KEDİYE SÜTLÜ EKMEK GÖTÜRÜRKEN?

Ah, anam ah!

Güzel anam…

Yüreğine…

Ciğerine…

Evlat acısına kurban anam…

Yaralı anam…

"Kediye sütlü ekmek götürürken şehit düşen Ahmet'in" annesi; anam!

Senin gözüne, "yaş" koyan…

Yüreğine "kor ateşi" düşürenler…

Diyorsun ya…

"Ahmet Oktay Günak'ın şehit…

İki oğlum daha var;

Şehit vermeye hazırım…

Ama…

Ama onlar düşünsün…

Cehennemde yanacaklar..."

***

Evet, Anam…

Onlar düşünsün…

Lakin "düşünebilecek" akıl var ise…

Ne yazık…

Olsaydı…

Düşünebilseydi…

Kendi kardeşine...

Kendi yoldaşına...

Kendi vatandaşına, milletine…

Çoluk çocuk...

Kadın yaşlı…

Gözetmeksizin…

Şer sevicilerin nam-ı hesabına "kan döker, kana girerler miydi?"

***

Eeeyy anam…

Yüreği yanık; Mukaddes Günak anam…

Ettiğin söz var ya.

"Oğlum şehit…

Ben şehit annesiyim.

Onlar düşünsün.

Onlar…"

Vecize gibi bir söz...

Büyük bir söz...

Tabi ki anlayana!

Rabbim sana...

Bize…

Tüm Âlem-i İslam'a...

Kürtlere…

Türklere…

Türkiye’nin her ferdine; "sabır" versin.

***

"Ateş düştüğü yeri yakar" denilse de...

Yürekler dağlı...

Diyeceğim o ki...

Zalimler için...

Terörü...

Kanı, gözyaşını bu millete, ülkeye coğrafya ya "kader" biçenler...

Mahkûm ettirenler…

Onları sen…

Allah’ım…

Kahhar isminle kahret…

 

***

BİRAZ SAKİN OLUN...

Hanımlar…

Beyler.

Gençler.

Parti liderleri.

Eeeyy sahaya sürülmüş olanlar…

Bir saniye.

Soluklanın.

Derin bir nefes alın…

"At gözlüğü" takmış, frensiz gidiyorsunuz.

Çarptığınız.

Devirdikleriniz.

Kanattığınız.

Yara verip geçtiğiniz "seyri" bi görün…

***

Evet için.

Ya da hayır için; "neleri tarumar" ettiniz…

Yeter.

Aman ha aman diyorum…

Şunun şurasında ne kaldı ki.

Aha.

7 hafta bile, değil…

16 Nisan'da "bitiyor" her şey.

Ama.

Bu bitiyor sözüm; "dünyanın" sonu değil…

***

Öylesine bir atmosfer yarattınız ki…

Maazallah.

Evet diyeni; "vatan haini"…

Hayır diyeni; "terörist" ilan ettiniz…

Ne demek bu yahu…

Ağzınızdan.

Sözcüklerinizden; "artık" hayra "Evet" bile çıkmıyor.

Ya da, "Evet'te" hayrolacak demiyorsunuz.

***

Hepimiz biliyoruz ki.

Bu referandum.

Çok ama çok önemli; "elzem".

Ülke için.

Millet için.

Geçirilen zaman ve dönemsel açıdan çok önemli…

Sıradan değil.

Olağanüstü bir evrenin, getirdiği sonuç…

***

Siz olun.

Gelin.

Elinize, dilinizi, zihninize hâkim olun.

Bilesiniz…

Kurşun yarası geçer.

Ama dil yarası geçmez.

Her daim; "kendini" işletir.

O'nun için.

16 Nisan'ın bilin ki; 17 Nisan'ı da var.

Azıcık sakinlik.

***

İnanın ki…

Kişi için…

Hele ki, "siyasi" kesim için…

"İtibarsızlaştırma" politikası; "kendisini" itibarsızlaştırır, karalar…

Kışkırtmakta.

İnanç ve rejim üzerinden; "algı" üretmek…

Düşmanlıkları "dürtüklemek"…

İçgüdüleri; "böl parçala" siyasetine döner ki; "kendi kendini" yer.

 

***

SAMİMİ Mİ?

Kim mi?

Ya da kimler mi?

Elbette ki, CHP'liler.

Neye; "samimiler mi?"

Dediklerine göre.

Artık...

"İstemezlük" yapmayacaklar…

Her şeye "hayır" demeyecekler.

"Evet" demeyi becerecekler.

Hatta "söyleyecekler."

Sert olmayacaklar.

Saldırganlığı…

Hakareti…

Küçük düşürmeyi…

Kendi lügatlerinden çıkaracaklar.

***

Medeni olacaklar.

Uslu.

Munis…

Bir strateji benimseyecekler…

Laiklik adına.

Kemalizm adına.

Atatürkçülük adına.

100 yıllık "vesayet" üreticilik adına.

Kimsenin…

Diline.

Dinine.

İnancına…

Örfüne, âdetine "müdahale" etmeyecekler.

Mahalle baskıları oluşturmayacaklar.

***

Siyasete.

Milli iradeye.

İktidara.

Hükümete.

Bürokratik oligarşi içerisinde; "kumpas" kurmayacak.

Darbe planlarına dâhil olmayacak…

Yani.

Özü itibariyle; "tövbekâr" olacak.

***

Öyle ki…

İcraatçı olacak,

İktidara talip olacak…

Dahası.

Artık Erdoğan'a "verip-veriştirmeyecekler."

Saygısızlık etmeyecekler.

Saygı gösterecekler.

Şahsına muntazır "politika" yapmayacaklar…

AK Partiye "AKP" demeyecekler.

"Çamur at izi kalsın."

Minvalindeki.

Suçlamalardan.

Suç üretmekten "vazgeçecekler."

***

Velhasıl kelam!

CHP…

16 Nisan'a dair; "böylesi bir" tavır değişikliğine girmiş?

Kurmayların kararı.

Ne diyelim…

"Evet'te" hayır getirecekse!

Elbette.

Aman denir…

Tebrik de edilir...

Ama velâkin…

CHP…

Samimi olabilir mi?

Ne demişler?

"Can çıkar, huy çıkmaz…"

Neyse.

Referandum'a bir yatırım…

Getirisi mi?

Siz inandınız mı ki…

***

 

ERDOĞAN HASIMLARI…

Reis paranoyakları…

Duyun.

Referandum.

Anayasa değişikliği…

Erdoğan'ın…

"Partili Cumhurbaşkanı olması, tek adamlık vasfına sahip olması" gibi bir "hal" değil…

***

Bakınız!

Erdoğan ne diyor?

Sistem değişikliği…

Yeni yönetim, fikriyatı…

Nefsimle.

Şahsımla "alakalı" değil…

Bunun için…

"Mücadele verecek kadar karaktersiz" değilim…

***

Yani!

Yani’si şu…

"Biz bir sistem getiriyoruz! Sistem…"

Ve ekliyor…

"Benim 16 Nisan'a çıkacağımın garantisi mi var?"

Ne mümkün?

Eeeyy reis hasımları…

Sizin "var mı" garanti bir durumunuz?

Yok…

***

Öyle ise!

Ön yargılarınızdan kurtulun.

Paranoyaklığınızı terk edin.

Azıcık; vicdan.

Azıcık izan.

Azıcık, zihin olsun.

Öfkenizden.

Kızgınlığınızdan, "azıcık" uzak durun…

İnanın…

Azıcık "meyil" verirseniz…

Zihnen "rahatsınız."

***

Tercihiniz de.

Vereceğiniz karar da…

Daha "sağlıklı" olur…

Yoksa…

Kör taassubun cenderesinde…

Kendi kendinizi "yiyip, bitirirseniz?"

Halk deyimiyle.

"Keskin sirke küpüne zarar"…

Sizin halet-i durumunuz da işte böyle.