"DİYAR SESSİZ VE DERİNDEN"

 Diyarbakırspor'un bu sezonki çıkışını geçen sezonun Kocaelispor'una benzetiyorum,inşallah sonu da öyle olur.

 Geçen sezon başlarken Kocaelispor'un Süper Lig'e yükseleceğini tahmin edenlerin sayısı yok denecek kadar azdı. Kocaeli'ndeki meslektaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde,"bizim kulübün çok borcu var. Ligde Antalya,Eskişehir,Sakarya gibi güçlü ekipler var,bunların arasından sıyrılmak çok zor. Bu yüzden Süper Lig beklentimiz yok" diyorlardı. Ama zaman ve şartlar hiç de öyle olmadı. Favori gösterilen takımlarda işler yolunda gitmedi. Antalyaspor 16 beraberlikle neredeyse beraberlik rekoru kırarak ancak Süper Lig'e çıkabildi,Süper Lig'deki bir kulübün iki katı kadar para harcayan Eskişehir ilk 2'den çıkamadı,uzun süre puan farkıyla lider giden Sakarya tökezledi. Ligin sürpriz takımları Diyarbakırspor ve Kocaelispor olurken,Kocaelispor rakiplerinin puan kayıplarını çok iyi değerlendirerek ilk 2'den Süper Lig'e çıktı. Bu sezon da ligde öyle bir görüntü var. Manisaspor,Kasımpaşa ve Ç.Rizespor lig başlamadan Süper Lig yolcuları olarak ilan edilmişlerdi !. Aslında bu önyargıya varanların haklı nedenleri de çoktu. Çünkü bu 3 ekibin de Bank Asya 1.Lig'in üstünde ekonomik güçleri var. Diyarbakırspor ve Karşıyaka gibi bu sezonun sürpriz ekipleri parasızlıktan dolayı bir çok mevkiye alternatif oyuncu alamayıp,yine geçen sezonlarda oynadıkları takımlarda tutunamayan veya alt liglerde oynayan oyunculardan kurulu kadro oluştururken,az önce saydığım diğer 3 takımların her birinin kadrosunda 5-6 forvet bulmak mümkün. İsim bazında Süper Lig düzeyinde oyuncuları olan bu takımlardan Manisaspor,rakiplerinin ekonomik güçleriyle dalga geçercesine (!) devre arasında başka transferler de yaptı. Bu takımlara devre arasında yaptığı transferler bakımından Boluspor'u da eklemek mümkün. Borcu olmayan ve sürekli gelir kaynaklarına sahip olan Boluspor'un ara transferde Süper Lig'den aldığı oyuncuların her birine verdiği parayla her halde diğer takımlar 3-4 transfer yapabilirdi.

Tüm bunları niçin yazdım?.Futbolda transfer önemli ancak hepsinden önemli olan isimli oyuncular almak yerine iş yapacak ve takım uyumunu sağlayacak oyuncuları almaktır. Diyarbakırspor ve Karşıyaka gibi takımların başarısının altındaki en önemli etken takım olmalarıdır. Bu takımların zirve mücadelesi içerisinde olmalarını sadece rakiplerin puan kayıplarına ve başarısızlıklarına bağlamak emeğe ihanettir. Sonuçta 43 puanı bu futbolcular ve teknik heyetler topladı. Diyarbakırspor için Kocaelispor örneğini vermemin nedeni,herkes zirve yarışında başkalarını hesaba katarken,sessiz ve derinden gelen takımların başarısını anlatmak içindi.

29 MART'TAN SONRA KAÇAMAZSINIZ,PEŞİNİZDE OLACAĞIZ...

  Diyarbakırspor,sana sonuçları anlamında başarılı. Ancak kurumlaşma,ekonomik sorunlar ve tesisleşme konusunda amatör düzeydedir !. Türkiye'de 2 yıldır alt yapı hocalarına maaşlarını ödeyemeyen,5 yıldır alt yapıya malzeme alamayan,kulüp personeline aylardır maaşlarını ödeyemeyen,esnafa borcu olan,maliyet düşürmek için devre arasında gönderdiği maliyeti yüksek oyunculara karşın elindeki futbolcularının maç başı ve transfer taksitlerini ödeyemeyen,primleri ödemek için borç para bularak ödeme yapan kaç tane kulüp vardır?. Bu ayıp sizlerin,bizlerin yani herkesindir. Futbol günümüzde büyük bir endüstri. Ne kadar maliyet düşürürseniz düşürün,isterseniz yüzde yüz yerliye dönün yine işler parayla dönüyor. Kulüplerin kurtuluşu için iki şey var;ya bir şirketin ve holdingin bünyesine girip bu şekilde ayakta kalacaklar,ya da kurumlaşmalarını,tesisleşmelerini ve ekonomik kaynaklarını sağlamlaştıracaklar. Diyarbakırspor için birinci şık'ın olma ihtimali yok. Çünkü kentimizde özel sektör gelişmediği gibi bu şekilde kulübe sponsor olma anlayışı da yoktur. İkinci şık'ı ise biz beceremiyoruz. Diyarbakır'da çok yanlış bir anlayış var. Kulüp yönetimine giren insanlar bir şey vermeden kahramanlık peşinde koşup tüm yükü kulüp başkanının omuzuna bırakıyor, şehirde de "nasıl olsa kulübün yönetimi var. Onlar her şeyi hal etsin" anlayışı hakim. Oysaki bu kulübün ismi Diyarbakırspor,önünde ve arkasında reklam yok. Yarın bu takım şampiyon olduğunda eminim bu satırların yazarından,bu kulübün başkanından ve emek sarf eden yöneticilerinden,bu takımın peşinde koşan sadık taraftarlarından,ter döken futbolcularından ve teknik heyetinden daha fazla öne çıkıp sahnede ön sıraları alacak insanlar olacaktır !. Yani emek harcamadan,hiç bir şey vermeden çok şey almanın peşinde koşacak niceleri. Bu insanlar bugün nerede?.Kafalarını kuma gümüp,sanki Diyarbakırspor yokmuş gibi hareket ediyor. Bu sözlerinle kimleri kast ediyorsun? diyenler olacak. Hemen açıklayayım. Diyarbakır üzerinde rant sağlayan siyasetçiler,kent yöneticileri,kurum ve kuruluşlar,sivil toplum örgütleri. Bu kadar başarılı olan bir kulübün ekonomik sorunları olması size bir şey hatırlatmıyor mu?.Diyarbakır'da 23 sivil toplum örgütü,odalar,dernekler ve SİAD'lar var. Her biri bu kulübün birer deplasman giderini karşılasa,bu şehrin rantını yiyenler sadakasını kulübe verse,kent yöneticileri onca iş ,ihale ve yardım amaçlı faaliyetlerden kesinti yapsa,bu kulübün hem günlük hem de gelecekteki ekonomik sorunları çözülmez mi?. Kimse kusura bakmasın ama bunların Diyarbakırspor'un dışında bu memlekete de faydası olduğunu düşünmüyorum. Diyarbakır'lı olmanın bedeli sadece kimliğinde Diyarbakır yazması veya tabelasında bilmem de derneği/odası/kuruluşu değildir,bunun gereğini yerine getirmekle ölçülüdür. Siz bunu yapmıyorsanız bundan daha ağır eleştirileri hak ediyorsunuz. Türkiye'nin her yerinde seçim süreçleri kulüplere nimet olur. Ama Diyarbakır'da tam tersi bir hava hakim. Beyler Diyarbakırspor'u umursamıyor,29 Mart'tan sonra kaçmanın hesaplarını yapıyor. Bu işi öyle kolay sanmayın. Kazanan veya kaybeden kim olursa olsun 29 Mart'tan sonra da bu halkın,bizlerin eli yakanızda olacaktır,peşinizi bırakmayacağız. En azından bu satırların sahibi verdiği sözde duracaktır.

DİYARBAKIR VE MALATYA'DAKİ PROVAKATÖRLER AMAÇLARINA ULAŞAMADI..

 Malatyaspor maçını değerlendirerek yazımızı bitirelim. Hafta içerisinde gereksiz yere gerilimli bir ortam yaratıldı. Tek taraflı düşünmeyelim,tansiyonun yükselmesinde hem Diyarbakır'daki bazı internet siteleri ve taraftar gruplarının,hem de Malatya'da aynı zihniyette olanların payı vardı. Bu tür insanlar gerilim politikasını yıllardır kendilerine rant olarak görmüşlerdir. Diyarbakırspor-Malatyaspor veya başka kulüpler,dost olursa bunlara ekmek kalmaz. Sürekli gerilim,kavga,gürültü olacak ki bunlar ayakta kalsın. Dostlukları 50 yıl öncesine dayanan,sporun dışında insani anlamda ve sosyal anlamda da yakın ilişkileri olan Diyarbakır ve Malatya'yı birbirine düşman etmeye kimsenin hakkı yoktur. Onun için her iki camiadaki sağduyulu insanların bu provakatörlere prim tanımaması lazım. Malatya'da maç günü o provakatör grubun dışında sağduyu hakimdi. Onların yaptıklarını da koca Malatya kentine mal edemeyiz. İşe siyasi fikir ayrımı açısından yaklaşanlar,bu çok yanlıştır. Kimse bizim gibi düşünmek zorunda değil veya biz başkaları gibi düşünmek zorunda değiliz. Olayları tek tek irdeledim.Maç öncesinde Diyarbakırspor otobüsünü taşlayan,maç öncesinde ve maç sırasında ağza alınmayacak galiz küfürleri eden,siyasi slogan atan,deplasmana gelmiş olan misafir takım taraftarlarını düşman gibi görüp taş atan,maç bittiği halde bu düşmanlığı sürdürenler aynı gruptu. Bunların sayısı 100'ü geçmez ve hepsi de aynı siyasi fikre sahip,aynı derneğin ve grubun çatısı altında faaliyet gösteren insanlardı. Tabii bunların benzeri de Diyarbakırspor'da mevcüttür. 10 bine yakın Malatya'lı ve 500'e yakın Diyarbakır'lı sadece takımlarını destekledi,bunlar ise ısrarla ortalığı karıştırmaya çalıştı. Çok uğraştılar ama provakasyon bir-iki küçük hadise dışında tutmadı. Malatya'lı dostlarımız,iki kentin kardeşliğine ve dostluğuna inanan insanlar maçtan sonra bizleri tebrik etti,her türlü ilgi vce alakayı göstererek uğurladı. Diyarbakırspor Başkanı Dr. Abdurrahman Yakut'un neden taraftarların arasında maçı izlediğini anlamakta zorlandık.Sonra öğrendik ki olası bir provakasyona engel olmak için yapmış. Bu davranışından dolayı kendisini ve yöneticileri kutluyoruz. Diyarbakırspor ve Malatyaspor,provakatörlere inat dostça ve kardeşçe yaşam sürdürmeye devam edecektir.

DEPLASMANDA ALINAN 1 PUAN NORMAL BİR SONUÇ...

 Diyarbakırspor,3 puan için gitmişti ama rakibin ligdeki konumu,deplasman faktörü göz önüne alındığında 1 puan da fena değil. Maçın ilk yarısı birbirlerini kontrol eden ve rakibine kloşe indirmek için fırsat bekleyen iki boksörün mücadelesi şeklinde geçti. Zaman zaman gelişen etkili ataklar da oldu. Malatyaspor'un 90 dakika boyunca tek net pozisyonu var,onu da ilk dakikalarda Diyarbakırspor'un kademe hatasından ötürü Volkan Aydın'la buldular. Diyarbakırspor ilk yarıda Emrah'la net pozisyonu değerlendiremedi,ciddi pozisyon sayılabilecek ataklarda ise final paslarındaki hatalardan dolayı sonuca gidemedi. İkinci yarının ilk 20 dakikasında Malatyaspor'un yalancı bir baskısı oldu !.Topla daha fazla göründüler ama Diyarbakırspor'un kontrollü oyunu sayesinde pozisyona giremediler. Sonra Diyarbakırspor aldı sazı eline. Son 25 dakikada ciddi bir baskı kurdu,çok sayıda yan ve duran top kullandı,savunmanın arkasına atılan toplarla etkili olmaya çalıştı ancak son vuruşlarda aynı beceriyi gösteremedi. Kaybedilen 2 puan var ama takımın son haftalardaki istikrarlı çıkışını sürdürmesi anlamında alınan 1 puan da sevindiricidir diye düşünüyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi kimse kolay maç beklemesin. Her maç zor olacak. Diyarbakırspor'un hedefe maçları tek tek düşünmesi ve ona göre motiva olarak gitmesi gerekir. Bunun için taraftarlara da büyük görev düşüyor. 6 iç saha,4 deplasman. Hiç bir takımın böyle avantajlı fikstürü yok. Kartalspor maçıyla başlamak üzere tribünler tam dolmalı ve pozitif yöndeki destekle takım ateşlenmelidir.