KAZI KAZAN

Emine Ülker Tarhan’ın istifası sonrasında İstanbul Milletvekili Süheyl Batum yapmış olduğu açıklamada, Emine hanım gibi düşünen çok sayıda milletvekili var CHP de. Göreceksiniz birer hafta ara ile bu Milletvekilleri birer birer istifa edecekler demiş ve bunun üzerine, Süheyl Batum, CHP MYK sında alınan bir karar sonucu kesin ihraç istemi ile müşterek disiplin kuruluna sevk edilmişti.

Süheyl Batum’un bu açıklamasından hemen sonra CHP MYK sı tarafından kesin ihraç istemli olarak disiplin kuruluna sevk edilmesi, parti içerisinde anında büyük tartışmalara sebebiyet verdi. Çünkü Emine Ülker Tarhan’nın istifası üzerine Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “hayırlı olsun, bu zaten beklenen bir şeydi” açıklaması, onun gitmek isteyenlere kapıyı ardına kadar açtığını zannettiler.

Parti içerisinde iki önemli isim, yani Eski Genel Başkan Deniz Baykal ile Olağanüstü Kongrede Genel Başkanlığa adaylığını koyan Yalova Milletvekili Muharrem İnce, gerek Emine Ülker Tarhan’ın istifası ve gerekse Süheyl Batum’un açıklamalarına sıcak bakmadıklarını belirttiler.

Deniz Baykal sürekli olarak CHP içerisinde potansiyel genel başkan adayı, Muharrem İnce de Kongrede beklenmedik şekilde büyük oy alması sebebiyle muhtemel bir aday gibi görülüyordu, o halde partiden ayrılacak olanlar, ulusalcı bir parti oluşumuna gidebilirler ve bu iki isimden birisinin arkasında teraküm edebilirlerdi.

Ama siyasetin kurmayı olan Deniz Baykal ile bu alanda iyice kül yuttuğu anlaşılan Muharrem İnce, sürüden kaçanı kurt kaptığını bildiklerinden sağlam bir duruş sergilediler ve partinin parçalanmasının kendilerine hiçbir yarar getirmeyeceği

noktasında birleştiler. Bu birleşme, partiden ayrılmak isteyen ulusalcıları yeniden Kemal beyle işbirliğine götürdü/veya götürmek zorunda/.

O sebeple bakın göreceksiniz, Emine hanımın istifasından sonra arkadaşlar birer hafta ara ile tek tek istifa edecekler yönünde beyanda bulunun Süheyl Batum’un, kesin ihraç istemli olarak disiplin kuruluna sevki, bir anlamda derin dondurucuya konuldu.

Hem zaten bu konuda Muharrem İnce bir televizyon mülakatında yapmış olduğu konuşmada, bir Milletvekilinin partiden ihracı ile ilgili talepte bulunmaya Parti tüzüğüne göre yetkili organ Parti Meclisidir. Parti meclisi dışında hiçbir kurumun CHP si içerisinde bir Milletvekilini ihraç istemli olarak disiplin kuruluna sevk etmeye hakkı yoktur dedi.

Arkasından Süheyl Batum bir Profesör feraseti ile, görüşlerinin yanlış anlaşıldığını, kendisinin hiçbir Milletvekilinin istifasına yönelik olarak bir beyanın olmadığını, arkadaşlarının bu alanda fikirlerini beyan edeceğini ifade ile, meramını anlamakta yeterli fehme sahip olmadığımızı ortaya koyan bir açıklamada bulundu.

Anlıyorsunuz değil mi ne demek istediğimi. İnsanlar Profesör de olsa, koca koca makamlara da gelmiş olsalar, ya ben konuştuğumu durduk yere nasıl inkar ederim, sonra milletin huzuruna çıkıp da yalan söylemediğimi nasıl kanıtlarım noktasında değiller. Olsun siyaset böyle bir şey.

CHP si yeteri kadar çalkantı içerisinde iken, Kemal bey bir manevra ile “Milli İstihbarat Teşkilatı içerisinde başkan yardımcısı sıfatı taşıyan birisinin başkanlığında, CHP sine operasyon yapılacak gayretleri var” şeklinde bir açıklamada bulundu.

Bu nasıl bir şey diye hepimiz birden düşünmeye başladık.

MİT teşkilatı nasıl bir operasyon yapacak da, CHP si bundan bölünme dahil büyük bir zarar görecek?

Artık hepimiz istihbarat örgütlerinin yaptığı çalışmalara ilişkin olarak, bu son dönemdeki gelişmeler sebebiyle, yüzde bir oranında da olsa bilgi sahibi olduk.

O şöyle oluyor. Parti içerisinde üst seviyede bulunun(Milletvekili genellikle) kişilerin özel yaşantıları bir bir mercek altına alınıyor, 2011 seçimleri öncesinde MHP sinin başına gelen olaylar gibi kasetler v.s piyasaya sürülüyor, bir taraftan partinin çok önemli isimlerinin ne kadar da lekeli oldukları bir bir fahşolurken, bunların mı iktidar olacak, tövbe tövbe, Allah yazdı ise bozsun moduna insanlar giriyor ve o parti kıymetten düşünce, bir başkası kazanmış oluyor.

Kemal bey partideki Ulusalcı kanat bakımından böyle bir operasyonun düzenlendiğine dair açıklamalarda bulundu. Böyle bir şey iki sebeple yapılabilir.

Bunlardan birincisi Parti dağılmak üzeredir, Genel Başkan arkadaşlarına öyle bir yem atar ki, bunlar ya biz ne yapıyoruz, partiden ayrılmak da ne, ana gövdeden ayrılanlar, şimdiye kadar ne yaptılar ki, bizim ayrılmamız halinde bir yere gelmemiz mümkün olsun, hem vakit mi var böyle şeylere desinler, ayakta kalmanın ancak birliktelik ile mümkün olacağı noktasına gelsinler,

İkincisi ise, iktidara namzet ana muhalefet partisinin genel başkanının, gerçekten partisi ile ilgili bir çalışmadan haberdar olduğu ve bunu iktidarın yaptırdığı yolunda bilgiye ulaştığıdır.

Bu konu Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’na soruldu, o da yaptığı açıklamada, böyle bir şeyin kesinlikle varit olmadığını,

ana muhalefet partisi genel başkanının bildiklerini açıklamasını istedi.

Evet şimdi top kesinlikle Kemal Kılıçdaroğlunun ayağındadır. Bu topu ya penaltı vuruşu ile kaleye sokacak veyahut ta, bu son açıklamasının hilafı hakikat olduğunu kabullenip köşesine çekilecektir. Bu son hal CHP si için daha büyük bir sıkıntı kaynağı olacaktır.

Tabii bir başka konu ise, Kemal beyin partisi hakkında bir operasyon düzenlendiğini gerçekten öğrenmiş olması ve bu açıklaması ile operasyonun önüne geçmeye çalışmış olmasıdır ki, bu da ihtimal dahilindedir. Ama işte o zamanda bunun kodları hakkında Kemal bey asgariden de olsa Kamuoyuna açıklama yapmak zorundadır.

El hasılı görüyorsunuz işte, işimiz gücümüz istihbarat oldu. Ve bu durum maalesef benim midemin bulanmasına sebebiyet veriyor.

O zaman da dönüp Ey Allahım senin göndermiş olduğun Kur’an gerçekten ilahi kelamdır ve Rabbim orada şöyle buyuruyorsun, Hucurat Suresi 12. Ayet “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.”