YANİ, DİNİ BİR VEÇHESİ YOK MU?..

Gazze’deki insanlık katliamına dair, hala içimizde “kafalarını kuma gömenler” var!.. Ve bunlar hala, ısrarla direnç gösterip İsrail’in Gazze’ye yönelik, bebek, çocuk, kadın yaşlı demeden katlettiği saldırıların, dini bir veçhesi yok deyip duruyorlar.. Ne hazin ki, bunların alayı da ünvanlı ve çok okumuş(!) zat-ı muhteremlerdir?..

***

Siyonist İsrail Yahudi’lerinin Ortadoğu’ya nasıl ve kimlerin aracılığıyla geldiğini!.. İsrail’in tüm mevcudiyetiyle kendine özgü, inanç noktasında en radikal ve keskin şeriat devleti olduğunu!.. Ve bunların inancına göre, şeriatın hükümlerinin neler içerdiğini.. Vaat edilen topraklar denilerek, fermanlar çıkarmalarını..

***

İşte tüm bunları görmeden, anlamadan, irdelemeden, yaşananların terazisine almadan ahkam kesici halleri, bugün bile haşince devam ediyor.. Öyle ki dün de kaleme aldım, insani mola denilen çağrıyı bile yere göğe sığdıramadan, İsrail’i ve ABD’yi insani bir kimlikte gösterme gayret ve gafletinde bulunuyorlar..

***

11 bin insan katledilmiş!.. Ölenlerin yüzde 73’ü çocuk, kadın yani sivil insanlar.. Ki oluk gibi kan akmaya devam ediyor.. Kaldı ki, Netanyahu İsrail Ordusunu motive etme adına Tevrattan alıntılar yapıp, paylaşıyor.. ABD Dışişleri Bakanı Blinken “Bir Yahudi olarak buradayım” deyip, sırt sıvazlıyor..  Tüm bunlara üç maymunu oynuyorlar..

***

Der demez insan sorguluyor!.. Böylesi bir zihne ve fikre sahip olanlar, neden yaşamın tüm alanlarında dinin ve inancın varlığına karşı dururlar?!.. Neden rahatsızlık gösterip, “din ile yaşamı, ülke realitelerine” itiraz edici refleksler geliştirirler.. Bu onların inançsızlığından mı geliyor, yoksa tarihsel geçmişten bi haberdar cahillikten mi geliyor?!…

***

Bu zatlara bilgi notu olsun!.. Ki ben de alıntı yaparak aktarıyorum.. Amerikalılar için, Netanyahu Tevrat’tan bir alıntı yapıyor.. Diyor ki, Amerikalılar yeryüzündeki ilk insan kavmindendir.. Eğer böyle ise, İsrail yine Tevrat’a dayanılarak Gohim anlayışına göre, Amerikalılar da dahil olmak üzere yeryüzündeki tüm insanları yok edip, sadece kendisinin kalmasını mı istiyor?!..

***

Zevat buna kafa yorsun!.. Tevrat alıntısıyla.. Tesniye kitabında Yahudilere yönelik tanrı Yehova, şöyle der.. “Sizin yüreğinize öyle bir korku salacağım ki, rüzgarın sürüklediği yaprakların sesinden bile kaçacaklar.” İşaret bu minvalde ise, Gazze’ye yönelik İsrail’in giriştiği soykırım katliamı onların bu kadim ve bitimsiz korkuyu bastırmak için mi?.. Siz deyin!?..

***

Gelirsek, Gazze’ye!.. Demek ki, Gazze sıradan bir toprak, coğrafya ve orada yaşayan halklar da sıradan bir millet değil öyle mi?!.. Ne diyoruz, Gazze düşerse, Kudüs düşer, Kudüs düşerse Mescid-i Aksa gider.. Sonra, Mekke, Medine ve Şam, Bağdat, Kahire ve de en sonunda Ankara düşer!..

***

Ki, İsrail vaat edilmiş topraklara ulaşmak için, yeryüzünde kendinden başka varlık kalmaması için, saldıracaktır!..  Pek tabi ki, saldırıyor da saldırmayı da sürdürecektir.. Sadece Filistin topraklarına ait haritanın 70 yıllık sürecine bakılırsa nasıl bir yayılma olduğu görülür!..

***

Ama görmüyoruz!.. Arap baharıyla başlayan kirli ve sinsi operasyonlarla, Ortadoğu tüm üstünlük ve ulvi değerleriyle birlikte gücünü kaybetti.. Bugün, ABD ve İsrail’in tabiri caizse borusu ötüyor.. Bölgenin tüm alanlarında söz sahibi ve kontrol elinde..

***

İşte Mısır, işte Ürdün, İşte Lübnan, İşte İran, İşte Suriye.. Bölük, pörçük dağılmış, yönetilmez ülkeler halinde.. Kan, gözyaşı ve şiddet sarmalı içerisinde!.. İsrail’in Tevratına göre, tüm bu topraklar “Arz-ı Mev’ud” değil mi?. Fiili olarak bugün katılmış ve üzerine çökmüştür…

***

Gazze’ye İsrail’in başlattığı insanlık katliamına dair saldırılarının ilk gününde, kimler Netanyahu’yu ziyaret etti.. Kimler Akdenize donanma gönderdi.. Kimler, maddi ve manevi yönde İsrail’in yanındayız deyip; “İsrail Yalnız değil" dedi..

***

Peki, İslam ülkeleri neden sus  pus!.. Gazze dahil olmak üzere, Ortadoğu’da illa ki, bir ülkenin bir devletin bayrağının olması ya da dalgalanması mı gerekir; “orayı sahiplenmek, savunmak, destek vermek için?”.. Zaten tarih sayfalarını çevirdiğinizde buna bile gerek yok!…

***

Çünkü tüm bu topraklar, İslam’ın toprakları!.. Ne zaman ki, bugün gibi içimize “nifak tohumları, ırkçılık ve ideolojik zehir akıntıları” enjekte edilince!.. Tek dişi kalmış medeniyet canavarına bizi meyil edince, hal-i perişanlık ve zilletlik, hasıl oldu!?.

***

Hasılı kelam; Gazze’de olup-biten tamamen din eksenlidir?.. Hilal ile Haç’ın savaşıdır.. Bu savaşa, İslam dünyası direnç göstermezse!.. Ki hal-i hazırda, İslam dünyasının umudu durumunda olan Türkiye’yi de, belli bir zaman sonrası kaybedebilir..

***

Şuan Gazze kadar, direnen bir Türkiye var.. Kale düşerse.. Yani Gazze İsrail’in eline geçerse, o toprakların tek hakimi olursa.. İşte o zaman bilumum müstevliler, üzerimize çöker!..  Ki o adres de Türkiye olacaktır?… Çok merak ediyorum, bugün din bir veçhe yok diyenler, o gün geldiğinde ne diyecekler?”.. Neyse; devşirme oldukları için, kaçacak bir yer bulurlar!?.

***

GÜNÜN SÖZÜ…

            Şimdi Fatih kalksa mezarından ne ben onu tanırım ne o beni tanır. Ama İstanbul’u Bizanslılar almış deyip tekrar savaşır! (Necip Fazıl Kısakürek)