YEREL SEÇİM KRİTERLERİ!…

Seçim havası, renklenmeye ve canlanmaya başladı!.. Partiler hummalı bir çalışmada.. Adaylarda ise heyecan dorukta!.. Netleşen netleşene.. Seçmen ise, vaziyetin neticesini bekliyor?.. Kim ve kimler, kapıya gelecek, kendilerine ne diyecek?.. Tabii vaatler kaçınılmaz olacak?.

***

Öyle ya, ya 5 yılda bir ya da dört yılda bir kapıyı çalıyorlar?. Onun ötesi yok.. İşte bu noktada seçmenin sorgulama ve davranış biçimi önemli?.. Değişim ölçüsü nedir?!… Biz de diyoruz ki bugün mahalli seçimlerde, seçmenin kriter ve davranışına özgü ölçülere bir göz atalım… 

 

***

Şöyle ki.. Hep ifade ederiz ve de edilir.. Denir ki… Her seçim kendisine özgü, seçmende davranış farklılığı yaratır.. Genel seçimler ayrı, mahalli seçimler ayrı!.. Hiç kuşkusuz ki, farklılık var?..

***

Ama bu, tecrübelerimin de vermiş olduğu bilgiler ışığında, öyle sanıldığı kadar yüksek dozajlı, bir ayrışma yok!.. Vaki değil, sonucu değiştiren farklılık.. Ama detayların kulvarında, tartışılır?!..

***

Öncelikle şunu net ifade edelim!.. Adaylar’dan daha çok, Partilerin ülke açısında ortaya koydukları politikanın, tercihsel ölçüsü, seçmende muteberdir.. Daha bir baskın ve etkileyicidir.. Aday’ın harmandaki ölçüsü, yüzdelik oranına vurulduğunda, çeyrek etmez?!

***

Ne diyoruz!.. Parti sadece parti değildir.. Onun fikri de, zikri de, hedefi de, seçmen üzerindeki etkisi de!.. Yekün şekilde, nasıl bir ülke vaat ediyor, nasıl bir yaşam biçimine meyil ediyor, sorunların çözümünde, nasıl bir dinamikliğe sahip, ona bakıyor!. En vurucu nokta ise yerelde kent milliyetçiliği!..

***

Ki son dönemlerde, bu milliyetçilik ruhunun daha bir aktifleşip, ses yükselttiğini söyleyebilirim!.. Çünkü, mahalli yönetimlerin, iktidar ve iktidar muhalifliği açısından, artılar noktasında, fark yüksek!.. İktidara mensup ise, iktidarın nimetinden faydalanırsın, değilsen “yağında kavrulursun?”..

***

Nitekim, yıllar yılıdır söylenip durulur!.. Doğu ve Güneydoğu illeri… Ki buna Diyarbakır da dahil.. Merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin; siyasi ve ideolojik çekişmeleri her dönem, kayıplara neden olmuştur?.. Kimi zaman yerelde, kimi zaman da merkezi hükümet yönünde.. Etki tepki misali!.. Tabi etkenleri çok!?.

***

Gelirsek aday profiline!.. Buna dair de fikri beyan ağırlıklı olarak, şu noktada seyreder.. Denir ki, adayın kimliği, kişiliği, tanınmışlığı, mesleği ve icraatları da, tercihsel yönde seçmeni etkiler?.. Yok diyemeyiz, her şeyi de, buna kilitlemek de doğru değil..

***

Yaşadıklarımız vaki!.. Bugün kayyımlarla yönetilen belediyelerin seçilmiş isimlerinin hangisinde, kimliği ve şahsiyeti öncelikli olarak, referans alınmış!.. Bir teki dahi değil.. Parti göstermiş, seçmen oyunu vermiş? Bırakın doğum yeri bile sorgulanmamıştır.. Sorgulayan olmuşsa da; kent milliyetçiliği duygusuyla, yapmıştır!…

***

Aday profilinde, kişilik ve becerilik noktası ekseriyetiyle seçim heyecanını artıran bir enstrüman olarak görülür.. Ama seçim sonuçlarını belirlemede etkileyiciliği, meçhul!.. Çünkü bu noktada, ortaya konulmuş kesin veriler yok!.. Bendeki tahmini ölçü derseniz, çeyreğin bile altında…

***

Peki, projelerin, yani vaatlerin etkisi nedir?!.. Çok önemli bir kriter mi?. Tartışılmaz.. Şayet, kent açısından önem arz edici ve akılcıl bir proje ise, seçimin yönlendirici dökümanlar arasında, tercihsel yönde ilk beşe girer.. Tabi işin bir de yapan aklın kriteri var!… Bu adam bunu yapar mı?.? Ya da bol keseden atıyor?!

***

Öyle ya!.. Diyarbakır’a dair şu tramvay denilen proje!.. 25 yıldır, konuşuluyor, tartışılıyor. Ve her yerel seçim öncesi, Diyarbakır’ın özeli olarak, gündemleşiyor.. İster merkezi iktidar, ister yerel iktidar isterseniz de, kayyımlar dönemi olsun; hep konuşup, tartışıldı ama, somuta eren hal-i hiç olmadı?!

***

Hasılı!.. İster yerel seçim olsun, ister mahalli seçimler olsun şu bir gerçektir.. Seçmenin ekseriyeti, kim olursa olsun adaydan daha çok, Partisine oy veriyor.. Parti liderinin gösterdiği, işaret ettiği noktaya meyil ediyor.. Geriye kalan dediğim gibi, bizim gibi kentin milliyetçisi kesilen, belki şehir kazanır, düşüncesiyle rey verir?..

***

2019’daki mahalli seçimlerde, adaylara şöyle bir kritik not düşmüştüm.. Demiştim ki, ne olur 18-25 yaş arasındaki seçmen kategorisine kayıtsız kalmayın!.. Onları sandığa taşıyın ki, çıkan sonuç kent adına, hayırlı neticeler hasıl etsin!.. Onları heyecanlandıran, coşturan, sandığa koşturan stratejiler belirlenmeli!

***

Hele ki, Z kuşağı diye tabir ettiğimiz bu kesim!.. Adayların odaklanması gerekir.. Çünkü bu seçmen kitlesi, itişmeden çatışmadan uzak biçimde kendisine söyleyecek sözü olan adaya parti sınırlarının dışına çıkarak ilgi gösterme eğiliminde olduğunu görmek lazım..

 

***

SİZE GÖRE!..

Diyarbakır’a dair.? Malum seçimin iki favori partisi var.. AK Parti ve DEM.. İki Parti de hal-i hazırdaki görüntüleriyle; işi hayli sıkı tutuyorlar..  Tabi bir de birbirlerini kolluyorlar?!.. AK Parti mi, DEM mi önce açıklayacak?…

***

Görünürde, AK Parti 15 Ocak’ta açıklayacak!.. DEM ise, 13-14 Ocak’ta kent uzlaşısı noktasında, delegelerden aday kim olsun temayülünde bulunacak.. Ki yüzde 50+1’i almayan da alınmayacak..

***

Neticelenen ne olur bilmem!.. Ama iki parti için öne çıkan iki isim var.. AK Parti’de, Mehmet Galip Ensarioğlu ile Halis Bilden.. DEM’de ise Nimetullah Erdoğmuş ile Cebbar Laygara.. Tabi DEM kulvarından bakan çok, nasıl olsa DEM kazanır diye?.

***

Doğrusu böylesi bir kesin fikirler, mevcudiyete artı değil, eksi kazandırır. Özünde, rehavet yatar.. Eee, rehavetin tarihsel süreçteki ne tür kayıplara vesile olduğu gerçeğiyle; ben hep temkinli olmuşum?. Hele ki, seçim sandığı daha bir başkadır!.. Bilinmesi gerekir; hiç bir seçmen, hiç bir parti için çantada keklik değil.. Nokta!?.

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Her hususta yetersiz olan kişiler, üstün kişileri hazmedemezler; çünkü yarasanın gözü ışıktan rahatsız olur.