ORTAK AKIL NE DİYOR?…

Çok şey söylüyor!… Ama dinleyen var mı?..

İşte; orada sıkıntı var?..

Halk dinliyor...

Yerel dinliyor… Cemaat dinliyor.. Platformun üyeleri dinliyor..

Ama velakin; "dinlemesi gereken kişi" örümcek ağıyla, çevrilmiş olunacak ki!…

Bu minvalde, "tepki" yüksek sesle artık ifade ediliyor...

O kişi de; Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Ak Parti'nin tepe ismi...

Troyka.. Troller.. Şahsi ikbal peşinde olanlar!…

Ve tabi ki menfaatperestlerin ördüğü duvar aşılamadığı için; görüşülemiyor..

Tabi ki "seste" duyurulamıyor.. Tabiri caizse; "çıkan ses" duvardan geri dönüyor..

***

Dün.. Ortak Akıl Platformunun toplantısı vardı..

İki yönlü toplantı.. Basın açıklaması.. Ve üyelerle istişare..

İkisini de takip ettim.. Doğrusu bir kez daha şahit oldum ki!…

Siyasiler.. Liderler.. Söz sahibi etkili ve yetkili zevat!.. Merkezi ve yerel nokta-i nazarda, bilaistisna hepsi!…

Her kesimin muzdarip olduğu..

Dert yandığı. Tepki gösteridği.. Ve içten içe artık hasımlık ürettiği "gerçeklere" neden vakıf olunmuyor sorusuna yanıt!...

Ehliyetsiz.. Liyakatsız… Çıkarcı güruhlar tarafından; "çember" altına alınmış..

Gerçekleri görme yeteneğini; köreltmiştir!…

Aldığım notlar var.. Ki basın bülteninde de boldlu ifade ediliyor..

***

Şöyle ki..

*… Ülkemizin içinden geçtiği ekonomik ve siyasi sürecin çok dar ve tehlikeli olduğunu görmekteyiz…

Peşinen belirtmek isteriz ki; her zaman olduğu gibi böylesi bir süreçte desteğimiz, milletimizin birliği ve devletimizin bekasından yana olmuştur..

Olmaya da devam edecektir…

***

*… Bu süreçte bölgedeki çalışmalarımız şahsi ikbal ve menfaat hesabı peşinde olan bir çok odak tarafından engellenmek istendi. Halen de engellenmeye devam ediyor ise de milletimizin birlik ve beraberliği için bu engelleri aşmaya gayret ettik, etmeye de devam edeceğiz…

***

*… Bölgenin bir kısım siyasi ve bürokratik yetkilileri maalesef sorumluluk ahlakının gereğini yerine getirebilecek liyakat ve ehliyetten uzak kimlik ve kişilerden oluşmasına rağmen bölge halkı, 31 Mart seçimlerinde, milli birlik ruhuna diğer seçimlerden daha fazla teveccüh göstermiş ve devlet başkanımıza desteğini arttırarak ispatlamıştır.

***

*… Bu süreçte kimsenin bu davayı ve liderini kendi şahsi çıkarlarına kurban etmeye hakkı yoktur. Sorumluluk makamındakiler de yerel aktörleri buna göre belirlemeleri elzemdir…

***

*…Cumhurbaşkanımıza iletmek istediğimiz mesajımız şudur;

Milletimizin birlik ve beraberliği, yerel siyasi aktörlerin heveslerine feda edilmeyecek kadar önemlidir.

Bu sebeple bölge ve halkı ile kurulması gereken gönül köprüleri bir an evvel liyakat ve ehliyet sahibi aktörler eliyle kurulmalıdır..

***

*… İnanıyoruz ki, yerelde doğru aktörlerin tercih edilmesi genele de güç katacak, iç ve dış şer odaklarına karşı oluşan saf güçlenecek. Emperyalist güçlere gereken cevap güçlü bir şekilde verilebilecektir…

***

Özetle, meram böyle!..

Tabi istişare bölümünde çok daha farklı mülahazalar oldu…

Birebir isimler.. Birebir teşkilat yapıları..

Birebir seçim öncesi ve sonrasında yaşanan "tahribat" üretici siyasi çıkarlar konuşuldu!!!…

Sonuç itibariyle!..

17 yıldır, Diyarbakır üzerine çöken "örümcek" ağın artık dağılması gerektiği..

Ter-ü taze..  Şaibeden uzak..

Dava adamlığını, "iman nokta-i nazarında" bilen bir değişimin, şart olduğu ifade edildi..

***

Yani özü itibariyle.. Aklın yolu birdir gerçeğiyle!...

Troyka.. Troller.. Ve AK Parti'nin ağacının üzerine çöreklenmiş AKP'lilerin "temizlenmesi" gerektiği, aciliyeti var..

Bölgenin.. Diyarbakır'ın.. Kısacası milli mesele noktasındaki hal-i durum; "birebir yaşayanların" ağzından dinlenmeli!..

Yeni abiler.. Yeni akiller.. Yeni yüzler gereklidir..

Yoksa; kırgınlıklar, kaygılar, endişeler "gönül koyma" noktasına gelir ki!..

İşte o zamanda; "iş işten geçmiş" olur..

***

KİMİN KAFASI KARIŞIK?..

Çok kişinin.. Ama yüksek perdede; YSK'nin!..

İşte, İstanbul itirazları..

Sandık kayıtları..

Veri girişleri..

Tarih ölçeğinde; "zihin" bunalımı var..

Dün; 2 Nisan, 9 Nisan deniliyordu..

Ki YSK'nın muhtevası; "YSK zamanı" derken..

Şimdi!..

Takvim, değişikliği var..

1 Nisan; diye giriş..

Yani; ciddi bir 1 Nisan şakası var; işin içinde..

Ama diyeceğim şu!..

İşin sırrı da..

Balığın baş tarafı da; "Kaymakamlıktan" çıkan, memur kaydırma onayıdır..

Ötesi yok!..

Buradan ipin ucu yakalanırsa.. Gerisi gelir!…

***

ÇAY'A TEREYAĞI…

Olur mu?… Canan abla ise her şey olur!!..

Yine fena bir çakma yapmış..  Hem de kafa karıştırarak..

Lahmacun.. Kebap.. Çöp şiş..  Tavuk, yumurta, derken!..

İtiraz eder.. Yemeyin der.. Sonra, kendisi lopur lopur mideye indirir!...

Şimdi de, ömrü uzatmak için yeni bir metod öneriyor, Karatay!…

Diyor ki!… "Çay'ın içine şeker yerine terayağı koyun..! Ki ömrünüz uzasın…"

***

Yok daha neler dediğinizi duyar gibiyim!?..

Yine biliyorum ki bilaistisna ekseriyetiniz, şöyle diyordur..

Valhahi de, billahi de!..

Bir ömür geçse bile "böyle bir çay içmem!.."

Bence de!.. Sahi, Canan Karatay "çayı böyle" içtiğini gören var mı?…

Sanmam!… Ama öneriyor.. Hani bir söz var..

Halk deyimidir… "….. dediğini yap, yaptığını yapma!.."

Ne dersiniz!…