BU KUYRUĞUN HALİ?

İnsanın kanına dokunmuyor değil?!.. Şu Diyarbakır Et Balık Kurumu satış ofisi önündeki, ucuz et kuyruğundaki insanların hal-i vaziyeti?.. Uzun uzadıya kuyruklar, sabahın ilk ışıklarıyla oluşan yürek sızlatıcı tablo!. Ekmek ve Gıda kuyruğu da ayrı..

***

Görüntü, insanı yıllar öncesine üzerek ve kahrederek götürüyor.. 35-40 yıl öncesi yaşayan bilir?.. Bizim yaşımızdakiler daha çok bilir ve düşünür?.  Kömürün, odunun, gazın, şekerin, unun, yağın, çayın kıtlığını!!.. Yokluk ve de karaborsa dönemi bu ülke insanına neleri yaşattı, kimleri de zengin etti?!..

***

İnsanın ruh bedenini esir alıp, vicdanları kanatan bir geçmiş?!..  Hele ki Bağlar ilçesinde çamura saplanan kamyondaki gıdalara ahalinin hücumu!.. O gün de diyorduk bugün de diyoruz; hazıra dağ dayanmaz, üretimin yerli olmayınca diye.. Çünkü, zihnimizi kendi üretimimize vermiyoruz, her şey ithal!..

***

Eee, ithalin ruhunda döviz ikmal edici!.. Elin gavurunun parasıyla, bizim paranın karşılıklı, hikmeti kıymetleri malum!.. İşe aşırı artan gıda fiyatları bir de, hayat pahalılığı vatandaşın da, cebindekinin enflasyon karşısında, mum gibi erimesi yaşamı çıkmaz sokağa mahkum etmiş haldedir!!..

***

Hepsi yek vücut olarak; et dahil, önemli gıda ürünlerine ulaşana aşk olsun der olduk!.. Onun içindir ki indirim yapan, fiyatta azıcık rakam düşüren, yerlerin, mekanların önü insan kuyruklarıyla dolup taşıyor.. Ki çarşı pazarda, alışverişler artık kiloyla değil, taneyle yapılıyor!..

***

Ektiği, biçtiği, ürettiği malın hammaddesi olan, tohum da ithal!?. Şimdi, mercimek, buğday, arpa, patates hatta ay çiçeği dahil, tüm bunların hem tüketilen ürünü hem de ekilen tohumu yerli değil?.. Tarımda ve hayvancılıkta, kendi kendine yeten potansiyelden; ithale mahkum!?

***

Ne yazık ki, son yıllarda tarım ve hayvancılık alanında, ortaya konulan politikaların zerre-i miskali, yerli üretime odaklı değil.. Benimsenen strateji ithal.. Öyle ya, Türkiye saman bile ithal eden ülke konumuna, gelmedi mi?..

***

Oysa ki, tarımını, hayvancılığını yerlileştirebilse.. Çiftçisine, üreticisine yerli ve milli, kendi öz topraklarının üretimini aktifleştirse.. Çiftçi devletin öngördüğü ürünleri ekip biçse?.. Ve ekilene, biçilene devlet kusursuz destek sağlayıp, pazar alanları yaratsa!…

***

Çiftçi de, devlet de kazansın aklıyla!.. Mazot, tohum, gübre, zirai ilaç ve mühendislik hizmetlerini.. Ki maliyetleri birlikte teşvik hanesinde omuzlansa, ülke ve millet “ithal” sömürü düzeninden, kurtulmaz mı?.. Elin gavurunun dövizine hadi ordan demez mi?

***

Ve en önemlisi de; Türkiye insanı kendi öz yerli malını tüketmiş olacak.. Böylece de, üretici de, satıcı da, alıcı da kazanmış olacak!.. Aynı minvalde fiyat istikrarı da sağlanmış olacak.. Üç harfli marketlerin sömüründen, etiket yolsuzluğundan kurtulmuş olunacak!..

***

BAKANLAR NİYE SAHADA ÖYLE Mİ??..

Neymiş!.. AK Partili Bakanlar nasıl oluyor da, seçim kampanyalarına katılıyorlar?.. Nasıl oluyor da, belediye başkan adaylarına destek toplantılarına katılıyorlar?.. Nasıl oluyor da, seçmenden adaylar için oy istiyorlarmış?!..

***

Ayıp değil mi miting tertipliyorlar?.. Ayıp değil mi, esnaf gezintileri yapıyorlar?.. Ayıp değil mi, ilçe, belde, dur durak demeden organizasyonlar tertipleyip, siyasetçi gibi propaganda yapıyorlar..? Hiç ama hiç yakışıyor mu?..

***

Onlar ki, koca koca bakanlar, koca koca bakan yardımcıları.. Bir kaç oy alabilmek için kendilerini nasıl olur da, böyle küçük düşürürler?.. Tüm bu dozajı yüksek eleştirilere bir de, parantez açıyorlar.. Ulaştırma, tarım, enerji, kültür hadi neyse?.. İçişleri ve Dışişlerinin ne işi var?..

***

Peki kim diyor tüm bunları!?.. Diyen CHP’li siyasetçiler ve onların nam-ı hesabına sözcü kesilen, kimi gazeteciler!?… Bir kere siyasetçi, görevi ne olursa olsun, bireysel destek noktasında, yürüteceği faaliyetten, doğal hiçbir faaliyet yok!.. Gönül birliği ve partili!..

***

Peki, gazeteci olacaksın!.. Her seçimde fütursuzca iktidara hasım kesilip, CHP’li adayları destekleyeceksin?. İmamoğlu’ndan daha haşin şekilde İmamoğlu kesilip, silahşörlük yapacaksın?… Seçmen’den bile, oy isteyeceksin?.. Vermeyeni de yerden yere vuracaksın?..

***

Ama!.. Bir Ak Partili Bakan’ın?.. Ki, AK Parti Hükümetinin bir üyesi olması münasebetiyle, AK Partili bir Belediye Başkan adayını.. Daha açık ifadeyle, İstanbul adayını sohbet ortamlı bir toplantıda, destek verdi diye; hayıflayacaksın, yakıştı mı, diye iğneleyeceksin?..

***

14-28 Mayıs’ı unuttunuz mu?. Sözcüsü kesildiğiniz İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na oy toplamak için, İstanbul’u terk edip, 81 İl’e seçim turunda bulunmadı mı?.. O gün “helal olsun” ama bugün, yakışmıyor diyeceksiniz?.. Söylenecek söz hadi ordan!…

***

Not düşeyim!.. Havayı ne kadar, bozarsanız bozun!.. Siz, CHP’deki İSKİ lağımından beter hale gelen O Para Sayma kirliliğinin çevreye yaydığı, kokuyu gideremezsiniz!..  Dün üç kişi daha ifadeye çağrıldı.. Hele ki, skandalını hiç ama hiç, unutturamazsınız!..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Üretimi olmayanın geliri olamayacağı gibi, tüketimi de lükse gider!…