Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

YARINIMIZ GÜNÜMÜZDEN BETER OLUR!

Akla ziyan...

Bu nasıl bir sapkınlık hali?

Anlamak zor…

Toplumda böyleleri nasıl türedi "bilemiyorum?"

Şerefsizlik..

Öyle ki "bini bir para" olmuş…

Her köşe başında mevcut…

***

Ne ahlak…

Ne namus…

Ne haysiyet…

Ne şeref,

Hele ki, saygı, sevgi…

Beşeri birliktelik "hak getire"

İnsanlık desen…

Gelinen aşama itibariyle "o da nedir?" deniliyor…

***

Baksanıza!

Öylesine aşağılık,

Öylesine cibilliyetsizler vaki ki…

Nasıl hitap edeceğini bilemiyorsun?

İzmir'de!

Yaşlı, genç 6 kadın öğretmen..

Öğrencilere ücretsiz kurs vermek üzere köye gidiyor..

Gönüllü olarak..

***

Ama aşağılık birileri..

Kadın öğretmenlere "tecavüze" yelteniyorlar…

Kaldıkları "eve saldırıyorlar"

Bu iğrençliğin yanı sıra, akla ziyan olan bir durum da..

Bu tacize dair yapılan yargılamadaki tutum..

Hâkim diyor ki…

"Ne işiniz vardı o köyde?"

***

Ya Park'ta spor yapan hamile bayan'a yapılan saldırı..

Manisa Turgutlu…

Dört aylık hamile kadın…

Ebru Tireli…

Adamın biri, yanına yanaşıyor…

Diyor ki…

"Bir daha burada yürüyüp spor yapmayacaksın?"

Ardından saldırıyor…

Tekme-tokat!

Yetmiyor, ayakkabısını çıkarıp, vuruyor…

Kadın kanlar içerisinde…

Aşağılık sonra; "sırra kadem" basıyor.

Kadının savunması; "kapalı giyinmiştim"

***

Adana Çöp Arıtma tesisinde; "parçalanmış kadın" cesedi..

"Uyuşturucu" ağına düşen bir kadın…

Songül Erçil…

27 yaşında, genç bir kadın…

Bağımlı…

Bir kahvehaneye sığınıyor…

Fatih Karaman adlı çalışan…

Kadını, "tuvalette" boğarak öldürüyor.

Sonra cesedini "parçalara" ayırıp "torbalara" koyuyor..

Ardından; "belli bölgelere" atıyor..

Ki kimse; "fark" etmesin..

***

Ya bir de; "Çınar'da" ortaya çıkan iğrençlik..

11 yaşındaki G.D...

Karın ağrısıyla, hastaneye gidiyor..

Acil serviste muayene eden doktor, farkına varıyor..

Küçük kız; "hamile.."

Hem de, 37 haftalık hamile..

Geçtiğimiz 23 Kasım'da, "sezaryenle" doğum yapılıyor..

***

Tabi iğrenç vakanın sırrı sonra ortaya çıkıyor…

Kızın itirafları üzerine…

Polis fezlekesindeki ifadesi şöyle…

15 yaşındayım…

(Kızın ifadesine göre 15 yaşında, ama resmi kayıtlara göre 11)

Babam yaşlı olduğu için, annem ise hasta olduğundan çalışmıyor...

5 Erkek, 1 kız kardeşiz…

Biz her yıl Sivas'a bağlı bir köye çalışmaya gidiyoruz.

Çobanlık yaparız…

***

Geçen sene de hep beraber gittik…

Tek katlı bir evde kalıyorduk…

Bir gün ağabeyime öğlen yemeği götürüyordum…

Yolda bir adam bana "tasta meyve suyu" verdi…

Köyde bazı kimseler bize yiyecek ve içecek getiriyorlardı…

O adam gittikten sonra, meyve suyunu içtim…

Tadında bir tuhaflık vardı…

Uyandığımda, "pijamam yırtılmıştı"

Meyve suyunu içtiğim yer ile bayıldığım yer farklı bir yerdi.

Kimse görmemişti..

Korktuğum için, kimseye söylemedim…"

***

Kız şikâyetçi…

Şüpheli olarak, F.M adında bir şahıs, soruşturmalık..

Kız…

Ve bebeği; şuan "devlet koruması" altında bulunuyor..

"Can güvenliği" nedeniyle…

İşte; hal-i vaziyetten bir kaç vaka…

Bu cüretkârlık…

Bu saldırganlık…

Bu aşağılık karakteristik; "neye delalettir?"

***

Bu demektir ki…

Hastalık üreten bir yaşam tarzına sahibiz!

"Kişilik" bozukluğu…

Yaşamın her evresinde, mümkün…

Ki kötülük dünyası…

Şöyle bir günlük hayatın akışına bakın…

Ya da, coğrafyamıza…

Veyahut bir bütün olarak; dünya'ya!

***

Kanlı…

Acımasız,

En cahiliye dönemini geride bırakan bir savaş zinciri..

Kıyamet sahneleri..

Şiddet..

Dehşet..

Vahşet alabildiğine..

Yolsuzluk..

Usulsüzlük..

Hırsızlık.. Kapkaç ve tecavüz!

Yani "insanlık" dışı ne varsa.

***

Peki, bizi bizden alan…

Bireyi "canileştiren"

Toplumu "uzlaşmaz" hale getiren etkenler nedir?

Hiç kuşkusuz ki…

Adaletin ve hukukun "nizam" bulmayışıdır.

En önemlisi de…

Göz göre göre "bizleri değerlerimizden" uzaklaştıran etkenler…

Ki bunların başını çeken; TV programlarıdır…

 

***

Dış orijinli; "kötülük tohumları…"

Yaşam tarzını zehirleyen,

Kirlilikleri, olağan gören,

Değerleri çürüten,

Zihinsel,

Sosyal,

Ruhsal bencillik içerisinde; "çatıştırmak"

Bilinçaltı kirlenme!

Hal bu iken...

***

Biz ki…

Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir diyen…

"Karıncayı bile incitmeyen'" bir kültürün…

İnancın…

Ve dinin ümmeti iken…

Bugün geldiğimiz hal; "modern bir kölelik, beyin nakli yapılmış…"

Tabir yarindeyse; "zihinsel bir soykırım" yaşamış haldeyiz..

***

Şimdi…

Hali vaziyet bu iken…

Milli gelir artmış…

Kişi yaşam refahı yükselmiş…

Zenginlik gelmiş…

Özgürlük alanları genişlemiş…

Ev, araba, lüks hayat sağlanmış…

Devlet-i âliye, "bunları" vaat etmiş, olsa bile!

***

Toplum olarak…

Bedensel…

Ruhsal…

Sosyal ve zihinsel açıdan "sağlıklı" değilse…

Yani altından çanağın olsa, her gün içine kan kustuktan sonra!

Ne fayda eder?

O'nun için…

Biz kaybedilen inancımızı ve kültürümüzü "yeniden" inşa etmeliyiz…

İnancımız neyi emrediyor?    

"İyiliği ve adaleti"

Ve bize de nasihatte bulunuyor; "İnsan ol" diye!

DNA'mız bu…

Yeter ki, "insan" olabilelim…

Yoksa…

Batının "zihinsel soykırımın" cenderesinden, kurtulmamız mümkün değil…

Yarınımız günümüzden beter olur…


Bu Makale 6045 kere okunmuştur.