RESMİ BÜYÜTELİM!..

Aynen de öyle!.. Yerel seçimler, genel seçimlere benzemez.. Daha bir zordur, yerel seçimler.. Hele ki, AK Parti için daha bir çetin, daha bir gerilimli ve sorgulayıcı konumdadır!.. Yerel mevzular kadar, genel sorunlar da, sandığa etki edici ve seçmeni de yönlendiricidir!?..

***

2019’daki seçim, 14-28 Mayıs’taki seçim ve 31 Mart’taki seçimleri genel bir perspektifte resmi genişleterek, irdelediğimizde tablo ortaya çıkıyor..! Malum, Genel Seçimlerde Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçiliyorsa da, özünde hedef reistliktir?.. İşte bundan dolayı da, hep ifade ediyoruz.. Ki klişeleşti.. “Seçimleri kazanan, liderdir?”..

***

“Adam kazanıyor, adam yine kazanıyor” noktasında, Erdoğan’ın sahaya inip, kazanmadığı seçim yok!.. Tek başına, koşturandır.. Tabi ki yarışın en büyük aktörü olarak, kendisi sahaya inince, kitleyi peşinden yürütüyor.. Ama yerel seçimlerde, başkanlar ağırlıklı olarak, yarıştıkları için, Erdoğan’ın etkisi ve güç noktası, burada yüzdelik noktasında geriliyor!?

***

Yani tek başına bir sonuç elde etmek zor!.. Adayların performansı, iletişimi, propaganda stratejisi, teşkilatların aktifliği, yerel parlamentoyu oluşturan meclis üyelikleri ve ülkenin sosyo-ekonomik hal-i durumu ile siyasi ve de ideolojik hadiseler, yaygınlık düzeyi, bir o kadar etkili ve sonuç getiricidir!… Halk nezdindeki güvenirlik!..

***

Hatırlarsak!.. 2019’daki seçim sonuçlarını ve AK Parti’nin o dönemdeki handikaplarını!.. Sosyal ve ekonomik yönde, bugünkü gibi bir çöküş yoktu?. Hayat pahalılığı, zamlar, enflasyon, kiralar, çarşı pazar yangın yeri değildi.. Emeklilerin isyanı, çalışanların öfkesi, memurun kazanç hanesi veryansın etmiyordu!..

***

Ancak bir keyfiyet vardı!.. Nasıl olsa; her seçim çantada keklik görülüyordu… Beri yanda, muhalefetin kısır hali, adamcılığı öne çıkardı!.. O dönemde yazıp, çizdikse de, denir ya dinletemedik.. Ki kaybı bilahare sandıkta kendisini gösterdi.. İstanbul ve Ankara el değiştirdi.. Diyarbakır’dan örnek vermek gerekirse kayyımdan aday olur mu deyip durduk!..

***

Ne Belediye Başkanı, ne meclis üyelikleri, ne de kentin demografik özellikleri, sosyal-ekonomik güç dengesini, kırsal ve şehir entegrasyonu, ehil ve liyakat ölçüsü, iletişim stratejisi, toplumsal bütünlük sağlamadaki mutabakat.. Bilaistisna hepsi bir bütünlük içerisinde, dağınık, hatalar zinciriyle, ikmal oldu ya da edildi..

***

Ve dedik ki bu şehir kayyımdan aday çıkarmaz, oy vermez!.. Peki dinleyen oldu mu?. Ya da hele bir, düşünelim diyen de!.. Yok.. Kaldı ki, o gün devlet ricali de tam seferberlik içerisinde, uğraş verip durdu?.. Nihayetinde, sandıktan çıkan sonuç herkesin malumu!.. Tabi geride bırakılan enkazın ifşası da!.. Ne Diyarbakır, ne İstanbul ve ne de Ankara!.. Diğer illerin ekseriyetinde, durum aynı trentte!.. Gelirsek bugüne, değişen ne?!…

***

Bugün, kayyım aday değil!.. AK Parti’den Mehmet Halis Bilden.. Rakibi, DEM Partiden Ayşe Serra Bucak Küçük.. Profillere baktığınızda, 2019’a göre, roller değişmiş, iki taraf açısından avantaj ve dezavantajlar oluşmuş.. Kayyım Cumali Atilla Ak Parti adayı, Dr. Selçuk Mızraklı ise, HDP’den adaydı.. O gün, tanınan Mızraklı, kayyım noktasında ise itici olan, Atilla idi!..

***

 

Peki, koşullar!.. Salt Diyarbakır değil, ülkedeki genel profil de farklı.. Yukarıda aktardım!.. İktidarı zor ve çetin seçimle yüzleştiren çok ama çok yüksek dereceli , etkileyici mevzular var.. AK Parti için avantajlı bir saha yok!?. Her ne kadar İstanbul ve Ankara da dahil muhalefet bloğunun dağınıklığı var ise de, artılar oluşmuş değil.. Bu da, şunu söyletiyor.. Yerel seçimde rakibiniz hata üstüne hata yaparsa, çok geriden gelseniz bile sandıktan çıkmanız mümkün!..

***

Diyarbakır’ın özeline inersek!.. Hem DEM Parti hem de Ak Parti için, 2019 koşulları, atmosferi ve siyasi, ideolojik, sosyo-ekonomik hava bugün bir değil.. Zıtlar hanesi vaki.. Ama avantajlar birbirini ne yazık ki, eritemiyor.. Resmi genişleterek, bu mevzuyu biraz daha açmak istersek!.. Partiler için avantaj ve dezavantajlar neler?..

***

DEM PARTİ..

2019’daki gibi aday profili noktasında tanınmışlık yok.?.. İkincisi ön seçimde yaşananlar, parti içerisinde yarattığı gerilim ve küskünleşme herkesin malumu!… Mayıs seçimlerindeki, muhalefet bloğundaki hür ve müstakil olmayan siyasi, duruş… Bunlar yekün şekilde dezavantaj.. Avantaj diyebileceğimiz tek şey, seçilmişlerin görevden alınması yerlerine kayyım atanması?.. Antidemokratik!..

***

AK PARTİ İÇİN..

2019’daki gibi, hatalar zincirini oluşturan bir aday profili yok.. Sivil.. Teknokrat..  Kendi alanında, başarılı bir profile sahip.. Yerel yönetimlere de, yakın.. Yerli.. Avantaj sağlayan etkiler.. Sadece, bir tanınmışlık eksikliği var.. Bu alanda iletişim ağını genişletebilirse; vaziyet avantajla bütünleşir!..

***

Peki, dezavantajlar neler?.. Doğrusu bu nokta, hayli geniş.. Özellikle, uzlaşı, işbirliği, ittifak noktasında, ayrışma var.. Şöyle ki; HÜDA PAR kendi adayıyla seçime giriyor.. Yeniden Refah da.. Bu iki partinin, Diyarbakır özelinde götürüsü, oy devşireceği parti, AK Parti.. Kaldı ki, ilçelerdeki aday profilleri ve partiden küsmeler..

***

En önemlisi de, yazıp çizdik, söylenip durduk.. Belediye Meclis üyeliklerinin belirlenmesinde, ehil, liyakat ve halkta güven tesis edicici isimlere odaklanılırsa, dezavantajların yarattığı kayıplar, bu kulvarda telafi edilebilir diye.. Ama dinleyen olmadı..

***

Netice itibariyle seçimin iki iddialı partisi olan DEM ile AK Parti’nin 31 Mart akşamında sandıktan çıkabilecek sonuç, oy yüzdelikleriyle alakalı 2019’u egale ederler mi etmezler mi?.. Kim egale ederse, 1 Nisan sabahı sonrası, nasıl bir siyasi kulvara girecek, kim egale etmezse, nasıl bir muameleye tabi olacağını da, o gün konuşuruz..

***

Ama bugün, çok yönlü bir şekilde duygular tüm taraflar açısından, sorgulayıcı!.. Son düzlüğe girildiği gerçeğiyle bu saat itibariyle, yapılabilecek hataların hiçbir şekilde telafisi yok.. Ne muhalefet için, ne de iktidar partisi için.. Bunun için de, moral ve motivasyon tüm taraflar için, zafere ulaşmada olmazsa olmazlardandır!..

***

Önceki gün AK Parti’ye yakın isimlerle sohbet ederken, gelen tepkiler oldu.. O da, yerel düzeyde partinin yek vücut olmadığını, üç ayrı bir kutuplaşmanın hakim olduğunu, bunun da sandığa hayli dezavantajla yansıyacağını dile getirdiler.. İl ve ilçe teşkilatları, ilçe belediye başkan adayları, meclis üyeleri ve Büyükşehir Belediye Başkan adayı; iletişim stratejisinde zayıf ve bölünmüşlük içerisindeler!..

***

Ki Ak Parti’nin son yıllarda seçmen kaybına uğradığı tartışılmazdır.. Nitekim sokakta ifade eden var.. Tercih değiştireceğini ya da sandığa gitmeyeceğini.. Kırgınlar… Geriye getirebilmek, sandığa gitmeme eğiliminde olanları sandığa çekebilmek, iki parti için de son derece önemli.

***

 

Doğrusu, aynı eleştirisel yansımayı DEM Parti adayları için de, söylemek mümkün!.. Ki daha önce de buradan aktarmıştım!.. Kendi kulvarınızda durarak, icra edeceğiniz siyaset patinaj yaptırır.. Önem arz edici olan; tüm görüşlere, kulvarlara, mahallelere inerek, istişare odaklı, iletişimlerde bulunmanız gerekir..

***

Netice itibariyle, şunu söylemek istiyorum!.. Zafere giden yol, işbirliği ve stratejik noktada sağlanacak, koordinasyon!.. Her parti, her aday, nerede ne yapması gerektiğini bilmesi gerektiği gibi, buna dair organizasyon ve planlar lazım.. Biri değerini, etkileyeceği gerçeğiyle, iletişimi yüksek düzeyde tutmak lazım.. Savunma hattına değil, savunma sathına meyil etmek gerekir.? Ki bu da toplu müdafaa ve toplu hükümle talim olabilir.. 

***

DÜŞMANIMIN DÜŞMANI HA!…

Demek ki öyle ha!.. “Düşmanımın düşmanı, düşman kaldığı sürece dostumdur.?” Vay da vay!.. CHP kulvarındaki muhalif medyaya bakıyorum?. Son zamanlarda öylesine bir “aşkla, sevgi ve muhabbetle” Yeniden Refah Partisi’ne meyil etmişler ki; şaşmamak elde değil..

***

Onlar ki, fikirleriyle, ideolojileriyle, yaşam biçimleriyle, dünya emtiasına olan düşkünlükleriyle, sol, sosyalist, seküler karakterleriyle; zıt hanesinde bulunanlar!.. Ama gel gör ki, sabah, akşam methiyeler dizeleyip, sütünlarını, ekranlarını, sohbetlerini icrada, baş köşe ağırlaması içerisindeler!..

***

Yani süper bir kolpası!.. Kaldı ki Mayıs ayında, etmedikleri laf, sataşmadıkları kişi, suçlamadıkları zat kalmadı!.. Hatta işi kaç paraya indiren bile oldu.. Ama bugün; çok sevdiklerimiz deniliyor.. Sebep, yukarıda dile getirdik ya “düşmanımın düşmanı, düşman kaldığı sürece dostum.?”

***

Hesap!.. AK Parti’den ne kadar oy alabilirse.. İktidara nerede kaybettirebilirse.. Erdoğan’ı hangi ilde, ilçede alt edebilirse.. Stratejileri bu.. Peki, Yeniden Refah Partililer vaziyete ne derler?.. 28 Şubat’ın şakşakçılarına bu kadar prim vermek, bir arıza-i duygu oluşturmuyor mu?… Sormamak elde değil..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Gerçekleri görmekten imtina eden, her ışığı güneş sanar!.