SİYONİZM YENİ Mİ PEYDAH OLDU?..

Bakıyorum, bizim pek muhterem(!), çok ünvanlı, modern okumuşlarımız!!!.. Ekran ekran gezinip, işgal ettikleri köşelerinde şaşkın şaşkın ahkam kesici cümleler kuruyor?.. Neymiş; İsrail’in, Gazze’de giriştiği ve 27’nci gününe giren insanlık dışı soykırım vahşetini beklemiyorlarmış?. Olamaz, nasıl olur diyorlar?!

***

Öyle ya!.. Bu na muhteremler siyonizmden be haberdarlar.. Çünkü siyonizme kafa yormadılar.. Ne tarihine, ne de yaşam medeniyetine, odaklanmadılar.. Sadece Yahudi diyerek, hadiseyi minimize edip, masumane gösterdiler.. Kafalar kuma gömülü bir şekilde, İsral'i yere-göğe sığdıramaz, hipnozuyla Ortadoğu’ya baktılar!..

***

Yıllar yılı onlar, İsrail’i Ortadoğu’nun “tek seküler, modern ülkesi” olarak, görüp meyil ettiler!… İşte hakiki demokrasi, işte insan hakları, işte özgür, işte bağımsızlık, işte bilmem neler deyip alkış tuttular.. Sosyal, siyasal, ekonomik kulvarda bağımsızlığın mabedi deyip, durdular!.. Sersemler sürüsü gibi!..

 

***

Şimdi!.. Bebekler katlediliyor.. Çocuklar öldürülüyor.. Hastaneler bombalanıyor.. Camiler yerle bir ediliyor.. İnsanlık katlediliyor, soykırımı aratmayan bir vahşet yaşanıyor!.. Ve bunu gözünü kırpmadan, acıma duygusuna girmeden yapan, Siyonist İsrail’e dünya seyirci?…

***

Bugün, 27’nci gündeyiz!.. Siyonizm kana doymuyor.. 40 bin kilometrekarelik bir alana sahip Gazze’ye 18 bin ton bomba yağdırmış.. Ki bu, atom bombasının etkisinden iki kat fazla!.. İşte, siyonist İsrail’in devlet başkanı Netanyahu!.. Vampir gibi!…

***

Akan kanla beslenirken, sürekli Tanah’tankehanetler üretiyor!.. Bi bakıyorsunuz cephede, askerlerle poz veriyor ve Yeşaya’nın vaadinden söz ediyor.. Bi bakıyorsunuz, askeri hava üssünde Samuel kitabından söz edip, kendisine özgü vaad edilmiş topraklardan bahsediyor!…

***

Ve bunu yaparken de; Gazze’deki, Filistin’deki Ortadoğu’daki Siyonizme karşı olanların tümü, hatta vicdan ve merhamet sahibi olup “siyonizme” karşı çıkan dindaşı Yahudileri bile; hasım görüyor!.. Bebek, çocuk, kadın, yaşlı, genç, sivil, asker demeden topyekün katliam yapmaları için, emir ve fetva veriyor!

***

İşte ABD!.. İsrail’den daha beter İsrail” kesilmiş.. AB’nin bir çok ülkesi ha keza.. İsrail’i her yönüyle destekliyorlar, alkışlıyorlar, sırtlarını sıvazlayıp, daha fazla insan kanı dökülsün diye; güç veriyorlar!.. Buna da bizim na muhterem çok ünvanlı okumuşlarımız hala şaşkın ruhlarıyla nasıl olura yanıt arıyorlar!..

***

Eee!.. Onlar Yahudileri sinema filmlerinden, dizilerden, çok renkli sayfalardan gördükleri ve buradan ibaret olduklarını, görmenin gaflet ve delaleti içerisinde, oldukları içindir ki; şaşkınlar.. 70 yıldır süre gelen Siyonizm’in vahşi karakterini şimdi, görmeye başladılar… Bakıyorum burda solu da, demokratı da, liberali de, muhafazakarı da var?! Yazık ki, yazık!…

 

***

Tarih sayfaları açık!.. Ki ister Ortadoğu ister Avrupa toprakları olsun!..  Siyonizmi doğuran ana etken, “Seküler Yahudi Sömürgeciliği olmuştur… Krallıklar, imparatorluklar dönemine bakılırsa, görülür!..  Kandan, işgalden, sömürgecilikten beslenen siyonizmin aslında bir diğer ismi de, deccalıktır? Kıyametin ateşini yakan itaatsiz bir ırktır!.. ABD’nin İsrailleşti dememdeki kasıtta buradan gelmektedir!..

***

Bugün değil!.. Osmanlı’nın yıkılış döneminden başlayıp, özellikle 1940’larda pik yapan İsrail’in “işgalci, sömürgeci siyonizm medeniyeti” toprak hırsızlığı yapmıştır.. Bunu da, nevzuhur Evanjelik Hristiyan kardeşleri olan ABD’nin devlet aklıyla Ortadoğu'yu kan gölüne çevirmiştir… Ki çevirmeye de devam ediyor..

***

Tabi bunu yaparken, yine tek başlarına yapmadılar!.? Ne hazin ki, ne yazık ki, ne kahredici bir zilletliktir ki; “içimizden devşirdikleriyle” yaptılar.. Algı operasyonuyla halkları yönetimlere, yönetimleri de halklara kırdırdılar.. Kimi demokrasi, kimi hak, hukuk, adalet, kimi de insan hakları, dil, inanç, ırk noktasında böl, parçala ve yut moduyla yaptılar!..

***

Ve bizdeki na muhteremler de, çok okumuşluklarının hipnozuyla batı ve batıla hayranlıkla, kendi kendilerini yerdiler.. Neymiş, Ortadoğu’daki devletçiklerin liderleri dini kaprisleriyle bu toprakları şiddet ve tören bataklığı haline getirdiler, getirmişler?!.. “Ağacın kurdu kendi içinde olunca ağaç kurur?”..

***

Ki bugün Ortadoğu’daki ülkelerin hal-i perişanlığı orta yerde!.. Bir kaç ülke dışında ekseriyeti demokrasi adı altında ihtilallere, darbelere, maruz bırakılıp, iç kaosun girdabına sürüklenmişti.. Ve o ülkeler bugün siyonizmin çizmeleri altında sömürgeci ülkelerin de desteğiyle iliklerine kadar kanları emiliyor?!

***

 

Ortadoğu ülkeleri din kaprisleriyle bataklığa dönüşmedi.. Bilakis, din hassasiyeti gözardı edildiği için; kan gölüne döndü.. İsrail’in Din davasından ya da ABD’li Hristiyanlardan ya da AB’deki Yahudiler’den din davaları noktasında, tavizkar olduklarını gördünüz mu?..  Yok.. Ama bizde, zihinler bu minvalde hipnoz edildi!?..

 

***

Hasılı kelam!… Bebeklerin, çocukların, masum insanların akan kanının müsebbipleri, bilmeliyiz ki bizi bizden edenlerdir?.. Ve yine bilmeliyiz ki, içimizdeki devşirmelerin kurtluğuyla, kravatlı, papyonlu, modern giyimli hahamlar ile rahiplerdir?.. Bu hakikatleri görmeliyiz, bilmeliyiz. Aksi takdirde; bu devran böyle devam eder, gün gelir kapımızı da çalar!?..

***

NEYİ Mİ KONUŞTU?..

Şu Prof. Dr. Celal Şengör.. Nam-ı diğer “bokunu tadan!..” Tartışma götürmez bir ateist.. Geçenler de bir öğrencisinin eteğini kaldırıp, şaplak indirdiğini söylemiş ve büyük tepki görmüştü.. İşte buna istinaden kadınlardan özür dilemek üzere, İzmir’de Zübeyde Hanım’ın mezarını ziyarete gitmiş!?..

***

Resimde görüldüğü gibi!.. Basına yansıdığı kadarıyla orada Zübeyde hanımla şöyle konuşmuş… "Kıymetli oğlunun bir askeri olarak karşındayım. Sana milletçe şükran borçluyuz. Türkiye Cumhuriyeti oğlunun dediği gibi ilelebet payidar kalacaktır…”

***

Özür noktasında tavrı ve mezar ziyaretine bi lafım yok!.. Kime ne bize ne?.. Ama velakin, “yediği bokun çok acı” olduğunu söyleyen bilim adamı(!) Şengör, bir süre önce, şöyle bir beyanı, yansımıştı gazete sütunlarına!…

Orada demiş ki; “Annem öleli kaç sene oldu. Gitmedim bir daha. Niye gideyim?.. Ne var orada?.. Mezarına gitsem n'olacak?.. Ne var orada karbondan başka?!.."

***

Aha da benim takındığım nokta burası!.. Karbondan başka bir şey yok idiyse, ne işin vardı Zübeyde hanımın mezarında!.. Hani, ‘Ruh diye bir şey yok', 'Ne var orada karbondan başka?..' diyorsun ya... Sormak istiyorum, “kiminle konuştun?” Karbonla mı?.. Yoksa, üstün zekanla “ışınlama mı yaptın?”.. Tövbe tövbe, Allah akıl ihsan nasip eylesin!..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Ah insanlık, tarihin hiç bir devrinde bu kadar “derin bir zilletliğe” düşmüşlüğün var mı?…

***

HAYIRLI CUMALAR…