. Türkiye’ye gelmişti.. Burda kalırken, MOSSAD onu kaçırmış, Malezya’ya götürmüştü..

***

Peki sonra ne oldu?!.. Hemen akabinde MİT devreye girdi, Malezya’da, MOSSAD’ın elinden kurtarıp, Türkiye’ye getirdi.. Özgürleştirdi.. Ki hafta başında, Türkiye’de faaliyet gösteren, MOSSAD adına casusluk yapan, 34 kişi gözaltına alındı.. Bu vakıa tesadüf değil..

***

Hatırlarsak, Netanyahu’yu.. Yine hatırlarsak, Wall Street Journal gazetesinin haberlerini.. Ne diyorlardı? MOSSAD, Lübnan, Türkiye ve Katar'da belli yerleri hedef alacak, bu ülkelerdeki Hamas üyeleri hedef alınacak diye!?.. Türkiye bu noktada en hassas ülke olma özelliğiyle, İsrail yetkililerini uyarmıştı.? Hatta, Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle bir girişime, ağır bedeller öderler diyerek tepki göstermişti!?..

***

Tabi MOSSAD, suikastlerinden birini Beyrut’ta yaptı.. Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşlarını katletti… İran’daki peş peşe patlamaları da düşünürsek… Her ne kadar DEAŞ denilse de, Ortadoğu’daki vekalet savaşları üstlenen örgütlerin kime neye karşılık böylesi eylemler yaptığını biliyoruz!?..

***

Hasılı kelam, Türkiye eski Türkiye olmamış olsaydı.. Özellikle de, İktidar’da Hamas’ı terör örgütü olarak görmeyen Erdoğan olmamış olsaydı!.. Hamas’a terör örgütü diyen, Özel ve onun Partisi CHP iktidarda olmuş olsaydı.. Sahi ülkenin ve milletin bekası ne halde olurdu?.. Hiç olurdu.? MOSSAD istediği eylemi ve suikastı yapardı!?.

***

Hatta, Galata Köprüsündeki Gazze protestosuna katılan yüzbinlerce insanın ortasında “bombalar patlatırdı?”.. Sizce!.. Baksanıza 34 MOSSAD casusu yakalandı, ABD’den hemen Türkiye’ye ziyaret, gerçekleşiyor.. Cumartesi günü, ABD Dışişleri Bakanı geliyor?. Bakalım çantasında ne var?.. Muhakkak ki, “GAZZE VE MOSSAD” var..

***

UYANIK OLALIM…

Bulunduğumuz coğrafya açısından, çok ama çok kritik bir virajda bulunuyoruz!.. Direksiyon hakimiyeti kadar, kullanılan aracın güç ve kabiliyeti de önemli!.. Onun için, külahımızı önümüze koyup, derin ve derin düşünmemiz gerekir!?. Tabi ki sükunetle ve suhuletle!…

***

Bir tarafta siyasetin “ırkçı ve şoven, ayrılıkçı, şiddeti benimseyen, körükleyen” seyir içerisinde; bağnazlaşması!.. Makam, mevki, koltuk, sanatın devamı için, ülkesini ve milletini feda etmeyi yeğleyen, anlayışların türemesi!.. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük gibi insani tanımlarda, zafiyetlere düşme hali!?. Sosyal, ekonomik ve kültürel yozlaşma!

***

Tüm bunların yanısıra, İslam dünyasındaki bölük, pörçük hal!.. Sürekli ısınan, sürekli şiddet sarmalı içerisinde kan, gözyaşı ve barut kokan, Ortadoğu’nın vahşi yaşam hali!.. İsrail’in, ABD ve AB’nin Türkiye’de yaratmak istediği kaotik ortamın, körüklenmesi!.. Suriye’nin sisli ve puslu hali, Irak’ın bulanıklığı, İran’ın iç ve dış akıl tutulması!..

***

Yani say say bitmez bir hal-i vaziyet içerisindeki ğıraplık karşılığında, bizim uyanık olmamız lazım.. Hiç bir şekilde, gafletin, delaletin uykusuna dalmamamız gerekir.. Eğer ki, gözümü dinlendirmek adına azıcık kestirelim dersek, bilmiş olalım ki, yarınlarımız diye bir gelecek olmaz!?…

 ***

GÜNÜN SÖZÜ..

Özünde ve ruhunda “millilik ve yerlilik” olmayan hiç bir kurum, asil değildir!..

***

HAYIRLI CUMALAR