Görüş Bildir

SAĞLIĞIN SESİ

Prof.Dr.Mustafa Kemal ÇELEN
Prof.Dr.Mustafa Kemal ÇELEN

mkcelen@hotmail.com

DÜNYA GENELİNDE 400 MİLYON TAŞIYICI

Hepatit B infeksiyonu, dünyada ve ülkemizde yaygın olarak gözlenmektedir. Tüm dünyada 2 milyar insanın, yani her 3 kişiden birinin Hepatit B ile infekte olduğu ve bu kişilerin 400 milyonunda bu infeksiyonun uzun süreli bir hal alarak kronik Hepatit B hastalığına dönüştüğü bilinmektedir. Üstelik Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bu sayının daha da yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 1 milyon insan Hepatit B ve onun neden olduğu sorunlar nedeni ile yaşamını yitirmektedir.

Türkiye’de de bugün her 3 kişiden yaklaşık 1’i Hepatit B virüsü ile karşılaşmıştır. Yine her 10 kişiden 1’i Hepatit B virüsünü taşımakta ve bulaştırmaktadır. Hastaların %75-80’inde herhangi bir belirti vermeksizin gelişir, taramalarda ve kan bağışlarında yapılan tetkiklerde tesadüfen tespit edilebilir.

Hepatit B’de hedef organ karaciğerdir. Karaciğer vücudu toksik maddelerden temizleyen, sindirimde görevli safrayı üretip kana veren, vücutta görevli pek çok taşıyıcı proteini sentezleyen ana organdır.

Hepatit B, kan yoluyla ve çok sıklıkla da yakın temasla (kan dışındaki vücut sıvıları: tükürük, ter, cinsel organ sıvıları) bulaşmaktadır. Derideki bir çatlak ya da açık yara ile temas eden bir damla kan ya da tükürük bile hastalığın bulaşması için yeterli olabilmektedir. Taşıyıcı anneden bebeğine de hamilelik ya da doğum esnasında bulaşabilir.

Kan ve kan ürünlerinin nakli, kirli enjektörlerin kullanımı (örnek: uyuşturucu bağımlılarında olduğu gibi hijyenik olmayan şartlarda ortak kullanılan enjektörlerle), yeterli sterilizasyonun yapılmadığı cerrahi girişimler, kuaför ve berberlerdeki iyi sterilize edilmemiş manikür ve pedikür setleri, tıraş bıçakları, makaslar, steril olmayan aletlerle yapılan sünnet, kulak delme işlemleri ve ortak kullanılan diş fırçaları, Hepatit B virüsünün bulaşmasına sıklıkla aracılık etmektedir. HBV virüsünün oldukça dayanıklı bir virüs olup dış ortamda 7 gün canlılığını sürdürebildiği unutulmamalıdır.

Hepatit B virüsü bulaştıktan sonra üç yol izler:

1. Kişinin immün sistemi (bağışıklık sistemi) kuvvetli ise vücudunda virüse karşı antikor denilen koruyucu maddeler oluşur ve belirli bir düzeyde kalır, artık kişi doğal olarak aşılanmıştır, ömür boyu Hepatit B’den korunacaktır.

2. Oluşan bu koruyucu antikorlar, eğer ki olması gereken düzeye ulaşamaz ise kişi taşıyıcı olarak kalacaktır. Henüz kendisi hasta değildir fakat potansiyel virüs kaynağıdır ve çevresi için hastalığın yayılmasında büyük bir tehlike oluşturur. Özellikle ülkemizde bu anlamda gizli taşıyıcılar çoktur ve hastalığın kontrolsüz bulaşmasında en sessiz yolu oluşturur. Taşıyıcılar için ise risk yıllar sonra başlayabilir. Taşıyıcı kişi karaciğer kanserine aday olabilir veya organ hasarı ile karaciğer yetmezliğine girebilir. Hepatit B çok tehlikelidir çünkü sinsi bir infeksiyon olarak adlandırılmaktadır ve kişiye farkında olmadan bulaşabilir. Enfeksiyonun bulaştığı kişilerin çoğu virüs taşıdıklarının farkında olmadıkları ve herhangi bir önlem almadıkları için başka kişilere de rahatlıkla bulaştırabilirler.

3. Kişide koruyucu antikorlar hiç oluşamaz, her zaman virüs güçlü durumdadır, vücut virüse yeniktir, karaciğer fonksiyonları bozuktur, karaciğer enzimleri yüksektir, kişi aktif hastadır, hızla karaciğer yetmezliğine gider veya hastalık yıllara yayılır zamanla karaciğer yetmezliğine ya da karaciğer kanserine dönüşür.

Bu kadar hayati bir organı ilgilendiren ve ülkemizde de yaygın görülen bu hastalık için umut verici olan, yeni ve başarılı koruma ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmeye hızla devam edilmesidir. Günümüzde artık hepatit B konusunda etkin ve güvenilir ilaçlar mevcut olup, yaşam kalitesini negatif yönde etkilememektedir. Daha güzel günlere ulaşmak dileğiyle…

Saygılarımla…


Bu Makale 748 kere okunmuştur.