KOCA ŞEHİRDE BİR TEK HEKİM!!!

Şimdi!.. Gel de söylenmeyin..!

Gel de mevzu etmeyin..

Gel de, kaleme alıp, yazıya dökmeyin,..

Gel de, "ey siyasi zevat" neredesiniz diye çığlık atma?

Biliyorum..

Sizler de yine mi sağlık mevzusu diyeceksiniz?…

Biz bıktık artık..

Biz pes ettik artık..

Artık "sağlık" kelimesini dahi duymak istemiyoruz!…

Bu iş, "bina yapmak, tesis kurmakla" çözülecek değil..

Yapılmıyor değil..
Yapılıyor..

Ki bu minvalde, İl Sağlık Müdürü uğraş veriyor..

Fark ediyoruz...

Ama velakin önemli olan, hizmetin hayat bulmasıdır..

İşte o; ne yazık ki kumpas vari, icra edilemiyor..

Yok..

Böyle gelmiş, böyle gidecek misali!?

Sen de mevzu etme!?..

Bırak bizi, kendi halimize!!

Şifa değil, dert…

Sağlık değil, sağlıksız halimiz sürüp gidecek?

Allah hakkımızı bırakmasın diyorsunuzdur!

Ne yazık ki…


***

Ve yine biliyorum ki..

İlgili ve yetkili makamlar da söylenip duracaktırlar..

Bu ne inattır..

Bu ne ısrarcı haldir…

Bir türlü, bu adam yakamızdan düşmedi!"

Gece-gündüz çalışıyoruz..

Bina yapıyoruz..

Yeni birimler oluşturuyoruz..

Ama bu kadar; olabiliyor.. Hekim istiyoruz gelmiyor?

Biz ne yapacağız?

Maalesef!...

Ama beni bilen biliyor..

"Sağlık ve Eğitim" denildiğinde akan sular durur!..

Hassasiyetimiz yüksektir..

Peşini bırakmam…


***

Boşuna söylenmiş bir söz değildir; " Sağlık varlıktan yeğdir."

Yani sağlıktan büyük zenginlik yoktur!…

Neyse!!!…

Mevzuya gelirsek; neden yine "sağlık" diyorum?

İşte, Çocuk Hastanesi!!..

İşte Çocuk Gastroloji Uzmanı…

Tepkiler..

Şikayetler…

İsyan sesleri yüksek bir derecede geliyor..

Dile kolay…

Koca bir hastane var..

Koca bir şehire hizmet veriyor..

Ki koca kentin nüfusu, 2 milyonu aştı..

Bölge illeri sayarsak, 4-5 milyona hitap ediyor..

Yani şehir sağlık üssü(!) hikayesiyle gelip şifa aranırken, ne hazindir ki "aksi" bir şifa söz konusu!…

Hijyenik ortamdan..

Eksik donanımdan..

Hastayı "kapital görme" anlayışı, beterin beteri!!..

Hepsi bila istisna en vahim şekilde yaşanıyor!..

Tabi dert bir değil, bin!!!

Hekim eksikliği..

Bakanız, koca bir hastanede tek bir "Çocuk Gastroloji Doktoru" var diye manşet atılıyor…

Tek bir Bayan hekim var…

Yoğun bir hasta trafiği karşısında; büyük bir çaresizlik yaşanıyor…

Çünkü, muayenesinin kapısında izdiham var..

Uzun kuyruklar..

Ki, hasta haftalarca randevu alamıyor..

Ne yapsın, günde ortalama soluksuz 50-60 hastaya bakıyor..


***

Dile kolay...

Çaresiz kalan..

Acil şifa arayan..

Çalmadık kapı bırakmayan hastalar ise, yine yollarda.

Yine hasta göçüyle, komşu illere gidiyorlar..

Mardin'e, Elazığ'a!..

Dikkat edin..

Ne diyor hasta yakını!!!…

"Bu ne sahipsizlik..

Bu ne ilgisizlik..

Bu nasıl bir sağlık kurumu ki bir tek doktor var!!..

Bir değil, 10 doktor yetmez..

Bir haftadır, kapı kapı dolaşıp doktora ulaşmaya çalışıyorum.

Ama yok!

Bitlis'ten geldik, şimdi Mardin'e gideceğiz…

Bina büyük.. Ama içi boş gibi!!!

Yazıklar olsun.."


***

Hasılı kelam!..

Diyarbakır'daki sağlık hali aslında; kent siyasetinin fotoğrafının resmidir!..

İktidarın, yerel politikası böyle işliyor!!!…

Öyle ya!..

Hangi milletvekili..

Hangi il ve ilçe teşkilatı..

Ya da siyasetin şu kolu, "eyyy merkezi hükümet bizim talebimiz var..Doktor istiyoruz, doktor..

Sağlıkta devrim yaptık, ama hala doktor yokluğu yaşıyoruz!…

Bir değil, 10 tane Çocuk Gastroloji doktoruna ihtiyacımız var.."

Nerede!..

Sağlık Bakanlığı'nın yolunu biliyorlar mı; bilemiyorum?..

Ama bildiğim şu!..

Gitmişlikleri varsa; "kişisel menfaat ya da kişisel atamayla" alakalı olmuştur..

Halk değil, şahsi hesap!…

Ki o da özel hastanelerin işine geliyor.

Yoksa, Diyarbakır'da onlarca özel hastane olmazdı..

Evet, zenginlik..

Lakin, vatandaş için "soygunluk..!'

Umarım..

Bu yazı sonrasında, ilgili zevat, talep yazısını ve isteğini ilişkilendirip, yüksek perdeden dile getirir de…

Diyarbakır halkı, bölge insanı, "hastane köşelerinde" kuyrukta beklemekten kurtulur!!..

Başka illere "doktor" arayışı için, gitmez!!!..

Ha gayret diyelim...

***

DOKTOR DARP ETTİ!!…

Nerde!!.. Diyarbakır Aile Sağlık Merkezinde..

Darp eden; Dr. A.D.. Darp edilen, A.B…

Eeee…  Hep doktor darp edilecek değil ya!!…

Yetti misali!..

Dayak yiye yiye artık hekimler de, dayak atmayı öğrendi..

Ne diyeceksin.. Dünya "etme, bulma dünyası..!"

Neyse; hadise karakolluk..  Taraflar birbirlerinden şikayetçi…

Zaten; kim haklı, kim haksız modunda değiliz?..

Çünkü, herkes ben haklıyım diyor..

Vaki midir; ben haksızım diyen..  Yok!

***

YSK KARARINI VERDİ…

…Ve beklenen karar.. Seçim "tekrar" edilecek..

Karar, 4'e karşı, 7 oyla alındı..

Yani çok mülahaza edilmiş.. Hayli tartışmışlar!…

Bu sonucu bekliyordum..  Ki haftalar öncesi, yazmıştım.. "Seçim yenilenecek" diye!…

Gelelim, YSK kararına…

BİR.. Seçim 23 Haziran'da yapılacak..

İKİ.. İmamoğlu "mazbatayı" iade edecek…

Gelinen aşama şunu söyletiyor… Dün YSK konuştu.. Artık söz, İstanbul halkında..

Tabi bu seçim netice itibariyle sonuç ne olursa olsun; "siyaseti de şekillendirecek?"

Özellikle, 2023'e endeksli!..

Evet, AK Parti sevinçli.. CHP ve bileşenleri üzgün!…

İlk duygular; "öfkeli havayı" solduruyorsa da!!!…

AK Parti de.. CHP de "stratejilerini" iki eksende, değişime alacak!..

***

Ak Parti!.. İtici olmaktan.. Kutuplaştırıcı dil kullanımından uzaklaşacak..

MHP'nin "değirmenine" su taşımayacak..

Beka söylemiyle; "tekçi" fikri öne çıkarmayacak..

Kucaklayan.. Kucaklaştıran.. En önemlisi de, Kürtler'e dair yeni bir siyasi söylem geliştirecek!!!…

Bir de, 31 Mart küskünleri.. Sandığa gitmeyen.. Dargın kalan..

Gönül koyup, sarı karta meyil veren Partilileri de, sahiplenecek!!!!..

Yoksa; "vaziyet" değişmez!..

Daha bir hezimet, gösterir!..

***

CHP… Dedik ya; Kılıçdaroğlu değişti.. Seçimlerde yenile yenile; "kazanmanın" kriterini öğrendi..

Dikkat ediyorum.. YSK kararından sonraki çıkışı!!!.. Fevri değil..

Sakin.. Sabırlı… "Mağduriyet" primi yükselten bir tavır içerisinde!!..

Bu da şunu gösteriyor..

CHP 23 Haziran'da, "mağduriyet" üzerinden, politika üretecek!..

Her ne kadar, bazı CHP'liler "seçim boykotu" diyorsa da!!!..

Seçime girilecek!!!..

***

Ancak şu bir gerçektir ki...!!!

Seçmen… İrade temsiliyeti noktasında; "haksızlığa, hukuksuzluğa, keyfiyete, zulme" hiçbir şekilde, koşulda, "rıza" göstermiş değil..

Hep karşı çıkmıştır… İşte bu noktada, "İstanbul" evdeki hesabı çarşıya uymaz!!!..

Ve denir ki, son gülen iyi güler!!!