SAHAYA İVEDİLİKLE İNMELİ!…

İstanbul’un hal-i hazırdaki siyasi havası genel seçimler modunda, solunuyor!.. Ki hava da, sıkça değişkenlik göstermeye başladı.. Ancak seçmen yüksek dozajlı şekilde, algı mühendisliğine meyil eder, noktada!.. İcraat mı, vaatler mi, belediyecilikte ehil ve liyakat ölçüsü mü, doğrusu bunlar, pek önem verilmez hale gelindi!..

***

Vaziyet genel seçimler koduyla, İstanbul’u alan ülke iktidarını da alır şeklinde, değer görür bir seyir içeriyor!.. Ekrem İmamoğlu’nun 5 yıl süren vasat yönetimine, icraattan çok, siyasi ve ideolojik polemiklerle gündem olmasına rağmen, iktidar hasımlığı üzerinde yürüttüğü politikanın etkisi yüksek!?. Verilerin Kurum’la başa baş gidiyor olduğu yönündeki gösterge; yerel değil, ülke iktidarının göstergesidir neticeler!..

***

İşte bu noktada, Erdoğan’ın ivedilikle İstanbul’da meydanlara, sokaklara inmesi gerekir!.. Çünkü, İmamoğlu cephesi algı operasyonlarında, seçmenin aklını çelmede profesyonelleşti!.. Nitekim, CHP’nin trolleri yek vücut halde, Kurum’da açık arıyorlar!.. Her nereye gidiyorsa, yakın markajda, yediğine, içtiğine, söylediğine, hal ve hareketine odaklanarak, cımbızlama yapıyorlar!..

***

Yok şurda sesi çıkmadı, yok burda yüzü gülmedi, asıktı!!.. Gençliğinde ehliyetsiz araç kullandı?. Bedelli askerlikten dem vuruldu.. Espri yapamıyor.. Gülmekten imtina ediyor.. Sürekli soğuk bir yüz.. Sosyal medyaya bakıyorum, bu minvalde yüzbinlerce kesilip, biçilen, kırpılan videolar söz konusu.. Ne gariptir ki, hayli de, beğeni alıyor!?..

***

Operasyonel mühendislik algısıyla, İstanbul seçimlerinin seyri, Genel Seçimlere dönüştü!.. Kaldı ki, bugün 30’un üzerinde büyükşehir, toplamda 81 İl’deki seçimler pek konuşulmuyor olmamızda da büyük etkililer… Her şey İstanbul endeksli geliştiği için, vaziyet AK Parti açısından, muhalafet tek blokta değilse de, saldırı konumlandırması tek cepheden dolayı, kritik!..

***

İşte, bu noktada diyorum ki Erdoğan’ın sahaya inmesi lazım!.. Bunu, bir ay önce, söyleseydiler. Doğrusu karşı çıkardım.. Ne İmamoğlu’nu muhatap alır ne de, Kurum’u vesayet altında tutar” derdim!.. Seçim meydanlarında baş başa bırakırsa, bir çok soruya da yanıt bulmuş olur.. AK Parti İstanbul’u alabilir diye?…

***

Ama yok!.. O fikri geride bıraktım.. Bugün diyorum ki, ivedi bir şekilde, İstanbul’da sahaya inmeli.. Sokak sokak, mahalle mahalle, ilçe ilçe gezip, mitingler tertiplemeli!.. Geceler düzenlemeli, iftarlar organize etmeli.. Adaylar özelinde, yaşanan küskünlükleri gidermeli!.. Gönül koyanları, kucaklamalı!..

***

Özellikle de, seçmeni konsolide ederek, kaçan ya da kaçmaya meyil edici seçmeni, sandığa yönlendirmeli!.. Kendisine özgü, ustalaşılan seçim kazanma tecrübesini, tüm müştemilatıyla sahaya zerk etmelidir.. Kimi CHP’lilerin ifadesiyle; karadenizliler, hemşehriler noktasında firesiz bizdeler algısını da, ortadan kaldırmalı!..

***

KURUM SAHİCİ!…

Kurum ile İmamoğlu arasındaki fark, nettir!.. Kurum, sahici, iş bilir, organik, samimi biri!.. Bunu niye ifade ettim, gerek İstanbul’a dair vaat ettikleri projelerin içeriği.. Gerekse de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dönemindeki faaliyetleri..

***

Özellikle, doğal afetlere karşı ortaya koyduğu Afet Koordinasyon becerisi!.. Hatırlarsak, Karadeniz’i, Akdeniz’i?. Van bölgesi.. İvedi müdahale, anında çözüm üreticilik..  Yine, Deprem felaketleri.. Elazığ mı, Malatya mı, İzmir mi?.. Ki, ilk etapta 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri!?.

***

Ortaya koyduğu performans herkesin malumu!.. Ki habercilik noktasında yakından müşahade ettik.. Günler değil haftalarca deprem bölgesinde nasıl da, cansiparane çalışmasını!?. Akıllı şehirler üretimi.. Yenilenebilir enerjideki atağı.. Atıklara dair, çevresel ve iklim değişikliği noktasında geri dönüşüm!.. Kentsel dönüşüm!…

***

Daha net ifade edersek!.. Kurum hiç bir zaman siyasetçi olamadı.. Bu kulvara teknokrat olarak girdi.. O günden bugüne, tüm faaliyetlerini, çalışmasını, projelerini ve ortaya koyduğu söylem, eylem ve üslubunu da, teknokrat olarak sergiledi.. Atılan imzalar da bu minvalde..

***

Mütevazi!.. Yüzündeki tebessüm; onu sahici, samimi ve saf gösteriyor!.. Bu da her teknokratta yok!?. Dikkat ediyorum; kendisine yönelik gelen eleştirilere, yanıt verirken de tevazuyla cümleleri kuruyor?.. Son yılarda, siyasetçinin, sahici, samimi, tevazulu olanına vatandaşın ilgisinin yüksek olduğunu görüyoruz.. Tabi zaman alıcı?..

Hani bir söz vardır.. “Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz..” Gerçekçi olmak gerekirse, rakibinin vaat ettikleri ile Kurum’un yaptıkları arasındaki ölçü nedir derseniz?.. Verebileceğim yanıt, dağlar kadar fark var… Anlattığı projeleri kabul görüyor. İstanbul’un deprem, ulaşım, çevre gibi devasa sorunlarına ilişkin çözüm perspektifi ilgi görüyor!?..

***

Netice itibariyle Kurum pozitif, dışa dönük, mütebessim ve dinleyen bir teknokrat siyasetçi !.. İnsanlarla kurduğu ilişki biçiminde kibirden uzak!.? Ki bu da en çok takdir edilen özelliği.. En dikkat çeken yön de, rakipleriyle seviyesiz polemikten kendini ırak tutmasıdır…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Kadayıfın altının kızarmasını mı bekleyeceğiz yani!…