DEM SEÇMENİ NE DİYOR?..

Diyor ki; Ey DEM’in karar mekanizması!.. Bir doğrudan nasıl iki yanlış işlem çıkardınız..? Deyin hele, pişmiş aşa su katmanızdaki, neden nedir?..

***

Siz ki, ön seçimle aday ile seçmen arasındaki, kopukluğu giderdiniz?.. Daha önce, uçurum vardı.. Bu stratejiyle, bir entegrasyon sağladınız.. Motive edildik.. Bu doğru bir hamle idi..

***

Biz de, üstümüze düşeni yaptık.. Ön seçime beklenenin de üzerinde katılım gösterdik.. Bir değil, bir kaç kez sandığa gittik, tercihimizi ortaya koyduk bizim adayımız bu dedik…

***

Ancak, siz karar mekanizması olarak, saha organizasyonu ve uygulamaları bir anda, çelişkiler yumağına çevirdiniz.. Sıkıntı merdivenleri inşa ettiniz; biz de ne oluyor sorusunu, sormaya başladık..

***

Ki siz de, itiraf ettiniz; ön seçimde aksaklıklar olduğunu.. Her ilkin mutlaka bir aksaklığı olur.. Evet, bunu da kabul ettik… Ama, aksaklıklar sandıktaki sonucun değişimine neden oldu?..

***

Bu da, şeffaflıktan, açıklıktan, adil temsiliyet noktasından, ırak bir gelişmelerin manzumesini oluşturdu?.. Bir anda, moral ve motivasyon, aday ve seçmen entegrasyonu, tar-u mar edildi?…

***

İşte Mardin.. İşte Diyarbakır.. Ki iki şehir de, partinin siyasi geleneği açısından kendisine özgü kalelerim dediği şehirler.. Yani stratejik öneme sahip marka kent…

***

 

MARDİN…

Ahmet Türk..  Sembol bir isim.. Ama ön seçimin ilk turunda sandığa giden delegelerden istenilen desteği görmedi..  Sonradan da, seçimden çekildiğini açıkladı?..

***

Doğrusu, Aday olduğu evrede ve çekilmesinden sonra da, buradan dile getirdim!.. 7 kere milletvekili olmuşsun, iki kere de Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmuşsun..

***

Dahası, Parti Genel Başkanı olmuşsun.. Ki, DTK’nın da, başında yer almışsın.. Partinin her kulvarında, en tepe konumlarda, görev ifa etmişsin.. Yaş da, sağlık da artık emekli ol çığlığını atmış iken!..

***

Kenara çekilsen!.? Gençlere yol açsan, akil olarak fikirlerine, tecrübelerine danışılan olsan.. Olmaz mı diye, yazı kaleme aldım!.. Ne var ki; ihtiras siyasi körelmeye meyil etti!.. Nitekim konumu tartışılır noktaya geldi?

***

Netice!.. Ön seçimde ikinci tur yapılmadan, adaylar açıklandı.. Ve Ahmet Türk aday..  Şimdi Mardin’deki delegeler, parti tabanı, seçmen benim irademe, bu nasıl bir saygısızlık ve dikte edicilik demez mi?..

***

DİYARBAKIR..

Gelirsek, Diyarbakır’a!.. Ki, DEM’in siyasi hareketinin, merkezi kent olma özelliğiyle, hassasiyetin, şeffaflığın ve adil anlayışın en üst seviyede, tavizsiz bir şekilde, vücut bulması gerekir idi.. Ama yok!..

***

Ne oldu?.. Ön seçim yapıldı, sonra iptal edildi.. Gerekçesi neydi?. Ne adaylar nezdinde ne de sandığa gidip oy veren, parti tabanında tatmin edici olunmadı?.. Veriler, ortaya çıktı, ama sonuç zehirleyici!…

***

Akabinde yeniden, sandıklar kuruldu.. Ki bu evrede; kimin kaç oy aldığı, kimin birinci, kimin sondan geldiği, sosyal medyada çarşaf çarşaf yayınlanıp, duruldu.. Kimi adaylar şaibelerden söz etti.

***

Bir, iki üç!.. Ki ilçeler daha bir sıkıntılı.. Peş peşe kurulan sandıkların neticesinde; beklenenin aksine, isimler çıktı.. Peki, sonuçlar tabanın istediği mi oldu, yoksa karar mekanizmasının istediği mi?..

***

Netice itibariyle DEM seçmeni  ön seçim, adil ve şeffaf yürütülmedi eleştirisini, yapıyor?. Bunun dozajı 31 Mart’ta sandığa nasıl yansır, onu göreceğiz..

***

Ama şu ayrıntıyı da buradan not etmek istiyorum!.. Seçimde çıkabilecek oy düşüklüğünü DEM yönetimi sakın ola, seçmen istedi, biz aday gösterdik, suçlu seçmen diye, laf etmesin.. Kabahat, sürecin organizasyonluğundadır!…

***

DEMİRTAŞ’IN ADAYLIĞI..

Dün itibariyle, adaylık başvurusu yaptı Başak Demirtaş!… Parti aday gösterir mi, göstermez mi, onu önümüzdeki gün veya saatlerde, öğreneceğiz?..

***

Önceki yazımda da ifade ettim.. Selahattin Demirtaş’ın Başak üzerinde, kurguladığı plan üçüncü bir yol..  Yani sivil siyasetin hakimiyet kazanmasıdır, DEM’in çatısında..

***

Ki Parti seçmeninin yüzde 70’ine yakını kendi logomuzla, kendi adayımızla seçime girelim diyor.. Başak’ı destekleyenlerin oranı da, yüksek!..

***

Başak’ın aday gösterilmesi halinde, İstanbul’a dair beklentilerden daha çok, siyasi beklentilere odaklanacak.. O da; eşi Selahattin’e odaklı olacak..  Her sözcüğünde, mağduriyet olacak..

***

Kimi kesimlerin adaylık ve DEM’in kimi söylemlerinde, iktidarla temas, ya da yakınlaşma noktasında, çıkarmalar yapan var.. Ama bu, ne kadar gerçekçi, o meçhul!.. Neyse; İstanbul için karar 10 Şubat’ta kesinlik kazanacak.. Öncesinde de olabilir?

***

GARİP BİR HAL VAR…

Bilmem farkında mısınız!.. Muhalefet bilaistisna partiler düzeyinde; fecaat bir ikilem ve ruhsal dağınıklık yaşıyor!.. Samimi ve ihlaslı, bir yönelim içerisinde değil.. Sürekli kendiyle çelişen, kendiyle kavgalı, kendiyle barışık olmayan bir tutum içinde!..

***

Yani, seçimi kaybetmek adına denir ya ellerinden ne geliyorsa, yapıyorlar.. Kriz de kriz, kaossa, kaos, kutuplaşma mı kutuplaşma?.. İşte CHP üç başlı bir yönetim var.. İyi Parti iç kavgada, DEM şeffaflık sorgusunda..

***

Peki AK Parti ne yapıyor?.. Her seçimde olduğu gibi, yine kendi stratejik siyasetiyle seçmene odaklı, seçimi nasıl kazanabilirim uğraşı içerisinde.. İşte Erdoğan, yine sahada ve yine günde üç-dört etkinlikte, kendi ifadesiyle “31 Mart’ı demokrasi şöleni şeklinde gerçekleştireceğiz” diyor..

***

GÜNÜN SÖZÜ?.

Hırsı adamın boyunu aşmışsa, ilk virajda şarampoldedir!…