Elveda Ya Şehr-i Ramazan

Elveda, elveda ya Şehr-i Siyam elveda. Elveda, elveda ya Şehr-i Furkan elveda. Elveda, elveda ya Şehr-i Güfran elveda…Bu elveda bir ayrılık mıdır? Bir vuslat mıdır?

Elbette Ramazan-ı Şerifi dolu dolu yaşayıp, ömrü kifayet edenler için; bir özlem ve vuslat isteğidir. Ancak bu mübarek zaman dilimini gaflet içinde geçirenler, ne kadar zarar ettiklerini hesap gününde öğrenecektir! Ancak iş işten geçmiş olur…

Kainatın yaşam döngüsünde nice elveda sahneleri yaşanır. Kâh ayrılık, kâh vuslat hali… Öncelikle insanoğlu Ruhlar âleminde, Yüce Yaratanın ulûhiyetini tasdik ederek elveda ile anne rahmine intikal ettirilmiştir. Anne rahmindeki bekleme sürecini tamamlayarak, elveda ile dünyaya gözlerini açmıştır.

Dünyadaki yaşam ve imtihan süreçlerini tamamlayarak; bir daha dünyaya dönmemek üzere elveda diyecektir. Bu elveda ya acı, keder ve pişmanlık ile olacak, ya da sevinç ve mutluluk ile sonlanacaktır. Bu kaderi çoğu zaman, insanoğlu kendi iradesi ile belirleyecektir.

Mükemmel bir yaratılış teçhizi ile dünyaya gelen insanoğluna, tüm canlı ve cansız varlıklar musahhar edilmiştir. Dolayısıyla bizlere verilen bunca nimete rağmen, Yüce Allah’a kulluk görevimizi yerine getirmiyor isek; elbette çok ziyan edenlerden oluruz.

Hatta kulluk görevini yapmayıp, beşeri ilişkilerimizde hak, hukuk ve adaletten ırak olup, insanlara zulm ediyorsak; akıbetimiz çok kötü olacaktır. Atalarımız naif bir ifade ile; “Zulm ile abad olanın; akıbeti berbat olur” diye belirtmişler.

Keza kâinatta bizlere ibret olacak pek çok elveda süreçlerine şahit oluyoruz. Özellikle mevsim döngüsünde bu durumu yakinen müşahede oluyoruz. İlkbahar- Yaz- Sonbahar- Kış, sürer gider bu akış tekerlemesi ile olağan yaşanan bir süreç olsa da; içinde yaşatılan elveda sahneleri ile, bizleri tefekküre sevk ediyor…

İlkbahar-Yaz mevsimi ile bitkilerin canlanması, ağaçların çiçek açması, yapraklarını çıkarması ve meyve vermesi bizlere nasıl ferahlık verip, mutlu ediyorsa; Sonbahar-Kış mevsimi ile bu güzelliklerin sona ermesi de bizde hüzünlü durum meydana getiriyor.

Tabiatta özellikle tohumların toprağa girip, ilkbaharda canlanması nasıl kudreti ilahinin bir tecellisi ise; insanoğlunun da ölümü ve diriltilmesi de bu tohum örneğine benzetiliyor. Bu benzetmeler diriltmenin bizim tarafımızdan daha iyi anlaşılması içindir. Yoksa kudreti ilahinin tecellisi: Kün fe Yekün’dür.

Dönüşü olmayan duruma düşmeden; tüm kötü fillerimize elveda diyelim…