İNSAN ARZUSUNUN ENFLASYONU!?.

İktisatçı dostumla, sohbet ediyorum!.. Enflasyon merkezli, hayat pahalılığını.. Zalim başlıyor bir dizi iktisadi terimleri sıralamaya!.. Afallanıyorum!.. Her cümlesinin başına bir de, talep, sonuç enflasyondur eklemesi var ya, içimi yakıyor!.. Ben de saygıyı bozmama adına, kafamı sallıyorum, sanıyor ki teyid ediyorum.. Ama, hiç de öyle değil.. Bilakis içten içe kızgınım!…Olmamak mümkün mü?

***

“Yok böyle bir şey” der gibi oluyorum kimi anda?!.. O köpürülmüş büyük bir hışımla vatandaş noktasında suçlu biz ahaliymişiz gibi döktürmeye devam ediyor!.. Racon kesercesine!… Tuzu kuru misali.. “Siz var ya siz, taleplerinizi kısmadığınız içindir, enflasyon azgınlaşıyor.. Biz de dizginleyemiyoruz!!”  Yok daha neler, demeye bile nefes aldırmadığı gibi fırsat ta vermiyor mübarek, fasıl açıyor?.. Saygıdeğer iktisatçı dostum!.

***

Oysa ki, tarihte vaki olmamıştır ülkelerin ve milletlerin iktisadi sorunlarını iktisatçıların çözdüğü? Ya da finans sektörü sahiplerinin, kendilerinin çözüm üretici olduğu noktasında görev üstlendikleri, son sözü söyleyen olduğu?!.. Beri yanda, Maliyeciler de dahil.. Tabi, bunları derken, istisnaları hariç diyorum; el insaf diyen var.. Ancak, istisnaların kaideyi de bozmadığını belirtmek isterim!.. Çünkü, örnek çok ve Türkiye’nin siyasi tarihi buna şahit!!..

***

Ne iktisatçılar, ne de finans sektörü, pek günlük insan yaşamından haberdar değil?.. Zaten olmalarını da beklemek nafiledir, abesle iştigaldir?!.. Bakkalı, manavı, kasabı, fırıncıyı, pek bilmezler?!.. Toplu taşıma aracı nedir ondan haberdar değiller?.. Ve bu hayat hengamesi içerisinde, insanın duygularından, arzularından, beklentilerinden, geleceğe dair kuşku ve endişeleriyle alakalı, yaşadıkları travma nedir diye bilmezler, dikkate de almazlar!?.

***

Varsa yoksa, bildikleri önlerine konulan, matematiksel rakamlar!.. Ve iştahlı iştahlı, çoklu aldıkları maaş!.. Ekmeğin fiyatını sor bilmez.. Kazançlarına ekledikleri yeni servetleri çok iyi bilirler; finansal yatırıma odaklanarak?!.. Her ne kadar, eğitimlerini bu minvalde alıyorlarsa da, realitede hiç de bu öğretimi ve hakikatleri görmüyorlar!.. Denir ya eğitim ayrı, öğretim ayrı!!!.. Biliyorum, benim gibi, siz de sorarsınız?. Matematik bunlara izin vermiyor da, hiç insani noktada, çevresel etkileşimi de mi dikkate almıyorlar!..

***

Der demez, bunların çoluk, çocukları, eşi, komşusu, babası, amcası, teyzesi yok mu?.. Hiç mi sokakta yürümez, hiç mi insanların bulunduğu ortamlara girip, solunan havayı solumazlar?. Onlara bakıp, günlük hayatın geldiği zilletliği görmüyorlar mı?!.. Belki, gören vardır da, gözleri iktisat ve finans kulvarındaki matematiksel rakamlarda olduğu için, yakıcı ve yıkıcı insani enflasyona ırak kalmaktadırlar!..

***

Ürettikleri fermana karşı, ağzınızı fiyat istikrarsızlığına, fırsatçılığa, kazıklamaya, soyguna, söğüşlemeye açığınızda, gümbürtüyle yine, suçlanan trajikomik şekilde, siz oluyorsunuz?.. Çünkü iktisatçı dostum, böyle bir tepki vererek, içini boşalttı üzerimize?.. Arz, talep ve enflasyon!.. İyi hoş da, çözüme dair stratejileri nedir diyorum?. Yanıt aynı, finansal yatırımlar gerekli? Ama yok!.. Sana da kemeri sık diyor…

***

Azıcık insani arzulara, taleplere, beklentilere odaklı stratejiler belirleyip, iktisadi bakışı bu kulvara odaklandırsalar!.. Eğitimi, öğretimi de bu alanla harmanlasalar!.. Benim ya da, öğretmen Ahmet’in, öğrenci Ali’nin, hemşire Fatma’nın, memur İsmet’in, arzu talebine karşılık, aman zam gelebilir, fiyatlar artabilir deyip, üst baş alırken bir iki fazladan alayıma bakmazlar mı?.. Yok!..

***

Tabi, tuzu kuru!.. İtiraz var, niye alıyorsun?!.. İyi de, niye almasın.. Yarın ne olacağını, fiyatların katlamalı artıp, artmayacağını bilmiyor ki?.. Bildiği tek şey, kanıksadığı netice, etiketlerin hızla değiştiği, fiyatların fahişce arttığı, zamların mayın tarlasına döndüğünü, enflasyonun da canileştiğini, her geçen gün azgınlaşarak, hayatın yaşanılmaz bir süreç aldığını görüyor..

***

Sormak lazım!.. Siz deyin, yarına dair bir garantiniz var mı, ey zatı muhteremler?.. Yok?.. Ya da, böyle olmayacağına dair, “kna edicilik haliniz var mı?.. O da, yok?.. Bunun böyle devam etmeyeceğini söyleme, samimiyetiniz var mı?. Buna da yanıtınız yok?… Vaki olan teziniz nedir?.. Finansal yatırım da, finansal yatırım!.. Ama o da yok!.. Vatandaşın cebine inen hiçbir şey yok?

***

Kerameti kendinden menkuller var!.. Onlara da insanın her arzu ettiğini elde etmesi mi gerekir? diye caka satarak, haklılarmış gibi söyleniyorlar??.. Yok öyle bir şey de!!!.. Ama dışarıda bir tabak yemek, ya da simit, çarşı-pazar gezisi, alış verişine evinde otur, yemeği evde ye, çarşıya çıkma gibisinden, finansal yatırım tavsiyesi var?.. Aklıevvellere ne diyeceksin?!.. Hakikat orta yerde iken!..  “Mutfakta yangın, feryat, sofrada ise ızdırap..”

***

GECİKMELİ BİR TEPKİ AKTARIMI?..

Bu tepkiyi, 23 Nisan Bayramı öncesi kaleme alacaktım!.. Ama gündemin sıcak, mevzuları nedeniyle, “akılı kaldı.. Öncelikle velilerden, özür beyanıyla, mevzuyu dile getirmek isterim!.. Ki bir daha ki, 23 Nisan’da bu serzeniş ve tepkiye beri yanda, birilerine rant devşirmeye son verilir niyetiyle!?..

***

23 Nisan etkinlikleri için, öğrenci velilerinden özel kıyafet parası talep edilmiş.. Veliler, anlaşmalı mağazalara yönlendirilmiş.. Burada alınan, tek modelli giysiler “fahiş fiyatla” faturalanmış!.. Vermeyen, kabul etmeyen, imtina edenler ise, öğretmen ve okul idaresi tarafından, öğrenciler dışlanmış muamelesine maruz bırakılmış!..

***

Velinin ifade ettiği gibi; “23 Nisan’ı bize, çocuğumuza, toplu bir şekilde zehir ettiler?!.. Buna kimin hakkı var?..” Evet, biz de bu noktada ilgili ve yetkililere soruyoruz; “Ne hakkınız var?”.. Burada, Belediyeleri devir alan, yönetimlerin kimi yerde 23 Nisan kutlamalarına rıza göstermeyerek, iptallere neden olduğunu da, not düşmek isterim?!..

***

KILIÇDAROĞLU’NUN NEFRETİ?

Özel’in, Erdoğan’la görüşme randevusuna Kılıçdaroğlu’nun bu kadar sert tepki göstermesindeki ana etken nedir?. Neden bu hırçınca söylem?…  Zehir zemberek, tweet!?. "Sarayla müzakere edilmez mücadele edilir."

***

Denir ya haydaaaa!.. Eee, liderlikten etti ya!.. İmamoğlu’na diş geçiremiyor, Özgür Özel’e yöneliyor!.. Tabi işin hikmeti, “CHP liderliğine ne dönüşü kaldı, ne de dönebilme umudu?”.. Her şey buraya kadar; noktasına geldi!… Hışmı da, nefreti de, moral motivasyon dağınıklığı da bundandır!?

***

Hep demişimdir, bürokrattan siyasetçi, hele ki parti lideri çıkmaz!.? Kılıçdaroğlu’nu da hep böyle, yorumlayıp, değerlendirdim!.. Yoksa, muhalefet ile iktidar arasındaki basit, sıradan bir görüşmeye bu kadar sert tepki koyması, siyasi fransızlığını gösteriyor!.. 13 yıllık bir serüveni vaki olsa da, aldığı ders yoktur!…

***

Neyse, lafı gediğine koyan, Özgür Özel!.. Ne diyor, yanıtında.. "Sizlere güç veren, müzakere de eden mücadele de eden yepyeni dinamik sonuç alan bir siyaset için yola çıktık…” Nokta!…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Liyakat, işin ehline verilmesiyle, kamil olur, biri eksik olursa zalim olur!