TARİHSEL DEĞİŞİM!

Cumhur… 
7 Haziran için; "uzlaşın"…
Yani; "hizip" kulvarından çıkın; "diyalog" alanına girin.
Vaziyetiniz!
Ülkeye, millete ve "iradeye" zelzele getiriyor.
Evet; bu mesaj açık ve net… 
Bunda herkes hem fikir…
Amma velâkin; Parti liderleri ve bazı kurmaylar; "hala da" tabu esaretinde…
Dışlayıcı "fikirden" kurtulmuş değil… Cumhur'un "söylemini" idrak etmiyor.
***
Öyle görülüyor ki; önümüzdeki "seçimde" bu; "uyum" bozukluğu onlara şamar olarak dönecek!
Geçmişte; benzeri çok olan "parti ve liderleri" gibi "yok olma" noktası olacak.
Şimdiden ifadem!
Gelelim meclis'in "renklilik" arz eden tablosuna.
Partiler için; 7 Haziran seçimi ciddi bir "kan değişimi" oldu…
Şöyle ki; Meclis'in yaklaşık üçte ikisi yenilendi… 
369 yeni isim.
***
En yüksek değişim; CHP'de… 
Yüzde 64.
İkinci sırada; AK Parti… 
Ki üç dönem kuralı da göz önüne alındığında…
Eski kadrolardan yüzde 57'si yok.
En az değişim. Yani ilk kez milletvekili seçilenlerin oranı; MHP yüzde 38.
HDP’de değişim yüzdesi; 48'lerde…
Ama!
Meclis'in en genç ve yaş ortalaması; yani “en dinamiği" HDP. 
Yaş ortalaması 45…
İkinci, CHP. AK Parti ve MHP'de geriden geliyor; yaş ortalaması 50'nin üzerinde.
***
Azınlıklar! 
25. Dönem'de temsiliyet imkânı buldu.
Ermeni. 
Süryani. 
Ezidi. 
Romen. 
Bulgar.
Ermeniler… 
55 yıl sonra; ilk kez "Milletvekili" statüsünde, temsiliyet hakkı aldı.
Salt tek bir partide değil;  HDP… CHP… Ve AK Parti'de… 
Üç vekil.
Kadın milletvekili!
Geçmişe oranla; sayısal artış yüksek. 
Şöyle ki…
AK Parti'de; 41… 
HDP'de 32… 
CHP'de 21… 
MHP'de ise sadece 4 kadın milletvekili var.
Kadın vekillerde yaş ortalaması ise genç. 
Ki en genç vekil; 26 yaşında.
***
Türk demokrasisi!
Önceki gün tarihsel önem arz edici "eşiklerden" birini daha geçti.
Sistem her ne kadar aynı ise de değişen; "zihniyet."
21 bayan başörtülü Milletvekili, "yemin" etti.
Ne bir müdahale…
Ne bir "inkılâp" söylemi…
Malum! 
1999'daki; "başörtü" hazımsızlığını ve despotça; müdahaleleri…
Merve Kavakçı. 
Fazilet Partisinden İstanbul Milletvekili…
Başörtülü.
Meclis salonuna girmesiyle; Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ayaklandı…
Kürsü de. 
Kendisinin ve partisinin "vicdanlarda" mahkûmiyet almasını sağlayan; o çıkışını yaptı.
"Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz"
***
Evet.
O gün; Kavakçı yemin için kürsüye çıkarılmadı.
Farklı senaryolar çizildi. ABD vatandaşlığını; "bildirmediği" için.
Hele şu an ki Doğan medyası. Yani vesayetçi anlayışın borazanları; "linç" kampanyası icra ettiler.
Milli iradenin temsil ettiği; bir milletvekili yemin ettirilmeden, elinden; "milletvekilliği" zorbaca alınarak, düşürüldü.
Tarih bu.
İşte önceki gün 16 yıl sonra bu kez 21 Milletvekili "başörtüleriyle" yemin etti.
Ki biri de; Merve Kavakçı'nın "kız kardeşi" Ravza Kavakçı!
Sonuç itibariyle.
Farklı partilerden başörtülü kadınların olması!
Türkiye'de Onlarca yıldır süregelmiş olan "başörtü" zulmünün sona ermesi.
Kamuda; "tabuların" yıkılması tarihsel bir değişimin göstergesi olsa gerek.
***
…Ve Kürt siyasal hareketi!
Tarihsel bir kazanım.
Tarihsel bir değişimle; "artık" Parti olarak Meclis'te.
Ne bağımsız? Ne de, başka partiden "aday" gösterilen vekille Meclis'te değil?
Hem de; MHP ile eşit sandalye sayısıyla; 80 Vekille temsil.
Hiç kuşkusuz ki gelinen aşama ve bugünkü siyasi tablo Kürt siyasal hareketinin yarattığı "etki" kolay almadı.
Zorluklar büyük; bedeller ağır oldu.
Ama pek tabi ki, harekatın "geldiği" olgunluk aşaması da önemli...
Yeni Türkiye'de; "Biz'ler" olarak; değişimin rüzgârını artır estiriyor artık..
 
***
Şöyle geçmişe gidersek!
Kürt Siyasal Hareketi siyasi kulvarda hangi merhaleleri aşarak bugüne geldi.
Hatırlayalım..
Türkiye Demokrasiyi "içine" sindirmede, ne bedeller ödettiğini görmemiz açısından önemli..
Yıl 1990. İlk parti kuruldu; HEP…
Ama! 1991'de; SHP çatısı altında meclise girildi.
20 Milletvekili.
Demirel'in partisi; DYP birinci parti…
Mesut Yılmaz'ın partisi Anavatan ikinci… 
SHP ise üçüncü parti…
Tarih 6 Kasım 1991. Yemin töreni var.
Kürsüde; Hatip Dicle… 
Yemin metnine yönelik O tarihi; "çıkışı" yaptı.
"Ben ve arkadaşlarım bu metni Anayasanın baskısı altında okuyoruz" dedi.
***
Ve ilk kriz patlak verdi. 
Genel Kurul'da; arbede.
HEP'liler için.
Yasama, Yürütme ve Yargı'da; "linç" süreci böyleci başlamış oldu.
Dicle'den sonra! Leyla Zana kürsü de.
Yakasında, "Kezko-zoru-şin". Sarı, kırmızı yeşil renkli bandaj.
Müdahaleler. Gürültüler. Laf atmalar.
Başkanlık kürsüsünden, uyarılara rağmen.
Zana metni okudu. 
Son cümlesi ise şu oldu.
Ez vê sondê li ser navê gelê kurd û tirk dixwîm. (Kürtçe: Bu yemini Türk ve Kürt halkı adına ediyorum)
"Ez vê sondê li ser navê gelê kurd û tirk dixwîm. 
(Bu yemini Türk ve Kürt halkı adına ediyorum) 
***
O gün; bunları söyledi..
Her ne kadar.
"Sözlerimi geri alıyorum" dayatması gördüyse de.
Kıvılcım; "yangını" çıkarmıştı.
Kürt Siyasal Hareketi.
Özgürlüğe,
Demokratik kazanımlara,
Yeni Türkiye'de "tabuları yıkıp" zihniyet devrimi yaşatmaya, start vermişti…
Bedelleri ağır olduysa da…
Meclis'ten, cezaevine.
Unutulur mu;
Meclis kapısında Zana, Orhan Doğan ve Ahmet Türk'ün "yaka-paça" gözaltına alınması.
Parti kapatmaları.
Hele ki, 1992'deki kanlı Newroz. 
100'den fazla kişi; "hayatını" kaybetti.
Vesayetçi.
Tekçi, seküler, Kemalist düşüncenin; "tahakkümü."
***
Hareketin!
Önemli isimleri; "suikastlara" uğradı. 
Mehmet Sincar. Musa Anter. Vedat Aydın. Ve daha niceleri.
Kürt hareketi kaç partiyle "kapatılarak" önü kesilmek istendiyse de her seferinde; "budanmayla" daha bir filizlendi.
Ve yıl; 2007…
Vesayetçi Anayasanın "anti-demokratik" yüzde 10 seçim barajı nedeniyle; parti olarak değil Bağımsız Milletvekili olarak meclise gidildi.
Parti, DTP idi. O gün gözer yine; "onlardaydı." 1991 yılı yaşanır mı; yaşatılır mı diye?
***
Ama! 
Algınlıklar; "her kesimde" vaki olduğu için geçmişten de alınan ders-i ibretle hiç bir gerginlik yaşanmadı.
Ki doku uyuşmazlığı olan MHP bile; "alkış" verdi. Ayla Akat'ın yemin edişinde.
2011'de; 20 vekilden, 36'a çıkıldı. 
Yine bağımsız blok olarak…
Hatip Dicle'nin vekilliği YSK tarafından gasp edildi.
DTP'liler. Bunu "yemin etmeme" noktasında protesto etti. Ki 1 Ekim'e kadar bu sürdü.
Parti değişti. Çünkü Yargıtay'dan kapama davası gelmişti.
Ve HDP kuruldu.
***
Aslında; tüm bu evreler.
Türkiye için ve Kürt siyasal hareketi için; "bakışları, zihniyetleri" değiştirdi.
İnkârın. Asimilasyonun. Ötekileştirmenin.
Seküler.
Vesayetçi.
Demokratik olmayan "savların" bir çözüm, kazanım olmadığı herkesçe idrak edildi.
Barışın. Kardeşliğin. Birlikteliğin.
Daha özgür. Daha çağdaş. Daha eşitlikçi.
İnsanı. "Öne" çıkaran; fikriyatın büyük kazanım olduğu, hakikatiyle.
Tabular bir bir yıkıldı. 
Yıl, 2014… Cumhurbaşkanlığı seçimi; "değişimi" tescillendirdi.
***
Demirtaş.
Kürtlerin dışında başka kesimleri de yanına aldı.
Sempati. Söylem. Kazanım oluşturdu.
Alınan yüzde 9,8 oy.
2015'in 7 Haziran'ı için; "güven" tesis etti. Ve yüzde 13,2’yi getirdi.
Bugün 80 Vekille temsil.
Gözler; önceki gün yine "yemin" töreninde idi.
Kriz. Farklı bir söylem. Ya da; tansiyon gerici bir hareket olabilir mi?
Beklentiler boşa çıktı.
Her ne kadar HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca yemin ederken zorlandı ise de Türkçeyi iyi bilmediğindendi.
Yani bir sorun yaşamadan yeminini tamamladı.
***
Meclis'te gözlerin çevrili bir isim vardı; HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan.
Abdullah Öcalan'ın yeğeni. 
1987 doğumlu.
Yemin töreninde, Başkanlık Divanındaydı.
Ve geçici Meclis Başkanı Deniz Baykal anonsu ona yaptırdı.
Evet… Nerden nereye gelindi; dedirten bir tablo.
Ama sevindiren.
Türkiye'nin yarınları açısından; "güven" tesis eden bir değişim ve zihniyet devrimi.
Tek bir görüntü vardı.. Yemin töreninde hoşuma gitmeyen..
O da; Faruk Çelik'in, divan üyeleriyle tokalaşması esnasında; Dilek Öcalan'a "yüz dönmesi."
Yakışmadı.
Ancak durumu sindire sindire kabullenecek; aynı kentin Milletvekili temsiliyetini..