YAKIŞIYOR MU?

Peşin ifade edeyim.. Yani son sözü, en başta aktarayım...

Yakışmıyor.. Hiç ama hiç yakışmıyor…

Bir ayıptır..

Bir rezilliktir..

Bir zafiyettir..

Ki, nesillerin yarınlarına açık ve alenice bir "suikasttır.."

Daha anlaşılır bir ifadeyle; "eğitim cinayetidir" karşımıza çıkan tablo..

Alınan sonuç..

Ülke sıralamasında, kentin bulunduğu yer!..

Vahametten öte..

Gaflettir ve delalettir..


***

Dile kolay..

Kültür şehri olacaksın..

Medeniyetleri "bağrında" tutacaksın..

Peygamberlerin..

Sahabelerin..

Evliyaların diyarı diye; nam salacak ve unvan yapacaksın..

Büyükşehir olacaksın..

Her iktidar döneminde; "temsiliyet" alacaksın..

12 milletvekilin olacak..

Odaların, STK'ların bulunacak..

Yaygın medyan..

Yazılı ve görsel noktada, bölgenin merkezini teşkil edeceksin..

On binlerce yıllık, bir maziye sahip..

Eğitimde de..

Öğretimde de..

Tarihin, geçmişin "meziyetler" zincirinde "zafer ve başarılara" sahip olacak…

İlk robotu yapan..

Yazarlar..

Edebiyatçılar..

Tarihçiler…

Filozoflar..

33 medeniyetin kültürel değerlerini; kentin her yerine nüfuz edici olacaksın…

Yüksek bir lobiye.

Yüksek bir siyasi kimliği içereceksin...

Ama iş Eğitim ve Öğretime gelince..

Yani, nesillerin "yarınlara" yetiştirilmesine gelince; "dibe" vuracaksın..

Sıfır çekeceksin..


***

En sıradan ilçeyi..

En sıradan şehri..

En sıradan bir beldenin bile, fersah fersah gerisinde olacaksın!!…

Ha bir de; "okullaşmada" övüneceksin..

Okula başlamada, Avrupa standartlarının üzerinde olduğunu söyleyeceksin..

Alt yapı..

Üst yapı..

Araç ve gereç noktasında; "büyük bir zenginliğe" sahip olduğundan, dem vuracaksın!?.

Ne hazindir ki netice, "sınavlara, öğretime" gelince; ülke sıralamasında en geride olacaksın..

İşte, son LGS sonuçları…

Diyarbakır 81 il sıralamasında, 73'üncü sırada bulunuyor…


***

Biliyorum..

Bir çok etkenlerden söz edilebilinir..

Sosyal..

Siyasal..

Ekonomik..

Ve aile eğitim düzeyi, gerekçe gösterilebilinir!.. Ki, her dönem böyle olmuştur.

Ama, asıl suçlu ve müsebbip!..

Kim derse desin; "Eğitim Camiasıdır.?"

Çünkü, eğitim politize olmuştur..

Ne yerlidir..

Ne millidir..

Ne de eşit bir eğitim ve öğretim kimliğine sahiptir…

Eğitim; "paralı" olunca..

Bölgeler açısındaki geri kalmışlık, "eğitimde de" geri kalmışlığı getirir..



***

Hep derim..

Eğitim ve öğretim "bölgelerin" gelişmişlik düzeyi üzerine, kurgulanmalı ki..

Eşitlik olsun..

Ve öğretimdeki "rekabet" adil bir terazide, kimlik bulsun!..

Eğitimcilerimiz..

Öğreticilerimiz.

İdarecilerimiz de..

Pek tabi ki okul idarecilerimiz de..

Veliler…

Herkes kendisini; Eğitimde yenileme" koduna alıp, sorgularsa..

Ben, neyi öğretiyorum..

Ben neyi öğreniyorum..

İki nüansın, değer kültürüne vakıf olursa.. İşte o zaman; Diyarbakır özüyle "yakışan" bir konuma gelir..

Yoksa; "hep geriler.."

***

Hasılı kelam!..

Diyarbakır'ın eğitim camiasına, sesleniyorum!..

7'den 70'ine..

A'den Z'ye tüm "katmanlara"… LGS'deki 73. sırada kentin bulunuşu yakışıyor mu?

Size yakışıyor mu?

Sizler, içinize sindirebiliyor musunuz?..

Bir iki öğrencimizin "başarısını" gurur kaynağı olarak görüp, övünüyorsak..

Vaki olan, rezilliğe de, hesap vermemiz gerekmez mi?

Siz deyin..

***

BİR ÖNGÖRÜM VAR…

İstanbul işi.. Ekrem İmamoğlu.. Aha da buradan duyuruyorum.. Bir vakte kadar..

Kılıçdaroğlu..

Kaftancıoğlu..

Ve tabi ki CHP'nin "Kemalist" kanatlı, aktörleri…

Ki, Gürsel Tekin'ler..

Ki Muharrem İnce'ler…

Ki, daha bir çok "kendi markasını" öne çıkaran solcular var!!…

Yani, yekûn bir "maraza" içerisine gireceklerini peşinen ifade ediyorum..

Maraza kaçınılmaz olacak…

Pasta büyük..

Herkes iştahlı..

Uzun yılların; "açlığıyla" hücum tetiğinde bulunuyor cümbür cemaat!

Ankara, İstanbul'u..

İstanbul Ankara'yı "parti" durağında, görür ya da görmez!…

O da ayrı, bir "maraza" konusu!...

Ya İyi Parti..

Ya HDP..

Ya Saadet..

Eee, onların da 23 Haziran katkısının, "vefa" borcu yok mu?!..

Yani "beklentileri" hasıl olmaz mı?

Ne mümkün?

Hasıl, hepsi çıkacak marazaya "tuz biber" misali, katkı sunacak!..

İşte o zaman da vücut bulan maraza hal, "yol ayırımını" ikmale getirecek?

kavga büyüyecek..

Tabi kim gider, kim kalır; "o da" marazanın sonrasındaki "arbedede" netleşecek?

Kavganın şiddeti gösterecek..

***

Eğer ki!… İmamoğlu İstanbul'dan "dışarı" çıkmam derse.. Burası yeter…

Her türlü "marazı" göğüslerim..

Kavga etmem..

Siz ne derseniz; "yaparım" moduyla, Başkanlığını  sürdürürse!…

Büyük reislik..

Parti Başkanlığı..

Ankara "heveslerini" geliştirmezse!..

Kılıçdaroğlu'na rakip olmazsa..

Kemalist…

Laiklik..

Seküler fikrin üst aklı olan Parti yönetimine; "siz kim oluyorsunuz" demezse..

Her gelene; "emriniz olur" derse!..

Tekin'e eyvallah..

İnce'ye "abi" gibi bir misyonla yaklaşırsa…

İktidarı sadece "kendine hasım" görürse!…

Öngörüm olan; "maraza" durum vaki olmaz!… Çark, yerinde döner!…

Davul, İmamoğlu'nun boynunda..

Tokmak ise Ankara'da merkezin elinde olur?

***

Yok eğer ki, restli bir durum olursa!… Ben rüzgarı, kesmem… Arkama alırım…

Bir fırsattır..

Bir beklentidir..

Bir talebin yerine getirilmesidir, deyip yelkenleri fora ederse!?..

İstanbul yetmez..

Ankara şart..

Külliye bize lazım, deyip "tepeyi" hedefe koyarsa!..

Parlamentoda çatı olmamız gerekir..

CHP'ye "taze" kan, güçlü zihin şart…

Açık bir ifadeyle, "çağın anlayışına" zamanın ruhuna uygun her eğilimi benimseyen argümanları buluşturan, "harmanı" biz oluşturacağız dese!..

İşte o zaman, "maraz" hal, fena bir değişimin fitilini ateşlemiş olacak..

Ki, önü tutulamaz..

Yani, İmamoğlu soyadındaki "tanımla" sürecin imamlığına soyunursa…

Bilin ki İstanbul'un "dehlizlerinden" çıkılacak..

İstanbul'dan çok, Ankara merkezli "politika ve siyasi" ikmaller mülahaza edilecek!…

***

Netice itibariyle!… CHP'nin "kozmik odası" şuan için, hayli içe kapanmış!..

Ki farkındaysanız, "kurmaylar" pek konuşmuyor..

Görüntü vermiyor..

Yeni sinyalleri de çakan yok..

Vaziyet, derler ya; "karamanın koyunu sonra çıkar oyunu" misali!…

Seyir, marazlı bir seyirde gidiyor!!!…

Zihinler, İmamoğlu'nun bundan sonraki "refleksi" ne olacağı, düşünüyor..

Eee, "başarılı siyasi aktörler" CHP'nin geninden doğanlar olmayınca!!.

Devşirmeler "pek doku uyumu" sağlayamazlar…

Hep, polemiği yaşatmıştır.. Evdeki hesabın çarşıdaki karşılığı…

Süreç, marazlı!!!…

***

 AKIL YAMUKLUĞU

Bir deve arkadaşına dert yanıyormuş:

-Şu insanları anlamıyorum. Bir yanda bizimle ilgili dedikodu çıkarırlar.

“Deveye sormuşlar neden boynun eğri?

O da güya demiş ki ,“Nerem doğru ki!”

Bizi böyle yamuk gören aynı insanlar diğer yandan da “Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü” diyerek her şeyi güzel görmenin erdeminden bahsederler.

Diğer deve onu teselli etmiş:

-Boşver ya onlar konuşmaya değmez.

Yamuk da olsa şekil bir şekildir.

Ama onlarda öyle bir akıl yamukluğu var ki, birbirlerini boğazlıyorlar.