ÖLÜME DAİR

Ölüm Sonuç Nihayet,

Her şey gölge ve silik.

İnsanlar ki hayalet.

Arzular gizli yitik.

Ve sonra niçin neden,

Var olmak Sur sesinde

Buluşmak ruhla beden

Selviler gölgesinde.

***

Hafız´ın kabri olan bahçede bir gül varmış;

Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.

Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış

Eski Şiraz´ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;

Gönlü her yerde buhurdan gibi .

Ve serin serviler altında kalan kabrinde

Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.

***

ÖLÜMDEN SONRA

Öldük, ölümden bir şeyler umarak.

Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.

Nasıl hatırlamazsın o türküyü,

Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,

Alıştığımız bir şeydi yaşamak..

Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;

Yok bize arayan, soran kimsemiz.

Öylesine karanlık ki gecemiz,

Ha olmuş ha olmamış penceremiz;

Akarsuda aksimizden eser yok.

***

İnsan bu. Gerçekten garip bir varlık. Bir var bir yok. Hiçbir şey elinde değil. Aciz, fakir, o çok sevdiği hayatı elinde tutmaya bile yetkisi yok, mecali yok.

Bizler hayatı elimizde tuttuğumuzu zan ve vehmederiz. Sanırız ki, dünya bizimle kaim, bizimle var. Biz gidecek olur isek, o da hemen arkamızdan gelecek, bizi yalnız bırakmayacak. Ama yine hepimiz gayet iyi biliriz ki, bizim gelişimiz ve gidişimiz dünyanın umurunda değildir. Zira dedelerimizin, ninelerimizin, annelerimizin, babalarımızın, hatta büyük melalimize sebep olan evlatlarımızın elimizden kayıp gittiğine şahit olmuşuz ve maalesef onlar bu dünyaya elveda dedikleri anda, bir nefes daha almalarına yardım edememişiz.

Kur’a öyle söylüyor. “İza Cae eceluhum la yes’texihiruvne saaten ve la yesteqdimuvn-Ecel geldiği zaman ne bir saat geri ve ne de bir saat ileri bırakılmazsınız”

El hak öyledir.

Bir hafta içerisinde iki büyük olayı birden yaşadık ailece.

Cumartesi günü oğlumu evlendirdik. Düğünümüze elbette eş dostlardan katılanlar oldu. Ama bunların hepsinden önemlisi ailenin nerede ise yüzde sekseni bir araya gelmiş olduk. Teyzem Meliha Torun aynı zamanda amcamın hanımı oluyor/du/. Bizler aynı eyvanın iki ayrı evinde birlikte yaşadık Çermik’te. Teyzemin sekiz kızı, bir oğlu var.

Benim Ankara’ya gelişimden sonra bir vesile ile onlar dan bir kısmı da Ankara’ya geldiler. Fırsat buldukça gidip ziyaret ediyor, hayır duasını alıyorduk. Hayatı boyu iffetini, hayasını muhafaza etmiş insanlardan birisi idi. Ben ne annemin ve ne de teyzemin bir dakika boyunca saçlarını açıkta görmedim. Hal böyle olunca çevredeki insanların zaten böyle bir imkanı hiç olmamıştır. Edebli, hayalı, ağızları dualı ve Kur’anlı insanlardı.

Annem vefat etmeden önce kız kardeşi ile konuştuklarında, sen kaç bu ay kaç hatim indirdin, ben bu kadar hatim yaptım diye biri birleri ile yarışırlar ve hatta şu kadar cüzüm var, onu da sen oku derlerdi biri birlerine.

Cumartesi günü düğünde teyzem ve çocukları ile hep bir araya geldik. İçimden öyle geldi. Hadi gelin bir arada iken hep birlikte resim çekilelim dedim. Öyle de yaptık. Güzel, ama çok güzel bir anı oldu. Allaha şükürler olsun.

Salı günü de kendisini tekrar ziyaret ettik. Bir ikramda bulundu, bir izzette bulundu ki sormayın. Meyveler getirdi, pastalar getirdi, çay getirin diye kızlara tembihledi. Bir saniye dur durak bilmedi.

Ya DEZE/biz teyzemize deze derdik? Sen otur, kızlar getirsin dedik. O da hani oturuyorlar ya, ne var, ben getireyim istedim işte dedi.

2,5 saate yakın oturduk. Kalkığımızda Ablam,teyzeme hakkınızı helal edin dedi. İçim ezildi. Bu niye öyle söylüyor diye. Ama bir şey de demedim.

Çarşamba.

Düğün sonrası yengemin ameliyatı var. Onunla meşgulüz.

Akşamda dersim var. Oradan oraya koşturdum.

Dersimin ilk etabı bitince, yatsı namazı kıldık, hemen bir telefonumu açmak hissi geldi. Açtım. Ooo 15 tane cevapsız arama var. Evle irtibat kurdum ve Maalesef teyzemi kaybetmişiz diye haber aldım.

Saat 15.00 gibi Ablam konuşmuş, yengem ameliyatta, Teyze dua et diye. O da tamam inşallah sağ salim hastaheneden çıkacak, ona dua ediyorum demiş. 17.30 gibi de kalp krizi geçirmiş ve maalesef bu dünyadaki görevini ifa ederek ukbaya avdet etmiş.

Perşembe günü Karşıyaka mezarlığında önce techizi, tekfini yapıldı. İçeri girdim. Gördüm. Beyazla Mavi arasında bir renge bürünmüştü. Uyuyordu.

Kabrime çiçek getirenlere gülerim; Gafil kişilermiş şu insanlar vesselam; Bilmezler ki bu kabirle yoktur alakam; Ben o çiçeklerdeyim, ben o çiçeklerim.