YOZLAŞAN SİSTEMİN, CİNAYETİ!…

Resimdeki genç kızımız, Ronai Satı.. Diyarbakırlı bir ailenin, genç bir kızı.. Henüz, 26 yaşında.. Hayatın baharında..  Kendisi doktor.. Şanlıurfa’da Çocuk Acil Servisinde pratisyen hekim olarak görev yapıyor!… Geçtiğimiz hafta sonu kaldığı evde yaşamına son vererek, intihar etti…

***

Cenazesi Diyarbakır’a getirilerek toprağa verildi.. İntiharıyla alakalı bir dizi, beyanlar var.. Ama, dile kolay oku, okut, yetiş, yetiştir, meyve verecek, dal budak salacak, yaşama sarılıp büyüyecek, ahde vefa noktasında devletine ve milletine faydalı bir birey olarak, çalışma hayatına atılacağın bir evde, yaşama isyan ederek, ölümü seç!..

***

Ki daha hayata dair nice hayalleri var iken!.. Çıktığı yolda daha iki ayı dolmamışken.. Kahredici bir psikolojik yenilgiyle, hayatını yaşadığın evin banyosundaki dar ağacına mahkum et.. Ayağının altındaki sehpayı da kendi ayaklarınla itiver…  Aldığın o nefes son bulsun!.. Akla ziyan bir hal!?.  Ardından gözü yaşlı aile ve cevap isteyen onlarca soru bırak!?..

***

Acı, kelimelerle ifade edilemez!.. Ama düştüğü yeri kor ateşi gibi, yakar!.. Yaşananlara dair Babayı dinlerken… Şanlıurfa Tabipler Odası'nı dinlerken… Mesai yapan arkadaşlarını dinlerken.. Ne hazindir ki, sistemin sebebiyet verdiği bu intiharda, kocaman devasa bir cinayet mekanizması  karşınıza çıkıyor.? Ve bu mekanizmanın insanları nasıl da; tükenmişliğe sürüklediğini görüyorsun!…

***

Şunu net ifade edebilirim, Ronai’yi ölüme götüren kendisi değil, bizatihi sistemin işleyen yozlaşmış anlayışıdır?... Sistem denilen o sağlıksızlık Ronai gibi nicelerini dişlerinin arasına alıp, katletlettiğini biliyoruz!.. Ki intiharların en çok yaşandığı meslek alanı da; sağlıktır… Ama hep acılar tazelenince, sorguluyoruz.. Ders çıkarmadan, çözüm üretmeden, mevzuya kapsayıcı müdahil olunmadan, anlık bakarak, “Allah rahmet etsin” diyerek, kapatıyoruz!!…

***

Hiç tartışmasız ki, Ronai’yi ölüme götüren etkenler, bir anda gelişmedi.. Tek bir sebep yok.. Bir birikimin patlamasıdır; hayatın sona erdirilmesi.. Bu ölüm, önlenebilir bir ölümdür.. Onun için, intihar demek, hayatına kıydı demek; sorumluluktan kaçmaktır, vebalden kendini soyutlamaktır…Kimse bu ölümün sorumluluğundan kaçamaz!.

***

Ki daha iki ay önce, ataması yapılan genç bir hekim!.. Kimi zaman, 36 saati bulan bir nöbetten söz ediliyor.. Kurum işleyişindeki zorluklardan bahsediliyor.. İdari mobbing diyenler var.. Ve diğer sosyal, siyasal, ekonomik yan etkilerin de sebebiyetiyle oluşan tükenmişlik psikolojisi, insanı öldürüyor.  Mutsuzluktur ipi çeken!..

***

Gelecek kaygısına, yoksulluğa, güvencesizliğe, köle misali çalışma atmosferine sokan bir zehirli oksijen atmosferinde, gel de havayı solu diye sana çığlık attırıyor?… Her şey para değil.. Maneviyatın çöküşü, aşılmaz bir çıkmaz sokak inşa ediyor.. Sağlık bakanlığı meseleyle alakalı soruşturma açmış.. Ne çıkar bilmem?. Ki bir şeyin çıkacağını da sanmıyorum..

***

Denilene göre, Ronai’nin işleyişe kurban gitmeden önce, masasında, istifa dilekçesi hazırlamış.. Aile fertlerine de, “bu iş beni çok yoruyor” demiş.. Babanın feryadı; “keşke istifa etseydi, bize bu acıyı yaşatmasaydı?”.. Ama iş işten geçti!?..

***

Sonuç itibariyle; genç bir kızımızı daha sistemin yozlaşmışlığına kurban vererek, toprağa gömdük.. Mekanı cennet olur inşallah.. Umarız bir ders-i ibret noktasında çözümler üretilir, ölümler de son bulur… İntihar her ne kadar bireysel bir tercih olarak görülüyorsa da artık halk sağlığı sorunu olmuştur..

***

Tıpkı,

SUR POLİS EVİ..

Bilmem!.. Gidip, gördünüz mü, ya da yanından geçtiniz mi?.. Geçtiğimiz hafta, Emniyet Müdürü Fatih Kaya’nın davetlisi olarak, gittim!.. Kahvaltı buluşmasıydı.. Tabi önce, mekanı gezelim dedik.. Gezdik..  İki katlı bir yapı!., Tamamen Diyarbakır’ın tarihi dokusu ve mimarisiyle, dizayn edilmiş bir mekan!!..

***

Girişte, süs havuzlu avludaki duvara işlenmiş tarihi mekanları içeren bir resim var ki, muhteşem!?.. Yaşayan bir yapı.. Hele ki bir ayrıntı var ki, sizi öylesine cezbediyor, öylesine hayran bırakıyor ki, nefes kesici şekilde durup bakar oluyorsunuz.. Resimdeki Cami minaresi ile yapının hemen yanı başındaki, Cami minaresiyle, motiflenmiş hali… Sanatsal mahirlik!..

***

Görmeye değer; Polis evi.. 18 Oda’dan oluşuyor.. Butik bir mekan, otel modelinde!.. Ee Sur’a da böylesi mekanlar yakışır?..  Genel konforu, tüm müştemilatıyla beş yıldızlı otel statüsünde, dizayn edilmiş!.. Üç kategoride odalar döşenmiş.. Her şey düşünülmüş?.. Fiyatları sordum, çok ama çok düşük.. 300 ila 600 lira civarında.? Ki ultra vip oda; 950 lira.. Günümüz koşullarına göre, sudan ucuz! Tabi kahvaltı hariç!..

***

Peki, otantik yönüyle cezbeden mekanda herkes kalabiliyor mu, yararlanabilir mi?.. Kamu görevlisi olan, herkes için kapılar açık.. İstisnai durumlar hariç.. Sivil kesim de yararlanabilir.. Ama onaylı misafir.. Tabi sosyal donatı alanlarından, yararlanmak herkes için.. Çevre düzenlemesi ve Surlarla entegre sağlanması için de, çalışma yürütülecek..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Hayatın gerçeğinde; yılanın başı küçükken ezilmezse, yarın ejderhaya döner…