YETER Kİ; GİTSİN Mİ, GELSİN Mİ?…

..Ve seçim havası, girdik!.. AK Parti beklendiği gibi, ilk hamleyi yaptı.. İstanbul için, Murat Kurum dedi..Tabi ki, Cumhur ittifakıyla.. “İstanbul Murat’ına kavuşacak..” CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, Kurum karşısında nasıl bir yarış içerisine girecek?.. Daha açık ifadeyle, kazanma imkanı nedir?.. 2019 ile 2024’ün seçimlerini karşılaştırdığımızda, durum çok da farklı!..

***

Şöyle ki.. İmamoğlu 2019’daki seçimleri Altılı Masanın, yanında bir de masa dışında bulunan, HDP-DEM’in yüzü suyu hürmetine, kazanmıştı.. Onlar oy verdi, o sandıktan çıktı!.. Peki, bugünkü mevcut tablo, bu ittifakı, işbirliğini, kaybettir, kazandır söylüyor mu, ya da sonuça gidiş rotasını çiziyor mu?.. Yok.. Bilakis, yollar ayrılmış, köprüler yıkılmış, söylemler değişmiştir!..

***

HDP/DEM ne diyor?. “Kürt seçmenin oyları çantada keklik değil.?” DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan.. Önceki gün, Antalya’dan şöyle seslendi; CHP Belediyesi’ni kast ederek, “Bize salon vermeyene, biz oy vermeyiz?”.. Yani, CHP, ki İmamoğlu artık eşbaşkan!.. DEM’le pek uyuşacağı, keklik oy diye hanesine çekeceği zor.. Nasıl bir pazarlıkla, İstanbul özelinde ikna edilir, onu zaman gösterecek.. Ama sıkıntı büyük!..

***

DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık’ın, CHP'li Antalya belediyesiyle alakalı yaptığı paylaşıma vakıf oldunuz mu?.. Ne diyor Sakık.. “Geçen sene, yengemi defnetmek istediğimizde Böcek mezar yeri bile vermemişti, vermemişlerdi. Oy moy yok bunlara…”  Ee boşuna söylenip durulmuyor, HDP/DEM celladına aşık diye?…

***

Şunu net ifade edebilirim ki, İstanbul’un zafer bayrağını iki taraf açısından da dalgalandıracak olan; Kürt seçmenlerin ortaya koyacağı tutumdur.. Ne DEM’in isteği, Ne CHP’nin talebi ve ne de AK Parti’nin bize oy verin söylemi?.. Kim samimi ise oyunu ona verecek?!.. İstanbul’da 5 milyon Kürt yaşadığı söyleniyor.. Boşa kürek sallamayacak, partiler de yönetimi istedi diye taban oy verecek beklentisine de girmeyecek!?..

***

Gelirsek, İyi Parti’ye!.. İstanbul’un Fatihi diye övgüler yağdıran, elini tutan, onu kucaklayan, abla-kardeş resmini veren, Meral Akşener’i de, aynı safta görmek hayli zor!.. İmamoğlu’na ikinci bir zafer, tattırmaz!.. Ne diyor Akşener!?.. Eğer şimdiki aklım olsaydı, kalktığım masaya yeniden geri dönüp oturmazdım!.? Kaldı ki, Parti’deki iç dağınıklık, istifalar, milletvekillerinin restinde, İmamoğlu’nun parti içi suikasti de, sırta vurulan hançer misali!..

***

Neticede, İyi Parti yönetimi İmamoğlu’na soğuk!.. Ama taban, özellikle İstanbul’un İyi Parti Milletvekillerinden bazıları.. Ki Partiyle yolunu ayıran isimlerden, M. Salim Ensarioğlu dahil.. “Tabandan oy isteyebilirler, İmamoğlu için.?”

***

Saadet, Gelecek!.. Ki DEVA da.. Topyekün muhalefeti, masaya alırsak “seçim aritmetiğinin” dışında, Mayıs’ta uğranılan hezimet noktasında, büyük bir psikolojik, yıkım içerisinde oldukları tartışılmazdır.. Travma yaşanıyor.. Yoksa bu kadar içten içe, kaynayan bir kazan olmazdı?!..

***

Sonuç!.. Yekün vaziyette muhalefette ana temada, ne bir önceki yerel seçimler, ne de geçtiğimiz Mayıs ayındaki seçimlerin havası ne esiyor, ne de solunuyor.. Kaldı ki, İmamoğlu’nun İstanbul özelinde, elle tutulur, gözle görülür, hafızalarda yer edinen bir icraatta, geliştirmedi!…

***

Sürekli, suni, siyasi ve ideolojik tartışmaya meyil veren politika üretti!.. Ki bu durumda, İstanbul ahalisi için; ciddi bir tepki geliştirdi?.. Boşa geçen bir 5 yıl.. Kurum karşısında, yerel iktidarın imkanları ile iktidar imkanlarını da, hesaba katarsak, burda da fark var?

***

Öyle sanıyorum ki, İmamoğlu!.. Ki CHP bilumum siyasetini yine, Erdoğan düşmanlığı üzerinde, yürütecek. 14-29 Mayıs tarihleri arasındaki gibi, “Erdoğan gitsin, ne olursa olsun?” Sloganıyla, sandık planı yapılacak..

***

Peki, bu tutar mı?!.. Sanmıyorum.. Ki seçmen oy verirken, bu durumun, bu temenninin, atılan bu sloganın neticesinin ancak 2028’deki seçimlerde olabileceği, anlam taşıyabileceğini, düşünür!.. O zaman da, diyeceği söz kaybedecek zamanımız yok olur!..

***

İmamoğlu, 31 Mart için başka senaryolar üretmeli!.. İç ve dışta güven sağlayan, motivasyonu güçlü kılabilecek, arayışlara girmeli!.. Yoksa, İstanbul’un emiri olmayı terki diyar edip, Ankara’ya CHP’nin başına musallat olma girdabına girer…

***

Kurum’a gelirsek!.. Agresif, siyasi kavgalara giren biri değil.. Ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde, kendini kanıtladı.. İcraatçı biriyim?. Kavgaya, tartışmaya, polemiklere, laf üretmelerine, girmedi..

***

Ne yıpranan oldu, ne de yıpratıcı bir kulvarda bulundu!.. Bu yönüyle, bir önceki dönemde kerhen muhalefet kanadında yer alıp, oy verenler.. Bunlara gri seçmen diyoruz.. İstanbul için travma geçirenler?.. Kurum’a meyil edeceğini düşünüyorum!.. Diyecekleri şu; “bir de bunu deneyelim?..”

***

Tabi, İstanbul’un sinir bozucu trafiği, ulaşım, kentsel yapılaşma, gecekondu, deprem, hava ve kara dahil.. Yani mevcut hal-i hazırdaki sorunların, çözüm vaadinin dışında bir şeyler üretilmeli! Albenili dünya şehri İstanbul’a bu adam gelirse bunu yapar noktasında, somut projeler sunulmalı!..

***

ERDOĞAN’IN ÖZEL’E VAADİ!…

Erdoğan’ın konuşmasını takip ettiniz mi bilmem!?.. Konuşma kapsamlı ve herkese dair de, mesaj içerikli idi!.. Ama en çok dikkatlerin odak noktası, İmamoğlu ile Özgür Özel için, neler söyleyeceği idi!.. İmamoğlu’nu ağzına almadı!.. Bu muhatap almama noktasındaki duruşu doğru bir tercih.. İstanbul’a dair eksikliklerden söz ettiyse de ismine kurduğu cümlelerde yer vermemesi, Erdoğan için kazanım, İmamoğlu için de kayıptır?!

***

Çünkü, Erdoğan ne zaman ki, İmamoğlu’nu hedef alırsa, onu muhatap görürse, görülüyor ki prim elde ediyor.. Kazanım sağlanıyor.. Nitekim, dün gün boyu İmamoğlu Erdoğan’ın sözcüklerinden kendisinden söz edilecek, cümle arayıp durdu!..  İmamoğlu demek ki böyle bir cümle bulamadığı için olacak ki; konuşmasına dair, iki kelam edip, paylaşım yapmadı?.. Ama şu söz denir ya, cuk diye oturdu!..

***

Ki bir önceki yazımda dile getirmiştim. Ki yazının ilk bölümünde de var, İmamoğlu’nun 31 Mart sonrası odaklanacağı, mekan Ankara ve CHP koltuğu.. Kılıçdaroğlu’ndan zamanı gelince, İmamoğlu’na vermek üzere emaneten aldığı söylenip, konuşulan Özgür Özel için de, yerel seçimler çok büyük önem ve anlam taşımaktadır..

***

Birileri farklı anlamlar çıkarsa da, Özel biliyor ki İmamoğlu kazanırsa o koltuğa elveda diyecek!.. İşte bu elvedayı, yaşamamak adına, nasıl bir politika ortaya koyar, onu zaman gösterir.. Ancak, Erdoğan’ın aday tanıtımındaki “Özgür Efendiyi de özgürleştireceğiz” diyerek, kurduğu bu cümle, çok şey söyletiyor.. Ne diyor Erdoğan..

***”

“Özgür efendinin genel başkanlık macerası daha başlamadan vesayet gölgesi altında bitmeye yüz tuttu. İnşallah 31 Mart seçimlerinde sadece şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmakla kalmayacağız. Bu seçimlerde elde edeceğimiz zaferle aynı zamanda Özgür efendiyi de özgürleştireceğiz."

***

Velhasıl!?.  Yerel seçimler için hep şu ifadeyi kullanmışımdır, adaylar için.. İşine odaklanmalıdır.? Yeni fikirlere açık olmalı.. Malum siyasetçi hastalıklarından kendini korumasını bilmelidir.. Hak, hukuk, adalet eşiğinde yıpranmamalıdır..

***

Makam ve mevki politize olmuşluğu kırmızı çizgi görmelidir.. Espirili, sakin, sevecen, saygılı, herkesle muhabbet, muhatap olabilecek, karekteristik özellikleri taşımalıdır.. Bu hem liyakat hem de ehliyet açısından, kazanımdır.. Gerek yola çıkarken, gerekse de yol yürürken, elzemdir, samimiyettir!..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Tam yol ileri mi, yeniden İstanbul mu, kim muradına erer?..