YEREL SEÇİMLERE DOĞRU..!

Gerçek şu ki; iktidar Partilerinin yerel seçime avantajlı olarak girdikleri herkesin malumudur.. Hele ki yerelde iktidar ise, belediyeler kendisinde ise bu avantaj daha bir katlama sağladığı tartışılmazdır.. Tabi, geçmiş dönemlerde bu ezberi ancak ve ancak “tencere teorisinin” değiştirebildiğini gördük ve biliyoruz. Ki, AK Parti’nin bu minvalde yüksek enflasyonla, hayat pahalılığıyla, tencere ve mutfak yangınıyla gireceği ilk yerel seçim olma özelliğiyle, işi hayli zor ve risk büyük!..

***

Genel seçimlerdeki tablo ve seçmenin sandığa yansıyan iradesindeki ana tema; beka meselesiydi.. Yani, güvenlik endişesiyle, sandığa gidip oyunu kullandı.. Muhalefetin de akıl karı olmayan ittifak hamleleri bu endişeyi pik yaptı.. Seçmenin yüzde 52’si iktidara devam dedi.. Ancak mevcut süreçte gerek ekonomik koşullar, gerekse de partisinin ortaya koyduğu siyasi stratejik hamlelerden memnun olmayıp, ya da gösterilen adayın vasfından, isminden ve zikrinden dolayı küsüp sırt dönebilir.. İktidarı güçlü şekilde cezalandırabilir..

***

Tabi memnuniyetsizliği telafi edebilecek, doğru aday tercihini de gözardı etmemek lazım.. Çünkü, stratejik hamleler, seçmende zihin eforunu formatlayabilir.. “Kötünün en iyisi yine benim oy verdiğim” diyebilir.. Malum, mahalli seçimler, ekseriyetiyle ailesel ilişkileri, eş, dost, akraba düzeyi yüksek katılımlı sandığa yansır!.. Lakin Erdoğan’ın yerelden gelip genel iktidara giden ve 22 yıldır aynı performansla başarı elde ettiği seçim dehasını da gözardı edemeyiz.. Hep ifade etmişimdir; Erdoğan’sız AK Parti düşünemiyorum!..

***

Öyle seçmen biliyorum ki!.. Ki Diyarbakır özelinde bunu rahatlıkla ve açık yüreklilikle, lafı evirip, çevirmeden değerlendirebiliriz.. Hal-i hazırda AK Parti’nin Diyarbakır’da aldığı oyların yüzde 70’i diyebilirim ki, sadece ve sadece “Erdoğan hatırına binaendir.. Ona beslenen sevgi ve muhabbetle seçmen sandık başına gidip oyunu veriyor?”.. Geriye kalan yüzde 30’u ancak, adaylar düzeyinde kaldığını biliyoruz.. Nitekim bunu bir çok anket sonuçlarında da görüyoruz!..

***

Diyeceksiniz bu seçimde, “bu ezber aynen devam eder mi yoksa bozulur mu?..” Doğrusu, illere göre değişiklik göstermesi, mümkün.. Ama genel bazda derseniz, “seçmende çok farklı bir kanaat değişikliği olabileceğini sanmıyorum!..” Özellikle tencere teorisi diye ifade ettiğimiz hayat pahalılığı, enflasyon ve diğer ekonomik sıkıntılara dair; hükümetin ortaya koyduğu ciddi ve hatırı yüksek etkin çözümsel mücadele de, gözle görülür noktada!.. Oy tercihinde etkisi olacak, ancak yüksek dozajlı olacağını sanmıyorum..

***

Şayet AK Parti metropol kentleri CHP’nin elinden alırsa bu kazanım çok şey ifade eder!.. Hem gücünü perçinlemiş olur, hem güven tazelemiş olur, hem de Ekrem İmamoğlu’nun muhalefet cephesinde kendince şişirdiği balon, patlamış olur!.. Daha açık bir ifadeyle, 31 Mart sonuçları, Türkiye’nin Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı açısından; değişimin, dönüşümün startını da vermiş olacaktır?..

***

Gelirsek, muhalefet cephesine!.. Ne hazindir ki; genel seçimlerde olduğu gibi yerel seçimlerde de benzer handikaplar yaşamaktadır.. Bakınız Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşadığı artçı sarsıntıların şokundan kendisi sıyırabilmiş değil.. Özellikle CHP’deki lider ve yönetim kadrosundaki değişikliğin sorgulanır seyir içerisinde olması.. İyi Parti’deki iç kavgaların getirdiği kopma dağınıklığı.. İttifakta yer alan diğer partilerin saf değiştirme bazlı, söylem ve eylemlerde bulunması…

***

Yani yekün bir şekilde muhalefetin aktörleri kibirlerin ve öfkelerin, kafa-kol ilişkilerinin, çıkar menfaat, rant teminine odaklı sergiledikleri siyaset; hiç de sağlıklı değil.. Yerel seçim seyrinde eğer ki; ego odaklı bu tabanda şok yaratıcı kısır muhalefet anlayışını bir kenara bırakırlarsa.. Genel seçimde çıkan yüzde 48-52’lik dengeyi, değiştirme ihtimalleri ırak değildir.. Çok konuşulan İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehirlerde parti düzeyinde olmazsa bile adaylar ve meseleler düzleminde ittifaklar sağlanarak sonuç alınabilir..

***

Genel seçim sonrası yapılan saha araştırmalarında seçmenin yüzde 30’una yakını oy kullanayacağını söylüyordu.. İşte bu kararsız değil de, küskünler ordusu diyebileceğimiz seçmen kitlesi, muhalefetteki değişimi, özellikle de CHP’deki değişim oluşturabileceği algılar ve güven oy kullanmayacağım yönündeki duyguyu değiştirebilir..  Neticede, muhalefetin, seçmeni değişimin sürekliliğine inandırması gerek. 

***

Büyükşehirlerde seçim sonucunu büyük oranda muhalefet aktörlerinin aralarında ne kadar anlaşacakları belirleyecek. Bu seçimde ayrıca seni anlıyorum diyen, kendisini anlatacağına anlatılanı dinleyen kazanacak.  Sadece muhalefetin mayıs seçimlerini kaybetmesini hesaba katmak eksiklik olur. Yüzde 50’lik toplumsal muhalefeti de dikkate almalıyız.  İktidar için değil ama muhalefet için yerel seçimlerin kaybedilmesi büyük bir hezimet ve bitim olacaktır. Ak Parti açısından, mevcut  krizin 2024 yerel seçimlerine menfi etkisinin olacağını düşünmüyorum. 

***

HEDEP ANKETİ?..

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, 27 Ekim-1 Kasım 2023 tarihleri arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, HEDEP’e yönelik seçmenin algı, ilgi ve seçmen eğilimlerini ölçmek amacıyla gerçekleştirdiği saha araştırmasının sonuçlarını paylaştı.

***

Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Van, Batman, Siirt, Şırnak, Hakkari, Ağrı, Muş, Bingöl, Bitlis, Kars, Tunceli ve Iğdır kentlerini kapsayan anket çalışmasında, yüzde 3 hata payı yüzde 95 güven aralığı gözetildi ve çalışma için 1502 kişi ile hanelerinde yüz yüze görüşüldü.

***

31 Mart 2019'da yapılan yerel seçimlerle karşılaştırıldığında 2024 Mart'ında yapılacak yerel seçimlerde HEDEP/HDP’nin oyunda yüzde 9,2’lik bir artış görülürken, AK Parti’nin oyunda yüzde 5 düşüş görüldü. "Mart 2024'te yapılması planlanan yerel seçimlerde hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna katılımcıların verdikleri yanıtlar şöyle oldu:

***

HEDEP/YSP: Yüzde 52,9 (HDP 2019'da yüzde 43,7 aldı.)

AK Parti: Yüzde 22,2 (AK Parti 2019'da yüzde 27,2 aldı.)

CHP: Yüzde 7,1 (CHP 2019'da yüzde 6,1 aldı.)

MHP: Yüzde 1,7 (MHP 2019'da yüzde 1,9 aldı.)

İYİ Parti: Yüzde 1,7 (İYİ Parti 2019'da yüzde 2 aldı.)

Saadet Partisi: Yüzde 0,2 (Saadet Partisi 2019'da da yüzde 0,2 aldı.)

Diğerleri yüzde 1.3

Katılımcıların yüzde 8,1'i kararsız olduğunu söylerken yüzde 4,9'u ise oy kullanmayacağını belirtti.

***

METİN UCA VASİYETİ, OLDU MU ŞİMDİ?..

Ben, ölenin arkasından konuşulmasını isteyen biri değilim.. Bilakis çok fena karşıyım.. Ancak Metin Uca’nın ölümü ve sonrasında gündemleştirilen, köşelerde, sosyal medyada dile getirilenler, noktasında konuşmamak olmazdı?.. Yoksa, riyakarlık söz konusu olurdu?.. Malum, Metin Uca üç gün önce öldü.. Dün de, cenazesi toprağa verildi.. Ancak, sosyal medyada ölümü sonrasında koparılan bir fırtına var.. O da şu.. “Uca yakılmalı mı, gömülmeli mi?..” Yayınlanan mesajlar da var.. Kimi rahmet okuyor kimi ışıklar temennisinde bulunuyor, kimi Enerji gönderiyor.. Yani, çok şey konuşuluyor…

***

Peki tüm bu estirilen fırtınanın nedeni ne?!.. Elbette ki, İslam karşıtı olmasından kaynaklı?.. Ki, bizatihi kendisi, fi tarihinde şöyle bir beyanat vermişti vasiyetimdir diyerek.. Demişti ki; "Yakılarak ölmek (yakılmak) ve küllerimin de İstanbul Boğazı'ndan serpilmesini istiyorum..”  İşte buna istinaden.. Ki sunumlarında, röportajlarında yüksek volümle hep “Müslümanlara karşı zihin bozucuydu?”.. Yani “iman etmiş bir insan değildi?”..

***

Hastalık evresinde etmiş mi, etmemiş mi bilmem!.. Ama, bilinen ve kendince de zikredilen inancı noktasında, kendisi İslam’a göre, bir Müslüman olarak defnedilemez!.. Şayet aile fertleri, yakınları şahitlik ederse, ya da vasiyetinde bir değişiklik yapmışsa; o zaman bir Müslüman olarak defnedilir.. Yoksa edilemez!

***

Zaten, Müslüman olmayana da rahmet okunmaz.. Ki Uca da Allah’u Tealanın rahmet etmeyeceğim familyasından gelmektedir.. Ne rahmet edilir, ne arkasından fatiha okunur, ne de İslami kaidelere göre, camiye götürülüp, namaz kılınır, ne de toprağa verilir?!.. Belki bazı kişiler gocunabilir bence mevtaya saygı noktasında istediğini yerine getirmek en elzemidir… Zat-ı ancak böyle mutlu edersiniz!…

***

Ne yazık ki, yapılmadı.. Kaldı ki Cumartesi günü Cemal Reşit Rey Konser Salonuna götürüldü, mesleki anma icra edildi. Burda bile, inadına bir imam hazır edildi.. Görüntülerde var.. Pazar günü ise, Ankara Kocatepe Camii’ne götürüldü.. Burada, öğle namazına müteakip Cenaze Namazı kılındı.. Resimde görüldüğü gibi.. Sonra da, Cebeci Asri Mezarlığında, üzerine toprak atıldı.. Ne diyelim ebedi dünyayı fani dünyaya sattı.. Kim ne der bilmem.. Ama velakin Uca’nın vasiyetini yerine getirmeme gibi saygısızlık hasıl olduğu gibi, İslam ve Müslümanların değerleri de bu saygısızlığa alet  edilmiş olundu… Sizce!…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Bir dur, nefes al ve dinle, hep konuşan sen olursan hiçbir şey duymazsın..