BÖLGE HALKI ELİNİ ÇEKTİ?

Deniliyor ki..

Hükümet araştırma yapmış..

Bölge'ye "özgü" bir alan taraması…

Özellikle..

Son dönemdeki gelişmelerin; "halk nezdindeki" karşılığı nedir diye?

Araştırmaya göre..

Terörle mücadelede, halk desteği ülke genelinde; "yüzde 89.."

Güneydoğu da ise bu oran, yüzde 76 seviyesinde!

***

Soruşturmalar..

Gözaltılar..

Tutuklanmalar..

Görevden el çektirmeler..

Özellikle, Belediye Başkanları açısından..

"Suçluysa cezasını çeksin" diyor..

Ki bu oran; yüzde 50'nin altında…

Kayyım'a karşı çıkış yüksek..

Atanmış değil, seçilmiş isimlerden; "olsun?"

Yani, Belediye Meclisi "Başkan vekilini seçsin.."

***

Halk, genel itibariyle, temkinli..

Olup biteni de sağduyu noktasında, görüp değerlendiriyor..

Ki bunun oranı, yüzde 80'lerde..

Teröre..

Şiddete..

İç ve dış, kaotik ortamı yaratanlara tepkili..

Bunun için de "kimseye taşeronluk yapılmasın?" diyor..

***

En çok ifade edilen de..

Tarihi bir temsiliyet aldık..

Fırsat verdik..

Ama, "şiddete ve teröre" heba edildi..

Hendeğe, barikata "iradeyi" tercih edince hal-i vaziyet bu oldu..

Tabi..

Şu gerçeği de herkes iyi görmeli..

Bölge halkı…

PKK'ye..

HDP'ye…

Yaşanılan süreç açısından; hayli tepkili, küskün..

Yani, "sırtını" dönmüş..

Çağrılarına "kulakları" tıkamış ise de!

Bu sanılmasın ki!

Siyasal iktidarın da..

Hükümetin ortaya koyduğu konsepti de..

Gelişmeler adına "destekliyor, onay veriyor, bel çıkıyor?"

Hayır..

Şuan orta yerde "bekleyip görelim" modunda..

Suriye’yi.. Irak'ı.. Mısır'ı..

Özellikle, ABD ve AB'nin Türkiye'ye dair; tavrını..

Tüm bunları da "göz önüne alarak…" seyri yorumluyor..

Ama, "terörden ve şiddetten" olan yorulmuşluğu da var..

"Bıçak kemiğe dayandı misali.."

***

İşte burada!

Önem arz edici olan; "yarının ne olacağı?"

Hep böyle mi devam edecek?

Yoksa bir huzur, güven ve istikrar sağlanacak mı?..

Pek tabi ki, "Kürtlerin" beklentilerini karşılayacak..

Yani "Toplumsal Barışı" sağlayacak, adımlar atılacak mı?

AK Parti için "bu nokta" bölge halkı açısından "yol ayrımı?"

Çünkü..

Şu an ki, bölgenin tavrı..

Kimse..

Hele ki AK Parti; "benden yanadır" diye, görmesin..

“Her şey çantada” demesin…

***

Halk orta yerde..

Tabiri caizse; "derenin" ortasında!

Derenin hangi "kıyısına" geçeceğine kararsız!

Ki su da "hızla" yükseliyor..

Bunu da görüyor..

O'nun için, kıyılardakilerin "el çabukluğu" içerisinde olmaları lazım..

Ki "onları" yanına çekebilsin..

Yoksa!

3'üncü bir alternatif çıkarsa..

Rüzgarın esintisiyle "söz sahibi olur.?"

Kıyıda bekleyen çift tarafta; "dizini döver"..

Sonuç olarak..

Hükümet!

Resmin büyüklüğünü böyle okumalı..

Elini de buna göre çabuk tutmalı..

***

O GECE NERDEYMİŞ?

 

Yani…

Yani şimdi buna inanalım mı?

Neye mi?

Kemal Bey'in dediklerine..

Baksanıza...

15 Temmuz gecesi "yaşadıklarına" dair, neler söylüyor?..

Ne diyormuş?…

Diyor ki…

"O gece, oteller kapalıymış…

Bizi otele almadılar..

Biz de Bakırköy Belediye Başkanımızın evine gittik.."

***

Yani darbe gecesi zorunlu bir "gece ikameti yaşamış-mış!?"

Geceyi "orada" takip etmiş-miş..

Şimdi gel de inan!

Gel de, söylenme…

Eeebee "yuh" narasını çekme bu beyana…

Bula bula…

O gecenin "sırrını" örtmeye dair  bu gerekçeyi mi buldun?

Yok daha neler?

Kim inanır buna?

***

Halk deyimiyle..

Buna "Kargalar güler” bee…

Eeey Kemal bey…

Siz, Ana muhalefet partisinin lideri olacaksınız…

Yanınızda onlarca koruma..

Parti kurmayları da arz-ı endam içerisinde bulunacak..

Bulunduğunuz bölge de, CHP'nin "kalesi" olacak…

Ve burada, en lüks oteller serisi var..

Otel sahiplerinin ekseriyeti..

Ki ortakları da, CHP'lilerin sülalesinden gelenler teşkil edecek..

Ama tüm oteller o gece size "kapıları" kapatacak?

***

Sen o'nu olmayan…

Ki hiç takmadığım…

Git; o "külahıma" anlat belki, sana inanır…

Sanmam inana..

Muhtemelen de, diyecektir ki…

İyi o zaman…

Açıkla, "seni içeri almayan oteli.."

Ki bizde, "bilelim.."

Gidip lanet getirelim?

Ne mümkün?

Diyorum ki…

Yine yaptınız yapacağınızı..

Siyaseti de..

Parti liderliğini de..

Bir merdiven daha; "aşağı" çektiniz!

Bravo size..

***

Kemal bey..

Size bir önerim...

O gecenin sırrını örtmeye dair beyninizi çok yormayın..

Efor sarf etmeyin..

Bu halk..

Bu millet "kimin o gece neler yaptığını çok iyi biliyor?"

Tanklara karşı duranı da..

Sıvışıp, kamuflaj yapanı da..

***

AB İLE RESTLEŞME

AB ne dedi?..

"Müzakereler dondurulsun.."

Bizde karşılığı ne oldu..

İlk refleks…

"Karar bizim için yok hükmündedir.."

Sonrası..

"Bak… Kapıları açarız.."

Şimdi onlar ne yapıyor!

"Ekonomik" şantajlarda bulunuyor..

Yaptırım "tehdidi"

Vaziyet..

"İlişkilerin" koptuğu noktaya gidiyor..

***

Ama!

Bizdeki "beklenti" hala nedir?

Yani, AB ısrarcılığımız..

İlla ki, "tam üyelik.."

53 yıldır kapıda bekliyoruz..

Artık yeter..

İyi de..

AB hiç bir zaman bize; "tam üyelik" diye bir taahhüdü olmadı ki?

Bunu 12 yıl önce de söylediler..

Hatırlarsak..

Olsa olsa; "imtiyazlı ortaklık denilmişti."

Nitekim..

Merkel de..

Sarkozy de, bu minvalde hep konuşmuştur..

***

Sonuç..

AB ile ilişkiler "bitmez.."

Ki ipler de "hiçbir zaman" kopmaz..

Ne diyoruz..

"Zaten Avrupa da çöküyor..

Bak İngiltere ayrıldı..

Ayrılmayı düşünenler de var?"

Neyse!

Ama biz!

Yine de, "kendi özümüze" özgü "yol tercih" etmeliyiz..

O da..

Hep ifade etmekteyim..

Ortadoğu'da her şeye alternatif; "İslam Birliğini" oluşturmak..

***

Bak o zaman!

AB mi?

ABD mi?

Şanghay beşlisi mi?

Ya da bir başka; "ittifak kümesi ülkeler mi?"

Kim kime daha; "muhtaç ve ittifak" ihtiyacı içerisine girer..

Çünkü bizde "ittifaksızlık" sürdükçe…

İslam birliğini; oluşturmadıkça..

Zenginliğimizi..

"Ümmet" noktasında; paylaşmadıkça!…

Sömürgeci ülkeler..

Her daim; "içteki kavgayı" körüklerler..

Zenginliğimizi de, "hortumlamaya" devam ederler..

Ve bunu da;

Demokrasi adına,

İnsan Hakları adına,

Özgürlük ve sözde barış adına yaptıklarını söyleyip;"sırt sıvazlarlar.?"

Bu yolun seyri değişmeli..