SİZE GÜNAYDIN…

Diyorlar ki, “Belediyelerde yaşananlara yok mu iki kelam edeceğin” diye.. Olmaz mı?.. Var.. Ama mevzuya “bodoslama dalan, sosyal medyada ahkam kesici kesilen vasıfsızlar, atıp tutan zevata günaydın” diyerek, söze girmek istiyorum?!..

***

Çünkü mevcut gündem olan hadiselerin ve ötesini aylar, hatta bir yıl önce bile buradan dile getirmiştim, getirmiştik, manşetlere dahi taşımıştık?.. Arşiv’de tüm bunların hepsi mevcuttur.. Bakan görür.. Gidenler de, gelenler de, yeni görev değişiklikleri de dahil olmak üzere ekseriyetinin şeceresinden söz edip, aktarmıştık?!..

***

 

Kimin kimin nam-ı hesabına çıkar çarkına dahil olup, bu işleri yaptığını, kimlerin de günah keçisi beslendiğini de?.. O gün biz olup-bitenin sadece buz dağının görünen yüzü diyerek, arka yüze odaklanılması gerektiğini haykırmıştık?.. Belgelerle de, meclis kararlarıyla da, konuşan insanları da, eldeki verileri kamuoyunun bilgisine sunmuştuk..

***

Seslenmiştik, “ey yetkili ve ey etkili zevat, gör de müdahale et, soruştur, nedir bu keyfiyet, nedir bu rant devşirme, hak, hukuk tanımazlık hali” diyerek.. Kentin dinamiklerini de suskunlukluklarından dolayı da, eleştirmiştik?.. “Kent milliyetçiliği” kültürünün de, elzem olduğunu söylemiştik!.. Kentimize sahip çıkalım diye!?..

***

Tabi salt, merkez ilçeler değildi bizim, o gün ve bugün dahil aktardıklarımız!.. Taşra ilçe Belediyelerinde de, diğer kurumlarda da neler oluyor diyerek, projektör tutmuştuk!.. Gözaltılar, tutuklanmaların nasıl yaşandığına ilişkin.. İhalelerden, işçi alımlarına, imardan, yapı kontrollerine kadar.. Hükümete ve devletin ilgili kurumlarına görün bakın, yaşananlar diyerek, seslenmiştik…

***

Tüm bunlara tarihin en büyük neşterinin vurulması gerektiğini, vebalinin ağır, sorumluluğun ise herkese düştüğünü avazımızın çıktığı kadar yazmıştık ve seslenmiştik?.. Lakin; “kimseye kılını kıpırdatamamıştık, kıpırdayan da, geri adım atmıştı..” Ama bugün mahallemizin ahkam kesicilerinden bazıları, o günün suskuncuları olduğunu biliyoruz.. Şimdi; yerel basın yok, yaygarasındalar..

***

Denir ya, herkes kendi bacağından asılır!.. İşte iki kelamın yok mu sorusu nedeniyle söze geçmişi de tazeleyerek, meseleleri diri tutma adına böyle bir girizgah yapma gereğini duydum.. Bugün laf gevezeliğiyle mevzudan belli çıkarımlar oluşturup çıkara odaklananlara, yaşananları içinden çıkılmaz hale getirmek isteyenlere söyleyecek sözümün; “günaydınlar size olduğunu söylemek istiyorum!

***

Gel gelelim, hal-i hazırdaki, kentin gündemini meşgul eden iki hadiseye.. Mevzu olan, iki belediyenin de sözü edilen “rüşvet ve yolsuzluk” vakıasının hikayesine, zamanlamasına baktığınızda karşınıza bizim o gün söylediklerimiz çıktığı gibi, gelinen zaman açısından da ne bu şimdi dedirten soruyu da ikmal etmiyor değil?…

***

Birincisi, asfalt ve mucur meselesi denilen Kayapınar’daki hadise yeni değil.. Çok eski bir vakıa.. Ki, yargıya intikal etmiş.. Soruşturma sürüyor.. Muhtemelen gelen müfettişler de işin idari yönden tahkikatını sürdürmek içindir…Yıl 2022, bugün yıl 2023’ün 11’inci ayı!.. Bir yıl sonra, müfettişlerin gelmesi, manidar!.. Ya görevden apartopar alınan önceki kayyım!..

 

***

Elbette ki, meselenin hem adli hem de idari yönde, sorumluluğu söz konusudur.. Bu gözardı edilemez.. Kamu kuruluşu olması hasebiyle, “adli olduğu kadar idari bir ceza hükmü de” yasadışı, hukuk dışı, mevzuat dışı işlem için, vakidir ve işler.. Kaldı ki, “memurun muhakemat kanunu var?”

 

***

Demem o ki, Kayapınar için ortaya çıkan yeni bir rant çarkı veya meselesi konuşulmuyor?.. Eski bir hadise.. Müfettişlerin hazırlayacakları rapor, bir taraftan adli soruşturma açısından “ya izin verilecek ya da izin verilmeyecek” idari yönde ise “ya farklı cezalar, ya da meslekten men, ya da herhangi bir kusur yok deyip, dosya kapatılacak?!.

***

Tabi, işin iç dünyasında, kayyımın ne kadar etkisi ve yetkisi var bilemiyorum.. O’nu idari ve adli soruşturmanın neticesi söyleyecek?..Ama velakin, kararname dışı görevden alınan bir önceki kayyımın da gözardı edilmemesi gerekir.. Ancak zihnimi yoran, karıştıran, Bakanlığın bir yıl sonra müfettiş göndermesi.. Neden o gün değil de, bugün!…

***

Kayyım’la ilgili görevden alınmasına ilişkin, yüksek dozajlı kulislerin genel seçimler öncesi. hayli icra edildiğini bilmeyen yok!.. Ki çok konuşuldu, kentin kulislerinde alındı, alınacak, tayin istedi, isteyecek gibisinden.. O dönem beceremeyen, üstesinden gelemeyenler, tam da yerel seçimlere 4-5 ay kalmışken harekete geçmiş olabilirler asıl izah edilir?..

***

Der demez duraksıyor insan.. İşin içinde siyasi akıl mı var, yoksa bürokratik hasımlık mı, söz konusu oldu?!..Ülkenin hali pür melali, ne yazık ki yaşanan bir çok vakıada olduğu gibi bu hadisede de akla gelmiyor veya getirmiyor değil… Kurumsal iç çatışma..  Denir ya zaman en büyük tefsirdir.. Bekleyip göreceğiz!..

***

Rüşvet alınıp, suç üstü olma meselesine gelince!.. Tüm teferruatıyla, basına yansıdı.. Konuşan çok yazılan çok.. Vakıa, yargıya intikal etti.? Tutuklanan var, şartlı bırakılan var?.. Soruşturmada gizlilik kararı olduğu için, önceki yazımda da dile getirmiştim; detayına girmek istemiyorum, geremem de!.. 

***

Yasal mevzuat noktasında aksi halde, suç işlemiş oluruz?!.. Ki malunuzdur, basın açısından, bir affedilmezlik, atmosferi hakim.. Her an her şey olabileceği gibi tepenize birileri de binebilir?..

***

Dedik ya; “meselelerin gündemleştirme zamanı” çok şeyleri akıla getiriyor.. Nitekim, Yenişehir Belediyesi’yle alakalı, sosyal medya mecralarında yer alan yorumlar, resimler, resmiyet içeren evraklar, isimleri açıkça zikredilen bürokratların, özel hayatlarına dair, beyanlar!

***

Ki, bir deşifre mi, bir çamur at tutmazsa izi kalır mantığı mı bilemiyorum!?. Ama aktarılan ve buna dair, siyasi kulisler başta olmak üzere kamudaki konuşulanlara baktığınızda; “iş yenilir yutulur cinsten değil, hem zihin, hem de mide bulandırıcı?”..

***

Yerel seçimler öncesi, sosyal medyanın o vahşi yüzünü kullanma adına, girişilen bir savaş mı, hesaplaşma mı, yoksa bir temiz eller operasyonuna neşter mi?.. Her ne ise!.. Hakikatlerin gün yüzüne çıkması yönünde, bir kez daha buradan, etkili ve yetkililere mesajım var…

***

Özellikle Siber Suçlar Birimi!.. Adliye.. Ve diğer adli ve idari birimler… Bu minvalde zerre-i miskal tavizsiz bir şekilde; hakikatlerin gün yüzüne çıkması adına, uğraş vermeleri lazım?.. Aksi takdirde, yerel seçimler öncesi şahsiyet cellatlarına gün doğar ki, önü alınamaz hale gelinir?!… Benden söylemesi!..

***

YİNE Mİ GAZİ YAŞARGİL!…

Ne yazık ki?… Akıllı hastaneyi çıkar aklıyla akılsız, deli dumrula döndürdüler.. Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, suistimal derken, resimde görüldüğü gibi; yeni bir vakıa!..

***

 Diyarbakır’ın da dahil, 50 bin insanın yaşamına mal olan, binlerce insanın yaralanması ve uzuvlarını kaybetmesine, milyonlarca kişinin evinden, barkından edilmesine; mal olan 6 Şubat Depreminden ders alınmamışcasına, hastanede girişilen inşaata bakar mısınız?.. Hastane içerisinde, kolonsuz, betonsuz briketten ibaret, odalar, salonlar yapılıyor!..

***

Akıllı binanın beynini devre dışı bıraktıran bu tabloyu önceki gün Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi, kendi sosyal medya hesabında paylaştı..

Düştükleri not, her şeyi ifade etmeye yetiyor. “İnşaat yapımında bilimselden uzaklaşmak 6 Şubat depreminden ders çıkarmamaktır.”

***

Bakalım, meseleye kim ne diyecek?.. Ya da nasıl bir gerekçe gösterilecek?. Gayri resmi olarak denilene göre; doktor ve hemşire odası servislerde kalmadığı için!.. Mevcutlar nereye gitti bilinmez.. Onun için inşa edilmiş.. Kolonlara yük getirilmeyecek, mühendis gözetiminde yığma yapılmış..

***

Ne dersiniz, siz deyin!.. Bir dönem, çok bilmiş bir idareci, teknik heyetiyle Acile de ek bina yapmak istemişlerdi.. Ama “o dönemde aklı” yerinde olan hastane fiziki yönde kabul etmeyip, “çökmesini sağlamıştı?”…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Gününde konuşmanın, yarına dair sözü olamaz?…