GÖRÜYORSUNUZ İŞTE ABD BÖYLE SÖYLEDİ

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Türkiye’den tek başına kara harekatı yapması yönünde bir beklentileri olduğu iddialarını doğru bulmadığını, “Hiçbir ülkeden Kobani sorununu çözmesini veya herkesi ilgilendiren bu tehdidi üstlenmesini beklemediklerini” söylemiş.”

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, günlük basın toplantısında, Türkiye ile IŞİD konusunda yapılan görüşmeler ve Türkiye'nin uluslararası koalisyondaki yerine ilişkin çok sayıda soruya muhatap olmuş. Koalisyonun kurulmasının üzerinden henüz birkaç hafta geçtiğini hatırlatan Psaki, “Türkiye daha önemli bir rol oynamak istediğini ortaya koydu”

Psaki, teröre finansal desteğin durdurulması, bölgeye yabancı militan akışının engellenmesi, insani yardım sağlanması ve IŞİD’in radikal ideolojisine karşı gelinmesi yoluyla yok edilmesi için kurulan geniş tabanlı koalisyona destek konusunda Türkiye’nin konumunun net ve tüm bu alanlarda Türkiye’nin katkı sağlayacak kapasitede olduğunu , Türkiyeli yetkililer ile bunları görüştüklerini ifade etmiş. Bir gazetecinin “Türkiye’nin önceliğinin Esed olduğunu ifade etmesi üzerine Psaki, koalisyonun IŞİD’e odaklı olduğunu ve hedeflerinin değişmediğini, Esed rejimi uluslararası koalisyonun ve ABD’nin çabalarının odak noktası değil ”Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 'Türkiye’den tek başına kara harekatı yapmasını beklenmesinin gerçekçi olmayacağı' yönündeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine ise Psaki, hiçbir ülkeden Kobani sorununu çözmesini veya herkesi ilgilendiren bu tehdidi üstlenmesini beklemediklerini belirtmiş.

İRAN BÖYLE SÖYLEDİ

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'in düşmesine izin vermeyeceklerini, "Suriye'nin milli egemenliğine karşı oluşturulacak uçuşa yasak bölge ya da askeri birliklerin Suriye topraklarına girmesi gibi her türlü hatalı girişimin kötü sonuçlar doğuracağı konusunda Türkiye'yi uyardıklarını" ,

"ABD, IŞİD'e saldırmadan önce İran'a, Beşar Esed hükümetinin merkezlerine saldırı planları olmadığına ilişkin bilgi verdi. Benzer bilgiyi Şam hükümetine de verdi ancak buna rağmen bu konuda onlara güvenmiyoruz. Bu yüzden gelişmeleri yakından takip ediyoruz. ABD veya başka bir ülke tarafından Suriye'nin milli egemenliğine karşı oluşturulacak uçuşa yasak bölge ya da askeri birliklerin Suriye topraklarına girmesi gibi her türlü hatalı girişim kötü sonuçlar doğuracaktır. Bu konuda Türkiye'yi uyardık."

"Kobani'deki krizi sona erdirmek için bölge ülkeleriyle görüşmelerimiz devam ediyor. Dostumuz Türkiye ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Türkiye'nin, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmelerinde önemli rol oynayabileceğini düşünüyoruz" demiş.

RUSYA BÖYLE DEDİ

Rusya’nın değişmez Dış İşleri Bakanı Sergei Lavrov “ Terörle mücadeleyi paravan olarak kullanıp, Suriye’de rejimi değiştirme niyetleri, Rusya açısından kabul edilemez. Bu yöndeki açıklamaları esefle kınıyoruz” dedi.

HDP BÖYLE SÖYLEDİ

Biz Türk Askerinin Kobane’de şu anda gerçekleşen IŞİD saldırısına karşı harekete geçmesini ve buraya konuşlanmasını asla istemiyoruz. Bizim istediğimiz, Türkiye’nin Kobane’ye uzanacak bir koridoru açması ve Rojawa’nın diğer kantonlarından buraya silah ve insan geçişine izin vermesidir. Yoksa biz Türkiye Kobane’ye asker göndersin, oradaki olaya müdahale etsin istemiyoruz.

Ne ile karşı karşıya kaldığımızı görüyorsunuz işte.

En büyük müttefikimiz ABD Türk Askerinin bu olaya müdahale etmesini istemiyor. Anlaşıldığı kadarı ile ABD IŞİD hedeflerine saldırıya geçerken, hem İran’a ve hem de Rusya’ya teminat vermiş. Biz sadece IŞİD hedeflerine saldıracağız, bizim ESED rejimine yönelik bir eylemimiz olmayacak diye.

Hal böyle olunca bizim Dış İşlerimiz ne yaptı?

ABD seferinden son dönüşte onların tavrı hakkında neden yeterli bilgi sahibi olmadı ve en azından ABD yetkililerinin bu konuda fikirlerinin ESED rejimini devirmeye yönelik olmadığını anlamadı. Çünkü işin bu yönü anlaşılmış olsa idi, Türkiyeye dönüşte, herkesin Suriye’ye yapılacak bir sefere hazır olması istenmez, Askerin bu günler için var olduğu ifade edilmez, Rahmetli Özal’ın 1991 yılında Irak’a Asker gönderme talebini geri çeviren Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay ile yaşamış olduğu sorunlar dile getirilmez, Türkiye’nin o aşamada cebaneti üzerinden atmamasının nelere mal olduğundan söz edilmezdi.

Bir iki arkadaşın, bu görüşlerin ifade edilmesinin sonrasında Türkiye’nin adeta sessiz sedasız çıkarmış olduğu tezkere ile ilgili olarak, galiba Suriye’ye giriyoruz fikrini ortaya atması üzerine, böyle bir şey hiç mümkün görünmüyor, ABD Suriye’ye asker gönderilmesi fikrine bizzat Başkanın açıklaması ile hayır dedi, Rusya zaten bu işe başından beri muhalif, İran, Rusya’dan daha beter bir tarzda bu işe karşı. Başta ABD olmak üzere, her üç ülke Türkiye’nin bu yönde bir hareketini yayılmacılık olarak görüyorlar ve buna asla fırsat vermezler. O zaman, çıkaracağımız tezkere konusunda efradını mani, ağyarını cami bir tarzda hareket etmek gerekmez mi dedim.

YEREL APOLİTİK SÖYLEM

ABD onbinlerce kilometre öteden gelip Işid militanları ile savaşıyor, Türkiye bu konuda hiçbir şey yapmıyor,

Türk ordusunun KOBONE ye gitmesine karşıyız,

Kobanedeki iç savaşın aleyhe gelişme göstermesi üzerine, Türkiye insanına, ne duruyorsunuz, sokaklara dökülün,

Ben sokaklara dökülün demekle, silahı ele alarak insanları tarayın, heykelleri yakın, Bayrağı bulunduğu yerden indirin demedim.

Bu işler böyledir işte dostum. Daha çok gençsin. Ucunda ölüm olan hareketlenmelerle ilgili,bin düşüneceksin, bir koyacaksın. ölümlerin sayısı her geçen gün kabarıyor. Bir bebek gördüm anası ile babasının arasında. Daha üçünde var veya yok. Başında ponpon süsleri vardı. Ana baba çok mutlu, çocuk sanki durgundu. o resmin bir parçası dün Bingölde koptu.

Ateş düştüğü yeri yakar.

Bugünün yarını olan ahiret var, hesap var, kitap var.