ÜÇÜNCÜ BİR YOL MU?…

İyi Parti böylesi bir tercihe meyil verir mi, henüz kesin değil?.. Ama olasılık noktasında, hayli güçlü veriler söz konusu. Ki bir süredir Meral Akşener ve Partisinin bulunduğu mahallede yaşanan iyi olmayan haller karşısında, herkes zor zamanlar geçiriyor..

***

Bir tarafta partinin kozmik odalarına sahip, akçeli ve hatırı sayılır çevre sahibi kişilerin istifa etmesi!.. Diğer tarafta Akşener ve aile fertlerinin patlak veren akçeli ve kirli ilişki ağına dair, skandal beyanların yarattığı, 10 şiddetindeki deprem!!!.. Parti arınma dese de, çöküştür!..

***

Ciddi ve telafisi zor bir psikolojik travma içerisinde Akşener önceki gün, Özgür Özel’le buluştu.. Özel, “ittifak taleplerini” Akşener’e iletti.. Gerek kameralara yansıyan pozlar olsun, gerekse de, yapılan açıklamanın satır araları olsun Akşener’in psikolojik bir çöküş içerisinde olduğunu gösterdi…

***

“GİK toplantısında, arkadaşlarla ittifakı istişare edeceğiz..” Bu cümle bile Akşener’in ne kadar dertli, sıkıntılı ve zorda olduğunu gösteriyor.. Çünkü, Partililere ittifak taleplerini anlatırken, eğer ki istekli ise denir ya elli dereden su getirmesi gerekir.. Karşı refleksler gelişmesin diye!?.

***

Malum!.. Bu görüşmeden daha iki gün önce ittifakları, CHP ile aynı yolda yürümeyi, tartışmayız demişti ittifaklar için.. Ki bir önceki ittifakın kendisi ve partisinde yarattığı travmatik sonuç, malum!..  Hele ki, seçim sonrası yediği operasyonu da göz önüne alırsak!..

***

Netice itibariyle, Akşener Özel’den gelen ittifak talebine evet derse ayrı bir dert, hayır derse ayrı bir dert.. Tabiri caizse, sakal bıyık meselesiyle açmazlar hanesinde, git-gelleri yaşayacak.. Ki bu iki seçeneğin, parti içi kavgaları yeni operasyonel faaliyetlerin fitilini ateşler..

***

Beterin beteri gibi!.. İşte bu noktadan hareketle, İyi Parti kendi özüyle; bir öçüncü yol seçmesi gerekir.. Tabi burda, Akşener’de mevcut psikolojik durum içerisinde; o cesaret hakim olur mu?.. İşte o da zor bir durum..

***

Seçime 81 İl’de adaylarımızla gireceği kararında bir değişiklik yapabilir mi?!.. Yani, “İstanbul ve Ankara” dışında “seçimlere müstakil gireceğiz” derse.. Ve bunu da; GİK’te karara bağlarsa.. Bu çıkış, bir formül olabilir.. Ama, Akşener’in liderlik karizmasına çok yönlü bir çizik atar!..

***

Gün, her şey başa dönme günü olarak, siyaset tarihine, yazılır!..  CHP’den milletvekili transferiyle Meclis’e giren, grup kuran Akşener ve İyi Parti, demek ki CHP’nin küsurat hesapları için çalışan, hizmet eden, kukla bir parti, konumuna düşer.. Ki bu da, siyaset sahnesinde İyi Parti'nin ve Akşener’in silinmesi demektir… Özü itibariyle alternatif bir yol şart..

***

Unutmadan.. Ümit Özdağ Akşener’den randevu talep etmiş; görüşelim diye.. Muhtemelen ittifak hesabı.. Yoksa; CHP’de yarattığı yıkımın benzerini İyi Parti’deki mevcut dalgalanmanın fırsatıyla, tar-u mar mı etmek istiyor?. Malum Özdağ, gittiği her yerde radikal ırkçı ve ideolojik saplantılar nedeniyle; buldozer misali!..

***

İSRAİL, İŞGALCİ Mİ?..

Elbette ki, işgalci.. Tartışılması bile abesle iştigal.. Peki nereyi işgal ediyor; “Filistin topraklarını.?” Bugün mü, yeni mi hayır?.. 70 yıldır tırtıklayarak bunu yapıyor.. İşgal ediyor, yerine o topraklara hırsızlarını getiriyor.. Onlara da; yerleşimci diyor..

***

Kaldı ki, İsrail’in bizatihi vanlığı işgal üzerinedir!?. Şimdi, Gazze’yi işgal ediyor.. Batı Şeria’yı işgal ediyor.. Daha da ilerleyecek.. Bugün Netanyahu bu işi yürütüyor.. Zalimlerin baş aktörü.. Peki, yarın yerine kim gelecek?.. Her kim gelirse gelsin; İsrail’in işgaline frenleme gelir mi? Yok..

***

Hal-i hazırda nereye gelmişse, orda kalacak.. Her dönemde olduğu gibi.. BM’nin kabulü olur mu?.. Geçmiş vakidir, bu yönde geri dönüşün olmadığı.. Konuşulan ne, BM devrede, “sınırlara dönülecek” gibisinden, laflar üretiliyor.. Fiili durum, hiç öyle olmamıştır!..

***

İslam dünyasına!.. Ki Filistin’in güdümlü yönetimine ağızlara mı, yanaklara mı bir parça bal çalınmış gibi görüntü verilecek.. Olur mu hakkınızdır, hukukunuzdur denilecek.. Tabi ölenler ölümleriyle kalacak.. Sonrası; “yine işgal”..

***

Zalimlerin hiç zalimliklerinden vazgeçtikleri vaki mi?. Hele ki bu zalim, siyonist İsrail ise.. Kundaktaki bebeğe bile acımayan bir anlayış ve terörist devlet aklı olan böylesi kandan beslenen vampir, gözünü kestirdiğinden vazgeçer mi?. Ne mümkün?..

***

Eğer ki, dünya çözüm istiyorsa!.. BM samimi ise.. Yahudi ve Hristiyan Dünyası dahil.. İslam ülkeleri de.. Yekün bir bütünlük içerisinde, Filistin’in tarihi haritası üzerinde uzlaşı sağlanır.. İşte o zaman, hak, hukuk, adalet ve barış tesis edilir.. Yoksa işgali vaat edilmiş topraklar, işgalci zalim hırsızları da yerleşimci olarak görmeye devam eder dururuz… Ki istenilen de hep bu olmuştur..

***

OTOMASYON SİSTEMİ ÇÖKTÜ…

Dün uzun uzadıya sağlıktaki “randevu sistemine ilişkin işkenceyi” dile getirmiştim.. Ve bu sistemin ivedilikle “revize edilmesi” gerektiğine dikkat çekerken, ilgili ve yetkilileri de uyarmıştım.. Ama dersiniz ki kime?..

***

Lakin, daha bu yazımız kitleye ulaşmadan, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden haber geldi.. Otomasyon sistemi çökmüş.. Hastalarla alakalı işlemler yapılamıyormuş?.. En ağır hastaların dahi, yatışları yapılamıyormuş?…

***

Peki neden?.. İşte burda da randevu sistemindeki gibi rant çarkı öne çıkmış.. İhale anlaşmazlığı nedeniyle dış müdahale yapılarak, sistem çöktürülmüş!.. İlgililer ilgileniyoruz dese de rezalet sonuçsuz!.. Çünkü, sağlık sağlıksız işler hale gelmiştir? Nokta..

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Zalimin hukukunda, insani, vicdani, rahmani adaletin hükmü vaki olabilir mi?…