BARZANİ’NİN VE TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU’DAN TASFİYESİ

2014 yılının son aylarında Irak Kürdistan Bölgesinde (IKBY)  Türkiye’nin algı ve imajı konusunda, içinde siyasi partiler, üniversiteler, STK’lar, medya ve iş adamlarının olduğu çok geniş kapsamlı bir saha çalışması yaptık.
 Proje saha yürütücüsü olarak vardığım sonuçları kısaca bir kaç madde halinde şöyle özetleyebilirim:
a.) Batı ile paralel ama Türkiye’ye karşı siyasi rakip olarak hareket eden İran, IKBY’de (Özellikle Süleymaniye bölgesi) çok güçlüdür ve neredeyse Irak’ın tamamını siyasi hegemonyası altına almıştır,
b.) İran; PKK, PYD, DAİŞ, Beşşar Esed, Şiiler, YNK (Celal Talabani) ve Heşti Şeab (Şii Halk Birlikleri Milis Gücü)  gibi her türlü değişik ideolojilere sahip olduğu zannedilen siyasi yapıları kullanmaktadır. Bunu da Sünni İslam dünyasının kafasını (Türkiye) gövdesinden (Arap Dünyası) ayırmakla meşgul olan ve Tahran’ın savunması Halep’tan başlıyor deyip, yolu bir türlü Kudüs’e uğramayan İran Kudüs Tugayları Komutanı olan Kasım Süleymani’nin eliyle yapmaktadır,
c.) Türkiye, Arap Baharından sonra desteklemekle yüzde yüz haklı olduğu Mısır, Libya ve Suriye halk devriminde, Batı tarafında ters yüz edilmenin yanı sıra Sisi, Kaddafi’nin kovduğu Haftar ve Esed gibi uşakları vasıtasıyla buralardan çıkarılmaya çalışılmakta ve aynı süreç Irak Kürdistan Bölgesinde de yapılmak istenmektedir,
d.) DAİŞ, İran ve ABD tarafından Erbil’le saldırtıldığında ona 120 TIR’la o gece ilk yardım eden Türkiye olmasına rağmen, medyada İran Erbil’i İŞİD’in işgalinden kurtarmaya gelmiş gibi gösterildi. Oysa hakikat, Bağdat’ı ABD ile birlikte işgal eden, yüzbinlerce sünniyi oradan çıkarıp, Bağdat’ı şiileştiren, Erbil’e asıl tehdit İran’dır.
e.) Ortadoğu’da Türkiye’nin tarihi, coğrafi, ekonomik, askeri, siyasi müttefiği ve son kapısı IKBY’dir. Bugün 50 yıllık petrol anlaşması imzaladığımız, en büyük ihracatımız buraya yapılmaktadır. Kürtlerin hala büyük çoğunluğunu oluşturan Barzani liderliğindeki muhafazakâr Kürtlerdir. (Musul, Kobani ve Şah Fırat Operasyonu somut örneklerdir)
Çok kısa kestiğim bu maddelerden sonra önemli gördüğüm bir süreci anlatmak tarihi görev biliyorum. IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin görev süresi 20 Ağustos 2015’te dolmaktadır. Halk arasında sevilen bir lider olan Mesud Barzani, halkoyuna gitmek istemektedir. Barzani ve ona yakın duran Kürt CNN’i olan Rudaw TV özellikle İran kontrolündeki PKK medyası tarafından kamuoyunda yıpratılmakta, dışlanmaktadır. Siyasi olarak da başkanlık seçimi Barzani muhalefetinin güçlü olduğu Irak Kürdistan Parlamentosu’nda yapılmak istenmektedir. 
23 Haziran’da toplanan Parlamento’ya gelen, Erbil’deki yabancı misyonlar arasında yer alan ve parlamento üzerine bir gölge gibi düşen İranlı temsilcinin oturumdaki varlığı KDP’li vekiller oturumu boykot ettiler. Ancak Meclisin Gorran (Değişim) Partili başkanı Yusuf Muhammed yine de oturumu başlatmıştır. 
Süleymaniye’yi zaten kontrolü altın alan İran’ın, Erbil’e uzanması ve Meclis aracılığıyla seçebileceği iki adaydan Noşirvan Mustafa veya YNK’li ABD/İran yanlısı Behram Salih’in seçilmesi, Barzani’nin ve Türkiye’nin Ortadoğu’dan tamamen tasfiyesi anlamına gelir. İşin bir diğer vahim boyutu ise bu sürece Mısır’daki selefiler gibi İslami Birlik Partisi ile İslami Cemaat partileri de destek vermektedir. Bu ittifakın bir diğer amacı ise, Barzani tasfiye edilemese bile Başkanlık yetkilerinin kısıtlanmasıdır. 
Bu ise, 13 yıllık Türkiye iç baharının seçimlerle sonlanması gibi, Ortadoğu’da da Arap Baharı’na ve Barzani ile Erdoğan’ın Napolyon’a benzetilmesi anlamına gelir. Bu nedenlerle IKBY lideri Mesud Barzani’nin mutlaka desteklenmesi gerekir. 

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ŞEYHANLIOĞLU
Dicle Üniversitesi Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü
hseyhanlioglu@gmail.com
@seyhanli2015