ALEVİLİK BİR DİNMİDİR, YOKSA İSLAM İÇERİSİNDE BİR TARİKAT/BİR YOL MUDUR (2)

Hz.Aişe validemiz ifk hadisesinde, Hz.Ali’nin kendisi hakkındaki düşüncelerini hiçbir zaman affetmedi. O’nun kendisini bu tür dedikodulara kaptırmasının sebebini anlamadı. Ve tarihen sabit ki, Hz.Aişe Vadilemizin tertemiz olduğu konusundaki ayetler nazil olduktan sonra da, Hz.Ali Efendimizin Hz.Aişe Validemizden özür dilediğine dair bir kayıt elimizde bulunmuyor.

Resulullah Efendimizin ahrete irtihal günlerinde Mescidi Nebevide Hz.Aişeye ait odasında idi. Ezan okunmuş, cemaat Allah Resulünün gelişine intizar etmişti. Fakat zaman geçiyor, Allah Resulü baygınlık geçirdiği için odasından çıkamıyordu. Uyandığı bir esnada cemaatin kendisini beklediği haberi verilince, bütün gücünü toplayarak cemaatin huzuruna çıktı. Ancak namaz kıldıracak takati yoktu. Hz.Ebubekir’e Cemaate imamlık yapması için işarette bulundu.  Kendisi de oturduğu yerden namaza iştirak etti. Bu efendimizin cemaatle bulunduğu artık son anlardır. Miladi 632 yılında Pazartesi günü sabaha yakın  Rabbimize yürüdü.

Onun ahrete irtihali cemaate ulaşınca, Hz.Ömer kılıcını çekmiş, kim Allah Resulü öldü derse, onun boynunu vururum demişti. Bu durumdan haberdar olan Hz.Ebubekir “Baki olan Allah’tır, o ölür veya öldürülür ise, tabanlarınız üzere geri mi döneceksiniz” ayetlerini okudu. Onu sakinleştirdi.

Varılan mutabakat üzere, Cemaate haber verildi ve İmamet görevini kimin üstleneceği konusunda karar vermeleri istendi. Sahabinin hemen tamamı Hz.Ebubekir’in elini tutarak bu görevin ona düştüğünü ilan ettiler.

Aynı Usul Hz.Ebubekir’den sonra da uygulandı. Hz.Ebubekir’in vefatı üzerine Hz.Ömer, ondan sonra Hz.Osman ve ondan sonra da Hz.Ali aynı metotlarla cemaate imam, yani Emiril Mü’minin oldular.Ancak ne yazık ki, Hz.Ebubekir haricindeki her üç emiril mü’minin katledildiler. Hz.Ömer Efendimizi katleden İranlı Ebu Lüe Feyruz El mecusidir.

Hz. Ömer'i hançerledikten sonra kaçarken öldürülen veya bir rivayete göre yakalanacağını anlayınca intihar eden ve Medine'ye gömülen Ebu Lü'lüe Feyruz El-Mecusi adına İran'ın Keşan kentinde büyük bir türbe inşa edilmiştir.

Şiilerin bir kısmı "Baba Şucaeddin" dedikleri Ebu Lü'lüe'nin Medine'den kaçarak kurtulduğuna ve Keşan'da öldüğüne, adına inşa edilen simgesel mezarda gerçekten gömülü olduğuna inanmaktadır.

Mecusi olarak ölmesine rağmen Şiiler tarafından Müslüman olduğu öne sürülen Ebu Lü'lüe El-Mecusi'nin Keşan'daki türbesi yerli ve yabancı Şiilerin akınına uğramaktadır.

ALLAH'ın veli kulu olduğuna inandıkları Ebu Lü'lüe için ALLAH'tan rahmet dileyen Şii ziyaretçilerin, ahirette Hz. Ömer'in katiliyle birlikte haşrolmak için dua ettikleri bilinmektedir. Manzarayı görüyorsunuz değil mi?

Hz. Ömer'i şehit eden Mecusi Ebu Lü'lüe'nin İran'daki görkemli türbesinin yıkılması talebi sadece Sünniler tarafından dile getirilmiyor. Şiilerden bazıları da bu konuda Sünnilerin görüşüne katılıyor.

Ocak 2007'de Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslami Mezhepler Diyalog Konferansı'nın kapanış oturumunda konuşan Iraklı Şii din adamı Hüseyin El-Müeyyid, Sünni-Şii yakınlaşmasının sağlanabilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini ve bunlardan birinin de Hz. Ömer'in katili adına Keşan'da inşa edilen türbenin yıkılması olduğunu dile getirdi.

Müeyyid, "Bu kafirin kabrini korumak, Sünni-Şii yakınlaşmasını engelleyen kışkırtıcı davranışlardan biridir" şeklinde konuştu.

Iraklı Şii din adamı, Doha'da düzenlenen konferans sonrası El-Cezire sitesine verdiği röportajda da aynı talebini yineledi.

İran ülkesi Hz. Ömer Efendimiz tarafından fethedildiği ve MECUSİ olan bu insanların İslama girmeleri sağlandığı halde, şu anda bile İranlılar Hz.Ömer efendimize feci şekilde düşmandırlar. Neden acaba.

Siz hem İslamın bayraktarlığını yapma iddiasında bulunacaksınız, hem de sizin İslamı kabul etmenizde bir numaralı amil olan insana karşı düşman olacaksınız!!! Bu aklın alacağı bir şey midir?

Muhammed Esed Mekkeye Giden Yol isimli eserinde bu konuya değiniyor ve İranlıların Mecusi kökenlerine atıfta bulunuyor. Bu insanlar ASABİYETLERİNE çok bağlı idiler, halen de öyledir. Asabiyetlerine bağlılıklarının sebebi, Mecusi kökenlerinin kendilerine izzet bahşettiği yolundaki inançlarıdır. Onlar Müslüman olmakla birlikte asabiyetlerine olan bağlılıklarından ötürü, bir Arap’ın kendilerine yol,yöntem getirmesini içlerine sindirememişler ve bu sebeple ülkelerini fethederek, İslamı tebliğ eden Hz.Ömer’e karşı hala dahi büyük düşmanlık beslemektedirler. Sanki nereden geldin de bizi İslama soktun dercesine bir itiraz içerisindedirler.

Fetihlerle İslam topraklarının genişlemesi ve bir çok ırktan insanın İslama girmesi, beraberinde bir takım çelişkileri getirmiş, hatta kendi eski inançlarının etkisinden kurtulamayan Abdullah İbni sebe, Abdullah bin Übey bin Selül gibi münfıklar çeşitli isnatlarla ortaya çıkmaya aşlamışlardı. Yarın devam edelim.